5. Mansiyon, Olivelo – İzmir Kent Çeperinde Ekolojik Ortak Yaşam Alanı Fikir Projesi Yarışması

1. KAVRAMSAL YAKLAŞIM

KIR-KENT KAVRAMININ DÖNÜŞÜMÜ

Kentleşme, küreselleşme ve iklim değişikliği 21.yüzyılın en önemli gündemleri olarak karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler’in (UN) raporlarına göre 2018 yılına kadar dünya nüfusunun %55inden fazlası kentlerde yaşıyor. Eğer bugünkü eğilim devam ederse, 2050 yılına kadar bu oranın, %65e çıkması bekleniyor. Kntlerin bu oranlarda büyümesi, kırdan kentlere kayan nüfus ile birlikte, kentin kırsal ve doğal alanlardaki büyüme baskısının verdiği zararların da artarak devam edeceği anlamına geliyor.

Endüstri devrimi ve kapitalizm öncesinde, kırsaldaki üretimle var olan, kıra muhtaç kent, yaşadığı kırılma ile kırsala ve doğal alanlara müdahale etmeye başladı. önce yayılarak daha sonra ise büyük parçalar halinde saçaklanarak kırsal alanları ezici üstünlüğü altına aldı.Bu da kır-kent çatışması / kentsel çeper, periferi, kent kır arakesiti gibi, kent ve kır olarak tanımlanan iki yerleşme üzerinden bütün terminolojiyi oluşturdu.

Günümüzde küreselleşme ve etkisi iyice belirginleşen neoliberal politikalar, artık ekolojik sınırlarına kadar büyümüş olan kentin, doğal alanların ve metropollerin yakın çeperlerinde kalan son kırsal toprakların, köklü bir dönüşüm sürecine girmesine sebep olmaktadır. Bu durum, kırsal alanların yerleşme coğrafyası terminolojisi bakımından yeniden tartışılmasının da gerekliliğini ortaya koymaktadır. Kır ve kent arasındaki çatışma, artık dünyada mekânsal bir çelişki gibi değil; maddi ve mesleki uzmanlaşmaya, iş bölümüne dayalı, örgütlenmiş ve iç içe geçmiş, birbirini çift taraflı besleyen bir modelin gerekliliği olarak ele alınmaktadır.

Öyleyse, kır ve kent ayrımının olmadığı – belli uzmanlıklar üzerinden tanımlanan merkezler ile birlikte bu merkezler arasında iyi örgütlenmiş ağlar ve akışların organizasyonundan oluşan küresel bölgelerden bahsetmek mümkün olabilir mi?

Proje çok merkezli ve merkezleri birbirine kenetli, merkezler arası uzmanlıklar-ağlar ve akışları iyi tanımlanmış ve planlanmış, aynı nöronların oluşturduğu beyin ağları – ağlar üzerindeki hızlı iletimler gibi birbirinden destek alarak bir arada var olabilen, en küçük yerleşmenin bile hayati önem taşıdığı yerleşimler sisteminin var olabileceği kabulü ile kurgulanmıştır.

2. BÖLGESEL YAKLAŞIM

EUROVELO BİSİKLET ROTASI

Eurovelo’nun İzmir’den geçen 8 numaralı Akdeniz rotasının varlığı yörenin küresel görünürlüğüne kuvvetli bir katkıdır. Eurovelo bisiklet hattı merkezleri birbirine bağlayan fiziksel ağlardan biri olarak işlev görür. Bu bisiklet ağının varlığı ile İspanya’dan İzmir’e kadar zeytin üretimi ile karakterize olmuş Akdeniz şehirlerinin ve merkezlerin birbirine olan bağları kuvvetlenmiştir.

Peki Eurovelo 8 numaralı hattı sadece Akdeniz ülkelerini değil, zeytin üretimi ile öne çıkan tüm kentleri-merkezleri birbirine bağlayan bir ağ gibi görebilir miyiz? Yarışma alanını tasarlarken Eurovelo hattına katılım, bu yörenin zeytin plantasyonu ve zeytin üretimi varlığı üzerinden olmuştur. Tarımsal bir ürünle tanımlanan bir bisiklet rotası farklı coğrafya ve kültürleri birbirine bağlarken zeytin üretimi- zeytincilik deneyimini zenginleştirmede etkili olabilir. 8 numaralı Eurovelo hattının klimatik olarak zeytin varlığına izin veren ve zeytini tarımsal bir ürün olarak üretimini yapan tüm merkezleri birbirine bağlayan bir hat olma potansiyeli üzerinde durulmuştur.

İZMİR KÜRESEL KENT BÖLGESİNDE; UYDU MERKEZ(NÜVE)LER VE ÜRETİCİ MERKEZ(TERMİNAL)LER

Çok merkezli küresel bölge mekânsal yaklaşımına İzmir ölçeğinde baktığımızda yöreyi algılayışımız oldukça farklılaşmaktadır. İzmir – Aydın – Manisa gibi büyük kentler de artık kendi içerisinde merkezlere ayrılmış- yeşil koridorlarla parçalanmış çok merkezli ağlar olarak bölgesel kurguya katılmaktadır. Belli kilometre karede bir bir uydu merkez yapılanmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Burada stratejik öneme sahip olan soma madencilik- Urla şarap/üzüm – Bornova sağlık – Selçuk kültürel miras – Sığacık rüzgar enerjisi – Güzelbahçe lojistik.. gibi büyüklü küçüklü her merkeze ait bir uzmanlık tanımlaması yapmak – ve bu uzmanlığın gelişimi/ kırsal ekonomiye katkısını maksimize etmek için gereken ortamı hazırlamaktır. Bölgesel ölçekte üretim ve uzmanlıklara göre planlanacak-uydularla beslenen rotalar (üzüm rotası, zeytin rotası, tarih rotası, deniz turizmi rotası) kırsal kalkınma adına yol açıcı olabilir.
En küçük bir merkezin bile katkısının vazgeçilmez olduğu birbirinden beslenen bir ağ oluşturmak için merkezler arası fiziksel ağları (araç yolu, kargo, bisiklet yolu, hızlı raylı sistemler vb.) planlamak ve akışları (bilgi, eğitim, hammadde, işgücü, enerji, eğitim vb.) kurgulamak kaçınılmazdır. En küçük bir merkezin bile hayati sayılacak herhangi bir hizmet veya ürünün eksikliğini yaşamaması önemlidir, bu da ağların ve akışların en iyi şekilde kurgulanması ile gerçekleşebilir.

İZMİR YARIMADASI YAKIN ÇEVRESİ AĞLAR ve ROTALAR

ÇOK MERKEZLİ KÜRESEL KENT BÖLGELERİ

Artık kır ve kentin birbirinden farklı iki kavram olmadığı, kentlerin çevrelerinde yer alan kırsal yerleşmelerle birlikte, çok merkezli mekânsal sistem kurgusu ile küresel dünyaya ve küresel ekonomiye herhangi bir üst yönetime ihtiyaç duymadan doğrudan katılan çok merkezli bölgeler olması gündemde. Bu proje büyüyen ve büyürken doğal alanlara, kırsal alanlara müdahale eden kent ve sürekli nüfus ve nitelik kaybeden kırsal alanlar yerine, çok merkezli bir yapı içerisinde var olup büyümeye ihtiyaç duymayan-kendi kendine yetebilen- ihtiyaçlarına komşu merkezlerinden hızlı cevap alabilen varlığını merkezler arası işbirlikleri ile sürdürebilen bir ağ sisteminin varlığını kabul eder.

Büyük kent merkezleri ise kent içinde alt merkezlere bölünebilen, doğanın kente sızması-kenti parçalaması ile metropol merkezinin dahi çok merkezli bir sisteme dönüşebilme potansiyeli üzerinde durulmuştur. Bu durum kent merkezinin belli bir oranda çevre merkezlere dağılımını gerektirir. Bu düşünce ile çok merkezli mekânsal kurguda bazı merkezlerin konut-yerleşme anlamında öne çıkması beklenmektedir. Bu uzmanlık merkezlerinin büyümesi ihtimaline karşı merkezlerin hepsinin çeperinde bir “büyüme kalkanı “ planlanmıştır. Büyüme kalkanı doğa ve yerleşke arasında bir ara zonu tanımlamakta olu yerleşmelerin rekreatif ihtiyaçlarını karşılar, yasal düzenlemelerle yapılaşma dağılımının önüne geçildiği, yapılı çevre ve doğa arasında bir geçiş zonu oluşturur. Kentin büyümesini kontrol eden bir esneme-büzülme alanı tanımlar.

Merkezlerin her biri farklı bir uzmanlık ile öne çıkar. Bu uzmanlığı belirleyen coğrafi konum, kültürel miras, sosyolojik yapılanma, iklim, tarihsel değer olabilir. Örneğin alüvyonlu toprağı bol bir havza çevresinde bulunan yerleşme tarım uzmanlığı ile, liman-deniz ulaşımı olan bir yerleşme ticaret-lojistik özelliği ile, iyi rüzgar alan bir bölgede yer alan bir yerleşme enerji uzmanlığı ile, stratejik konumda bulunan bir merkez yönetim uzmanlığı ile, hammadde kaynaklarına yakın bir merkez endüstri uzmanlığı ile öne çıkabilir. Merkezler arası hiyerarşiler olabilir. İzmir ve çevresi için bu merkezlerin ve alt merkezlerin belirlenip bir gelecek vizyon projesi olarak uzmanlıklarının tespit edilmesi- bu anlamda yatırımların geliştirilmesi öngörülmüştür. Çok merkezli yapı içerisinde yöneticilerin, profesyonellerin (mimarlar, mühendisler, eğitimciler, araştırmacılar vb.), yerel halkın, yatırımcıların olduğu workshop ve çalıştaylar yapılarak bu uzmanlıkların / ağların ve akışların planlanması gerekmektedir. Böylelikle kırsal nitelikli merkezler yaşamsal tüm ihtiyaçlara ulaşabilen, kendi ekonomik bağımsızlığına sahip, küresel dünyada tek başına var olabilen, iyi beslenen ve besleyen yerleşmeler olarak var olabilirler.

NÜVE (Uydu Merkez) ve TERMİNALLER (Üretici Merkezler)

Geleneksel kır-kent sisteminden çok merkezli küresel bölgelere geçiş tüm yerleşme kurgusunu kökten değiştirdiği için, uzun süreçlere yayılan – hem yönetimsel hem ekonomik hem de uygulama anlamında vakit alan bir dönüşümdür. Bu süreçte kırsal yerleşmeleri-küresel ağlara aynı zamanda kırsal yerleşmeleri birbirine bağlayan, belli sayıda merkez ile ilişkilenen, uydu merkez (NÜVE)lerin gerekliliği kabul edilmiştir.

Bu uyduların işlevi üretici merkezlerin birbirinden öğrenmesini, paylaşmasını, buluşmasını sağlamak, yöredeki merkezlerin uzmanlıklarının gelişimine yönelik eğitimler düzenlemek-araştırmalar yapmak, ekonomik açılım yapmalarına olanak sağlamak, teknolojik gelişmeler ile ilgili bilgi sahibi olmalarını sağlamak, yörenin tanıtımını yapmak-ziyaretçilerin deneyimlerini arttırmak, yörenin küresel arenada görünürlüğüne katkı koymak, yöreye ait gelecek vizyon projelerinin hazırlanacağı bir platform olmaktır. Merkezler ihtiyaçlarına göre birden fazla uyduya bağlanabilirler. Uydulardaki fonksiyonlar yöredeki merkezlerin ihtiyaçlarına ve üretimlerine göre şekillenir. Fakat prensip olarak bu uydularda yer alacak fonksiyonlar;

-Tanıtım alanları
-Workshop alanları
-Satış Alanları
-Bilişim merkezleri
-Eğitim Alanları
-Ortak Üretim alanları
-Geçici konaklama ve kamping alanları
-Yönetim alanları olabilir.

Proje alanı OliVelo, bu çok merkezli yapı içerisinde eğitim-buluşma-tanıtım-paylaşım odaklı uydu merkez (NÜVE)lerden bir tanesi olarak kabul edilmiştir.

GÜZELBAHÇE UYDUSU VE ÇEVRE MERKEZLER – YEŞİL ALAN SİSTEMATİĞİ

Yarışma alanı çevresindeki üretici merkezler ve bu merkezlerin uzmanlıkları belirlenmiş – bu merkezlerin birbirleri ile olan fiziksel bağları ve akışlarının (bilgi-hammadde-
uzmanlık-işgücü vb.) kurgulanması hedeflenmiştir. Ekleme ve çıkarma yapmanın – farklı iki uydudan beslenmelerinin mümkün olduğu merkezler;

Ovacık: “ova- verimli topraklar- tarım(kavun-enginar-üzüm)
Bademler: tiyatro – oyuncak müzesi – sanat ve kültür merkezi
Çamlı: Soğuk hava deposu – Kadın üretici birlikleri – Çamlı kooperatifi
Yaka: Otantik Pazar – Satış merkezi
Güzelbahçe: Balıkçılık – Lojistik merkezi
Küçükkaya: Zeytin Şenliği- zeytin üretim merkezi
Efemçukuru: Kara üzüm yetiştiriciliği / üzüm merkezi
Payamlı: Bardacık inciri / Bardacık festivali
Kavacık: Üzümcülük
Çamtepe: Zeytincilik
Urla merkez: zeytinyağı –bağcılık – enginar (enginar festivali)
Urla Sahil: İskele – Gastronomi – Klazomenai antik kenti – Turizm
İhsaniye: Zeytincilik
Kuşçular: Zeytincilik
Yelki: Taş yapılar – Taş ustalığı / Yel değirmenleri (Rüzgar), Tütün olarak ele alınmıştır.

Güzelbahçe uydusu çevresinde yer alan aşağıdaki merkezlerin ortak öğrenim-buluşma-tanıtım-paylaşım odağı olma vizyonunu üstlenmektedir. Güzelbahçe  uydusunda bağlı olduğu merkezlerde yaşayanlar için ortak üretim yapabilecekleri,  birbirinden öğrenebilecekleri, ürünlerinin küresel çapta tanıtımını ve satışını  yapabilecekleri, tüm bunları yapabilmek için gerekli teknolojik altyapıya ulaşabilmeleri hedeflenmiştir. Böylelikle kırsalda üretim yapan yerel halk ekonomik bağımsızlığını kazanabilecek, kentlerin gölgesinde gün be gün nüfus ve üretim kaybederek ayakta durmaya çalışan bir yerleşmeden, çok merkezli bir sistemin vazgeçilmez bir parçası olmaya evrilecektir.

Bunun yanı sıra tüm dünyanın gündeminde bulunan iklim değişikliği konusunda bilinçlenmeleri, tarımsal üretimlerini iklim dostu-sürdürülebilir uygulamalara dönüştürebilecekleri eğitimlerin ve yönetimler tarafından bu dönüşümün gerçekleşebilmesinin önünü açan desteklerin-düzenlemelerin tartışılabileceği platformlar oluşturmaktır. Alanın yakın çevresinden geçen eurovelo bisiklet hattı buranın küresel görünürlüğünü arttırmada çok önemli bir yere sahiptir. Merkezleri birbirine ve küresel platformlara bağlayan ağlardan önemli bir tanesi olarak ele alınabilir. Güzelbahçe uydusu Eurovelo hattını zenginleştirmek ve bu fırsatın sunacağı faydaları maksimize etmek üzere buraya gelecek olan bisikletlilerin bölge ruhunu en iyi şekilde deneyimlemeleri ve yerel halk ile buluşmalarını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Eurovelo hattına bağlı olan, tüm üretici merkezleri birbirine bağlayan ek bir bisiklet hattı önerilmiştir.

Kıyıdan güneye doğru Seferihisar Caddesi boyunca lineer olarak gelişme eğilimi gösteren alandaki kırsal merkezlerin her biri “üretici merkez” olarak tanımlanmıştır. OliVelo bu alanın “nüve”si yani “uydu merkezi”dir.

Bu merkezlerin büyümeleri, çeperlerinde tanımlanan büyüme kalkanları ile kontrol altına alınırken, merkezler arası ekolojik bağlantılar yeşil koridorlar aracılığıyla sağlanmıştır.

Kırsal merkezler, büyüme kalkanı ve yeşil koridorlar ile entegre olarak bölgesel ekolojik düğümler haline gelirler.

3. OLİVELO UYDU YERLEŞİM (NÜVE)

ALAN YÖNETİMİ

Yönetim: Alanda idari birim bulunmaktadır. Bu yapı alana dair organizasyonların, ziyaretçi planlamalarının yapıldığı, eğitimlerin-festivallerin-etkinliklerin organize edildiği, çalıştay ve atölyelerin düzenlendiği, alanın finansal yönetiminin yapıldığı birimdir. Ayrıca ek olarak danışma ve bilgilendirme alanı bulunmaktadır. Bu da hem üretici merkezlerden alan kullanımına ilişkin bilgi almak isteyen üreticilere hem de alanı bir organizasyona dahil olmadan ziyaret eden ziyaretçilere yönelik bilgilendirmenin yapıldığı bölümdür.

Güvenlik: Arazide güvenlik adına giriş yapısı ve bekçi evi bulunmaktadır.

Konaklama: Konaklamalara ilişkin organizasyonlar yine idari bilim tarafından yapılacaktır. Alana gelen ziyaretçilerin özel durumlar haricinde kamp alanlarını kullanması planlanmıştır. Ek 20 bir yurt birimi de programa dahil edilmiştir.

Zirai ürün yönetimi: Alandaki zirai ürün üretim, işleme ve satış uydu merkezin(nüvenin) bağlı olduğu üretici merkezler(terminaller) tarafından yapılacaktır. Alana gelen ziyaretçiler gönüllü olarak tarımsal aktivitelere katılabilecek, zaman zaman düzenlenecek olan eğitimlere de katılım gösterebileceklerdir.

Etkinlik-festival organizasyonları: Alanda zeytin hasat festivali, bağ bozumu gibi yöreye ve üretime özgü geniş çaplı katılımı hedefleyen festivaller organize edilecektir.

Atık yönetimi: Arazideki atık yönetimi 3 gruba ayrılır;

Tuvalet birimlerinden gelen kompost, mutfak atıklarından gelen kompost ve tarımsal ürün atıklarından gelen kompost. Alanın çöp yönetimi bu atıkların belli noktalardan toplanması ve belirlenen kompost havuzlarında depolanması, zirai üretimin ihtiyacına paralel olarak da kullanılması şeklinde gerçekleşir.

Su yönetimi: Arazide su yönetimi dönüm hattı (keyline design) metodundan ilham alınarak organize edilmiştir. Tarımsal üretim için gereken su- hasat göletlerinden ve yer altı sularından temin edilebilir. Alanda kullanılan temiz su ihtiyacı (içme, mutfak, duş) ise şebeke suyundan elde edilecek ve kullanım sonrası arıtılarak yer altı sularına güvenli bir şekilde katılımı sağlanacaktır.

ULAŞIM / DOLAŞIM

Proje alanındaki rota güzargahları mevcut yollar, plantasyon, topografya ve kullanımlar dikkate alınarak tariflenmiştir. Rotalarda malzeme ayrımı yapılmamış, yönlendirme elemanları ile ayrım sağlanmıştır. Rotalar sıklıkla kesişerek ortak kullanım mekanları, güvenlik, günlük ihtiyaçları karşılayabilecek istasyonlar ve yön bilgisi sağlamaktadır. Yüzey malzemelerinin ise tadilatları yapılarak tamamı geçirimli malzemelerden olup betonsuz imalatlar ile uygulanması önerilmiştir. Geçirimli malzemeler ile drenajı sağlanacak olan ulaşım yollarında; alt toprağın havalanması, yağmur ve yüzey sularının toprak tarafından emiliminin sağlanması hedeflenmiştir.

ANA YOL

Alan içerisinden geçen mevcut yol ana yol olarak değerlendirilip EUROVELO ve İzmir içi bisiklet hatlarından gelen ve alana ulaşan kullanıcıların kullanacağı ana yol olup devamında diğer merkezlere bağlanmaktadır. Alan içerisinde de tüm yollar ana yol ile kesişerek devam etmektedirler. Bu yol aynı zamanda araç yolu olarak kullanılmaktır. Yerleşkenin konumlandığı bölgede günlük ihtiyaçları karşılayacak şekilde sınırlandırılmış 20 araçlık otopark planlanmıştır. Ancak yol boyunca halihazır yolda da mevcut olan en kesitteki yol şişmeleri araçların bekleme ve park ihtiyaçlarını karşılamakta olup bu kesit korunmuştur.

BİSİKLET ROTALARI

ROTA 1 / ZEYTİN ROTASI, Proje alanı formunda sınırlara yakın güzargahlardan geçerek 3600mt uzunluğunda olup maksimum eğimi %10 ‘dur. Arazi eğimin en makul ve maksimum uzunlukta planlanan rotanın ana parametresi ZEYTİN AĞAÇLARI nın konumlanmasına göre tariflenmiş ve bahçelerin içerisinden geçmektedir. Aynı zamanda bu rota üzerine KUŞ / DOĞA GÖZLEM KULELERİ konumlandırılmıştır. ROTA 2’nin uzunluğu ise 2400 mt’den ve maksimum eğimi %6 dan oluşmaktadır. Diğer rotaya göre daha kısa olan bu rota kullanıcılara alternatif ve daha kısa bir alan turu yaptırmaktadır.
Bisiklet rotaları yerleşke bölgesinde bisiklet tamir atölyesinden başlar ve turunu yine burada sonlandırır. Rotaları 2 bisikletlinin rahatlıkla hareket edebileceği, yaya geçiş imkanına elverişli en kesite sahiptir. Yüzey malzemesi sıkıştırılmış toprak zemin olup geçirimli yüzeylerden oluşmaktadır. Rotaların manzara ve duraklama noktalarında bisiklet park alanları, tefriş elemanları, çeşme ve günlük ihtiyaçlara karşılık veren istasyonlar konumlandırılmıştır.

YAYA ROTALARI

ROTA 1 / ZEYTİN ROTASI, bisiklet rotası 1 ile büyük ölçüde aynı güzargadan devam eden ancak eğimin arttığı bölgelerde değişkenlik gösteren yol 3150 mt uzunluğunda olup maksimum eğimi %6’dır. Rotanın planlanmasında ana parametre ZEYTİN AĞAÇLARI nın konumu olmuştur. Rota üzerine KUŞ / DOĞA GÖZLEM KULELERİ konumlandırılmıştır. ROTA 2 bisiklet rotası 2 ile aynı güzargahı takip eden rota 2400mt uzunlupunda ve maksumum eğimi %6’dır. ROTA 3 1500mt ROTA 4 ise 900mt uzunluğunda ve maxsimum eğimleri %6’dır.
Rotalarda güzargahları boyunca 100/150 mt’yi geçmeyecek şekilde oturma elemanları ve çöp kutusu gibi tefriş elemanları, 500/600mt aralıkla çeşme gibi ihtiyaç karşılayabilecek elemanlar ile planlanmıştır. Rotalarda yönlenme/yönlendirme, mt bilgileri, genel informasyon sağlayan bilgilendirme tabelaları yer almaktadır.

AYDINLATMA / YÖNLENDİRME

Aydınlatma sadece mimari yerleşimin olduğu alanda, giriş bölgesinde, kamp alanlarında ve otoparkta önerilmiştir. Aydınlatma elemanlarının tamamı güneş enerjisinden faydalanarak enerjisini üreten fotovoltaik sistemler olarak önerilmiştir. Kullanıcısını da rahatsız etmeyecek şekilde aralıkları tespit edilen ve konumlandırılan aydınlatma armatürleri plantasyonun imkan verdiği ölçüde yüksek tip, alçak tip / bollardlar ile planlanmıştır. Aynı zamanda güzargahlar ve ortak kullanım noktalarında enerji ihtiyaçlarını karşılayacak istasyonlar da konumlandırılmıştır. Kamp alanlarında ise bu durum artırılmış günlük ve konaklama amaçlı kullanıcıların enerji ihtiyaçlarının karşılanacağı istasyonlar sayıları artırılmıştır.

Proje alanının genelinde ise bilgi amaçlı genel informasyon sağlayan bilgilendirme tabelaları konumlandırılmıştır. Bu bilgilendirmeler yönlendirme, güvenlik, bilgilendirme amaçlı olup alanının tamamına yayılmıştır.

PEYZAJ MALZEME

Proje alanı genelinde yüzey malzemelerinin tamamı betonsuz imalatlar ile elde edilecektir. Malzemeler sıkıştırılmiş toprak, poroz, malç malzemeleri ile altında herhangi bir beton kullanımı söz konusu olamayan malzemeler önerilerek alt toprağın havalandırılması ve aynı zamanda bu malzemeler kapladığı tüm yüzeylerde geçirimli sistemler ile yağmur yada yüzey sularının direk toprağa geçirilmesi amaçlanmıştır.

Tefriş elemanlarında ise kerpiç kiremit, kimyasal işlem görmemiş ahşap malzemeler, blok ham doğal taşlar ile genele tefriş elemanları, oturma elemanları, masa, paravan / ayırıcı elemanlar, çeşme, çöp kutuları, pergola gibi elemanların imaalatı önerilmiştir. Ahşap malzememenin kimyasal işlem görmeyerek zamanla grileşip taşlaşması beklentiler içerisindedir.

SU YÖNETİMİ

Arazide dönüm hattı tasarımı (keyline design) pratiğinden ilham alınarak yağmur ve yüzey sularının araziyi hızlı terk etmesini önlemek amacı ile su akışını yavaşlatmaya yönelik topoğrafik düzenlemeler yapılmış, tüm sistem bütüncül kanallar ağı ile birlikte tasarlanmış, uygun noktalarda su hasadı göletleri oluşturulmuştur.

Keyline tasarımı, bir arazinin su kaynaklarının faydalı kullanımını maksimize eden bir peyzaj tekniğidir. Vadilerin daha sulak sırtların ise daha kuru kalmasının önüne geçmeye çalışan, suyun arazide homojen dağılımını hedefleyen bir tarımsal yöntemdir. Bu tekniğin ve kanalları oluşturmakta kullanılan sabanın mucidi Yeomans, Yobarnie de bulunan kendi çiftliğinde 1940ların başında bu tekniği denemiş ve 17 yıllık bir uygulama sonrasında 1960larda Şekil 7deki durumu elde etmiştir.

İklim değişikliği sebebi ile artık yağmurlar birden ve oldukça büyük miktarlarda yeryüzüne düşmektedir. Bu sebeple özellikle eğimli arazilerde su üstteki verimli toprağı da sıyırarak denizlere karışmaktadır. Oysa ki tatlı su ihtiyacının tüm dünyada hayati önem taşıdığı çağımızda, yağmur ve yüzey sularının sağlıklı bir şekilde toprak tarafından emilimi, toprağı nemli tutması ve güvenle yeraltı sularına karışması insan sağlığı ve geleceği bakımından oldukça önemli bir konudur.

Yağmur suyunun arazinin her noktasına eşit dağılımını sağlamak ve araziyi terk etmesini önlemek adına topoğrafik müdahaleler, kanallar, sedimentasyon terasları oluşturulmuştur. Arazide verimli su kullanma yöntemlerine ilişkin üreticilere ufuk açan yöntemlerin denenmesi ve tanıtılması amaçlanmıştır.

PLANTASYON

Projede önerilen plantasyon dokusunun temel sebebi iklim değişikliği ile mücade eden tarımsal yöntemleri görünür kılmak – denemelerini yapmak, toprağa daha fazla karbon gömerek topraktaki organik madde miktarını arttırmaktır. Bunu yapmak adına;

Projede 7 farklı grup bitki dokusu önerilmiştir. Bunlardan an 5i tarımsal ormancılık(agroforestry) arazi kullanım sisteminin bir yöntemi olan cok katmanlı ürün yetiştirme (multi-storey cropping) tekniği benimsenerek organize edilmiştir. Arazide mevcut olan 5 farklı tür ağaç için 5 farklı tür birliği kurgulanmıştır. Bu türler birbirini besleyen, birarada daha kuvvetli olabilen türlerdir. Bu yaklaşımın birkaç farklı sebebi vardır:

-toprak kaybını önlemek, erozyonla mücadele etmek
-toprağın yüzeyini örtülü tutarak toprağın nemini ve içindeki mikroorganizmaları-toprağın canlı kısmını korumaya almak
-biyolojik çeşitliliği arttırmak, habitat zenginliği yaratmak
-toprağın organik madde miktarını arttırmak – karbon tutma kapasitesini arttırmak
-arazi sahiplerine ek gelir oluşturmak, bir araziden çok daha fazla ekonomik yarar sağlamak

Buna ek olarak iklim dostu tarım uygulamalarının deneneceği ve tanıtılacağı ekim parselleri ayrılmıştır. Burada denenecek yöntemler ürün rotasyonu, çok yıllık tarım ürünlerinin gelişimi, kompost teknikleri, sürümsüz tarım uygulamaları, dikey ekim teknikleri, doğal tarım-permakültür uygulamaları olabilir. Hem kırsalda yaşayan ve tarımla uğraşanların öğrenme ve eğitim noktası-laboratuvarı, hem buraya gelen ziyaretçilerin yöreye özgü mikroklima içinde nasıl uygulamalar yapılacağına dair bir bilgilendirme platformu olarak kullanılması tasarlanmıştır.

Son olarak arazide bulunan su akış hatları detaylı irdelenerek yağmur suyu ve yüzey suyunu temizleyecek ve yeraltı sularına sağlıklı bir şekilde katılımını sağlayacak bir bitki dokusu kurgulanmıştır. Bu bitkiler suyun içerisinde bulunan zararlı maddeleri süzgeçten geçirerek su hasadı noktalarına güvenle ulaştırır. Burada benimsenen diğer bir yöntem suyun akışını yavaşlatmaktır. İklim değişikliği ile birlikte yağmurlar artık seyrek ve bütük miktarlarda yağmaktadır. Toprağın tutamadığı su, en verimli kısım olan toprak üst yüzeyini de sıyırarak denizlere karışmaktadır. Bu sebeple hem suyun bitkilerle temasını arttırmak, hem çökelme sayesinde arınmasını  kolaylaştırmak, hem de toprak tarafından emilimini sağlamak amacıyla sedimentasyon terasları kurgulanmıştır. Bu noktalar arazide suyun daha uzun kalmasını sağlayan basit tesviye teknikleri ile elde edilmiş terasçıklardır. Bu noktalarda su arıtıcı bitkilerin yoğunlaşması öngörülmüştür.

4. MİMARİ RAPOR

Önerimiz, tek bir yapı yerine, çevrede başka yerleşimlere de sıçrayabilecek bir basit yapı tipolojisi olarak şekillenmiştir. Bu yapı tipolojisinin, yarışma konusu ile paralel şekilde, doğal kaynakları en az kullanan ve kullanım ömrü boyunca çevreye en az zarar veren, uygun maliyetli yapılar olması gerekmektedir. Önerilen derinliği az (5 metre), serbest boydaki yapı tipolojisi, eğim çizgilerine paralel şekilde yerleşebilecek kadar ince olduğu için, arazide en az kazı yapılabilmesine izin veren bir esneklik sunabilmektedir. Ayrıca olabildiğince güney cephesine bakan, yapı kabuğu malzemesi ve pasif iklimlendirme/su toplama sistemlerine izin veren detaylara sahip öneri tipolojimiz, bundan sonra yakın çevrede yapılacak başka yapılar için de doğaya saygılı bir örnek teşkil edecektir.

Araziye dağıltılmış, aralarındaki insan hareketinin dış mekanda yapıldığı, derinliği az öneri yapılaşma şekli, fiziksel ve görsel olarak, mevcut doğaya en az müdahale etme ve yapılı çevre-doğa arasında bir sınır oluşturmama motivasyonuyla belirlenmiştir. Amacımız, bu yerleşkeye gelen kişilerin, olumlu olumsuz hiçbir yorum yapmadığı/dikkat çekmeyen/sanki yokmuş gibi olan bir yapılaşmadır.

Yapı ve peyzaj, arazi üzerinde fonksiyonel olarak 4 farklı alan oluşturacak şekilde (giriş, üretim, eğitim ve Olivelo altyapı yapıları) gruplanabilir. Aynı fonksiyonlara hizmet eden, fakat alt fonksiyonlarına göre gruplara ayrılmış bu yapılar, arazide rastgele değil, birbirleriyle fonksiyonel beraberlik ve gereksinimlere göre konumlandırılmıştır

Birbirine fonksiyonlarına göre yakınlaşmış yapılar, aynı zamanda araziye 13 numaralı giriş yapısı üzerinde gelen ziyaretçi için, üretim alanlarının içinden geçerek, eğitim ve kültürel alanlara ulaştığı bir rota sunar. Olivelo rotası üzerindeki, arazinin diğer ucundaki, 12 numaralı yapı ise bisiklet ve kamp için araziye gelen kişiler için, projenin ikinci bir giriş noktası gibidir. Bu alana yakın 11 numaralı rezerv bina, hem alana eğitim, üretim gibi sebeplerle gelenler için atölye olarak, hem de olivelo için yapılabilecek toplu bir fonksiyon için kullanılabilecek, içi boş tek hacimli bir yapıdır. Alandaki fonksiyonların yaşaması için, 10 numaralı yapıda geçici barınma işlevi düşünülmüştür. 20 kişinin kalabileceği bu yurt yapısı, eğitim için alana gelen kişilerin bir kısmının burada kalarak, alanda gece ve gündüz süren canlı bir yaşantı oluşturabilmesi için önemlidir. 7 numaralı, içindeki gastronomi eğitimini ile ilişik kafeterya-restoran yapısı, tarım alanı-bostan içine konumlanmıştır. Gene zeytin ürünleri ile ilgili 1,2,3,4,5 nolu yapılar da, zeytinlik alan içindedir. Bu sayede eğitim için gelen ziyaretçiler, ilgili yapının hemen dışındaki ilgili bitkiyi görebilir, koparıp kullanabilir. 8 numaralı yapının kütüphane kısmı ise, tüm yapılaşmaya sırtını dönüp, koruma alanına-doğaya yönlenmiştir. Alanda Olivelo için bisikletlere servis(tamir) verecek 12 numaralı yapı, aynı zamanda bisikletlilerin kullanabileceği duş alanı ve kamp için gerekli eşyaların satıldığı bir satış alanıdır. Bisikletliler aynı zamanda alan içindeki ortak yemek ve dinlenme alanlarını da kullanabileceklerdir.

Yapılaşma alanları dışında, koruma altındaki doğal alanlarda, bisikletliler ve tarım yapacaklar için hizmet verecek hibrit depo-tuvalet-elektrik şarj yapıları düşünülmüştür. Bunun dışında alan içinde, açık doğa ve kuş gözlem kuleleri olabileceği ön görülmektedir. Kamp alanlarında ise minik setlenmeler ve drenaj problemi çözülmüş düz satıhlar düşünülmüştür. Aşağıdaki çizimlerde görülebileceği gibi bu açık imalatlarda malzeme olarak yoğunlukla arazinin doğal toprak rengine yakın kerpiç tuğla ve saz kullanılmıştır.

Yapılaşmada iki parametreye odaklanılmıştır;

1) Yapı inşasında çevreye en az müdahale edilmesi Bunun için arazide mevcut ağaçlara dokunmadan yapılar yönlenmiş ve yerleştirilmiştir. Arazide yapılar ve önündeki gölgelikler haricinde, peyzaj ve yürüme yolları için herhangi bir teraslama yapılmamış, yağmur suyunun doğal hareket ettiği doğrultu üzerine yapılaşma yapılmamıştır. Bina kabuğu malzemesi olarak, arazide bulunan toprak ile yapılacak kerpiç tuğla kullanılması ön görülmüştür.

2) Yapıların kullanılırken, doğaya en az zarar vermesi Yapı içinde cebri iklimlendirme yerine, doğal iklimlendirme ilkeleri düşünülmüştür. Yazın sıcak günleri için, yapılarda az pencere açıklığına sahip iç odalar ve güneşin alçaldığı saatler için büyük duvar boşluklarına sahip dış odalar düşünülmüştür. İç odalarda ve genel mekanlarda , toprak altındaki boru hattından ve bina temelindeki sarnıç bölümüNden geçerek soğuyan hava, doğal basınca bağlı hareket ederek, mekanların soğutulmasını ve havalandırılmasını sağlayacaktır. Bu soğuyan havanın hareketi için tüm yapılarda rüzgar bacaları bulunmakta, ve bu hava dolaşım hattı, bacaların yarattığı alçak basınç/vakum etkisi ile elektrik harcamadan çalışabilmektedir.

-Soğuk kış günleri için, yapıların güneye bakan sağır cephelerinde tromp duvarları mevcuttur. Bütün yapıların kuzey cepheleri olabildiğince sağırdır. Yapının ısıl kütlesi yüksek kerpiç duvar ve çatı kesiti, gündüz-gece sıcaklık farklarını yapı içinde dengelemektedir.

-Yapılar elektriğinin bir kısmını çatılarındaki fotovoltaik pan ellerle karşılamaktadır. Yapı içindeki insan atıkları, kompost ve sıvı atık depolarında geçici sürede saklanmakta, ve kompost kısmıdaki atıklar doğaya geri döndürülebilmektedir. Yapının temel kısmında ise, çatı yağmur suları ve temel çevresi nemi ile su tutan sarnıç bulunmaktadır. Burada biriken su, sulama ve kullanım suyu olarak değerlendirilecektir.

Alanda yapılar arasında sert bir peyzaj yerine, sıkıştırılmış toprakla oluşan yürüyüş alanları mevcuttur. Bu yol dışında herhangi bir görsellik amaçlı plantasyon ve teraslama bulunmamaktadır. Bunun amacı, alanın doğal güzelliğinin gözlemlenmesinin engellenmemesidir. Alandaki yapılar arasında kalan boş alanlar zeytin serimi, tarım(bostan), kompost gömülmesi, arazi araçlarının(traktör vb.) hareketi ve ziyaretçilerin serbest hareket alanları olarak değerlendirilecektir

5. ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ RAPORU

Alanda önerilen tarımsal faaliyetler iki farklı amaç düşünülerek kurgulanmıştır;

– Ürün çeşitliliğini ve verimini arttırıp üreticilere ekonomik katkı sağlama- kırsal kalkınmaya destek olma
– İklim değişikliği ile mücadele eden ve toprağın karbon tutma kapasitesini arttıran tarımsal uygulamaların tanıtımını sağlama

Bunu yapabilmek için en kritik konu toprağın canlı olduğunu ve dünyadaki yaşamın, yerin altındaki karmaşık ekolojik sistem – toprak besin ağı – tarafından sağlandığı gerçeğini gözardı etmemek gerekir.

Toprak verimini ve karbon tutma kapasitesini arttırmak için genel yaklaşım;

Toprağın agregaları içerisinde hapsedilen karbonu korumak amaçlı toprak yapısını korumu / toprağın bozulma oranını azaltma / Toprağın fiziksel korunumu
Topraktaki bitki ve hayvan girdilerinin kütlesel artışını sağlama ve aktivitelerini arttırma / Toprağın mikrobik çeşitliliğini arttırma / Toprak mikrobiyolojisini koruma
Yıl boyunca topraktaki canlı örtüsünü muhafaza etme
Kimyasallardan koruma / Organik gübreleme yöntemlerini tercih etme
Toprağın su tutma kapasitesini iyileştirme şeklinde olmalıdır.

İKLİM DOSTU TARIM UYGULAMALARI

Alanda bulunan deneme parsellerinde iklim dostu- toprağın karbon tutma kapasitesini arttıran tarım teknikleri kullanılacak ve çok katılımlı uygulama ile hem ziyaretçilerin hem üreticilerin bu uygulamaları deneyimlemesi sağlanacaktır.

KEYLINE DESIGN (DÖNÜM HATTI TASARIMI)

Dönüm Hattı Tasarımı 1940’larda Avustralya’dan ortaya çıkmış ve ‘kalıcı bir tarım’ yaratmaya yönelik bütüncül sistem yaklaşımını ele alan ilk çiftlik planlama yöntemlerinden biridir.

Bu yaklaşım ve yöntemin başlıca hedefi düzensizleşen ve aniden düşen şiddetli yağışların, toprağın suyu emebilme kapasitesi ve hızını belirli bir toprak altı işleme yöntemiyle yükselterek yağışın toprakta depolanmasını sağlamak ve verimliliğini arttırmaktır. Toprakaltı işleme uygulaması ile belirli bir desen gözetilmekte, yağış esnasında toprak tarafından emilemeyen yüzey akış suyunun arazinin vadi veya alçak kısımlarına yönelirken tekrar arazinin genellikle kuru kalan verimsiz sırt kısımlara yöneltilmesi amaçlanmaktadır. Bu ise, toprak yüzeyini devirmeyen ve zarar vermeyen, sadece kök gelişimi ve su akış yollarını düzenlemek için toprakta ince çizikler açmak için kullanılan Yeoman sabanı (bir tür dipkazan) yardımıyla yapılabilmektedir.

Özellikle verimsiz eğimli arazilerde ve yazın kurak dönemin uzun sürdüğü iklimlerde emilemeyen yüzey akışının araziyi terk etmeden toprak tarafından emdirilmesi sağlanmakta, su tutma kapasitesi artırılmakta ve buna bağlı bitki örtüsü ve verimlilik artmaktadır.

Arazide dönüm hattı tasarımı pratiğinden ilham alınarak yağmur ve yüzey sularının araziyi hızlı terk etmesini önlemek amacı ile su akışını yavaşlatmaya yönelik topoğrafik düzenlemeler yapılmış tüm sistem bütüncül kanallar ağı ile birlikte tasarlanmış, uygun noktalarda su hasadı göletleri oluşturulmuştur. Arazide verimli su kullanma yöntemlerine ilişkin üreticilere ufuk açan yöntemlerin denenmesi ve tanıtılması amaçlanmıştır.

ÜRÜN ROTASYONU (CROP ROTATION)

Aynı mahsulün yıllarca aynı yerde aynı yerde yetiştirilmesi (monocropping) orantısız olarak topraktaki belirli besinleri tüketir. Döngüsel üretim ile, bir tür besin maddesinin toprağını süzdüren bir ürün, bir sonraki yetiştirme mevsiminde, bu besinleri toprağa veren veya farklı bir besin oranı çeken farklı bir ürün tarafından izlenir.Döngüsel ürün çeşitliliği, toprakta bulunan mikrobiyolojik canlıların topraktaki bitki kalıntılarını daha çabuk parçalanmasına ve toprak agregası içinde hapsedilmesini sağlayarak toprağın karbon tutma kapasitesinin arttırılmasına yardımcı olur. Hem tarımsal üretimde hem de kırsal peyzaj tasarımında toprak tek tip bir ürünle yormak değil daha önce de bahsedildiği gibi sisteme olabildiğince çok girdi sağlayarak daha karmaşık sistemler üretmek- daha çok karbon tutmak – yani iklim değişikliğine katkı sağlamak mümkün olabilir.

Ürün rotasyonu sisteminde ekilecek ürünün seçimi oldukça kritik bir öneme sahiptir. Örneğin toprağa arka arakaya hububat ekimi iyi sonuç vermeyecektir. Hububat, yem, fiğ ve tekrar hububat gibi doğru ürün rotasyonu uygulanırsa sürümsüz yöntemdeki en bütük sorun olan yabancı otlarla mücadele sorunu da ortadan kalkmış olur.Arazide bulunan tarımsal parsellerde bölge iklimine uygun, döngüsel olarak birbiri ardına ekimi uygun olan türler yetiştirilecek-sürecin izlenimi ve raporlaması sağlanacaktır.

TARIMSAL ORMANCILIK – ÇOK KATMANLI ÜRÜN YETİŞTİRME
(AGROFORESTRY-MULTI STOREY CROPPING)

Agroforestry çevresel, ekonomik ve sosyal faydalar yaratmak amaçlı odunsu çok yıllıkların(ağaçlar, çalılar, avuç içi, bambu vb.) kasıtlı olarak tarımsal ürünler ve / veya hayvanlarla aynı arazi yönetim birimlerinde, kendine özgü mekânsal düzenleme ve zamansal sıralama ile kullanıldığı arazi kullanımı sistemleri ve teknolojileri için ortak bir addır.

Multi storey cropping / Forest farming
Mahsüllerin optimum büyümesi için gerekli olan optimum gölgeyi sağlayacak şekilde değiştirilmiş bir orman kanopisinin korunması altında yüksek değerli özel mahsuller yetiştirmektedir
Orman çiftçileri, uzun vadeli orman sağlığı ve üretkenliği göz önünde bulundurarak ağaçlarla ve ekili ürünler arasındaki etkileşimleri aktif olarak izler ve yönetir.

Orman sağlığını geliştirmek
Orman kompozisyonunu geliştirmek
Gelir fırsatlarını çeşitlendirmek

Habitat genişletme
Yarışma alanında menengiç (pistacia terebinthus), pinus brutia(kızılçam), zeytin (olea europae), palamut meşesi (quercus ithaburensis) ve ahlat olmak üzere 5 tür ağaç bulunmaktadır. Bu 5 tür ağacın oluşturacağı 5 farklı tür birliği önerilmiştir. Her bir tür birliğinde alt doku olarak birlikte yetişmeye uygun, birbirlerinin ihtiyaçlarını engellemeyen ağaç – ikinci doku ağaççıklar (kabuklu yemiş, orman meyvesi vb.) – üçüncü doku olarak aromatik ve tıbbi bitkilerden oluşan çalı gruplar, dördüncü doku olarak ise otlar, yer örtücüler, tarımsal ürünler olacaktır. Aşağıda sıralanan türler tür birliğinin içinde var olabilecek alternatifleri içerir. Bulunduğu noktaya, topoğrafyaya, su ve ışık durumuna göre bu türlerden uygun olanlar kullanılacaktır.

GRUP 1

Birinci katman (yüksek ağaç): zeytinlik
İkinci katman(ağaççıklar): Arbutus unedo, rhus coriaria, ficus carica, eleagnus angustifolia, arbutus andrachne
Üçüncü katman (aromatik ve tıbbi bitkiler): Myrtus communis, Salvia sp., Lavandula sp., Rosmarinus officinalis, Thymus sp., Hypericum sp., Mentha sp., Melissa officinalis, V-Cistus sp., Sideritis sp.
Dördüncü katman(otlar, yer örtücüler ve tarım ürünleri): Asparagus officinalis(kuşkonmaz), Hordeum vulgare(arpa), Vicia faba(bakla), Solanum tuberosum(patates), Cinicus benedictus (şevketibostan), Malva Vulgaris(ebegümeci)

GRUP 2
Birinci katman (yüksek ağaç): kızılçam
İkinci katman(ağaççıklar): Aşılı Kestane, Elaeagnus angustifolia, Vitis sp. Ficus carica
Üçüncü katman (aromatik ve tıbbi bitkiler): Mentha sp., Melisa officinalis,  Rosmarinus officinalis
Dördüncü katman (otlar, yer örtücüler ve tarım ürünleri): (Çilek, domates, salatalık, biber, patlıcan, vb.), Cinicus benedictus(şevketibostan), Malva Vulgaris
(ebegümeci), yem bitkileri

GRUP 3
Birinci katman (yüksek ağaç): Ahlat
İkinci katman(ağaççıklar): Laurus nobilis, Arbutus andrachne, Arbutus unedo, Rhus coriaria, Citrus sp., Vitis sp. Ficus carica
Üçüncü katman (aromatik ve tıbbi bitkiler): Thymus sp., Myrtus communis, Salvia sp, Hypericum sp, Lavandula officinalis
Dördüncü katman (otlar, yer örtücüler ve tarım ürünleri): yem bitkileri, Capparis sp., Spartium junceum

GRUP 4
Birinci katman (yüksek ağaç): Menengiç
İkinci katman (ağaççıklar): Laurus nobilis, Arbutus andrachne, Arbutus unedo, Rhus coriaria,
Üçüncü katman (aromatik ve tıbbi bitkiler): Thymus sp., Myrtus communis, Salvia sp, Lavandula officinalis
Dördüncü katman (otlar, yer örtücüler ve tarım ürünleri): Hypericum sp, Capparis sp., Spartium junceum

GRUP 5
Birinci katman (yüksek ağaç): Palamut meşesi
İkinci katman (ağaççıklar): Laurus nobilis, Kuşburnu, Çakal eriği (Prunus spinosa), Rosa Canina
Üçüncü katman (aromatik ve tıbbi bitkiler): Mentha sp., Melsisa officinalis, Rosmarinus officinalis
Dördüncü katman (otlar, yer örtücüler ve tarım ürünleri): yem bitkileri, (domates, salatalık, biber, patlıcan, vb.), Çilek, Aşılı Kestane, karpuz, fasülye, kaz ayağı

 

OTLATMA

Çevre üretici merkezlerde yapılan hayvancılık aktiviteleri için proje alanının hayvanlara yem, otlatma, su ve serinleme ihtiyaçlarını görebileceği alanlar sunması hedeflenmiştir. Su hasadı göletleri otlak hayvanları için içme suyu ve serinleme amaçlı kullanılabilir. Tür birliklerinin altında yer yer yetiştirilen yem bitkileri de hayvanları otlama amaçlı buraya çekecektir. Bu sayede otlarken bir yandan toprağı eşeleyen bir yandan da gübreleyen hayvanlar toprak kalitesini arttırmaya ve karbon gömmeye katkı sunacaklardır.

ZEYTİN ÜRETİCİLİĞİ

Günlük hayatımızı ve sağlığımızı bire bir etkileyen her alandaki kirlenme, maalesef ziraî üretimde de sürüp gitmektedir. Çevremizi ve gıdalarımızı kirlilikten korumanın ve kurtarmanın bulunan ve bilinen en vazgeçilmez yollarından biri de organik tarım uygulamasıdır.

Kirliliğe en çok kimyasal gübreler ile ilaçlar yol açmaktadır. Zirai ilaçlamalar toprağın kalitesini düşürürken yağmur sularıyla tatlı su kaynaklarına da karışmaktadır. Bu yerleşke içerisinde bulunan zeytin ağaçları geleneksel üretimi tanıtma ve yaygınlaştırma amacı ile üretimini sürdürecektir.

Zirai ilaçlamanın olmadığı geleneksel zeytin üretiminde başvurulacak en ucuz ve kolay yöntem hayvansal gübrelerdir. Çevre köylerdeki hayvancılık yapan üreticiler ile işbirliği içinde bu gübrelerin toplanması ve dağıtımı organize edilecektir. Bu gübreler sadece zeytinin gelişmesini hızlandırmakla kalmaz toprağın yapısını da bozmadan gelecek için güçlendirir, zenginleştirir ve düzenler. Kimyasal gübre kullanımına ihtiyaç bırakmaz. Bölgede, mücadeleye değer, en önemli zararlı zeytin sineğidir. Zeytin sineği, çok sevdiği bir yiyecek olduğu için 18-46 da denen DAP gübresi çözeltisinin kokusunu sevmektedir. Organik uygulayıcılar, mücadelede sineğin işte bu “zafiyetini” kullanmaktadırlar. Uygulamamız, bu çözeltiyi plastik şişelere koyup, üst kısmından 1 cm çapında delikler açıp, şişenin boğazına ipi bağlayıp ağaca asmaktan ibarettir.

Eğimin %5 ve üzerinde olduğu alanlarda toprağın verimli tabakasını muhafaza etmek için yığma taş duvarlarla teraslamalar yapılmalıdır. Diğer yandan zeytinde verimi etkileyen en önemli etmenlerden biri toprağın rutubetini korumaktır. Bu teraslar bir yandan da bu amaca hizmet edecektir. Toprak nemini korumak için alınan diğer bir önem de su hasadı göletleri oluşturmaktır. Su hasadı göletlerinin amacı başta zeytin üretimi olmak üzere, alanda yapılacak diğer tarımsal aktiviteler için de toprağın ihtiyaç duyduğu nemi depolamaktır.

Zeytinin hasadı kullanım amacına ve kalitesine göre farklı zamanlarda yapılır. Hasat zamanı eylül-ekim aylarında olmaktadır. Zeytin hasadını çok katılımlı bir festival ile gerçekleştirilmesi bu sayede hem ziyaretçilere bu deneyimi yaşatmak hem de ürünü sıyırma şeklinde gerçekleşen-deneyimli personel ile uygulanabilecek olan hasat yöntemini üreticilere aktarmak amaçlanmıştır.

6. EKOLOJİ ve BİYOLOJİ RAPORLARI

GÜZELBAHÇE UYDU MERKEZ VE ÇEVRESİ YEŞİL ALAN SİSTEMATİĞİ

Yeşil koridorlar: Üretici merkezleri uydu merkeze ulaştıran, doğal alanlar arasındaki kopuklukları bütünleştiren, yoğun kentsel lekeleri parçalayan yeşil koridorlar sistemi önerilmiştir. Bu koridorlar doğal alanlardaki habitat sürekliliğine ve hareketine ortam hazırlar ve üretici merkezleri biyolojik çeşitlilik adına zengin- korunaklı-üretken koridorlar aracılığı ile uyduya taşır.

Koruma kalkanları: Yapılaşma eğiliminin olduğu, morfolojik olarak yapılaşmaya uygun olan, kentsel yayılma riski altındaki merkez sınırlarında büyümeyi durdurmak, merkezin ihtiyaç duyduğu rekreatif ve doğal ortam ihtiyacına servis veren, yönetimsel olarak yapılaşması engellenmiş, yapılı çevreden doğal alanlara geçiş zonu olarak ele alınan ara bölgelerdir. Tampon zonların oluşumu iki farklı ekosistemin kesişim noktası olduğundan tür çeşitliliği bakımından daha zengin alanlardır (edge effect), bu alanların arttırılması hem doğal alanları hem yapılı çevreyi içeren yerleşmeleri olumlu etkiler.

Ekolojik süzgeçler: Su toplama hatlarının çevrelerinde bulunan bu plantasyon zonları, yüzey sularının su kaynaklarına ulaşmadan önce barındırdığı zararlı maddelerden kurtulması, çökelmeye uğrayarak arınması adına süzgeç görevi görecek, hem suyu temizleyen hem biyolojik çeşitliliğe katkı sunan alanlardır. Tarım arazilerinde kullanılan zararlı kimyasalların akarsulara, akarsular aracılığı ile yeraltı sularına karışmasını engeller, hem de çiftçiye ek gelir sağlayacak ürün yetiştirme imkanı sunar.

Üretken peyzajlar: Yelki mahallesi gelişimi su havzası üzerinde yer almakta olup genellikle ikincil konut olarak gelişmiş yapısal lekeler olarak büyümüştür. Dere yatağında yer alması sebebi ile alüvyonlu ve bereketli topraklara sahip bu alan tarımsal üretim için nitelikli alanlar oluşturmaktadır. Bu bölgedeki yapısal gelişim devam etmemeli, var olan araziler üretici merkezler tarafından tarımsal üretim alanları olarak kullanılmalıdır.

EKOLOJİK SU YÖNETİMİ

Alanda yağmur suyunu araziye eşit dağıtmak ve kurak zamanlarda kullanmak üzere biriktirilen su hasadı göletleri ve suyu bu göletlere ulaştıran toplama hatları bulunmaktadır. Su hasadı göletlerine suyu ulaştıran toplama hatları çevresinde suyu temizleyen bitkiler önerilmiştir. Kendi kendini yenileyebilme özelliği olan bu bitkiler atık sudaki azot, fosfor, potasyum ve karbon gibi elementleri tüketerek besleniyor ve havadan aldığı oksijeni de kökleri vasıtasıyla suya ileterek, arıtma işlemini gerçekleştiriyor. Bitkilere ortamdaki mikroorganizmalar da katkıda bulunuyor. Doğal arıtmada kullanılan sucul bitkiler, tarım ilaçları ya da maden işletmelerinden gelen zehirli maddeleri uzaklaştırma özelliğine dahi sahiptir. Alanda bu bitkilerin kullanımı yapısal birimlerde kullanılan gri su ve atık suyu, aynı zamanda da yağmur suyun arıtılmasını ve güvenli bir şekilde su hasadı göletlerine veya yeraltı sularına ulaştırılmasını sağlar.

Yağmur suyu toplama hatlarına topoğrafik ve bitkisel bu iki müdahale su ve oluşturulan sulak alanlar sayesinde su ekosistemine giren canlı sayısını arttırmaktadır, bu da suda yaşayan canlılara ek olarak su üzerinde kuş-sinek-kurbağa veya suyun alt katmanında çeşitli plankton ve bakterilerin çeşitliliğinin arttırımını sağlar.

ORGANİK VE İKLİM DOSTU TARIM UYGULAMALARI

Alanda bulunan zeytinliklerde organik ve kadim zeytinciliğe dair uygulamaların yapılması, bunu yaparken katılımın sağlanarak geleneksel zeytinciliğin hem üretici merkezlerdeki alanın kullanıcılarına hem de ziyaretçilere tanıtımının yapılması – üretim deneyiminin sağlanması amaçlanmıştır.

Alanda belirli bölgelerde agroforestry (tarımsal ormancılık) uygulaması ile öngörüldüğü oranda eklenebilecek, üreticiye ek gelir getirirken biyolojik çeşitliliği arttıracak-erezyonla mücadele edecek türlerin eklenmesi, alanda mevcut olan 5türle ilişki kurabilecek türler belirlenerek 5 farklı tür birliğinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Bu sayede üretici merkezlerdeki yöre halkının kendi üretimlerini zenginleştirebilecekleri, bir yandan da iklim sorunu ile mücadele edebilecekleri yöntemlerin tanıtılması hedeflenmiştir.

Alanda ayrılmış tarım parsellerinde yörenin klimatik koşullarına uygun ürünlerin yine iklim dostu tarım uygulamaları ile üretimine ilişkin denemelerin yapılabileceği öngörülmüştür.

EKOLOJİK ATIK YÖNETİMİ

Alandaki atık yönetimi ve değerlendirilmesi üç ayrı başlık altında yapılmaktadır.

*Kompost tuvaletler (Projede yer alan tuvalet birimlerinde su kullanılmaması, kompost havuzlarının bağlı olduğu tuvaletlerin kullanılması planlanmıştır. Tuvaletlerde idrar ve dışkı ayrı alanlarda toplanmakta, böylelikte tuvalet atıklarının kompost olarak kullanımı önerilmiştir.

*Mutfak artıkları: Proje alanında yer alan mutfak birimleri-gastronomi merkezi- workshop alanları gibi organik atık oluşturacak birimlerine yakın kompost çukurları oluşturulması ve kompost gübre olarak kullanılabilecek çürüme boyutuna ulaştığında tarımsal üretim yapılan parsellerde kullanılacaktır.

*Tarımsal ürün artıkları: Alanda zaman zaman yapılan üretimler neticesinde, hasat sonrası arta kalan ürün artıklarının belirlenen noktalarda ürün artığının niteliğine göre ya ekilebilir alanlara serilmesi ya da çürüme – kompost oluşturmaya bırakılması önerilmiştir.

SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM SİSTEMLERİ

Belirlenmiş olan yarımada rotalarına ek olarak uydu merkeze bağlı çalışan üretici merkezlerinde de bisiklet ve yürüyüş rotalarıyla – ekolojik koridor oluşturarak birbirlerine bağlanmaları önerilmiştir. Alanda toplu ulaşımlar ve servis gerektiren zamanlar için üçük bir otopark alanı ayrılmış bunun haricinde alana özel araç ile ulaşım öngörülmemiştir. Eurovelo (uydu merkeze) Urla, Güzelbahçe, Bademli gibi çevrede yer alan tüm merkezlerden bisikletli ulaşımının sağlanabilmesi için var olan yolların bisikletli ve yaya kullanımlarına uyumlu hale getirilmeleri, çeşitli yönlendirme tabelaları-zemin düzenlemeleri-ihtiyaç birimleri ile desteklenerek aktif kullanımının sağlanması önerilmiştir.

BİYOLOJİ RAPORU

Toprak mikrobiyolojisi: İnanılmaz bir çeşitlilik, toprak besin ağını oluşturur. Bunlar en küçük tek hücreli bakteri, yosun, mantar ve protozoadan, daha karmaşık nematodlara ve mikro-eklembacaklılara, görünür solucanlara, böceklere, küçük omurgalılara ve bitkilere kadar uzanır.

Bu organizmalar toprağı yedikçe, büyüdükçe ve toprak boyunca hareket ettikçe, temiz suya, temiz havaya, sağlıklı bitkilere ve ılımlı su akışına sahip olmayı mümkün kılar.

Toprak organik karbonu toprak mikroorganizmaları için ana enerji kaynağıdır. Topraktaki toprak organik maddesi yaklaşık %58 karbon içerir. Projede önerilmiş bitkisel, topoğrafik ve zirai uygulamaların hepsi toprakta bulunan organik materyali – böylelikle de topraktaki mikroorganizma sayısının arttırmaya yönelik planlanmış ve tasarlanmıştır.

Tatlı su biyolojisi: Su hasadı göletleri, yapay sulak alanlar şeklinde tasarlanmışlardır. Bu göletlerde ekolojik olarak filtre edilmiş olan tatlı su birikimi yeni bir habitat oluşumunun önünü açar.

Sulak alan ekosistemi içerisinde ördek, martı, balıkçıl, leylek, pelikan gibi çeşitli kuşlarla su aygırı, su samuru, su sıçanı, yengeç, kurbağa çeşitleri, su kaplumbağası, sürüngenler ve omurgasız canlılar yaşamaktadır. Aynı zamanda buralar; çeşitli kuşların yuva yaptığı, besinlerini temin ettiği ve göçmen kuşların barındığı alanlar olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca bu alanlar çevre üretici merkezlerdeki hayvanlar (mandalar, küçükbaş hayvanlar vb.) için otlamaya uygun alanlar oluşturacaktır.

Sulak alanların gerek bulunduğu yere gerekse yakın çevreye ekolojik ve ekonomik açıdan büyük faydaları vardır. Yer altı suyunun beslenmesi, sellerin şiddetinin azaltılması, suyun filtre edilerek kalitesinin iyileştirilmesi ve zengin bir yaban hayatına barınak olması bu faydalara örnek verilebilir.

Orman biyolojisi: Alanda denenecek olan agroforestry (tarımsal ormancılık) sistemi ve tür birlikleri habitat içerisinde yer alan plantasyon varlığını arttıracağından bununla birlikte hem toprak içerisindeki mikroorganizmaların çeşidi ve sayısı artış gösterecek hem de bu bitkilerin besin besin oluşturduğu veya cezbettiği arı, kelebek, tozlaşmaya destek olan türler gibi canlıların da sisteme dahil olmasını sağlanacaktır. Böylelikle daha kuvvetli bir ekosistem daha zengin bir habitat oluşturulacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın