3. Ödül, Kentsel ve Ekolojik Omurga Olarak Meles Çayı Ulusal Kentsel Tasarım Fikir Projesi Yarışması

FLÜVİYAL

İzmir ve Ege Bölgesinin tarihi süreci Antik dönemlere kadar incelendiğinde planlama açısından önemli katkılar dikkat çekmektedir. “Planlı kentleşme”, “ideal şehir” kavramı, sürdürülebilir-kendine yetebilir kent büyüklüğünü ifade eden “ideal şehir büyüklüğü”, söz konusu büyüklüğün kent ve doğa arasındaki ilişkiyi bozması nedeniyle aşırı büyüme yerine koloni şeklinde yakındaki uygun bir doğal alanda yerleşimin kendine yetebilir şekilde gelişmesi, tiyatro, kent meydanı gibi önemli toplumsal işlev alanları, insan boyutları ile orantılı yapılar ve yürünebilir kent ölçeğine referans veren “insan ölçeği” döneminin öncüsü olan tasarım anlayışı bugün de önemini korumaktadır. Önerilen tasarımda insan ölçeği ve doğa-kent ilişkisinin kurulması, Meles ve yakın çevresinin mekânsal tasarıma yönelik olarak öncelikle İzmir için Meles üzerinden bir tasarım modeli geliştirilerek yarışma alanı tasarlanmıştır.

Tasarım alanı İzmir için çok özel bir hattır. Kuzeyinde Liman bölgesi, Güneyinde ise Adnan Menderes Havalimanı tarafından sınırlanmış gibi görünmesine rağmen, suyun yer altında ve atmosferde de devamlılık gösteren yapısı nedeniyle sınırlanamaz. Diğer yandan söz konusu ulaşım altyapısı ve yapılaşma su-yeşil sistem-kullanıcı ilişkisini kesintiye uğratmaktadır. Doğanın morfolojisi ve sunduklarıyla kentlerin konum ve biçimlerini, gelişmelerini, ekonomileri ve sosyal yaşantı gibi birçok özelliği etkileyen temel faktör olduğu gerçeği ile yarışma alanındaki doğal yapının kısıtlanmışlığı arasındaki çelişkiler tasarımın ana fikrini şekillendirmiştir. Alandaki yapılaşma ve Meles Çayı hattının tasarımında suyun doğal akışını temel alan bir tasarım yaklaşımı benimsenmiştir. Küresel ölçekte değişimler yaşanan bu dönemde her ölçekte mekansal kararın temel belirleyicilerinden biri ve belki de en önemlisi “su” dur. Bu nedenle yarışma alanında da tasarım yapılırken kullanım kararları ve biçimsel tercihler suyun doğal akışıyla mekanın şekillenmesi, yapılaşmanın da bu akışa duyarlı bir şekilde tasarlanmış, suyun kendi dinamikleriyle şekillenen coğrafyayı ifade eden “FLÜVİYAL” terimi tasarımın anahtar kelimesi olmuştur.

Yarışma alanı ve yakın çevresi bir bütün olarak farklı sosyo-ekonomik gruplar, zengin flora ve faunanın su ekseninde buluşmasının flüviyal tasarımla sağlandığı bir ortakyaşam odağı olarak ele alınmaktadır.

KAVRAMSAL YAKLAŞIM

Alan bütünü doğayı koruyarak doğa ve kentlinin bir arada olmasına izin veren bir ortakyaşam alanı olmalıdır. Doğal niteliği yanı sıra tarihsel özelliği ile de İzmir için büyük öneme sahip bu alanın yeşil altyapı sistemi ile doğal niteliğinin geliştirilmesi ve İzmir’e yayılması gerekmektedir.

Önerilen tasarım yapılaşmanın suyun atmosfer, yüzey ve yeraltı arasındaki sürekliliğini destekleyecek, aynı zamanda kullanıcıların Meles çayıyla buluşmalarını destekleyecek şekilde kurgulanmıştır. Meles’in 500 yıllık akış düzeni hesabına göre belirlenen taşkın alanı yerleşme dokusunu yatay doğrultuda şekillendirirken, yerleşmenin suyla ilişkisini tanımlayan özgün çözümler gerektirmektedir. Kuzeyde liman Meles deltasını sınırlarken güneyde Havalimanı Meles hattı üzerinde ve Kuzey-Güney yönünde olduğu için de hava mania hattı yapılaşmanın düşey yönde kısıtlanmasını gerektirmektedir.

Tüm sistem veri temelli tasarım şeklinde kurgulanmıştır. Yarışma kapsamında elde edilen veriler sınırlı olsa da yeni veriler eklenebilecek şekilde sistematik ve esnek bir CBS veritabanı oluşturulmuş, model mevcut veriler kullanılarak geliştirilmiştir. Kent ve doğanın dinamik yapısı ve veri üretiminin maliyeti nedeniyle kullanıcı ve mekandan doğrudan veri alan akıllı sistemlerin kullanılması verilerin yeterli detayda, yeterli sayıda, doğru ve güncel olmasını sağlayacak, verilerin izlenmesi ve yönetimini kolaylaştıracak, tasarımın ileride değişen koşullara yanıt vermedeki başarısını artıracaktır.

Önerilen tasarım kent bütünden başlayarak ölçekler arası süreklilikle tasarım alanı ve alan içindeki mekanlara inen bir yaklaşımla oluşturulmuştur.

Kuzeyinde liman, güneyinde Havalimanı ile sınırlanan alan büyük oranda yapılaşmış bir karaktere sahiptir. Meles yakın çevresinde göreli olarak az katlı yapılar ve çevresinden daha az nüfus olması müdahalelerin yapılabilmesi için önemli bir avantaj sunmaktadır.

Alanın hareketli bir topografyaya sahip olması nedeniyle yol eğimleri çok değişkendir. Bununla birlikte %40’dan fazla eğimi olan yollar olsa da yol eğim değerleri incelendiğinde bisiklet ve yaya yolu sisteminin planlanması için yeşille bütünleşebilecek ve eğimi %6’dan az olan kesintisiz güzergahlar oluşturulabileceği görülmüştür. Yapı adalarının topografya ile ilişkisi, çıkmaz sokaklar oluşmasına yol açmıştır. Bu sokaklar çoğunlukla otopark alanları olarak kullanılsa da çağdaş teknolojik otopark çözümleriyle yaya ve çocuk oyun alanları haline gelebilecektir. Doku içerisinde su aksları kenarında dahi yeşil doku çok azdır. Bu hatlar boyunca geçirgen zemin ve yeşil doku oranının artırılması gerekir. Yeşil alanların mekansal dağılımına bakıldığında dengeli dağılmadığı, yeşilin hiç olmadığı alanlar bulunduğu görülmektedir. Özellikle yürüme mesafesi içinde yeşil alanlar olması yaşam kalitesi ve kent sağlığı için son derece önemlidir.

Etkin bir sistem için yeşil alan büyüklük ve içeriklerinde çeşitliliğini sağlamak gerekir. Bu bağlamda, dokuda mevcut yeşil alanlar çok az olsa da çıkmaz sokaklar, küçük boşluklar gibi alanların yaratıcı tasarımları ile bu alanların etkin kullanımı ve kamusal açık alan sisteminin alt ölçekteki parçaları olarak çalışması sağlanabilir. Doku içinde çok az sayıda olan Kültürpark, Şehitler Korusu gibi büyük yeşil alanlar çevredeki ormanlık alanlar ve Denize doğru bağlantı sağlayarak sürekliliği tamamlayan bileşenlerdir. Meles Çayı’nın kesintisiz lineer bir doğa koridoru olması da yarışma alanından başlayarak kente yayılan bir yeşil sistem kurma açısından büyük bir potansiyele sahiptir.

Toplu taşıma hat, durak ve istasyonları alan geneline yayılsa da bisiklet yolları çok kısıtlı alanlarda bulunmaktadır. Bisiklet yolu, yaya yolu ve toplu taşıma duraklarının entegre olması ve kentin yeşil sistemine bağlantısının kurulması gerekmektedir. Raylı sistem hatları ve ana arterler uzun mesafelerde erişimi kolaylaştırmakla birlikte uzun hatlar kenti parçalara bölen lineer bileşenler olarak birtakım sorunlara da neden olmaktadır. Kent parçaları arasındaki bağlantıyı kesen bu sürekli hatlar üzerinde topografyadaki hareketlerden de yararlanarak geniş bağlantı alanları oluşturmak kent içindeki yaya ve bisiklet akışını ve yeşilin sürekliliğini sağlayacaktır.

TASARIM MODELİ

Kent bütünü ölçeğinde analizler yeşil sistem, ulaşım sisteminin üst ölçekte yeniden ele alınmasını gerektirmiştir. Bu noktada kent bütününden kentsel tasarım ve mimari ölçeğe kadar inebilecek, sayısal analizlerle desteklenebilecek bir model oluşturulmuştur. Model kurgulanırken birey ölçeğinden kent bütününe olan devamlılığı sağlamak üzere hiyerarşik modüler bir sistem önerilmiştir. Ege Bölgesindeki antik kentlerde “görülen grid sistemin mekana geometriye bağlı kalınarak oturtulmasının zorluğu ve getirdiği problemlere alternatif olarak biçimin korunması yerine ölçekler arası sürekliliği esas alan, alana adapte olurken daha az deformasyona gerek duyulacak şekilde altıgenlerden oluşan bir hiyerarşik sistem önerilmiştir.

Hiyerarşik modüler sistem

Model, mekana aktarılmasını kolaylaştırmak üzere alanların değişen topografya ve akslarına, İzmir’in hakim rüzgar yönleri olan Batı ve Güneydoğu rüzgar doğrultularına uyumlu olacak şekilde farklı boyutlarda altıgenlerle temsil edilen alt istasyonlardan oluşmaktadır.

Engelli ve yaşlılar için binadan otoparka maksimum erişim mesafesi olan 30m ile yaya ve bisiklet için erişilebilir mesafe olan 5 kilometreyi de kapsayarak İzmir bütününe yayılabilecek şekilde 25m ile 6 kilometre arasında değişen altıgen büyüklükleri kullanılmıştır. Her hiyerarşik düzey bir alt düzeydeki altıgenlerin merkezlerinin birleşmesinden oluşmaktadır. Böylece düzeyler arasında geçiş yapılırken 30 derecelik bir açı değişimi sağlanmakta, modelin alana uygulanması sırasında sistemin topografya ve mevcut yapılaşmaya ile adaptasyonu sağlanabilmektedir.

Flüviyal tasarım ve su-yeşil sürekliliği:

Flüviyal tasarımla Meles Çayı en kesitinin doğallaştırılması, Meles’e bağlanan yan kollar ve çevresini de dahil ederek kent içine doğru su hattının doğal yapısının öne çıkarılarak yeşil sistemle bağlanması sağlanırken mevcut yapılaşmış çevrede yapılacak yeni düzenlemelerle doğa-yapılaşma dengesi sağlanmalıdır. Öncelikle su hatlarını çevreleyen yeşil bant çevresindeki

yapılaşmalar olmak üzere tüm kentte su ve yeşile duyarlı ekolojik bir sistem önerilmektedir. Meles etrafındaki yapılaşmalar da geri çekilip zeminden yükseltilerek zemin yeşil ve suyun serbestçe ve yapılaşmış alanlara zarar vermeden dolaşabileceği şekilde tasarlanmıştır.

Doğal çevrenin sürdürülebilirliği, çevresel etkilerin minimize edilmesi ilkelerine uygun olarak yapılan tasarım yapısal çevre, iklim ve coğrafi koşullara adapte olarak, pasif iklimlendirme olanaklarından yararlanmayı sağlamaktadır. Yeşil ve mavi sistemlerle kentin doğayla bütünleşmesi, büyük yeşil alanların mahalleler arasında aynı zamanda bir sınır oluşturması sağlanmıştır. Temiz su, gri su ve siyah suyun doğal döngüye katılması için bir yeşil altyapı sistemi önerilmektedir.

Yarışma alanının karakteristik özellikleri modele işlenerek alandaki temel özelliklere göre yeşil altyapı odak ve istasyonları belirlenmiştir. Alandaki odaklar, “Ulaşım/bağlantı odakları”, “Su/kıyı odakları”, “Doğa keşif/aktivite-rekreasyon odakları” Doğa/Tarih/Kültür odakları”, “Taşkın korunma odakları” ve “Suya duyarlı mahalle odakları” şeklinde gruplanmıştır.

Ortakyaşam odak ve istasyonları:

Tasarım herkes için kapsayıcı olmalı ve tasarım kullanıcı katılımını destekleyici özelliklere ve esnekliğe sahip olmalıdır. Önerilen tasarımda özellikle kentli katılımını sağlayacak ve mevcut kullanıcı profili korunup yaşam kalitesini yükseltecek sağlıklı çözümler üretilmiştir.

Kullanıcının doğrudan veri ve görüş paylaşımı ve mekânsal veri elde edilmesi için paylaşım ve teknoloji istasyonları önerilmiştir. Alanın dijital ikizi oluşturularak bu istasyonlardan gelen veriler ve kullanıcı önerilerinin sanal ortamda interaktif olarak görülebileceği ve çevresel etkilerinin değerlendirilebileceği noktalar ile kullanıcının katılımı ve özellikle kentsel dönüşüm alanlarında kullanıcılarla en iyi çözümün belirlenmesi ve en sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yardımcı olacaktır.

Mekansal tasarım da kullanıcı katılımı adına önemlidir. Bir topluluğun nüfusu 500 kişiye kadar olursa mekanı benimsemesi ve mekansal kararlara aktif katılımı mümkün olabilmektedir. Benzer şekilde sürdürülebilir bir mahalle için de yaklaşık 2500 kişi için sağlıklı mekanlar ve yürünebilir kentsel mekanlar oluşturabilmektedir. Kent hakkı ve toplumsal adalet için mekanın toplumsal yaşamı desteklemesi zorunludur. Bu nedenle önerilen modelde mahalleler ve mahalle içerisindeki bölgeler farklı boyutlarda altıgenlerle temsil edilmektedir. Bu altıgenler birbirlerinden su hasadının yapıldığı, kentsel tarım ve yeşil alanlarla ayrılmış suya duyarlı mahalleleri ve alt bölgelerini temsil etmektedir.

Bu mahallelerde kullanıcı kamusal alanı ve en genel anlamda su ve yeşili sahiplenerek korunmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunabilecektir. Alandaki paylaşım istasyonu, yeşil istasyonlar gibi birlikte yaşamı destekleyen odaklar ve istasyonlar bu amaçla önerilmiştir.

Bu ortakyaşam odak ve istasyonları alanın genel karakterine göre konumlanmaktadır. Kuş gözlem istasyonu, inziva istasyonu gibi bazıları belirli özel noktalarda bulunurken bisiklet istasyonu gibi kente yayılması gerekenler de alan bütününe yayılmakta ilgili fonksiyonları birleştirmektedir.

Bu düzeyde ana başlıklar olarak adlandırılan istasyonlar kentsel tasarım düzeyinde alan içinde faklı özelliklerle detaylanmakta, çeşitlenmektedir.

Örneğin, Paylaşım istasyonu alanın sosyo-ekonomik yapısına göre ikinci el eşya, oyuncak, kitap paylaşımı gibi farklı somut objeleri içereceği gibi bilgi, veri paylaşımı gibi konularla kullanıcılar arasında veya kullanıcı-yerel yönetim arasında iletişimi de sağlayan soyut unsurların paylaşılacağı alanlar olarak da tasarlanmaktadır.

Farklı istasyonlar bir araya geldikçe etkileşim başlayarak çok amaçlı kullanım alanları ve çeşitli kullanım ve kullanıcılara hitap eden zengin mekanlara dönüşmektedir.

İstasyonların bazıları açık veya yeşil alan düzenlemesi ile bir aktivite tanımlarken bazılarıysa iskele, köprü gibi bir strüktürle birlikte tanımlanan alanlar veya sera, gözlem kulesi gibi küçük ölçekli yapılarla birlikte tasarlanmıştır.

ALAN BÜTÜNÜNE YÖNELİK TASARIM İLKELERİ

Kent ölçeğindeki analizler ve model kurgusuyla belirlenen yaklaşımlar mekana yansırken Meles Çayı’nın işlev olarak etrafını beslemesine, yeşil sistem ve alandaki yapısal tasarımın da Meles’in flüviyal akış dinamiğiyle uyumlu şekilde tasarlanmasına karar verilmiştir. Yarışma alanında yapılan öneriler, Flüviyal yeşil altyapı oluşturmaya yönelik tasarım ilkeleriyle geliştirilmiştir. Bu ilkeler “Suyu besleyen tasarım / taşkın peyzajı”, “Suya duyarlı mahalle gelişimi”, “Sürdürülebilir ulaşım”, “Heterojen sosyal yapı”, “Tarihsel süreklilik”, ve “Katılımı sağlamak” ana başlıklarından oluşmaktadır.

Suyu besleyen tasarım / taşkın peyzajı

a. Kent içerisinde yeşil alan oluşturmak
b. Meles hattını açarak sürekliliği sağlamak
c. Yağmur suyu hasadını desteklemek
d. Kentsel doku içinde yeşil oranını artırmak
e. Kentsel altyapı olarak Peyzaj

Suya duyarlı mahalle gelişimi

a. Maksimum 4 katlı konut yapılaşması
b. Aktif sokak yaşamı
c. Eğime uygun modüler organik doku
d. Suyla uyumlu ekolojik mahalleler

Sürdürülebilir ulaşım

a. Meles hattını taşıttan arındırmak
b. Meles’ten çevreye sürekli yeşil, yaya ve bisiklet bağlantısı
c. Kentte yaya, bisiklet, raylı sistem ve karayolunda toplu taşımayı desteklemek
d. Engelsiz ulaşım

Heterojen sosyal yapı ve katılım

a. Farklı sosyo-ekonomik grupları bir araya getiren konut tipleri
b. Çeşitlenen kamusal aktiviteler
c. Mahalle çayırları, mahallelerin çok amaçlı doğa alanları
d. Mahalle koruları
e. Mahalleli katılımıyla yeşil alan üretimi (her çocuk bir ağaç dikip ağaçla büyüyecek/büyütecek)
f. Yeşille ayrılan 2500 kişilik mahalle birimleri
g. Yeşille ayrılan 500 nüfuslu mahalle alt bölgeleri
h. Herkes için tasarım
i. Kullanıcı tasarımına izin veren esnek noktalar

Tarihsel süreklilik

a. Tarihi değerlerin öne çıkarılması
b. İdeal kent yaklaşımı, işleyen kentsel sistemler
c. İdeal yerleşme büyüklüğünü aşmayan mahalleler
d. Topografyaya uygun gelişim
e. İnsan ölçeğinde yerleşim
f. Kendine yeten mahalleler
g. Kültürel aktivite çeşitliliği
h. Ekolojik liman alanı
i. Farklılaşan meydanlar

Bu ilkeleri mekânsal çözümlerle birleştirmek üzere Ortakyaşam istasyonları olarak adlandırılan çok katmanlı, ölçeğe göre alansal veya noktasal içerikte olan, yeşil altyapı ağı olarak kente yayılacak bir sistem önerilmiştir. İlk olarak yarışma konusunun özünü oluşturan Meles Çayı, besleyen kollar ve yüzey suyu hatları incelenmiştir.

Taşkın peyzajı tasarımı

Taşkının kontrolü için standart çözümler olan taşkın duvarı, baypas kanalı, beton kesitin pürüzlendirilmesi, arazi yükseltme, geciktirme havuzu seçenekleri dikkate alınarak özgün ve doğal bir tasarım geliştirilmiştir. Önerilen tasarımda taşkın çözümleri arasından doğal yapıya en uygun olanlar peyzaj tasarımı bileşeni olarak yeniden değerlendirilerek kullanılmıştır. Öncelikli olarak “Akarsu hattı doğal kesite dönüştürülmüştür.,” Diğer tasarım çözümleri de “Yükseltilmiş zemin tasarımları”, “Çok amaçlı çukur yüzeyler”, “Suyla barışık mahalleler”, “Doğayla barışık ulaşım sistemi”dir. Akarsu hattının doğal kesite dönüştürülmesi: Flüviyal tasarım

Beton kanal içerisinde akan dere hattı boyunca hem derenin ekolojik yapısının iyileştirilmesi hem de bir yaşam ortamı olarak derenin kent ile olan ilişkisinin güçlendirilmesi amacı ile dere yatağının doğallaştırılması ve otoyollar, demiryolu vb. ulaşım altyapıları arasında yer alan taşkın kesitinin genişletilmesi ve bu alanın akış halinde olan suyun serbest hareketine izin veren bir taşkın yatağı olarak ele alan stratejiler peyzaj tasarımın temelini oluşturur. BU kapsamda Meles Çayı havalimanı ve delta arasında havalimanı ve liman gibi lojistik alanlar arasında akan, oldukça kompleks ulaşım altyapıları arasında serbest kalan yüzeyleri su varlığı ile birleştiren ana unsur olarak ele alınmıştır. Bu kapsamda projemizin peyzaj algısı birbiri ile bir ağ sistemi üzerinden bağlantısallığı bulunan masif altyapıları saran bir canlı bir sistem olarak ele alınmıştır. Bu sistemin gelişiminde temel tasarım yöntemini suyun serbest hareketine izin veren ve sediment birikimi, menderesleşme, dış göl oluşumu, su ve kara arakesitinde yer alan bitki katmanları ve birliktelikleri vb. derenin doğal ortamında sahip olduğu temel bileşenlerin gelişimine hizmet edecek sürekli bir topografyanın tasarlanmasıdır. Bu sürekli topografya Meles çayı boyunca odak alanlarına özelleşen kullanımları barındıran mekansal tanımlara sahip bir peyzaj yüzeyinin temsilidir.

Dereye yönelik gerçekleştirilen bir diğer müdahale farklı kıyı mekanı tipolojilerinin geliştirilmesidir. Bu kapsamda derenin mekansal niteliklerinin belirleyicisi olan kıyı kesiti derenin içerisinden geçtiği ortama bağlı olarak eğimli, basamaklı, teraslı, doğal, iskeleli olmak üzere su ile etkileşim mekanları tasalanmıştır. Su seviyesinde gözlemlenecek olan mevsimsel değişimlere göre mekan karakterinin değişmesi öngörmekte, farklı dönemlerde değişen dinamik peyzaj kurgusunun gelişimi ve deneyimlenmesi kurgulanmıştır.

Dere hattı boyunca tekrarlayan karakteristik bir unsur olarak ele alanın basamaklı kıyı sediment birikim lekesinin yer yer yapısal yer yer doğal bir yorumu olarak ele alınmıştır.

Yer yer teraslamalar, ağaçlandırmalarla doğal eğimli hale getirilen enkesit sucul bitkiler ve beraberinde diğer canlılar için yuva oluşturarak ekolojik dengeye katkıda bulunurken çevresi de normal zamanlarda da kentlinin vakit geçirebileceği alanlar olarak tasarlanmıştır.

Tasarım olarak yükseltilmiş zeminler

Özellikle yedinci odaktan kıyıya kadar olan kısımda taşkın riskine karşı Meles hattı çevresinde flüviyal şekilde yükseltilmiş yüzeyler tasarlanmıştır. Bu yüzeyler alanın düzlem şeklindeki peyzajını üçüncü boyut etkisi ile zenginleştirmektedir.

Çok amaçlı çukur yüzeyler

Akarsu hattı boyunca ana ulaşım aksları ve taşkın riskinin fazla olduğu yerlerde oluşturulan çukur yüzeyler normal zamanlarda oyun, toplanma alanı, mahalle çayırı olarak kullanılırken taşkın anında fazla suyun toplanabileceği alanlardır. Bu alanlara taşkın anında toplanan suyun güneydeki orman alanlarından taşıyacağı zengin toprak katmanı, denize akmak yerine yakındaki tarım alanlarında kullanılacaktır.

Suyla barışık mahalleler

Taşkın sınırına paralel olan iki ana arter ve demiryolu hattının akarsu tarafında yapılaşmanın tamamen boşaltılmak yerine geriye çekilerek zeminden yükseltilmiş yapılar olarak tasarlanması taşkına karşı önlem sunarken aynı zamanda yakın mesafede konut alanlarının olması alanın etkin kullanımı, yirmi dört saat güvenli bir çevre olmasının doğal kent yaşamıyla sağlanabilmesi için önemlidir. Alanın tamamen boşaltılması yerine ortakyaşamın desteklenmesi, doğa-insan ilişkisinin kopukluğunun önlenmesi ve özellikle çocuklarda doğayla uyumlu kent yaşamına ilişkin doğru bilinç ve hafızanın oluşması adına çok yararlı olacaktır.

Doğayla barışık ulaşım sistemi

Taşkın verileri ve dere çevresinin doğal hale getirilerek yeşil alan oranının artırılması ile birlikte daha tanımlı lineer bir yeşil alan oluşmaktadır. Bu alan içinde taşıt yolunu minimize ederken erişimi kısıtlamamak üzere mevcut arterleri kullanarak Meles’in iki tarafında iki ana bağlayıcı yol önerilmektedir. Toplu taşıma güzergahı olarak da düşünülen bu yollar mevcut raylı sistem hatları ile birlikte etkili bir toplu taşıma ile erişim olanağı sunacaktır.Bu iki arter arasında yapılaşma özelliğine göre belli aralıklarla taşıt yolu bağlantısı sağlanmıştır. Mevcut taşıt yolu bağlantılarından yeşil sistem sürekliliği açısından uygun olan bazıları ise yaya ve bisiklet bağlantısı haline getirilmiştir.

Alanı sınırlayan demir yolu ve ana arterlerin bazı kısımları da taşkın riski altındadır. Aynı zamanda çevre ile Meles Çayı arasındaki yeşil sistem ve yaya erişim sürekliliğini kesmektedir. Bu nedenle hareketli topografya nedeniyle zaman zaman çevresinden üst kotlarda zaman zaman da alt kotlarda ilerleyen bu arterlerin topografya ile ilişkisine bağlı olarak yol seviyesinin altından veya üstünden merdivensiz erişimi ve yeşil sürekliliğini sağlayacak geniş açıklıklar veya üst örtüler önerilmektedir.

İki ana arter arasında kalan alanda ise yeşil yoğun bir tasarım önerilmiştir. Bazı alanlarda mevcut yapılaşma Meles kıyısına kadar gelmiş iken önerilen tasarımda bu yapılar kaldırılarak alanı sınırlayan iki ana yola doğru geri çekilmiş ve zeminden yükseltilmiştir. Suya duyarlı olarak tasarlanan bu mahalleler için alan içinde dere hattına yaklaşmayan geçirgen yüzeyli küçük loop ve paylaşımlı yollar önerilmiştir. Alanı sınırlayan iki arterden bağlanan yollar aynı zamanda bu ana artelerde hız kontrolünü doğal yoldan sağlayarak yolun iki yakası arasındaki bağın devamlılığına katkıda bulunacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın