3. Mansiyon, Söğüt Tarih ve Doğa ile Buluşma-Karşılaşma Alanı Mimari Proje Yarışması

3. Mansiyon, Söğüt Tarih ve Doğa ile Buluşma-Karşılaşma Alanı Mimari Proje Yarışması

PROJE RAPORU

Konum ve bağlam / Kendini göstermeden  varolan bir yapı: “Peyzaj Terası” 

Önerilen projede imgeye dönüşen sembolik bir yapı yerine , proje alanının iki ana tasarım girdisini oluşturan kendine özgü  peyzaj dokusu ve yüksek alanda yer alan topoğrafyanın harmanlanmasından oluşan ve kendini göstermeden  varolan bir “Peyzaj Terası”  olarak konumlanır. Dağlık ve kırsal bir alan olan coğrafi bölgede insan dokunuşunu ifade eden yığma taş bahçe duvarları – taş patika kendini çok göstermeyen yapının, peyzaj terası ile birlikte mimari kimliğini oluşturur .

Alan senaryosu

Doğu batı yönünde oluşturulan yaya aksı – topoğrafya ile uyumlu bir şekilde kademelenen teraslar, bölümlenmiş kullanım alanları oluştururken, alan içi temaşaya olanak tanır. Özünde üst kotun devamı niteliğinde, peyzajın uzatılması ile oluşan saçak – altında kademelenen bu seyir ve aktivite teraslarını örter ve işletmesi kolay derli toplu bir açık alan kurgusu oluşturur. Üst ve alt kotu birbirine bağlayan yaya aksı, yapı girişinde çınar meydanı ile başlarken alt kotta yine kent ile birleşimi oluşturan bir etkinlik amfisi ve meydan ile sonlanır.  Proje alanının kuzeyindeki tepe noktasında ise Kayı Boyu’nu ifade eden sembol alanı konumlanır ve devamında yaya yoluna dönüştürülen toprak yol ile alanı artiküle eden bir doğa gezi rotasının parçası haline gelir. Alanın güneyinde – eğimin nispeten yürüyüşe elverişli olduğu alanda ise coğrafi bölgeye özgü bitkilerin tanıtıldığı bir botanik gezi rotası oluşturulur ve bu kurgu seyrekleşerek bayrak alanı ve devamında piknik alanına kadar devam eder.

Yapı plastisitesi  / “Tektonik Kabuk, Rölyef duvarı ve Çınar Meydanı”

Doğa ve peyzaj ile kuvvetli bir bağ kuran, Osmanlı kent kültüründe önemli bir yeri olan Çınar ağacı ve onun altında oluşan kamusal alan, tektonik kırılmalar ve tarihçeyi içeren bir sergiye dönüşen rölyef duvarı ile imgesel bir nirengi noktasına dönüşür. Ancak sembolizmi oluşturan şey bakılan bir heykel değil tarihi referansı olan bir kamusal alan ve onun etrafını şekillendiren tarihi anlatımı ihtiva eden tektonik harekettir.

Program ve İşleyiş

Proje alanının nispeten sert iklimi düşünüldüğünde, yapının kapalı alan fonksiyonları saçak altında toplanırken, birbirinin espaslarından faydalanacak ve gerek fuaye gerekse önlerindeki teras alanlara yayılabilecek, esnek bir kurguya imkan tanıyacak şekilde konumlanır. Yapı ortasına yerleşen amfi, mekansal ayrışmayı kuvvetlendirirken, fuaye alanında bu ayrışma muğlaklaşır. Tektonik kabuk ile çınar meydanında başlayan rölyef ve tarihi anlatım, yapı girişinde sergi ile devam eder ve yaya akışının doğal bir parçası halini alır, buradan restoran ve devamındaki botanik parkura bağlanır.

Servis girişi, yapı plastiğinin doğa ile kurduğu sade ilişkiyi etkilememek için yapının doğusundan, ağaçların arasından verilir. Alt ve üst kot girişleri, yaya aksı üzerinde yer alır ve açık alan amfileriyle de  desteklenir.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın