1. Ödül, İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması

SCRA Mimarlık ve 2x1 Mimarlık'ın İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması için tasarladığı proje birincilik ödülünü kazandı.

Mimari Rapor:

URBANEXUS

Günümüz kentleşmesinde, beton yığınlarının hüküm sürdüğü bir dönemde, yeşil rekreasyon alanlarının ve kültür-sanat yapılarının önemi giderek artmaktadır. İstanbul, maalesef donatı eksikliği ile mücadele eden, betonlaşma ve plansızlık sorunlarıyla karşı karşıya kalan bir metropol olarak öne çıkmaktadır. Yaya hareketinin öncelikli olmadığı, kentsel zeminin kıymetinin unutulduğu günümüzde, bu sorunların çözümüne yönelik elzem adımlar atılması gerekliliği belki de her şeyden önemlidir. İşte tam bu bağlamda, projemiz; İstanbul’un ve yarışma alanı çevresinin kentsel alanların karşılaştığı zorluklara çözüm getirmeyi amaçlamaktadır. Bu çözüm önerileri global ölçekte belki ilk defa söylenmeyen, ama söylendikçe değer kaybetmeyen değerde görülmüştür.

Yarışmanın tanımladığı sorunun ilk bakışta göze çarpan ikircikli bir tarafı; an itibariyle atıl durumda da olsa bir kentsel yeşil alan yerine yapılacak büyük hacimli bir kültür sanat yapısı koymayı hedeflemesidir. Yeni bir şey verirken, karşılığında başka gerekli bir şeyden vazgeçme zorunluluğu yaratıyor olması, her ne kadar kamusal ve kültürel mekanlar üretmek gibi iyi niyetli bir amaca hizmet edecek de olsa, tatmin edici olmaktan uzaktır. Bu ikili arasında yapılacak değiş-tokuş yerine, her ikisini de var etmenin peşine gitme serüvenidir bu tasarımın temel motivasyonu…

Urbanexus, işgal ettiği kadarını geri veren, var olan farklı kotları geçişken bir çeşitlilik ile tanımlayan, açık ve kapalı mekanları ve fonksiyonları çok katmanlı bir tavra bürünen fizikselliği ile topoğrafya ile hem hal olan bir kurguda tasarlanmıştır. Kendi tanımladığı dış mekanların iç ile kurduğu etkileşimi, barındırdığı fonksiyonu girift şekilde çözmeye niyetlenen kurgusu ve bu kurguya engel olmayan ve kendiliğinden oluşan aralık ile farklı kotları birbirine bağlaması ile kentsel bir adaptör görevi üstlenir.

Metro ve otobüs istasyonlarına yakınlığı, yapıyı tüm İstanbullular için erişilebilir kılar. Ancak, projenin stratejik konumu sadece ulaşımı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda Ünalan Mahallesi sakinleri için bir odak noktası haline gelir. Bu, kuzeydeki mahallenin, kültür ve sanat ile buluşma noktası olarak kendisini konumlandırmasını sağlarken, iki nokta arasındaki erişilebilirliği de arttıran kültürel bir arter haline getirir.

13 metrelik set şeklinde kendini var eden kot farkı, projenin temel belirleyicisidir. Bu farkı amfiler ve merdivenler ile bağlanan iki ara kot yaratılır ve bu birbirine akan dört farklı yükseklik arasında hem algısal hem de fiziksel bir akış sağlanır. Metro çıkışının olduğu güneydeki en düşük kotta bulunan üç kat yüksekliğindeki şeffaf cephe yapı ana girişlerini tutar ve potansiyel yoğunluğu karşılar. Kuzeye doğru tırmanmaya devam ettikçe, aralık çeperlerine konumlandırılan etkileşimli yüzeyler, servis ilişkilerini, doğal aydınlatma ve havalandırmayı optimize ederken, aynı zamanda kullanıcılar için yaşayan mekanlar tanımlar.

Tasarım, giriş kotundaki otoparkın yerine yanaşma cepleri ve batı köşesindeki otopark-dekor giriş çıkışlarını sağlayan araç yolunu sağlayıp geri kalanını yapıya ve aralığa hazırlığı üstlenen bir kent plazası yaratır. Bu araç yolu, Derem Sokak ve Ayazma Caddesinin arasında da kopuk olan ilişkiyi tekrar kurar ve tüm Ünalan Mahallesini sarmalayan bir ring yolu görevini üstlenebilir hale gelir. Yapının hemen doğu çeperi, Barajyolu Sokağın arazi kuzeydoğu köşesindeki Demir Sokağa kadar kısmının yayalaştırılması ve sokak üzerinde genelde yapı arka bahçeleri ile bütünleşen ikinci bir yeşil tampon eklenmesi ile zenginleşir. Kuzeye doğru ikincil bir girişten hem satış avlusuna hem de bir üstte atölyeler ve kütüphane avlusuna geçirgenliği sağlanır.

Urbanexus, üç farklı büyük hacmi tanımlayan salonları, fuaye ve sahne arkası ilişkilerini bir araya getirerek çözümler. Bodrum katta kabul edilebilir eğimle ulaşılan dekor girişi, salonların sahne arkası birimlerini besler. Yarık boyunca yapıya iki taraftan saran etkileşimli yüzeyler eşlik eder. Büyük salon ve tiyatro salonunun salon üst girişlerini ve balkon kotlarını yakalayan girişleri içerir. Alışveriş ve yeme içme birimleri, kütüphane ve atölyeler, yarığın çeperlerinde konumlanarak bu ara kotlarda kendi dış kullanım alanlarını oluşturur.

En üst kotta, kuzeyden mahalle bağlantısını kuran doğrultusu, farklı yönlere doğru genleşen yapısı ve üzerinde hali hazırda bulunan yeşil dokusu ile, kentsel rekreasyon alanı olarak günlük yaşantının bir parçası haline gelir. Yapının hem kuzey güney askında devam eden podyum doğrultusunda aldığı güçlü bağlantının yanı sıra, batı doğrultusunda kütüphanenin bir alt kota alarak oluşan ikinci girişi ve önemli noktalarda konumlanan düşey sirkülasyon elemanları ile alt ve üst ilişkileri kurulur. Yapı üst yüzeyinde negatifler oluşturularak, iç mekanda gereksinim duyulan bazı mahallere ait iç bahçeler oluşturulur. Genel olarak çim çatı olarak düşünülen döşeme yüzeyi, yürüme yolları ve bazı sert zeminler eklenerek eylem çeşitliliğine izin verir. Çim üzerine çepere yakın noktalarda eklenecek galvaniz çelikli saksılar sayesinde artırılacak kesitler sayesinde ekilebilecek daha boylu bitkiseller ile, peyzajın üçüncü boyutu güçlendirilir. Özellikle büyük salonun üzerinde çelik strüktür olması düşünülen bölgede, esnek eylemlere
de izin veren hafif platformlar ve toprak kalınlığını minimize etmek üzere, çimen yerine sedum tipi yer örtücülerin kullanıldığı dar kesitli peyzaj ile örtülür. Genel peyzaj tavrı, her noktaya kuş kondurmak yerine, sakin, doğal ve sık bitkisel eleman kullanımlı, oksijen üretimini önceleyen tavırdadır.

Urbanexus, mimari bir yapıdan çok daha fazlasını temsil eder. Kentin dokusuna entegre olan, kültürü destekleyen ve yeşil alanları koruyan bu proje, şehre sadece bir yapı değil, aynı zamanda bir yaşam, kültür ve sanat alanı sunar. Kentsel bir odak, bir çekim merkezi olarak, İstanbul’un nefes almasını sağlarken, kentliyi ve sanatı bir araya getiren simbiyotik bir ilişki yaratır. Umuyoruz ki bu proje, İstanbul’un ve benzer metropollerin karşılaştığı zorluklara çözüm sunma yolunda atılmış önemli bir rol model olacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın