1. Mansiyon, Mimar Sinan Müzesi ve Mimarlık Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması

1. Mansiyon, Mimar Sinan Müzesi ve Mimarlık Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması

MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU

Mimar Sinan‘ı yaşatmanın, maalesef eserlerinin kötü kopyalarını bağlamdan kopuk bir şekilde üretmekten ibaret olduğu düşünülmekte. Oysa Sinan‘ın her fırsatta yeni denemeler yaptığını, yeniyi aradığını bilmekteyiz eserlerinden. Sinan‘ın günümüzde yaşama şansı olsaydı yeniyi deneyeceğini ve yeniyi üreteceğini düşünmekteyiz.

Kentler, yalnızca yapı kütlelerinin varlığı ile değil, açık yarı-açık mekanların, kentsel doluluk ve boşlukların tasarlanması ve kentli ile kesintisiz bir şekilde birliktelikleri ile anlam kazanırlar.

Mimar Sinan Müzesi ve Mimarlık Merkezi, kent içinde varlığı ile kentlinin buluşma ve nefes alma noktası olarak hedeflenen ‘Kent Parkı’ içerisinde planlanmaktadır. Kent parkı, askeri alan, Erciyes Üniversitesi yerleşkesi ve yoğun konut dokusu arasında bulunmaktadır.

Proje alanı, parkın kuzeybatı ve güneydoğu uçlarında bulunan etkinlik çayırları arasında lineer bir şekilde devam eden yaya allesi üzerindedir. Kent Müzesi, Mutfak Sanatları Merkezi, Mimar Sinan Müzesi ve Mimarlık Merkezi programları bu lineer yaya allesine takılmaktadırlar. Park içerisinde ki konumu ve kent ile ilişkisi düşünüldüğünde yaya allesinin barındırabileceği yeni fonksiyonlar ile kent için yeni bir kültür allesi olma potansiyeli önemsenmiştir.

Proje alanı kuzeybatısında bulunan festival ve panayır alanı, açık alan etkinliklerinde etkileşim alanı olarak potansiyel içermektedir. Yarışma alanı ve park içerisinde ki diğer yapı alanlarının her birinin bağımsız yapı adacıkları durumunda olmaları problem olarak görülmüştür. Bu yapı alanlarının park içerisinde üst ölçekte, beraber ve gerektiğinde bağımsız çalışabilme potansiyelleri önemsenmiş, bu bağlamda üst ölçekte kent müzesi ile başlayan ve yarışma alanına kadar uzanan açık alanların bir bütün olarak değerlendirilmesi planlanmıştır. Böylelikle park içerisinde bütüncül bir yaklaşım izlenmiştir.

Öneri yapı, yaya allesi ile minimum cephe ilişkisi kurarken, açık ve yarı-açık alanları ile yaya allesi ve park ile bütünleşir. Mimarlık merkezi avlusu ve etkinlik amfisi, mutfak sanatları merkezi yönünde genleşerek festival / panayır alanı ile etkileşime girer. Böylelikle mimarlık merkezi aktiviteleri festival alanına taşarken, mutfak sanatları merkezi de mimarlık merkezi ile gastronomi ve mimarlık potansiyellerini değerlendir. Üst ölçekte festival alanının spor sahaları ve çocuk oyun alanını da içine alarak kent müzesine kadar genleşmesi önerilmiştir. Kent müzesi ve etkinlik çayırı arasında kalan alanların, yaya allesine takılma ve büyüme potansiyeli olduğu düşünülmektedir.

Yapı, yaya allesi ile önerilen müze meydanı aracılığıyla ilişki kurar. Oluşturulan müze meydanının park içerisinde yeni bir odak noktası oluşturması, yalnızca gündüz yaşayan değil, mimarlık merkezi fonksiyonları ile gece de aktif olan bir bölge olması hedeflenmektedir. Böylelikle park için yeni bir çekim noktası öngörülmüştür.

Müze ve mimarlık merkezi bütüncül bir kitle plastiği içerisinde kurgulanmıştır. Yapı temel olarak düşeyde 2 ana programa ayrılmıştır. Mimarlık merkezi alt zemin katta avlu etrafında planlanırken, müze mekanları lineer kütle içerisinde dikeyde 4 farklı kota yayılmıştır. Mimarlık merkezinin -4.00 kotunda planlanması ile, atölye ve derslikler park içerisinde ki işitsel kirlilikten koparılarak, özel açık yarı-açık alanları kurgulanmıştır. Mimarlık merkezi, müze meydanı ve festival alanı ile etkinlik amfileri aracılığıyla ilişki kurar. Böylelikle herkesin rahatlıkla erişebileceği bir konumda yer alır.

Müze programı 0.00 kotunda çevresi ile ilişki kurmaya başlar. Yapı yalın ve lineer bir formda beş farklı katmanda önerilmiştir. Böylelikle, yatay kurgusu olan kent parkı içerisinde yapının her yönde algılanabilirliğinin arttırılarak, simgesel bir eleman olması hedeflenmiştir. Programın düşeyde kurgulanması yeşil alan kullanımını maksimize ederek, açık sergi alanları oluşumuna imkan tanır.

Peyzajda oluşturulan sergi duvarları bu ihtiyacı karşılar. Zemin katı şeffaf ve geçirgen olarak kurgulanan yapının, müze sergi katmanları dış mekan ile kontrollü ve sınırlı bir şekilde ilişki kurarak bir kabuk / çeper içerisinde planlanmıştır. Şeffaf zemin kat, geçici sergi holü – hediyelik eşya ve kafeterya fonksiyonlarını barındırır.

Mimar Sinan Müze alanı, zemin katmanından rampa ile üst katmana bağlanır. Müze rampa ile ziyaretçisini içeri almaya başlar. Yapının dış çeperinin içerisinde, Sinan müze-sergileme alanlarını oluşturan ikinci bir lineer yapı bulunur. Dış kabuk içerde ki sergileme mekanlarını özellikle batı güneşinden koruyarak, yüzey ve çatısında ki yırtıklarla kontrollü bir şekilde müzeye ışık sağlar. İçeride ki müze kütlesi dışarı ile sınırlı ilişki kurar. Burada amaç müzenin dışardan bakıldığında merak uyandırmasıyken, içeride de Sinan’ ın hayatı ve eserlerinin tek odak noktası olmasını sağlamaktır.

Mimar Sinan’ın meslek hayatı boyunca yenilikçi yaklaşımlar denediği, ışığın mekan ile ilişkisine büyük önem verdiği anlaşılmaktadır. Mekan ışık ilişkisi yapılarında fonksiyona göre değişiklik göstermekte ve anlam bulmaktadır. Öneri yapıda ışığın varlığı – yokluğu – kullanımı zaman kavramı ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Mimar Sinan yapılarının ve hayatının anlatıldığı öneri projemizde ZAMAN ve IŞIK kavramları nasıl ele alınabilir sorusuna cevap aranmaktadır.

‘’Mimarlık, doğru , güzel ve akıllı mekanların ışıkla olan beraberliğidir.’’ der,
Le Corbusier

Işık olmadan mekanın görsel olarak algılanabilmesi tabi ki mümkün değildir. Ama aydınlık ve karanlık kavramlarında ki kontrast ile mekan farklı deneyimler sunabilir mi?

Öneri yapımızda şeffaf ve bol doğal ışık alan zemin katmanından rampa ile yavaş yavaş kapalı bir KUTU içerisine giren ziyaretçi deneyimi ile zaman algısının ortadan kalkması / sorgulanması düşünülmüştür. Zamanın sorgulanması ile kastedilen eskiyi çağrıştırma değildir! Tam tersine yeni ile ilişki içerisinde olma durumudur.

Ziyaretçi rampada ilerlerken info duvarında müzeye dair ilk ip uçlarını almaya başlar. Rampa / info duvarında Sinan‘ın hayatına dair jenerik bilgiler verilir ziyaretçiye. Rampa üst katmana doğru yükselirken, Sinan da mesleki serüveninde yükselir info duvarında ve ziyaretçi ile buluşur. Ziyaretçi rampanın sonunda, azalan gün ışığı ve merak duygusu ile Sinan sergi holü yüzeyine ulaşır. Sergi holü esasında lineer tek bir hacim olan KUTU dur. Lineer sergi holü yüzeyinin iki ucunda sergi holünden ayrılabilir sergi salonları bulunur. Sergi holü yüzeyi, yer yer zeminde ki ve yüzeyinde ki yırtıklardan farklı katmanlar hakkında ip uçları verir. Tek hacimden oluşan sergi holü kat yüksekliği 8m dir ve içerisinde ikinci bir katman olarak ‘ Sinan Sergi Platformu’ bulunur. Bu platforma yapı çeperinde dışarısı ile görsel ilişki kuran dikey sirkülasyon elemanı-merdiven ile ulaşılır. Sergi kurgusu olarak, merdivenler çıkış ve iniş olarak ayrı ayrı planlanmıştır. Platforma ulaşmada ziyaretçinin gün ışığı ile aniden buluşması ve sonrasında sergi holüne farklı bir boyuttan ‘platformdan’ bakması hedeflenmiştir. Sergi holünde Sinan eserlerinin 3 boyutlu ürünler olarak da sergilenmesi düşünülmüş ve böylece platform kotunda ziyaretçilerin Sinan eserlerini farklı açılarda ve boyutlarda algılayarak sorgulaması hedeflenmiştir. Böylelikle konvansiyonel müze sisteminde olan, sadece bakarak deneyimleme eyleminin dışına çıkılarak, müzenin düşünme ve sorgulama misyonu yüklemesi hedeflenmiştir. Bu amaçla Mimar Sinan Müzesi ziyaretçilerinin şuana kadar belki Sinan ve eserleri hakkında düşünmedikleri farklı boyutları sorgulamaları beklenmektedir.

Sinan’ın eserlerinde yeniyi araması ve yenilikçi yaklaşımı, eserleri ve hayatının sergilendiği Mimar Sinan Müzesi‘nde öne çıkarılarak vurgulanmak istenmiştir. Böylelikle Sinan‘ı anmanın ve yaşatmanın, onun yapılarının kopyalarını üretmenin ötesine geçip, sorgulayıp düşünerek yeniyi arayarak mümkün olduğu vurgulanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın