Venedik Mimarlık Bienali’nde Çaya Davetlisiniz

Japon fotoğrafçı Hiroshi Sugimoto'nun Venedik Mimarlık Bienali için hazırladığı Mondrian Çay Evi'nde çay içmek isterseniz sizi Japon çay ustası orada bekliyor olacak.


Venedik Mimarlık Bienali’nin bu seneki yan sergilerinden, Japon fotoğrafçı Hiroshi Sugimoto’nun pavyonu çarşamba günü San Giorgio adasında, Le Stanze del Vetro’nun bahçesinde basın toplantısıyla açıldı.

Tokyo ve New York arasında hayatını geçiren Japon fotoğrafçı Sugimoto aslında diplomalı bir mimar değil. Modern yapıları fotoğraflayan sanatçı zamanla bu yapılardaki mekanları ve insanla kurdukları ilişkiyi eleştirir; ve yardımcı mimarlar aracılığıyla mimari işler yapar olmuş.

Çay evi ise Venedik’te, hatta İtalya’daki ilk mimari çalışması.

Mondrian Çay Evi, geleneksel Japon çay seramonisini görünür kılan cam cephesi ve Mondrian soyutlamasının ete kemiğe büründüğü bir pavyon.

Sugimoto’ya göre cevaplar ortaya koymaktan öte kültürel tartışmalara gebe. Geleneksel Venedik Murano cam kültürünün çay fincanlarında Sugimoto’nun tasarımıyla hayata geçmesi, pavyonun Japonya’da oluşturulup sonra parçalarına ayrılıp Venedik’e taşındıktan sonra tekrar birleştirilmesi, zemindeki taşların bir kısmının Japonya’dan getirilmiş olması gibi teknik detaylar aslında kavramsal olarak Pamuk Yolu’ndaki Venedik ile Japonya arasındaki çay ticaretine kadar dayanıyor.


Basın toplantısında yapının teknik detaylarına kadar değinen Sugimoto, aynı zamanda sanatçı kimliği ile de çok ilgi çekti.

Kendini hala ucuz ve genç bir mimar olarak tanımlayan Sugimoto mimarlık ile sanatın ayrımını fonksiyon bağlamında ele aldı. Tam da bu ayrım noktasında mimarlığa adım atmaya karar vermiş aslında. Mekanların insanların hayatındaki önemine değinen Sugimoto, günümüz mimarlığında mimarları sanatçı olmakla suçluyor bir nevi.

Çay Evi’nin mimarı olarak ise sanatçı gibi davrandığını dile getirmeyi unutmadı. Espirili yönüyle dikkat çeken sanatçı çay yerine kahveyi tercih ettiğini de söyleyerek herkesi güldürmeyi başardı. Tabi işin şakasıydı bu, geleneksel kıyafetleriyle basının karşısına çıkan Sugimoto’yu toplantıdan sonra biz de biraz daha tuttuk ve özel sorularımızı sormayı ihmal etmedik.

Neden Mondrian?

Geleneksel Japon çay merasiminin modern çizgilerle özellikle neden Mondrian’da buluştuğu ilk sorumuzdu. Sugimoto Japonya’da modernizmin aslında Avrupa’dan önce varolduğunu ve 16. yüzyıla kadar köklerinin uzandığını anlattı. Geleneksel Japon yapılarından çay fincanlarına kadar minimalist çizgilere sahip Japon kültürünün Mondrian soyutlamasında tekrardan hayat bulmasına değindi. Dedi ki Sugimoto; “Japon çay ustası Sen no Rikyu’nun kuşlarla konuşmasını duyan Mondrian ancak böyle bir çay evi yapabilirdi.”

Mimarlığın Sanatı?

İkinci sorumuz ise pavyonun fotoğraflanması ile ilgiliydi. Pavyonunu mimarlık değil sanat çalışması olarak gören sanatçı başka fotoğrafçılarla çalışacağını söyledi.

Etiketler

Bir yanıt yazın