Tarihi Ders gibi Anlatmayan 150 Yıllık Bir Hikâye…

Boğaziçi Üniversitesi'nde 150. yılı özetleyen ama bildiğimiz anlamda tarih anlatmayan, didaktik olmayan, tam anlamıyla seyirlik ve iddialı bir alanda yer alan özel bir sergi açıldı.

Boğaziçi Üniversitesi, Robert College ile birlikte paylaştığı ortak miras çerçevesinde bu yıl 150. yılını kutluyor. Üniversitede, 150. yılı bir anlamda özetleyen ama izleyiciye bildiğimiz anlamda tarih anlatmayan, didaktik olmayan, tam anlamıyla seyirlik, sergileme mekânı olarak epey zor ve iddialı bir alanda yer alan özel bir sergi açıldı.

Güney Kampüs’ün, önündeki merdivenleriyle meşhur binası Andersen Hall’un merdiven boşluğunda açılan ve çeşitli arşiv fotoğraflarından oluşan ‘Merdiven’ sergisi, Boğaziçi’nden yolu geçen pek çok tanıdık isme, yaşanan dönemlere bir selam niteliğinde düzenlenmiş. Merdivenleri çıkarken buralardan kimler geldi kimler geçti diye düşünüyor insan. Üniversitenin ilk rektörü Aptullah Kuran, fakültenin dekanlığını yapmış olan Erdal İnönü, Fikret Kortel, Cahit Arf… Sonra fotoğraflardan size bakan isimsiz öğrenciler, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki kültürel çeşitliliğin simgesi olan Yahudi, Ermeni toplumundan öğrencilerin kulüp faaliyetleri…

Üniversitenin 150’nci, Andersen Hall’un ise 100’üncü yılına özel hazırlanan bu sergi, bildiğimiz manada bir sergi değil. Aslına bakarsanız, projenin ‘fikir’ sahibi tarihçi Prof. Edhem Eldem’in de altını çizdiği gibi sergiden çok binaya yerleştirilmiş bir çalışma. Tasarımı Bülent Erkmen’e ait olan bu yerleştirme, yaklaşık 25-30 metre uzunluğundaki merdiven boşluğunda yerini almış durumda ve 2013 sonuna dek yolu Boğaziçi Üniversitesi’ne düşüp o merdivenleri tırmanacak herkes tarafından görülebilecek.

Yatakhane-dershane olarak tasarlanan Anderson Hall’un kısaca geçmişi şöyle; Aslında Temel Bilimler Binası adıyla bilinen bina 1913 yılında tamamlanmış. Binanın mimarlığını Robert Kolej’in kurucusu Cyrus Hamlin’in oğlu ve Columbia Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Alfred Hamlin yapmış. Bina, üniversiteye 50 yıl hizmet etmiş olan Cyrus Hamlin’in damadı Profesör Charles Anderson nedeniyle Anderson Hall olarak anılıyor.

Didaktik tarihi sevmem Prof. Edhem Eldem’den Anderson Hall’e yerleşen serginin hikâyesini dinliyoruz: “Merdiven boşluğu bu binanın çok önemli bir özelliği ve çok güzel bir boşluk. Bülent Erkmen ile pek çok kez çalıştım. Erkmen hiçbir zaman duvar kullanmayı, durağan bir düzenlemeyi sevmez. Dolayısıyla bu binanın merdiven boşluğunu kullanmak çok doğru bir tercih olacaktı. Merdivenden inip çıkanların göz ucuyla izleyebilecekleri, didaktik olmayan, mekân ile konuşan, onunla hemhal olan bir sergileme olmasını istedik. Zaten daha önce Robert Kolej tarihi üzerine bir sergi ve kitap yapıldı. Boğaziçi’nin tarihini ve 150. yılını anlatan bir kitap da hazırlandı. Ayrıca John Freely’nin kitapları, Hamlin’in anıları var. Dolayısıyla biz tüm bunları tekrar etmek istemedik. Bu yüzden bizi yine kendimize anlatan, ders vermeyen, mümkün mertebe bazı dönemleri akla getirebilecek ve kendi içinde bir kronolojisi olan bir iş yapmak istedik.”

2013 yılı boyunca açık olacak bu iş aslında birkaç yıl önce, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Gülen Aktaş’ın ‘fikri’ olarak ortaya çıkıp o dönemin şartlarında gerçekleşememiş ve zamanını beklemiş bir proje.

Etiketler

Bir yanıt yazın