“Tarihe Geçeceksiniz”

Adana Çukurova İlçe Belediyesi Hizmet Binası ve Kültür Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması kolokyumu 6 Aralık Salı günü yoğun bir katılımla Adana Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

{video475 src=”http://player.vimeo.com/external/33332365.sd.mp4?s=a198480399972f8825d9727cb77d09dc”}

{video475 src=”http://player.vimeo.com/external/33332451.sd.mp4?s=0b15bcb372fe493a20286b92d2ee2bbb”}

Katılan tüm projelerin sergilendiği kolokyuma, yönetim kadrosunun yanı sıra halkın ve basının ilgisi de oldukça yoğundu.

Kolokyum Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan’ın konuşması ile başladı. Arıkan yarışma ile ilgili teknik bilgilerin yanı sıra katılımcı sayısına vurgu yaparak duydukları memnuniyeti belirtti.

2 Belediye Binasını da Yarışmayla Yaptığınız için Tarihe Geçeceksiniz

Söz alan bir diğer konuşmacı Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, 260 şartname satıldığını, 100 proje teslim alındığını söyleyerek yarışmanın çok heyecan verici geçtiğini belirtti. Ayrıca tüm kamu yapılarının yarışmayla yapılması gerektiğine inandığını belirten Kamışlı, “2 Belediye binasını da yarışmayla yaptığınız için tarihe geçeceksiniz. Bu yarışma için böylesine bir kamuoyu oluşması bile sevindirici,” dedi.

Yarış Şimdi Başlıyor

Jüri üyelerinden ilk söz alan jüri başkanı Prof.Dr. Abdi Güzer oldu. Günümüz mimarlık ortamında “Patates baskısı binalar”ın yapıldığını söyleyerek yarışmaların nitelikli tasarım anlayışı içerisindeki yerine vurgu yapan Güzer, Türkiye’de açılan yarışma sayısını Almanya’da açılan yarışmalarla karşılaştırıldığında durumun vahim olduğunu söyledi.

Yarışmanın özelinde belediye binasının kendisinin katılımcı bir tasarım gerekliliği duyduğuna vurgu yapan Abdi Güzer, yarışma ortamının da katılımcı bir tasarım süreci olmasıyla örtüştüğünü belirtti.

Bir diğer jüri üyesi Prof.Dr. Alper Ünlü mimarlıkta asıl zorlu sürecin uygulama olduğunu belirterek: “Asıl yarışma şimdi başlıyor. 1. gelen proje belediye ile işbirliği yapmalı ve zrolu olan uygulama sürecini en iyi şekilde geçirmeli, tasarımı sonuçlandırmalı,” dedi. Kendisinin ve tüm jüri üyelerinin bu sebeple tasarımda uygulanabilirliğe ve statik raporlara çok önem verdiklerini belirtti.

Jürinin projeleri değerlendirirken göz önüne aldığı kriterleri açıklayan Doç.Dr. Güven Arif Sargın, öncelikle belediye binasının kentsel bağlamda kurgulanışına ve çevresinde oluşturulacak kent parkının niteliğine dikkat ettiklerini belirtti. Bir diğer kriter olarak yapının kamusal niteliğinin bu denli karmaşık bir program ile ne kadar net çözülebildiği ve yapının simgeselliği üzerinden sorgulamalar yaptıklarını belirtti.

Biraz Tatlı Sataşma Görelim

Kolokyumda sıra katılımcılardan soru alınmasına geldiğinde ödüllü proje müelliflerinin diğer projeler üzerinden sorular yöneltmesi tartışmaya heyecan kattı.


Hakan Evkaya

İlk soru 3. ödül müelliflerinden Hakan Evkaya’dan 1.proje üzerine geldi. Evkaya 1. gelen projenin oldukça maliyetli olduğuna vurgu yaparak, neredeyse etaplanması gerekecek bir projenin gerçekten üretilip üretilemeyeceğini jüri üyelerine sordu.

Soruyu cevaplayan Abdi Güzer: “Böyle bir yapıyı yapmak için bu bütçeye değer,” diyerek belediyeyi cesaretlendirdiklerini ayrıca “Periferi ilçeler için yeterli ve 2. sınıf yapı” düşüncesinden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Bir yandan da projenin farklı malzemeler barındırması ile büyük bütçeli bir proje olduğunu da kabul etti.

Simgesel Olabilecek mi?

Bir diğer soru 2. Proje müelliflerinden Onat Öktem kendi projeleri ile 1 proje arasında mütevazılık anlamında vurguladıkları farkın ne olduğu sorusunu jüri üyelerine yöneltirken; “Simgesel bir yapı olacak diyorsunuz. Türkiye’de bir yapının simgesel olabilmesini kolay görmüyoruz. Sizce bu yapı simgesel olabilecek mi?” dedi.


Onat Öktem

Jüri üyelerinden Abdi Güzer iki projedeki temel farkın topoğrafyaya karşı tutum olduğuyla söze başladı. 2. Projenin başta projenin saçak altında oluşturduğu kamusal alan ile kendilerine çok çekici geldiğini fakat sonra topoğrafyaya karşı olan kapalı tutumunun katılımcılık ve çekiciliği zedeleyebileceğini düşündüklerini belirtti. “Birincide kentle bütünleşme var. Mütevazı değil de katılımcı. Sizde devletin asık yüzü, her ne kadar harika bir şekilde kırmış olsanız da, hala avluda, oranlarda var. Temsili kimlik var,” dedi.

Onat Öktem tekrar söz alarak topografyaya karşı kapalılığın tamamen bir tercih olduğunu, alana müdahale etmemenin bilinçli bir doğayı ehlileştirmeme kararı olduğunu belirtirken, yine 2. Proje müelliflerinden Ziya İmren çevre tasarımına bu denli önemli verilecekse bir kentsel tasarım yarışması açılması gerektiğini söyleyerek Öktem’in sözlerine ekledi.

Kolokyum 1. Proje müelliflerinden Ozan Öztepe’nin projeleri ile ilgili sunumunun ardından sona erdi.

Etiketler

Bir yanıt yazın