Soylu kent Viyana

Habsburg Hanedanı'nın 600 yıllık yönetimine sahne olmuş bir imparatorluğun başkenti. Heykel, müzik, resim, heykel ve mimarlığın şaheseri. Mozart'ın Viyanası...

23 bölgeye ayrılmış kentin beyni 1. Viyana diye anılan bölümü… Viyana deyince akla gelen tüm eserlerin çok büyük bir bölümü işte burada. En başta da Müzeler Bölgesi, Kraliyet Sarayı, İmparatorluk Tiyatrosu, Belediye Binası, Stephan Katedrali ve Parlamento geliyor… Gotik, Rönesans, barok, yeni barok, rokoko, neo- klasiğin tüm örneklerini bu kentte bulmak mümkün… Mozart’ın yaşadığı evi rahatlıkla görebilir ve gezebilirsiniz… Biraz ötede de Mozart’ın oturduğu klasik Viyana pastanesinde nefis bir kahve içebilirsiniz.

Kentte 30 büyük tiyatro ve konser salonu bulunuyor. Viyana’ya gidenlerin mutlaka yemesi, tatması gerekenlerin başında gulaş, limonlu şinitzel ve patates salatası geliyor. Viyana, son derece uygar, temiz, güvenli ve sıcak insanların yaşadığı bir yer. O kadar çok gezilecek ve görülecek yer var ki işte bazıları:

Dönme dolap
Prater içinde bulunan lunaparkta Viyana’nın sembollerinden olan Riesenrad (Dönme Dolap) 1896 yılında İmparator I. Franz Joseph’in tahta çıkışının 50. yılı dolayısıyla İngiliz mimar Walter B. Basset’e 30 adet vagonlu olarak yaptırılmış. II. Dünya Savaşı’nda hemen hemen tamamı yanmış, 1947 yılında 15 vagonlu olarak tekrar hizmete açılmış.

Avusturya Parlementosu
Binanın mimarı Theophil Hansen… 24 sütunlu geniş bir solunu var! Her biri 16 ton ağırlığında olan bu sütunlar Parlamento binasının inşası sırasında 350 km. uzaklıktaki Salzburg’dan getirilmiş. 9 eyaletin gönderdiği temsilciler burada toplanıyor.

Stephansdom- St. Stephen’s Katedrali
Çok görkemli, çok eski, şehrin en merkezi alışveriş ve eğlence caddesi olan Karntner Strasse üzerinde bulunuyor. Gotik katedralin mutlaka görülmesi gerekiyor. Katedral, 1147 yılında inşa edilmiş. Daha sonra 13. yüzyılda kuleler, ve 14. ve 15. yüzyılda ise Habsburglar tarafından yanlarda yer alan şapeller eklenmiş.

Schönbrun Sarayı
“Viyana’nın Versailles’i” da denilen köşkte 1400’den fazla oda ve birçok büyük bahçe bulunuyor. İçerde aynı zamanda “Coach and Carriage Museum” adında bir müze var.

Hofburg (İmparatorluk Sarayı/ Cumhurbaşkanlık Köşkü)
1918’e kadar imparator Habsburg’un köşkü olan Hofburg bugünlerde büyük bir müze haline getirilmiştir. Viyana’ya gelenler rahatlıkla sarayın içine, kapısına kadar girebiliyor. Yukarıda Cumhurbaşkanı çalışıyor.

Belvedere Sarayı
Belvedere Sarayı 1668- 1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen emri ile mimar Johann Lucas von Hildebrandtyaptırılmış. Yukarı ve Aşağı Belvedere Sarayı olarak iki parçadan oluşan barok yapılar birbirine çok geniş ve gözalıcı bir bahçe ile bağlı. Landstrasse’de bugün müze olarak kullanılan yapılarda çok önemli tarihi tablolar da var.

State Opera House
Viyana Devlet Opera Binası 1860’larda yapılmış ve bugünün en önemli salonlarına sahip. Eylül- Haziran arası opera temsillerini izlemek mümkün. Rezarvasyon şart.

Baroqe Holy Trinity Anıtı
Graben Meydanı’ndaki yaya yolu üzeride bulunan yapı oldukça estetik. Yapımı 1687- 88. Graben aynı zamanda şık alışveriş merkezleri ve kafeleriyle de hoş bir yer.

İspanyol Binicilik Okulu
Resmi geçitlerde ve eğitimleri sırasında kıyafetli gösteriler yapan atları izleyerek keyifli bir Pazar günü geçirebilirsiniz. Josefplatz’daki 2. kapıdan bilet alınabiyor ama işinizi şansa bırakmayıp rezarvasyon yaptırın.

Splendidhall (Ulusal Kütüphane)
IV. Karl tarafından kurulan bu kütüphane aynı zamanda Avrupa’daki en geniş kütüphane. İki milyonun üstünde kitabı görmek hoşunuza giderse kaçırmayın.

Karlsplatz
Şehrin eski tren istasyonu. Şimdilerde kafe olarak hizmet veren yapı 1894- 97 arasında ünlü mimar Otto Wagner tarafından inşa edilmiş.

Fıgarohaus
Mozart’ın yaşadığı evin, şu anda müzeye çevrilmiş halini görmek çok güzel…

Sigmund Freud Müzesi
Psikanaliz uzmanı olan Freud’un yaşadığı, çalışmalarını sürdürdüğü ev şu anda bir müze halini alıp ziyarete açılmış. Freud’un kişisel koleksiyonları ve fotoğrafları ile zenginleşen bu müze Viyana’ya özellik katan diğer yapılar arasında.

Kunsthistorisches Müzesi
Viyana’nın ulusal resim galerisi. İçerisinde bir çok paha biçilmez tablo, değerli eşya, antikalar ve çeşitli koleksiyonları gözler önüne seren bir galeri.

NE ALINIR?
Özellikle Viyana porselenleri, cam içki şişeleri, Mozart amblemli çikolatalar ve Viyana’nın tarihi özelliklerini taşıyan yapılarının minyatürlerini satın alabilirsiniz. Karntner Sokağı’nda bulunan mağazalar, lüks butikler ve çok sayıda kafe var.

EĞLENCE ZAMANI

Bir yanda opera, tiyatro salonları, bir yanda konserler, bir yanda vals gösterileri, diğer yanda da bir çok bar ve disko… Gecenin geç saatlerine kadar çalan müzik…
 

MUZAFFER OKTAY YAZDI

Biz anladık ya siz
Özellikle orta ve kuzey Avrupa’da bir ülkeye gidip buradan etkilenmemek mümkün mü? Hemen sayabiliriz… Saint Petersburg, Prag, Budapeşte ve elbette Viyana. Bu saydığım kentler tarihle iç içe yaşıyor, sanatı, klasik müziği bir yaşam biçimine çeviriyor.
 

Bugünlerde gezetelerde bol bol gezi, anı, gözlem yazıları okuyorsunuz, okuyacaksınız…
“O ülkenin senfonisi, filarmonisi şöyleydi; resimleri, heykelleri ve valsleri de böyleydi” diye…
Aynen yan sütunlarda olduğu gibi.

900 yıllık kiliseler, 500 yıllık tiyatrolar, 150 yıllık dönme dolaplar, insanların günlük yaşamını sürdürdüğü evlerin tarihi bile 300 yıllık…

Viyana’da 40 adet çok büyük müze var.
Bunun dışında yüzlerce irili ufaklı müze cabası…
30 büyük tiyatro ve 3 operada 70 bin kişilik koltuk bulunuyor.
İşin estetiği, güzelliği yan sütunlarda devam etsin…

7 milyonluk Avusturya 9 ayelete bölünmüş. Başkent Viyana tek başına bir eyAlet… Merkez nüfusu 1.2 milyon, çevresiyle 1.6 milyona ulaşıyor. Ülkeye gelen toplam turist 30 milyon. NÜfusunun 4 katından fazla.
Her şey tıkır tıkır işliyor… Ancak yetmez diyorlar daha fazla daha fazla…

Anlatayım…

Viyana Belediyesi- eyaletinin davetlisi olarak bir grup gazeteci ile Avusturya’da bulundum. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni temsilen oradaydık… Belediyenin- eyaletin Uluslararası Basın Yayın Sorumlusu Eva Gassner bize 4 gün boyunca eşlik etti. Buna eşlik etti denemez uyku saatlerinin dışındaki tüm saniyelerini resmen bize adadı. İzmir kökenli gazeteci arkadaşımız İsmail Gökmen da Gassner gibi İzmir heyetini ağırlamak için çırpındı durdu.

Viyana Belediyesi CEO’su Dr. Erich Hechtner’den şehri dinledik. Çöp yakma işletmelerini gezerken 30 (otuz) milyon euroya mal olan tesisleri neden biz hala kuramıyoruz diye hayıflandık. Tüm Viyana’nın bu tesisin suyu ile ısındığını öğrendik…

BİZ ANLADIK EVA
Eva Gessner, gecesini gündüzüne katıp bize eşlik ederken, hep kafalarımıza takılan “Neden bizde olmuyor. Neden? sorusunun bir cevabını da görmemizi sağladı. Neydi bu?

Viyana belediyesi- eyaletinin Turizm Dairesi’nde her ülkenin bir masasının olduğunu öğrendik.

Viyana’ya gelen Fransızlara, Almanlara, İtalyanlara, Türklere bakan birer sorumlu var. O masada çalışıyor..

Öyle masa deyip geçmeyin… Bütçeleri 20 milyon euro…
Viyana belediyesi Türk sorumlusu da Olivia Dıvjak…
Her ülkeye bir sorumlu…

TEŞEKKÜRLER..
Şöyle düşünmemiz gerekiyor… İzmir Büyükşehir Belediyesi veya Turizm Müdürlüğü’nde en az 50 ülkeye bakacak birer yönetici ve alt kadrosu bulunacak. Lojistik imkanlar sunulacak…Vs…

Düşünebiliyor musunuz?
Teşekkürler Eva Gassner…

Bizi sabah 6 uçağı ile uğurlamak için 04.30’da otelimizin kapasındaydın… Çok güzel bir dost kazandık… Titiz, en ince ayrıntıları düşünen tavrın ile bizi çok mutlu ettin… Onurlandırdın.

Biz mesajı aldık, diğer alması gerekenler alırlar mı, alabilirlir mi bilmiyorum.

Etiketler

Bir yanıt yazın