Emek'i yalnız bırakmadık, şimdi de bırakmayacağız...
Son beş yıl içinde Emek Sineması’yla ilgili kararların ve yıkım sürecine ilişkin uygulamaların tamamına yakınının İstanbul Film Festivali’nin hemen öncesine denk getirilmesi dikkat çekicidir. Ülkemizin en güçlü uluslararası film festivalinin “amiral gemisi” olarak da nitelenebilecek tarihi bir sinema salonuna yönelik olarak atılmış her yıkıcı adımla, genel çapta bir kültürsüzleştirmeye, salonsuzlaştırmaya, sinemasızlaştırmaya, festivalsizleştirmeye, sanatsızlaştırmaya biraz daha yaklaşıldığı açıkça ortadadır. Emek Sineması, yedinci sanatın sembolüdür; yerine dikilmesi öngörülen AVM, kapitalist barbarlığın utanç ve ruhsuzluk anıtından başka bir şey olmayacaktır.
Yalnızca İstanbul’da ya da Türkiye’de değil, uluslararası kültür-sanat çevrelerinde de büyük tepki çeken bu yıkım süreci, sinemaseverlerin, sinemacıların ve sinema yazarlarının karşı koymasıyla uzun süre durdurulabilmiştir. Sermaye-devlet-hükümet-belediye-ajans işbirliğinin bu süreç içindeki “kamuoyunu ikna etme”, yani kandırma girişimleri de sonuçsuz kalmış, amacına ulaşamamıştır. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, başta derneğimiz SİYAD olmak üzere bazı sinema örgütleri ve sinemaseverlerimiz, Emek Sineması’na sahip çıkma konusunda örnek bir duyarlılık sergilemişler, bir sinema salonu söz konusu olduğunda dünyada benzeri görülmemiş uzun süreli bir kampanya yürütülmüştür. Emek’in yıkımınında payı olanlar, destek verenler ise şimdiden tarihsel utançlarıyla başbaşa kalmışlardır.
Gelinen son nokta itibariyle; SİYAD-Sinema Yazarları Derneği olarak, daha önce de açıkladığımız üzere, ilk kazmanın vurulduğu anda da tüm dostlarıyla birlikte Emek Sineması’nın yanında olacağımızı ilân ediyoruz. Emek’i hiçbir zaman yalnız bırakmadık, şimdi de bırakmayacağız.
Saygılarımızla…
SİYAD-SİNEMA YAZARLARI DERNEĞİ