Şehir Hastaneleri Tüm Paydaşlarıyla Masaya Yatırıldı

Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) tarafından düzenlenen Türkiye Projeleri panel serisinin dördüncüsü, Seranit Grup sponsorluğunda, “Sağlık Yapıları / Şehir Hastaneleri” teması ile 26 Mayıs 2016 tarihinde TSMD Mimarlık Merkezi’nde yapıldı.

Türkiye Projeleri Panel Serisi’nin Dördüncüsü Şehir Hastanelerini Ele Aldı

Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) Yönetim Kurulu Başkanı Aytek İtez ve Seranit Grup Proje ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Banu Uçak’ın açılış konuşmalarını yaptığı panel serisinin dördüncüsünde, Türkiye’nin son dönemdeki en önemli yatırımları arasında yer alan ve inşa çalışmaları devam eden Şehir Hastaneleri projelerinin süreçlerini aktarmak üzere projelerin paydaşları bir araya geldi.

İki oturumdan oluşan panelin ilk oturumu, Seranit Grup Genel Müdür Yardımcısı Banu Uçak’ın moderatörlüğünde, Sağlık Bakanlığı Proje Daire Başkanlığı’ndan Selin Nevrim, Sağlık Bakanlığı Etüd, Proje ve Emlak Yönetim Daire Başkanlığı’ndan Serpil Cömert, Rönesans Sağlık Yatırımları Mimari Direktörü Derya Çavuş, YDA İnşaat PPP Projeleri Genel Koordinatörü Necip Atay ve ApcoMeg Proje Müşavirlik’ten Köksal Eren’in katılımıyla yapıldı.

PPP Modeli (Kamu-Özel İşbirliği), Şehir Hastanelerinin Elde Ediliş Yöntemleri ve Kapsamları Aktarıldı

İlk olarak söz alan Sağlık Bakanlığı Etüd, Proje ve Emlak Yönetim Daire Başkanlığı’ndan Serpil Cömert, Bakanlığın sağlık politikalarına yönelik bilgiler ve yatırımlara ait istatistiki veriler doğrultusunda paylaşımda bulundu. Sağlık Bakanlığı Proje Daire Başkanlığı’ndan Selin Nevrim, Kamu – Özel iş birliğinden bahsederek, bu model ile yaptıkları hastane projelerinden bahsetti. Nevrim, KÖİ modeli ile inşa edilen hastanelerde süreci şu şekilde tarif etti: 1 yıl ihale sonuçlanma süresi, 3 yıl yatırım dönemi ve projenin tamamlanması, 25 yıl işletme süresi, sonrasında Bakanlığa teslim edilmesi. Büyük kapasiteli hastaneler olduğu için zorluklarla karşılaştıklarını söyleyen Nevrim, bunların çözümüne yönelik birçok danışmanla çalıştıklarını belirtti. ApcoMeg Proje Müşavirlik’ten Köksal Eren, İngiltere’de ilk olarak 17.yy’da uygulanmaya başlanan ve “Public Private Partnership (PPP)” modeli olarak adlandırılan Kamu-Özel Sektör iş birliğini anlattı. Eren, bu model ile üretilen Şehir Hastaneleri projelerinin yaklaşık 42.000 yatak kapasitesine sahip olacağını ve 15 Milyar Amerikan Doları mertebesinde yatırım yapılmasının öngörüldüğünü, çok büyük bir program olduğunu söyledi. Ayrıca şehir hastanelerinin Özel Hastane olmayacağının altını çizdi. Konuşmacılar bu modelin ilk defa denendiğini sonuçlarının hep birlikte görüleceğine dair hemfikirdiler.

“Hastaneler aynı anda açılacağından sonuçta neyle karşılaşacağımızı Bakanlık da, bizler de bilmiyoruz.”

Rönesans Sağlık Yatırımları Mimari Direktörü Derya Çavuş, çeşitli illerde yaptıkları hastanelerinden bahsederek, işletmede kendilerine düşen sorumlulukları aktardı. PPP Şehir Hastane Projelerinde sözleşme yapısını açıklayan Çavuş, “Hastaneleri doğru ve iyi inşa etmek zorundayız, çünkü biz işleteceğiz. Hastaneler aynı anda açılacağından sonuçta neyle karşılaşacağımızı Bakanlık da, bizler de bilmiyoruz. Sonuçların iyi olacağını tahmin ediyoruz,” dedi.

YDA İnşaat PPP Projeleri Genel Koordinatörü Necip Atay, projelerin kapsamından ve tarafların sorumluluklarından bahsetti. Hastanelerin depreme dayanaklı olmaları için Türkiye’de ilk olarak bu kadar büyük kapsamlı izalatör kullanımı yapıldığını söyledi.

Bu kadar fazla sayıda büyük ölçekli projenin aynı anda hayata geçirilmesi endişeyle karşılandı

Moderatör Banu Uçak’ın panelistlere yönelttiği “projelerde esneklik olacak mı?” sorusuna yönelik Derya Çavuş, hastanelerde izalatör kullanımı nedeni ile yapılara ilavelerin ya da değişikliklerin yapılmasının zor olabileceğini söyledi. Necip Atay, bu projede 25 yıl sonrasını görmenin zor olduğunu, ancak varsayımlarda bulunabileceklerini söyledi. Sunumların ardından dinleyiciler, öngörüldüğü şekilde çalışıp çalışamayacağı ancak açıldıktan sonra belli olabilecek büyük ölçekli bu kadar fazla sayıda projenin aynı anda hayata geçirilmesi konusundaki endişelerini dile getirip, en azından önce pilot bir projeyle denenmesi gerektiğini savundular.

A.N Yatman Mimarlar’dan Nesrin Yatman’ın moderatörlüğünde düzenlenen ikinci oturumda ise, projelerin mimarları Kerem Yazgan (Yazgan Mimarlık), İlhan Kesmez (Hayalgücü Tasarım), Selda Gümüşdoğrayan (Selda Gümüşdoğrayan Mimarlık) ve Burak Peri (Mavi Peri Mimarlık) konuşmacı olarak katıldı.

Oturumun moderatörü Nesrin Yatman, hastanelerin yer seçimlerinin ihale yapılmadan belirlendiği için sıkıntılı olduğunu, 40 sene önce ne sorun varsa yine aynı sorunların olduğunu söyleyerek oturumu başlattı. Kerem Yazgan, projelerine yönelik bütüncül ve bilgi bazlı bir paylaşım yaptı. “Bir hastane yapısında kaç aktör yer alır?” ve “bir yapı kaç parçadan oluşur?” gibi sorulara cevap arayarak yaptığı sunumunda, Adana Hastanesi’nin istatistiki verilerini aktararak, yaptıkları projelerin ne denli büyük olduğunu açıkladı. Bu deneyimin bir bilgiye dönüşebileceğini vurgulayan Yazgan, “PPP hastane modellerinde bir prizin yerinin tasarımı bile çok detaylı düşünülüyor.” dedi.

İlhan Kesmez: “Ortadoğu ve Çin’de böyle projelerin örnekleri var”

İlhan Kesmez, önceki panelde dinleyilerden gelen “Batıda bu tarz mega projelerin örnekleri var mı?” sorusuna, öncelikle bu projelerin Batı ile karşılaştırılmaması gerektiğini, onlar ile demografik ve ekonomik veriler açısından çok farklı olduğumuzu, Ortadoğu ve Çin’de örnekleri olduğunu vurguladı. Projelerin teorik kısmını yaptığı el çizimleri ile açıklayan Kesmez, hastanelerin tasarımdaki boyut-ölçek ilişkisini tarif etti. İnşa sürecinde klasik sürecin olamadığını ifade ederken, “Şimdi bütün süreçler iç içe. Proje sürecinde inşa ediyoruz, onay alıyoruz,” dedi.

70 ameliyathaneli mimari planlar korkutucu bulundu

Selda Gümüşdoğrayan, yaptıkları bir hastaneden örnek vererek, “günlük ziyaretçi sirkülasyonunu planlamak bir sorun. Günde yaklaşık 43 bin ziyaretçinin gelmesi bekleniyor,” dedi. Nesrin Yatman’ın işletme konusunda ürktüğünü söyleyen görüşleri üzerine Gümüşdoğrayan, bir sorun yaşanmayacağına inandığını, mimarlar bu kadar büyük işler yapabiliyor, istenileni tasarlayabiliyorsa; işletme konusunda da bunu yapabilecek kapasitede insanların olduğunu söyledi.Burak Peri, Türkiye’de ilk olarak hayata geçirilen Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri (YGAP) Hastane projelerinin kapsamından, kullanıcı profilinden ve bu hastanelerin ihtiyaç analizlerinden bahsetti. Dinleyiciler de slaytta gösterilen 70 ameliyathaneli mimari planları korkutucu bulduklarını, hastalar için bunun rahatsız edici olabileceğine dikkat çekti.

Sunumların ardından dinleyicilerden gelen görüşler doğrultusunda, bu kadar büyük kapasiteli hastanelerin işleyişinde çıkabilecek sıkıntılar (personel ihtiyacı, denetim, vs.) ve kentlerine getirebileceği sorunlar (ulaşım, altyapı sorunları vs.) konusundaki endişelere, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, çeşitli danışmanlar ile çalıştıklarını, konu özelindeki yetkili birimlerin çalışmalar yaptıklarını belirterek cevap verdi.

“Türkiye Projeleri Panel Serisi” önümüzdeki aylarda farklı konu ve projeler ile devam edecek.

Etiketler

Bir yanıt yazın