Sayısız Saat Dilimine Yayılan Demir Ağlar: Rusya Pavyonu

Bu seneki Mimarlık Bienali'nin Rusya Pavyonu'nda ülkenin can damarları haline gelen demir yolları, beş farklı yaklaşımla ele alındı.

“Station Russia” ile Rus demir yollarının geçmişini, bugününü ve geleceğini keşfetmenin gururunu yaşıyor. Yerleşilemez bölgelerden oluşan, yolların inşa edilemediği bu çevrede demir yolları, dünyanın en geniş ülkesinin can damarı haline gelmişti. Station Russia, bu demir yollarının ve onları kullanan insanların Rusya’nın geniş ve boş alanlarını nasıl ele aldığını inceliyor. 

16. Venedik Mimarlık Bienali için oluşturulan bu yeni sergide ulusal pavyon, bir tren istasyonuna dönüştürüldü. Çağdaş Rus mimarlar, tasarımcılar ve sanatçılar; ses, multimedya kurulumları, fotoğraflar, modeller ve eserler kullanarak beş “salon” içerisinde bu demir ağın geçmişini keşfederek, geleceği ile ilgili görüşlerini sundular. 

Sergi, Rus demir yolu ağının stratejik önemini korumadaki rolünü bu etkinliğe katılım göstererek kuvvetlendiren JSC Rus Demiryolları tarafından destekleniyor. Yapıyı tasarlayan Alexey Shchusev, aynı zamanda, Kazansky Tren İstasyonu’ndan da sorumluydu. 

Salon 1: Serbest Alanın Coğrafyası

Pavyonun ilk salonu, Rusya’nın çoklu zaman dilimine ve geniş boş alanlarına yayılan demir yolu sisteminin karmaşıklığını gösteriyor. Rus sanatçısı Arden Vald tarafından yapılan infografik enstalasyon, bu demir yollarını hem ülkenin dolaşım sistemi (can damarları), hem de omurgası olarak sunuyor.

Salon 2: Mimari Depo

Pavyonun merkez salonundaki Mimari Depo’da, Sochi’deki yenilenmiş istasyon ve Moskova’yı Kazan’a bağlayan hızlı tren önerisi gibi tamamlanmış ve günümüzde devam eden projelerin planları ve modelleri sergileniyor.

Üçüncü Salon: Geleceğin Bekleme Salonu

Geleceğin Bekleme Salonu, tren istasyonlarını çevreleyen yaşanabilir oluşumların geleceğine ithaf edilmiş iki çalışma sunuyor. Bunlardan biri Citizenstudio ve studio 911 tarafından önerilen, Moskova’nın merkezindeki en işlek raylı sistem duraklarından biri etrafında şekillenen bir gelişim projesinin sunumu. “A Dichotomy of Free Space” başlıklı çalışma, diğer mega şehirlerdeki tren istasyonlarını ele alarak, Moskova’daki tren istasyonunun etrafındaki alanın nasıl yeniden kullanılabileceği konusunda fikirler ortaya koyuyor. Diğer çalışmada ise graffiti sanatçısı Anatoly Akue, bu proje alanının gelecekteki kentsel çevresini hayali bir yaklaşım ile galerinin duvarlarına resmetti.

Dördüncü Salon: Hatıraların Şifresi

Hatıraların Şifresi’nde pavyonun alt galerisinin duvarlarına, geleneksel bir bagaj odasını andıracak şekilde çelik dolaplar sıralandı. Ziyaretçilerin açıp içini incelemesi için hazırda bulunan dolaplar, içinde “kaybolup bulunan” öğeleri bulunduruyor.

Beşinci Salon: Boş Yere Yolculuk

Bir tren vagonunun donmuş penceresi ardından sunulan “Yedi Dakikada Yedi Gün”,  Daniil’in uzun süredir kayıp dedesiyle tanışmak için Trans-Sibirya Ekspresi güzergahı boyunca Moskova’dan Vladivostok’a kat ettiği 9300 kilometreyi anlatıyor. Film ülkedeki tren yolculuğunun hayati rolünü vurgularken, pavyonu ziyaret eden seyircilere Venedik sıcağına karşı bir kontrast sunuyor. 

Etiketler

Bir yanıt yazın