“Önemli olan yaratılan ürünlerin insan üzerindeki etkisinin sorumluluğunu almaktır”

"NWXSE, SONSUZA UZANAN KENTLER: Sürdürülebilir Bir Kentsel Deneyim Tasarlamak" konferansı Matthijs van Dijk (KVD), Marcel Vroom (MVAVD) ve Jos Oberdorf’un (NPK) katılımıyla, 34SOLO Projeler koordinatörlüğünde Yapı Endüstri Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Konferans Doğan Hasol’un açılış konuşmasıyla başladı. Hasol, tasarım danışmanlığı, stratejik tasarım yönetimi, ürün ve hizmet tasarımı, mühendislik tasarımı, ürün mühendisliği gibi çok çeşitli alanlarda hizmet veren, bünyesinde 120’den fazla tasarımcıyı bulunduran NWSXE Tasarım Grubu’nu tanıttı ve grubun bu tip hizmetlerinin tasarım alanındaki önemini vurguladı.

Konferansın ilk konuşmacısı Matthijs van Dijk NWXSE Tasarım Grubu’nun hangi fikirler üzerinde temellendiğini anlattı. Bu doğrultuda van Dijk, grubun dünya çapındaki tasarım ağının, birlikte tasarlamanın yeni bir ekonomik varoluşu oluşturabileceğini, sosyal inovasyona giden yolu açabileceğini belirtti. İnsan refahını düşünen, aynı düşünceler üzerinde temellenen firmalarla birlikte çalışarak bunun gerçekleşebileceğini, önemli olanın komşuluk ilişkilerinden doğan bir ortaklık değil, aynı değerleri paylaşan firmalarla çalışmak olduğunu ifade etti.

van Dijk, tasarımlarının kontrolünü sağlamadaki birinci rolün, tasarım süreçlerinin bir bütün olarak planlanması ve modellenmesiyle gerçekleştiğini söyledi. van Dijk “Spesifik karakterde bir ürüne spesifik tepkiler verilir, bu psikolojiyle alakalı bir durumdur. Bir canlı nasıl yaşadığı ortama göre şekilleniyor, ona uyum sağlıyorsa, kullanıcıların da ürünlere verdikleri tepki bulundukları çevreyle alakalıdır. Dünyanın farklı yerlerinde aynı tasarımları uygulamak bu açıdan doğru olmaz. Bir tasarım sorununun çözümü sadece estetikle alakalı değil, bağlamla alakalıdır” diyerek, her firmanın farklı tasarım anlayışları doğrultusunda bir ürünün varolan bağlamı ve tasarım sürecinde oluşan yeni bağlamının nasıl sistematize edildiğini anlattı.

Sürdürülebilir bir yaşam alanının üç aşama (sorumluluk, davranış, tasarım özellikleri) ile gerçekleştirilebileceğini belirten konuşmacı, tasarım ürününün tekil olarak sürdürülebilir olmasının yetersiz olduğu, öncelikle firmanın sürdürülebilir bir vizyon ve misyona sahip olması, sonrasında tasarımın uygulanacak alandaki kullanıcıların ürünle ilişkileri bağlamında davranışları ve nihayetinde tasarım ürününün sürdürülebilir olması şartlarının arandığını ifade etti. Bu doğrultuda Rotterdam kenti üzerinden tasarım ürünlerinden önce üzerinde düşünülmesi gerektiği üzerine kurulan kullanıcı ve çevre ilişkisini ele alan süreç yaklaşımlarını anlatarak, önemli olanın yaratılan ürünlerin insan üzerindeki etkisinin sorumluluğunu almak olduğunu sözlerine ekledi.

Marcel Vroom ise sürdürülebilir bir kentsel tasarıma giden süreçte şehrin dönüşümünü ele aldı. Teknolojinin geliştiğini ve bu doğrultuda bir ürünü oluşturan parçaların küçüldüğünü, azaldığını fakat daha kompleks bir hale geldiğini belirten Vroom, örnek olarak kentin dönüşümünde artık telefon kulübelerinin kaldırıldığını, zamanla kente yerleştirilen ve daha küçük olan telefon kulübelerinin bile kaldırıldığını, kent ve teknoloji dönüşürken bu ürünlere artık ihtiyaç olmadığını belirtti. Kent dönüşürken kullandığımız araçları bizim oluşturduğumuzu fakat belirli bir süre sonra araçların bizim davranışlarımızı şekillendirdiğini belirten konuşmacı, uyguladıkları bir toplu taşıma bilgi tabelası ürünü üzerinden kentin dönüşüm deneyimini aktardı. Vroom sürdürülebilir bir kentsel tasarımı, kullanıcı, çevre ve kar tanımlarının şekillendirdiğini ifade etti.

Son konuşmacı Jos Oberdorf ise uygulanan projelere dair bir konuşma gerçekleştirerek, çatılara hızlı bir şekilde uygulanabilen Vodafone Anten Sistemi, Amsterdam Tramvay Durağı tasarımı, Hollanda hızlı tren ray sistemi ve havalandırma, sıhhi tesisat gibi yapı birimlerini tek bir alanda toplayan Unica Bina Uygulama Sistemini tanıttı. Konferans soru cevap bölümüyle sona erdi.

Etiketler

Bir yanıt yazın