Mimari Detaylar İlgimi Çekti

Abbas Akhavan'ın Galeri Manâ'da devam eden sergisindeki mekâna özgü yerleştirmeler, izleyicinin yer ve zaman algısıyla oynuyor.

Çalışma metodunun temelinde mekâna özgü iş üretmek olduğundan, sergilediğiniz yerde bulunmanız gerekiyor. Sergideki işleri nasıl formüle ettiğini anlatabilir misiniz?

Evet mekân, işlerimde önemli bir rol oynuyor. Çoğu zaman karşı çıkabileceğim, tepki verebileceğim ya da katalist olarak kullanabileceğim, katı ya da serbest bir çerçeveye ihtiyaç duyuyorum. Bu çerçeveler ekonomik, siyasi, coğrafi ya da mimari olabilir. Çoğu zaman, birkaçı bir arada oluyor. Benim mekânla olan ilişkim misafirperverlik, evcil mekânlar ve bahçeler üzerine sürdürmekte olduğum araştırmayla ilintili. Bu sergide, Galeri Manâ’nın bulunduğu bölgeyi oldukça ilginç buldum; binadaki mimari detaylar, çok sayıdaki sütun -ki bu sütunlar görsel engeller olarak görülebilir- işimdeki temel unsurlardan biri haline geldi. Daha sonra binanın pencereleriyle, içeriden dışarıyı, dışarıdan içeriyi nasıl gördüğüm ile çalıştım.

Sergi, bir gizlenme hissiyle başlıyor. Galeriyi mahallesi içinde nasıl konumlandırıyorsunuz?

İşlerimin çoğunda galeriye girişle başa çıkmaya çalışıyorum; bazen camı tamamen keresteyle kapatarak, büyük çitlerle bariyerler oluşturarak ya da kuş sesleri ile izleyiciyi engellemeye çalışarak. İzleyicinin mekâna nasıl girdiğinin bilincinde olmasını istiyorum; bazen hoş karşılanıyorlar bazen de izinsiz giriyorlar. Bu sefer, yatak çarşafları galeriye girişi bloke eden perde işlevi görüyor ama aynı zamanda ölçekten ve beton yere yerleştirilme biçiminden dolayı mimari bir özellik de kazanıyorlar. Bina onarımları sırasında kullanılan mavi muşambayı da dahil ederek mimari yapıyla ilişkilerinin daha da net bir şekilde altını çizmek istedim.

İlk katın hamlığı şu anda İstanbul ‘un içinde bulunduğu inşaat halinde olma durumuyla ilişkili gibi ve objeleri anlık gibi gözüken şekillerde birleştiriyorsunuz?

İşimin bir kısmı, mekânda bulunmak ve mümkün olduğunca bilgi toplamakla ilgili; buna okumak, soru sormak, boş boş durmak ve mekânın etrafındaki düzenleri gözlemlemek dahil. Bu sefer Karaköy’deki bazı özellikleri işlerime dahil etmeye çalıştım. Mahalledeki onarım ve inşaatlar oldukça agresif. Soylulaştırma sonucu silinen desen ve estetiklerin bir kısmını tekrar ortaya çıkarıyorum (çiçek desenli kumaşlar bu şekilde işlev görmektedir). Beton, muşamba, kil torbaları gibi geçici, bazen de kalıcı, olarak kullanılan inşaat malzemelerini de sergiye dahil ettim.

Sergi kontrol altında bir kaos izlenimi veriyor. Kullandığınız materyaller ve biçim arasındaki ilişkiyle bağlı olduğunu düşündüğüm bu gerginlikten bahsedebilir miyiz?

Aşağı kattaki iş İran , Türkiye gibi yerlerde tarihsel olarak arka bahçelerde sık sık gördüğümüz basit bir havuzun ya da fıskiyenin yeniden yapılmış hali. Evlerde gördüğümüzden biraz daha büyük olması aynı zamanda kamusal bir mekânda olabileceği izlenimini uyandırıyor. Aynı zamanda Manâ’nın mekânının ortasındaki sütunlardan etkilenmemin sonucu ürettiğim basit geometrik bir müdahale, bir heykel olarak da okunabilir. Son 4 yıldır, suyu işlerime dahil ediyorum. Bu yüzden de bu fıskiye aynı zamanda sarnıç gibi, burada gördüğüm başka şeylere de referans vermektedir. Aynı zamanda Galeri Manâ’yla tanıştırıldığımdan beri birkaç kişi galerinin keşfedilmemiş bir sarnıç üzerine kurulu olduğundan da bahsetti. Bu benim uzaktan da olsa ilgimi çekiyor.

Abbas Akhavan sergisi 11 Mayıs 2013’e kadar Galeri Manâ’da.

Etiketler

Bir yanıt yazın