Meinhard von Gerkan’dan Yalınlık, Geometri ve Sürdürülebilirlik Üzerine

Arkitera Mimarlık Merkezi’nin düzenlediği ARKIMEET Konferansları’nın 20.’si 15 Nisan Salı akşamı, Almanya’nın köklü mimarlık ofislerinden GMP Mimarlık’ın kurucusu Meinhard von Gerkan’ın katılımıyla gerçekleşti. ECA&Serel''in sponsorluğunda gerçekleşen konferansta, mimarın konuşmasından önce Arkitera Mimarlık Merkezi’nin kurucularından Ömer Kanıpak, 2008 senesi içerisinde planlanan arkiPARC etkinliği ve geçtiğimiz sene faaliyete geçen Arkitera Eğitim Merkezi hakkında bilgi verdi. Sonrasında ise Elmor AŞ Genel Müdürü Hakan Günderen, firma ve ürünleri hakkında bir konuşma yaptı.

Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi’nde gerçekleşen konuşmada, Meinhard von Gerkan, salonun doluluğundan ve dinleyici kitlesinin genç ve dinamik oluşundan etkilendiğini söyleyerek sözlerine başladı. Konferans süresince, mimarlık felsefesi ve faaliyetlerini anlatacağını belirten von Gerkan, ilk olarak Türkiye’de gerçekleştirdiği projelerinden bahsetti.

Mimarın Türkiye’de uygulanan ilk binası 20 yıllık bir yapı olan Ankara Sheraton Oteli. Bu 20 yıllık süreçte binaya eklemeler yapıldığını ve büyütüldüğünü söyleyen mimar, binanın uygulandığı senelerde imar kanunlarının bu yüksekliğe izin vermediğini belirtti. Ankara Sheraton Oteli Projesi’nden sonra uzun yıllar Türkiye’de proje yapmamış olan mimar, bunun nedeninin çok fazla yarışma açılmaması olduğunu söyledi. Mimarın Türkiye’de projelendirdiği bir diğer yapı ise Antalya Belek’teki Calista Oteli. Finans probleminden dolayı, otelin iç mekanlarını kendilerinin tasarlamadığını belirten von Gerkan, bu tip durumların yapının dışarıda hissettirdiği etkiyle içerisi arasında fark yarattığını söyledi.

Meinhard von Gerkan, Türkiye’deki çalışmalarından kısaca bahsettikten sonra, mimari bakış açısını proje örnekleri ile destekleyerek anlattı.

Yalınlık

Mimaride yalınlığı, yumurta görseli ile örneklendiren mimar, yumurta formunun işlev, estetik ve bileşenleri bakımından yalınlığı ile ideal bir form olduğunu, bunun mimariye de uyarlanabileceğini belirtti.

Jurmala Evi

Mimarın aynı zamanda doğum yeri de olan Riga’da, Krasovicky Ailesi için tasarladığı Jurmala Evi, mimaride yalınlığa iyi bir örnek. 1998 senesinde tamamlanmış olan konutun sahiplerinin lüks yapı denildiğinde akıllarına başka bir şeyler geliyor olmalı ki inşaat aşamasındayken yapının yıkılmasını istemişler. Şantiye bittiğinde ise yapının karşılaştığı büyük övgüler, işverenin Meinhard von Gerkan ile pek çok projede birlikte çalışmasına vesile olmuş.

Çin’de pek çok projeye imza atan von Gerkan, Asya’nın kendisi için yepyeni bir dünya olduğunu söyledi. Çin’in mimari açıdan, keyfi ve heterojen bir yapısı olduğunu, övünme ve zenginlik gösterme çabasının mimariyi olumsuz olarak etkileyip çirkinleştirdiğini belirten mimar, kendilerinden de bu tip yapılar istendiğinin altını çizdi. Çin’de gerçekleştirdiği, CYTS Plaza, yalınlığı ve sürdürülebilirliği ile dikkat çekerken, Pearl Nehri kıyısındaki Guangzhou Kalkınma Merkezi, mimarinin kendi bileşenleri ile ekolojik mimariye örnek oluyor. Meinhard von Gerkan, mimarinin kendi bileşenleri ile enerji tasarrufuna büyük katkılarda bulunulabileceğinin altını çizdi. Çin’de uyguladığı pek çok mimari projenin, bu bölge için devrim niteliğinde olduğunu belirten mimar, buna örnek olarak Pekin’deki Alman Okulu’nu gösterdi.

Mikroçip ve Kar Kristali
Meinhard von Gerkan, mikroçip ve kar kristalinin karşılaştırmalı görseli üzerinden, doğa ve teknikteki yapıların birbiriyle içiçe geçmiş olduğunu belirtti. Bunun mimariyi de etkilediğini savunan mimar, geometrinin önemi üzerinde durdu.

Şangay’da 2005 senesinde tamamlamış olduğu müze yapısı, yalınlığı ve baskın geometrisiyle bu görüşü destekliyor. Bir kaide üzerinde yükselen camdan küp, esas sergi alanını oluştururken, diyagonal bölümler ile ayrılmış. Sergi katında, duvarlar açılıp kapanabiliyor, gerektiğinde kapalı bir kutuya dönüştürülebiliyor.

Sıkı sıkıya geometri kurallarına bağlı olan bir diğer yapısı ise Leipzig’deki yeni fuar merkezi. Betonarme ve camdan ana galeri, mantıklı ve sistematik bir yapıya sahip. Herhangi bir sanatsal formdan kaçındıklarını belirten von Gerkan, binanın saf geometri eseri olduğunun ve yapının karakterinin bir kar kristaline ya da mikroçipe benzetilebileceğinin altını çizdi. Kendilerine yol gösteren tek mantığın, yapısal mantık olduğunu söyledi.

Yepyeni Bir Kent: Lingang
2010 yılında tamamlanması planlanan Lingang Kenti, Şangay’ın nüfus artışından dolayı yaklaşık 8 milyon kişinin ikamet edeceği şekilde kurgulanmış. Yüksek yoğunluğa sahip bir bölgedense, Avrupa’daki kentlerin olumlu özelliklerini üzerinde barındıran bir kurguya sahip. Kentin tam ortasında 2,5 kilometre çapındaki göl ve etrafındaki 8 m genişliğinde gezinti alanları bulunuyor. İşveren gölün tam ortasına kentin sembolü olacak bir sembol tasarlanmasını istemiş. Meinhard von Gerkan, bunu “mimaride pek karşılaşılmayan olağanüstü bir durum” olarak nitelendiriyor. Von Gerkan’ın, sembol önerisi ise etrafında dalga şeritleri ile su damlası olmuş. “Cloud Needle” (Bulut İğnesi) olarak nitelendirdikleri sembolik yapı, ince şerit şeklindeki bir konstrüksiyon üzerinde yer alan bir bulut. Bu sembolik yapının maaliyetinin fazla olması, işvereni düşündürmüş ve finansmanı sağlamak için buraya bir de bulutun içinden geçecek asansör koyarak hediyelik eşya satılmasını kabul etmişler.

Picasso’nun portre fotoğrafını gösteren mimar, yüzünün çok karakteristik olduğunu söylerken, kendisi için mimarinin de karakterinin olmasının çok önemli olduğunu belirtti. Meinhard von Gerkan, konuşmasının sonlarına doğru, mimar olarak yeni kimlikler yaratmaktan keyif aldığını belirtti. Japon Şemsiyesi’nden bir detay gösteren von Gerkan, bu yalın ve kendine özgü strüktürün 100 sene öncesinden bugüne geldiğini ve 1.000 sene sonra da estetiğinden bir şey kaybetmeyeceğini söyledi. Bu sürdürülebilirliğin mimaride başarılabilmesi durumunda, mimar olarak topluma karşı görevlerin de yerine getirilmiş olacağını söyleyerek sözlerine son verdi.

Etiketler

Bir yanıt yazın