Kopenhag’ı Fırtınalardan Koruyacak Yapay Bir Yarımada Projesi: Lynetteholm

Danimarka merkezli mimarlık ofisleri COWI, Arkitema ve Tredje Natur, dalgalara karşı koruma sağlamak ve yükselen deniz seviyelerine sahip Kopenhag şehrini korumak için yapay bir yarımada projesini hayata geçiriyor.

Danimarka Parlamentosu kısa bir süre önce, Kopenhag’da, şehrin kıyısında 35.000 kişiyi barındıracak yapay bir ada olan Lynetteholm projesinin inşasına onay verdi. Ocak 2022’de başlayan ve yatırımcılar, mimarlar ve çevre danışmanlarından oluşan bir ekip olan COWI, Arkitema ve Tredje Natur işbirliğiyle yürütülecek olan projenin 50 yılda tamamlanması öngörülüyor.

Yaklaşık 1.100.750 m² bir alana yayılan proje, By & Havn (City & Port) inşaat şirketi tarafından Kopenhag ve çevresindeki inşaat projelerinden elde edilen arazi kullanılarak inşa edilecek. Yapay ada projesinin tehlikeli fırtınalara ve  şiddetli sellere maruz kalan liman kentini koruması hedefleniyor.

Lynetteholm projesinin tasarımı, şehrin limanını koruyan küçük bir batı deniz duvarı ile yarasa şeklindeki bir yarımadayı kapsıyor. Yapay bir kıyı şeridi Baltık Denizi’ne açılan bir su boğazı olan Øresund’a bakması planlanıyor.  Peyzaj mimarları, tipik beton deniz bariyeri yerine gelecekte duruma uyacak şekilde değiştirilebilecek uyarlanabilir bir topografya tasarlanmasını umut ediyor. Tıpkı doğal bir kumsalın güçlü dalga enerjisini bastırıp yansıtabilmesi gibi, tasarımcılar da yapay kıyı şeridinin gelen dalgaları emip dağıtacağına inanıyorlar.

Mimarlar, geniş ve kasıtlı olarak pürüzlü tasarlanan kıyı şeridini desteklemenin ve hatta yükseltmenin, deniz seviyelerinin tahminleri aşması durumunda, bir duvarı daha yükseğe uzatmaktan çok daha kolay olacağını savunuyorlar.

Lynetteholm projesi, eleştiri ve protesto almakta da gecikmemiş. Milyonlarca dolarlık çevre projesi, özellikle çevre gruplarından sert eleştiriler almış. Karşı çıkanlar, yarımadanın inşaatının halihazırda habitatlara zarar verdiğini ve çevredeki suları kirlettiğini, şehrin limanlarını zehirlediğini ve Baltık Denizi’nin hassas tuzluluk dengesini bozduğunu savunuyor. Proje Haziran 2021’de parlamento oylamasıyla onaylandığında, karar genel halk öfkesi, protestolar ve hatta yasal işlem girişimleriyle karşılanmış.

İnşaat şirketi By & Havn, protestocuların hafriyat toprağının şehrin limanlarına boşaltılmasının suları kirletebileceğini ve vahşi hayata zarar verebileceğini iddia etmesi üzerine inşaat planlarını değiştirmek zorunda kalmış. Projenin değişken bütçesi de eleştirilen başka bir konu olmuş. İnşaat maliyetleri başlangıçta 2,4 milyar Danimarka Kronu (yaklaşık 350 milyon USD) olarak tahmin edilmiş, ancak o günden beri bütçe 3,4 milyar Danimarka Kronu’na (yaklaşık 492 milyon USD) yükselmiş.

Etiketler

Bir yanıt yazın