Kamuoyu ardı ardına gündeme gelen "süreç"lerle ilgilenirken, ülke zenginliklerinin yağmaya açılması sürecindeki "yeni yasal düzenlemeler" de sessiz sedasız yürürlüğe giriyor.
Bunlardan sonuncusu 2 Nisan 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Kıyı Yönetmeliğinde Değişiklik” yönetmeliği… Düzenlemenin özellikle 4. maddedeki “tanımlar” bölümünde yapılan değişiklikler özetle şöyle:
Kıyı şeridi imara açılıyor: Kıyı hukukumuzda, toplumun bu alanlardan özgürce yararlanabilmesi için “sahil şeridi” tanımı özel önem taşıyor. Bu şeridin sınırları daha önce “doğal eşiklerle” belirlenirken, yeni yönetmelikte “uygulama imar planı” ile saptanacağı hükme bağlanıyor. Böylece en hassas alanda “yapılaşma”ya da olanak sağlanıyor.
‘Tersaneler’de yapılaşma: Önceki yönetmelikte, kapasitelerine göre tekne boyutlarına getirilen sınırlamalar kaldırılarak, “her cins ve boyutlarda gemi ve su araçlarının inşası”na izin veriliyor. Buna bağlı olarak da “teknik ve hizmet binaları”nın kıyıda yer alabileceği vurgulanıyor.
Yat limanında otel: Aynı yaklaşımla “yat limanları”nda daha önce belirlenmiş zorunlu hizmet yapısı olanaklarına ek olarak “konaklama” tesisleri de yapılabilecek. Böylece “denize sıfır” denebilecek konumda ayrıcalıklı otellere ve yine yat limanıyla iç içe “turizm” tesislerine açıkça olanak sağlanıyor.
Balıkçı barınağında dükkân: Benzer durum “balıkçı barınağı” için de geçerli. Bu alanlardaki balıkçı teknelerine hizmet verecek kadar bağlama, su, elektik ve ağ kurutma sahası ile çekek yerlerine ek olarak, 2 katlı yönetim ve satış binalarının da yapılabilmesi mümkün olacak.
‘Asfalt ve beton’ çekek yerleri: Yönetmelikteki “çekek yeri” tanımında da balıkçı tekneleri, küçük tonajlı tekneler veya yatların bakım ve onarımlarının yapılması için karaya alınmalarına imkân sağlayacak donanımlarla yetinilirken, yeni yönetmelikte bunların toprak zeminde değil, “katı sıcak asfalt veya betonlanmış” meyilli alanla da düzenlenebileceği belirtiliyor.
Kıyı kenar onayı: Denizin ve karanın hukuken ortak sınırını gösteren “kıyı kenar çizgisi” için de önceki yönetmelikte onay kurumları olan belediye ve valiliklerin yerini artık Çevre ve Şehircilik Bakanığı aldı. Yeni yönetmelik, bakanlıkça onaylanan kıyı kenar çizgilerine yapılacak itirazların da bakanlıkça sonuçlandırılacağını düzenliyor…
Kıyı yönetmeliğindeki bütün bu yeni hükümler, “kıyıların kamu yararına ve topluma açık kullanımı” için zaten yetersiz olan hükümleri “kıyıyı koruma”ya yönelik değil, yapılaşma olanaklarının daha da artırılması doğrultusunda değiştiriyor.
Bu konudaki en önemli kurallar olan “denize yaklaşma mesafeleri”ne kesinlikle uyulmasını sağlayacak hiçbir yeni düzenlemeye yer verilmemiş olması ise yönetmelik değişikliğinin öncelikle “rant amaçlı” olduğuna dair yeterli fikri veriyor.