Kentsel Yenileme ile İklime Uygun Dönüştürülen Bir Konut Yerleşimi

Kopenhag'da bulunan ve kentsel yenileme ile iklim uyumuna yönelik pratik çözümleri keşfetmeyi amaçlayan Climate Resilient Block projesi, Henning Larsen Architects tarafından tasarlandı.

Fotoğraflar: Rasmus Hjortshøj

Bu dönüşüm projesi, 13 farklı mülkün arka bahçelerini ortak bir avluya dönüştürüyor. Uygun maliyetli ve iklim açısından dayanıklı bir tasarım anlayışıyla ele alınan projede, enerji verimliliği ve su yönetimi gibi zorluklara çözüm getirilirken yerel topluluk ile doğal çevre arasındaki sinerji de güçlendiriliyor.

Projede yağmur suyu bir kaynak olarak değerlendirilerek blok içerisindeki yağmur suyunun %100’ünü kanalizasyon sisteminden ayrılmış. İlk olarak avludan toplanan yağmur suyu tuvalet rezervuarlarında, çatıdan toplanan yağmur suyu ise çamaşır yıkamada kullanılmak üzere değerlendirilmiş.

İkinci olarak avlunun içerisinde oluşturulan bir “dere” aracılığıyla suyun akışı yönlendirilmiş ve geciktirilmiş. Son olarak ise yeşil bitki yatakları ve geçirgen zeminler kullanılarak yağmur suyunun toprağa emilmesi ve yeraltı sularına sızması sağlanmış.

Yeni, çok işlevli cephe, enerji verimliliğini artırmanın yanı sıra mevcut dairelere yeni balkonlar ve daha büyük pencereler ekleyerek konforu ve estetiği geliştirirken dairelerin değerini de yükseltiyor.

Peyzaj tasarımı, çeşitli bitki türlerini esnek bir yağmur suyu yönetim sistemiyle bir araya getirerek suyun yüzeyden akışını etkili bir şekilde kontrol ederken bloğu su baskınlarından koruyor. Bu yaklaşım, bölgenin dayanıklılığını artırmakla kalmayıp kentsel ısı adası etkisini de azaltıyor.

DMG olarak adlandırılan yeni çift katmanlı cephe, dış cephe yalıtım sistemi olarak hizmet vermekle kalmayıp havalandırma, elektrik sistemleri ve yağmur suyu yönetimini entegre eden yenilikçi bir yapı çözümü olmuş.

Ahşap kaplaması ve cephenin “yeşillenmesini” sağlayan özel tasarımlı bir kaidesi ile bu ekleme, doğayı yaşam alanlarına daha da yakınlaştırıyor.

Cephe dışa doğru genişletilerek yalnızca doğal ışık ve havalandırma iyileştirilmekle kalmamış, aynı zamanda daha ferah iç mekanlar yaratılmış. Bu genişleme, mevcut açıklıkların Fransız balkonlara veya çıkma pencerelere dönüştürülmesini mümkün kılarak iç ve dış ortamlar arasındaki bağı zenginleştirmiş.