”İstedik ki Vatandaş da Sürecin İçerisinde Yer Alabilsin”

Kurbağalıdere Vadisi Fikir Projesi Yarışması ödül töreni ve kolokyumu 21 Eylül Cumartesi günü Caddebostan Kültür Merkezi'nde yapıldı.

Kurbağalıdere Vadisi Fikir Projesi Yarışması’nın kolokyumu ve ödül töreni 21 Eylül 2013 Cumartesi günü saat 14:00’da Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün de katılımıyla Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlendi.

Ersen Gürsel, Nurbin Paker Kahvecioğlu, Can Kubin, Firuz Soyuer, Umut İyigün ve Kerem Piker’den oluşan seçici kurulun yer aldığı kolokyumun moderatörlüğünü İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi İpek Akpınar üstlendi.

Kolokyum, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün açılış konuşması ile başladı. Selami Öztürk, ”Biz belediye olarak projelerimizi yapmadan once halkımıza soruyor ve onlar ile paylaşıyoruz. İnaniyorum ki Büyükşehir ile uyumu yakalayabilirsek bu projelerin büyük bir bölümünü hayata geçirmek isteriz.Kent birçok yönden tahrib edilmiş durumda. Bunları azaltmak ve düzeltmek istiyor, bunun için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Öztürk, konuşmasını tüm jüri heyetine ve katılımcıları tebrik ederek sonlandırdı. Konuşmanın ardından eş değer ödül alan projelere ödülleri verildi.

Ödül töreni sonrasında Jüri Başkanı Ersen Gürsel yarışma süreci hakkında kısa bir değerlendirme yaparak, 60 adet projenin teslim edildiğini belirtti. Şartnamenin hazırlanma sürecinde çok fazla vakit harcandığını, herkesin katılımına imkan sağlayacak bir şartname olmasına özen gösterildiğini ekledi. ”Şartnamede yarşmacılardan istenilenler bölümünü dört maddede toparladık ve yarışmacılardan bu maddelere uymalarını, farklı fikirlerini sunmalarını bekledik.” dedi.

Gürsel, bu alanın sadece harita üzeirnde sınırlı bir alan olmadığını, çevresiyle yoğun ilişkileri olan bir alan olduğunu vurguladı. Üzerinde taşıdığı doğal ve kültürel değerlerle birlikte ele alınması gereken bir alan olduğunu belirtti. Selami Öztürk ile şartname hazırlama sürecinde yarışmanın bir fikir projesi yarışması olduğunu, kamuoyunda vadi üzerinde üretilen düşüncelerin paylaşılmasına olanak sağlacak bir model oluşturmak istediklerinde hemfikir olduklarını söyledi.

”İstedik ki yarışmada kullanılan grafik tekniği vatandaşa da hitap etsin ve vatandaş da sürecin içerisinde yer alabilsin” diyerek konuşmasını tamamladı.

Nurbin Paker Kahvecioğlu öncelikle 60 grupta yer alan, ortalama 4-5 kişiden proje için özveriyle çalışan 250-300 kişiye teşekkür etti. İkinci teşekkürü de işin mutfağında yer alan raportörlere ettiğini belirtti.

Can Kubin, son döneme baktığımızda uzun zamandır böyle bir fikir projesi yarışması açılmıyor, bu sebeple Selami Öztürk’e teşekkür ederek konuşmasına başladı. Son yıllarda kentsel tasarım yarışmalarında bu kadar katılımı görmenin güç olduğunu, 60 projeyi iyi bir katılım olarak değerlendirdiğini belirtti. Yarışmacıları kısıtlamak istemediklerini ve ilgili meslek gruplarına açık olması için düzenlemeler yaptıklarını belirterek, her projenin mutlaka alana dair parlak bir fikir ortaya koymuş olmasına ve alana olan katkısına baktıklarını ekledi.

Firuz Soyuer ”Jürinin şehir plancısı ve mimar olmayıp, mühendis olan tek üyesiyim. Fikrini sonuna kadar savunabilecek ğrojeleri değerlendirmeye çalıştık. Tüm jüri heyetine teşekkür ederim ederim.” dedi.

Kerem Piker, jüri çalışmaları boyunca tüm fikirlerin paylaşıldığı ve hiyerarşik bir yapının olmamasını sağlayan tüm jüriye ve Ersen Gürsel’e teşekkür etti ve tasarımcıları tebrik etti.

Yedek Jüri üyelerinden Umut İyigün, yarışmanın açılmasında ön ayak olan Ömer Yılmaz’a ve tüm jüriye teşekkür ederim. Bu yarışmayı diğer yarışmalardan ayıran ölçeğinin dışında, tasarım rehberi istenmesi ve farklı bir yöntem izlenmesiydi” dedi.

Ersen Gürsel söz alarak, bu yarışmada jürinin beklentisi mevcut durumun iyileştirilmesi değil, geçmişten geleceğe taşınabilecek bir fikirdi. Tamamı kamusal olan alanların geliştirilmesine önem gösteren projeleri seçmeye çalıştıklarını belirtti.
Katılımcılardan Baran İdil’in jüri başkanına gönderdiği bir eleştiri olduğunu, eleştiriyi okuduktan sonra Baran İdil’i aradığını söyledi. İdil’in bu eleştiriyi kolokyumda okunması ricasının üzerine eleştiri metnini kolokyumdaki seyircilerle paylaştı.

İpek Akpınar, ”Her jürinin bir pozisyonu oluyor ve yarışmacılar şartnameyi alarak bu pozisyonu kabul ediyor. Dilerseniz biz sözü katılımcılara verelim.” diyerek söz salona bıraktı.

Ahmet Turan Köksal, Kadıköy Belediyesi’nin Türkiye’deki çoğu belediyenin yapamadığını yaptığını belirtti, çözümlenmesi beklenen transfer merkezi ile ilgili hiçbir projede Kadıköy Çarşı ile bağlantının kurulmadığını hatta bağlantının koparıldığını gördüğünü vurguladı.

Arif Atılgan, Jüride peyzaj mimarı olmamasının tesadüf olamayacağını belirterek jüri kurgusunu, sonrasında da salondaki katılımı eleştirdi. ”Bence burada olması gereken bir peyzaj mimarlığı yarışmasıydı. Şartnamedeki vadi kelimesine takıldım, esas yarışma alanı olarak tanımlanan alanın ova olarak adlandırılması gerekirdi. Asıl vadi şartnamede etkileşim alanı olarka tanımlanan alandır.” dedi.
Ayrıca, Kuşdili çayırının korunacak alanlar listesinde yer almaması en büyük eksiklik olduğunu, 17 kişilik jüri listesinde bir tek peyzaj mimarı olmamasının affedilebilecek bir hata olmadığını belirtti.

Yarışmanın Danışman Jüri üyelerinden Ömer Yılmaz, ” Az önceki eleştirilerden katıldığım konu Başkan’ın ve belediye dairelerinin burada olmaması. Ben Belediye’nin elinden geldiğince katılımı sağlamaya çalışıtığını düşünüyorum. Türkiye’de işler hep merkezden yürüyor, burada Kadıköy Belediye’si bu işi ele aldı ve burada bir alışveriş merkezi olsun istemiyorum dedi.”

Nurbin Paker, kolokyuma yapılan katılım ile ilgili eleştirilere, ”Katılım keşke daha çok olsaydı ve daha çok tartışılsaydı. Fakat bu biraz derse gelen öğrencilere gelmeyenleri suçlamak gibi oluyor.” dedi

Can Kubin, yarışmaya olabildiğince katılım sağlanması için uğraştıklarını, sonuçlar açıklandığında da tüm meslek gruplarından yarışmacıların olduğu ekiplerin ödül aldığını gördüklerini ve hedeflerine ulaşmış olduklarını belirtti. Sözlerine ”Burası büyük bir kentsel parça, elbetteki projesi yapılan alan bir açık alan ve içeride düzenlenmeyi bekleyen pek çok potansiyel var. Burası Kadıköy kent merkezi ile ilintili kentsel bir alandır sadece peyzaj projesi olarak görmemiz olanaksız. Ben eleştirilerde bir karmaşıklık olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Ceylan Özerelgin adlı bir izleyi söz alarak toplumsal hafıza konusuna dikkat çekilmesi gerektiğini belirtti.

Eşdeğer ödül sahiplerinden Savaş Zafer Şahin, yarışmacı gözünden kolokyuma katkı sunmak istediğini belirterek, ”Biz Ankaralı bir ekibiz acaba yarışmaya girecek kadar bu alanı tanıyor muyuz? Sorusunu çok sorduk. Normalde yarışmaların son döneminde sadece proje izole olunur. Fakat içinden geçtiğimiz süreç bizi projeye izole edemedi. Bence bu yarışmayı çok güzel kılan bir sebep var. Biz bu projeyi Kızılay’da dışarıda gaz bombalarının atıldığı bir ortamda çizdik. Yarışmaların genelini düşündüğümde alana müdahale etmeyen proje sayısı %30’larda kalırken bu yarışmada %95 oranında alana müdahale etmemeye çalışan projeler gördüm.” diyerek son birkaç ayda Türkiye’de yaşanılan Taksim olaylarının tasarımlara da yansımakta olduğunu belirtti.

Firuz Soyuer, yarışmanın en önemli noktasının kamusal alanların tüketilmesi değil, üretilmesi olduğunu, yarışma alanın yakın bir zamanda büyük bir dönüşüme uğrayacak transfer merkezi olduğunu belirtti. Yarışmacıların fikirlerinin tutarlı olup olmadığını önemsediklerini ekledi.

Eşdeğer ödül sahiplerinden Oktan Nalbantoğlu, jüriyi hazırladığı şartnameden dolayı tebrik ederek sözlerine başladı. Son zamanda çıkan yarışmalarda jürinin fikir projesi adı altında mimari proje istemeye başladığını, bu yarışmanın gerçekten bir fikir projesi yarışması olmasını takdir ettiğini söyledi. Bu zamana kadar göstermelik mimar, şehir plancısı, peyzaj mimarı sahte birlikteliklerini aşması nedeniyle, yarışmayı çok değerli bulduğunu ekledi. Böyle problemli bir alanda proje üretmenin zorluğundan bahsederek, jüride peyzaj mimarı olmamasını önemli bir eksiklik olarak gördüğünü belirterek, jürinin ulaşıma ekolojiden daha çok önem vermesini eleştirdi.

Belkis Uluoğlu, ”Hafızamız bazen bizim için bir handikap olabiliyor ve geleceğe dair vizyonlar geliştirmek mümkün olmayabiliyor. Burada bir arkeolojik alan meselesi var bunun ile ilgili bir girişim oldu mu?” Sorusunu yöneltti.

Ali Özsobacı, bu yarışmanın Türkiye’de yapılmış yarışmaların yüz aklarından biri olduğunu belirtti ve kazanan projelerin uygulanması aşamasında neler olacağını sordu.

Nurbin Paker, ”Yarışmanın fikir projesi olduğunu özellikle vurguluyoruz. Tepeden inme kararların alındığı kritik bir dönemde belediyeye sivil olarak gidilip önerilen bir fikir bu yarışma. Mimarlar odası keşke davet beklemek yerine böyle bir girişimi kendisi yapsaydı.” dedi. Jüri raporunda arkeolojik alan konusundaki jürinin hassasiyeti ile ilgili bir paragraf olduğunu belirtti.

Etiketler

1 Yorum

  • vehbi-durust says:

    Lütfen vatandaşların gerek oturan gerek çalışan olsun alana ilişkin görüş istek öneri ve şikayetleri dinlenip değerlendirilsin. Sadece hangi partiye oy vereceği değil yaşadığı alanlarda neler istediği veya istemediği sorulsun. İnanın ne ufuklar ve hedefler çıkacak önümüze. Zor değil bu. mesela belediye başkanları kendi çalışanlarından başlayabilirler. Sonra belediye yakın çevresindeki vatandaşlar derken genişlesin arama. Cevher uzakta değil…

Bir yanıt yazın