Geleceğin Sanatçı ve Tasarımcıları İstanbul’da

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin 6'ncısını düzenlediği Uluslararası Öğrenci Trienali, dünyanın dört bir yanından sanat ve tasarım öğrencilerini İstanbul'da buluşturuyor.

Fakültenin dekanı Prof. İnci Ilgın trienalle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Trienal, Türkiye ‘de ve hatta dünyada türünün adeta tek örneği olan bir etkinlik. Dünyanın dört bir yanından sanat ve tasarım öğrencilerini bir araya getiriyor. Fakültesi için bu etkinliği gerçekleştirmek ne anlama geliyor?

Trienalin etkisi ilk gerçekleştiği 1997 yılından bu güne güçlenerek yaygınlaşıyor. Temel hedefimiz sanat ve tasarım eğitiminde yeni ve farklı düşüncelerin özgürce deneyimlendiği bir ortam yaratmak. Trienalin bizim için anlamı bu birliktelikten doğacak çeşitli bakış açılarını yeni sentezlerle birleştirmesine olanak tanıyarak sanat ve tasarım eğitimine katkıda bulunmak. Bu hedefimizle uyumlu olarak 6. Trienal’in temasını ‘Noktaları Birleştirelim’ olarak belirledik.

Trienalin başlığı ‘Noktaları Birleştirmek’ etkileşime işaret ediyor sanki. Dünyada sanat ve tasarım eğitimindeki farklı yönelimleri izleyebiliyor muyuz bu etkinlikte?

Trienale çok sayıda yerli ve yabancı okul katılıyor. Sergilenen çalışmalardan da netlikle okunabileceği gibi farklı eğitim yaklaşımları ve kültürlere ait örnekler bir çatı altında toplanıyor. Farklı yaklaşımların yan yana izlenmesi ise hem öğrenciler hem de eğitmenler için son derece zihin açıcı bir deneyime dönüşüyor.

Bu yılki trienalin yapısı diğerlerinden farklı görünüyor. Durağan bir sergi yerine, yıl boyu devam eden atölyelerle çok daha dinamik bir yapı var. Bu dönüşümden söz eder misiniz?

Bu yılki trienalde başlıca hedefimiz, bu önemli etkileşim ağını daha yaygın ve güçlü kılmak oldu. Bu bağlamda, bu yılki etkinliğin pek çok yeniliği bulunuyor: Bunlardan belki de en önemlisi, etkinliğin var oluş nedeni olan öğrencilerin, trienalin planlanması ve organizasyonu süreçlerine aktif olarak katılmalarını sağlamak oldu. İki öğrencimiz yürütme kurulunda görev üstlendi. Aynı zamanda çok sayıda öğrenci workshop liderliği, proje geliştirme ve planlama, tanıtım gibi pek çok alanda aktif katılımcı olarak yer aldı. İkinci önemli yeniliğimiz, trienali bir haftalık bir etkinlik olmaktan çıkarıp özellikle workshop’larla tüm yıla yayılan bir yapıya evrilmesini sağlamak oldu. Trienal sergileri farklı kurumların eğitim sistemlerini gözlemlemek açısından çok önem taşıyor. Workshop’lar eksikliğini hissettiğimiz etkileşime olanak tanıdı ve 43 farklı workshop’la dev bir atölyeye dönüştü. Üçüncü yeniliğimiz ise etkinliklerimizi İstanbul ‘un sanat ve tasarımın takip edildiği önemli merkezlerde görünür kılmak oldu.

Ne tür atölyeler yapıldı? Bu atölyelerin sonuçlarını izleyebiliyor muyuz?

Fakültemizin Acıbadem kampüsünde, SALT Galata’da ve online ortamda gerçekleşen workshop’lardan bazıları; ’63 Yıl Sonra İstanbul: Margaret Bourke-White’ı Takip’ bellek atölyesi, ‘Afet Sonrası Giysisi’ tekstil atölyesi, ‘Bildiğin Gibi Değil’ tasarım atölyesi, ‘Bridges Across the Bosphorus’ sanat atölyesi, camaltı resim atölyesi, ‘Kamusal Alanı Paylaşmak: İstanbul’un Köpekleri’ stencil atölyesi, ‘Mimariden Kâğıda’ kâğıt kesim atölyesi, ‘Dünyayı Gezen Çantalar’ çanta tasarım atölyesi, tişört tasarımı atölyesi, belgesel ve senaryo atölyesi…

Trienal, bir öğrenci etkinliği ama öte yandan yapılanma şekliyle çok profesyonel bir yapısı var. Sponsor arayışından bütçelendirmeye, konaklamadan etkinlik organizasyonlarına ayrı uzmanlık alanları… Bir fakülte bunların altından nasıl kalkıyor?

Bu kez 26’sı Türk, 24’ü yabancı, 50 kurumun katıldığı trienalimiz çok büyük bir organizasyon ve bu nedenle son derece detaylı bir programlama gerektiriyor. Buna rağmen biz amatör ruhumuzu koruyoruz. Bu kez diğerlerinden farklı olarak, daha önce söz ettiğim gibi öğrencilerimizi planlamaya aktif olarak dahil ettik ve çok doğru bir karar olduğunu gördük. Ekibi oluşturan üyelerin önemli bir çoğunluğu geçmiş beş trienalde çeşitli roller üstlenmiş öğretim elemanları. 1997 yılından bu yana gerçekleşen trienallerle birlikte deneyim kazandık, büyüdük ve yeni roller üstlendik. Ekibimizin özverili yaklaşımı ve kurumu severek sahiplenmeleri, bu çok zor organizasyonu kolay kıldı. Trienalin bütçesinin önemli bir kısmını Başbakanlık Tanıtma Fonu’ndan aldığımız destekle sağladık. Çeşitli kişi ve kurumların da desteği ile hayal ettiğimiz nitelikte bir etkinlik gerçekleştirme şansını elde ettik.

Trienal sergileri 30 Haziran’a kadar Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi ana galeri ve katlarında, Sultanahmet’te bulunan Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi’nde ve Tophane’deki Mixer Galeri’de. 6 Haziran’a kadar sürecek sempozyum SALT Galata’da. 4 Haziran’daki kısa film gösterimleri İstanbul Modern’de. Workshop seçkisi ise 6 Ağustos-22 Eylül arasında Pera Müzesi’nde.

Etiketler

Bir yanıt yazın