Ertelenmiş Ütopya: Niemeyer’in Trablus Fuar Alanı

Pelin Tan'ın 2010 yılında Oscar Niemeyer'in tasarladığı Trablus Fuar Alanı'na yaptığı gezi sonrasında kaleme aldığı ve Domus dergisinde yayınlanan foto-deneme* yazısı.

“Harabeler/Yıkıntılar: yaşayanların musallat olup mesken edindiği yerlerdir” der Lübnanlı düşünür/yazar Jalal Toufic1 ironik bir biçimde. Niemeyer’in fuar alanı bütünüyle çağdaş bir harabe yığınına, kalıntılara dönüşmüş; ertelenmiş ütopyayı kendi zamanında yaşatmaya çalışan bir harabe yığını… Oscar Niemeyer 1963 yılında Trablus’un Uluslararası Fuar Alanı’nı tasarlamak üzere görevlendirildi. Fakat modernist ve kentin simgelerinden olacak bu yapının inşası 1975’te Lübnan iç savaşı nedeniyle kesintiye uğradı. Bugün geriye kalan, 10.000 hektarlık fuar alanının tamamlanmamış 15 brüt beton binası, şimdinin zamanında anakronik bir temsiliyetin içinde sıkışmış. Toufic’in “labirentimsi” (labyrinthine) olarak tanımladığı mekan-zaman deneyimi, ertelenmiş bir ütopyayı yaşatmaya çalışan bu modern harabelerde (ruins) deneyimliyorum.

Yürüyoruz, sere serpe yatıyoruz, binaların en tepesine tırmanıyoruz. Çocuklar her öğlen Niemeyer’in “temsil edilemeyen” zamanınsız harabelerinin ortasında futbol oynuyorlar ve biz de bu tekinsiz yerde kendi zaman-mekan temsiliyet deneyimizi arıyoruz. Trablus şehrinin güneyinde ve büyük apartman bloklarının bittiği sınırın diğer tarafında bulunan fuar alanı, akşamüstü bebeklerini gezdiren anneler ve futbol oynayan çocukların varlığı dışında kentle ilişkisiz. Fuar binalarına dair mekansal empati deneyimimizin başarısızlığı ise ölçülebilir değil.

Beyrut’un kuzeybatısında Nahr al-Bared Filistin mülteci kampı ile güneyde Beyrut kenti arasında kalan Trablus’a ulaştığımda, kent meydanında henüz bir bomba patlamış ve bu nedenle yoğun güvenlik önlemleri vardı. Norveç’ten sanatçı Knut Asdam, fuar alanında bir film çekebilmek için birkaç sene uğraşarak izin aldı ve film ekibi ile Oslo ve Londra’dan Tripoli’ye geldi. Uzun zamandır beraber çalıştığım bir sanatçı olan Asdam, çekimler sırasında mekanları beraber tecrübe etmek için davet etti. Fuar alanına gittiğimde, çekim başlamıştı. Yapıların, iç ve dış mekanların ve köşelerinde birkaç oyuncu ile tekinsiz, başı sonu belli olmayan bir zaman-mekan ve dil ilişkisini kurmaya çalışan Asdam, Tripoli (24′, 2010) kısmen bir mimari belgesel, kısmen şizoid bir dram olan filminde, tekinsizlik, ayrışmışlık ve şiddetin öyküsü üzerine bir algı alanı yaratmaya çalışıyor2. İç savaş sadece büyük projenin inşaatının durmasına neden olmamış, aynı zamanda bu alanın cephane deposu, helikopter pisti gibi farklı askerî amaçlar için kullanılmasına yol açmış.


Oscar Niemeyer 1963’te Trablus’un Uluslararası Fuar Alanı’nı tasarlamak üzere görevlendirildi.
Fotoğraflar: Pelin Tan (Tek kullanımlık plastik kodak makinesi 2010)

Bu mimariyi ve tekinsizliğini görsel bir şizoid anlatıya dönüştürmeye çalışan sanatçının adımlarını bir hafta boyunca izlemek; olanaksız bir mekansal empatinin imgesini anlamaktan öte bir deneyim. Modernist mirasın kalıntısı ve anakronik kullanımın yarattığı tekinsiz hissiyat; yalnızlık, hüzün, romantizm, tuhaflık deneyimletiyor. Aynı zamanda “özgürlük”; mekansal ve kentsel anlamından kopuk, empatinin sekteye upradığı mekana dair bir özgürlük duygusu. Bir sanatçı, modern mimarlığın neselerinin egzotik ve çekici yükünü bertaraf ederek bu hisslerin görüntülerini yakalayabilir mi?

Toufic, post-travmatik bellek yitiminin yıkıntılarını şu sözlerle tarifler: “…Yerlerinde başka yapılar inşa etmek için sert bir biçimde zarar görmüş yapıların fiziksel yıkımı günahkarca bir tutumdur. Günahın nedeni harabe olduğundan ortadan kaldırılması değildir. Bir harabe kasten ortadan kaldırılamaz. Çünkü bir yapı yeniden inşa edilse ya da yıkılsa ve yerine başka yeni bir yapı inşa edilse bile gerçekte hala bir harabedir. Bu harabe de labirentimsi (labyrinthine) mekana ve zamana sahiptir, en azından geçmişe dönük anlarda bunu anlarız, deneyimleriz.”


Video sanatçısı Knut Adam Trablus’ta bulunan Uluslararası Fuar Alanı’nı çekerken.

Koruma, muhafaza etme, müdahale etme, suistimal etme, yanıltma… Modern mimariye dönük tüm bu davranışlar beni öznellik ve ertelenmiş ütopyanın yerindeki mekan arasındaki ilişkiyi anlamaya zorluyor. Bireylerin ilişkilerinin devinimine ilişkin Asdam’ın sanatsal yaklaşımı, Niemeyer’in fuar alanına karşı hissedilen tekinsiz duyguları çoğaltmaya çalışan öznellik ve mekan arasındaki anlatım üzerinedir.

Mekansal ilişkisizlik.

Mekan ile öznellik arasında kurulmaya çalışan empatide kasıtlı başarısızlık ve ilişkili şizoid dili.

Kaynaklar:

1. Jalal Toufic, “Ruins,” in Thinking: The Ruin, ed. Matthew Gumpert and Jalal Toufic (Istanbul: Rezan Has Müzesi, 2010. www.rhm.org.tr/docs/thinking-the-ruin.pdf), s. 36.

2. www.knutasdam.net/index.php?/film/tripoli/


Fuar alanı kompleksi bütünüyle çağdaş bir harabe yığını. Ertelenmiş ütopyayı kendi zamanında yaşatmaya çalışan bir harabe yığını…


Pelin Tan, bu mimariyi -fuar alanının konumunu, meydanlarını, köşelerini– görüntülerken bir hafta boyunca Asdam’ı takip etti.


Oscar Niemeyer, Trablus’taki Uluslararası Rashid Karami Fuar Alanı


Oscar Niemeyer, Trablus’taki Uluslararası Rashid Karami Fuar Alanı


Oscar Niemeyer, Trablus’taki Uluslararası Rashid Karami Fuar Alanı

*Foto-deneme (photo-essay) yazısının orjinali Domusweb.it’den, Editoriale Domus S.p.A. Rozzano, Milano izniyle türkçeye çevrilmiştir. www.domusweb.it/en/photo-essays/an-experience-of-ruin-niemeyers-tripoli-fairgrounds/

Etiketler

Bir yanıt yazın