DaftPunklaştıramadıklarımızdan mısınız?

Daft Punk'ın mimarlıkla bağı görünenden daha derin olabilir mi?

Son zamanların en çok konuşulan albümlerinden biri olan Random Access Memories için Daft Punk, Los Angeles’taki modernist evlerden biri olan Sheats Goldstein Residence’da fotoğraf çekimleri gerçekleştirdi. Ev 1960’ların başında John Lautner tarafından tasarlandı.

Peki sizce bu ev, grubun estetik anlayışıyla birebir uymuyor mu? Birazcık disko, birazcık fütüristik ve tabii ki süper karizmatik.

Bu son albüm için grup zamanda geri giderek 1970’lerin tarzında sample’larını kaydetti ve daha sonra modern teknoloji sayesinde yeniden miksledi. Böylece elektronik müzik için yeni bir “sound” yarattılar. Mimarlığa pek bi düşkünlüğüyle tanınan ve bir Zaha Hadid hayranı olan Pharrell Wiliams aynı zamanda bu albüme büyük katkı sağlayanlardan biri. Williams grubun alternatif bir kainat ve boyuttaki bir diskoda kayıt yaptıklarını söylüyor. Tam tersine, Lautner ise basit çelik, beton ve cam malzemeler kullanılarak geleceğin mimarisiyle bağ kurmaya çalışıyordu. Aslında hepsi de teknolojinin ve malzemelerin objektifinden geçmiş, şimdi ve geleceğin sorularına yöneliyorlar ve sonuç aynı, inkar edilemeyecek şekilde bu sanat tam zamanına ait, sadece biraz fütüristik özelliklere sahip.

İnsan düşünmeden edemiyor, acaba Daft Punk’ın vizyonuna sahip başka mimari harikalar da var mı?

’50, ’60 ve ’70’lerin Daft Punk’laşan Mimarisi

Savaş sonrası dönem mimarlık için harika ve deneysel bir dönemdi. Bu zamanlar uzay araştırmaları ve çevre hareketinin de başlangıcıydı aynı zamanda. Mimarlar teknolojik uygarlığın geleceği hakkında spekülasyon yapmaktan heyecan duyarken insanlık her zamankinden daha hızlı bunun nimetlerinden faydalanıyordu. Eğer ayda veya bir uzay istasyonunda yaşayanlar olacak olsaydı, mutlaja mimari bu radikal değişimi yakalamalıydı. Daft Punk’ın retroluğun dibine vuran macerasını pekiştiren birkaç mimari örneğe göz atmaya ne dersiniz?

Fantezi Bahçesi

Verner Panton tarafından Visionia II sergisi için 1970’te tasarlandı. Fotoğraf: douglascain.blogspot.com

TWA Uçuş Merkezi

Eero Saarinen tarafından tasarlanan yapı New York’ta bulunuyor (1956 – 1962). Fotoğraf: Ezra Stoller (wbur.org)

Galileo Galilei Planetarium

Enrique Jan tarafından tasarlanan yapı Buenos Aires’te bulunuyor ve yapımı 1962 – 1966 arasında gerçekleşti. Fotoğraf: caminosculturales.com.ar

Futuro Evi

Finlandiya’daki ev Suuronen tarafından tasarlandı ve 1960’ların sonunda başlayıp 1970’lerin başında yapımı tamamlandı. Fotoğraf: artelesnetwork.wordpress.com

Niteroi’de yer alan bir Niemeyer projesi olan Çağdaş Sanatlar Müzesi, 1991 – 1996 arasında yapıldı. Fotoğraf: wikiarquitectura.com

Çağdaş Daft Punk’laşan Mimarlığı

Verner Panton’ın Fantazi Bahçesi’nde arka fonda “Random Access Memories” çalarken robotların dolanmasını hayal etmeyi sevsek de, Daft Punk Tron’un film müziklerine imzasını attığı an ve konserlerindeki dijital sahne tasarımlarıyla karşılaştığımızda aslında her şey değişti. Şu an için sadece gelecekte mimarinin nasıl görüneceğini tahmin edebiliyoruz, hatta bazı tasarımcılar bunu dijital ile örtüştürüyor.

Shell Evi 

Artechnic tasarladığı Nagano’daki evin yapımı 2009’da bitti.

Kristal

Ontario Kraliyet Müzesi Daniel Libeskind tarafından tasarlandı.

MAXXI: XXI. Yüzyıl Sanatları Müzesi

MAXXI: XXI. Yüzyıl Sanatları Müzesi Zaha Hadid Architects tarafından tasarlandı ve Roma’da yer alıyor.

Drassanes Metro İstasyonu Yenilemesi

Eduardo Gutiérrez ve Jordi Fernández’in Barselona’da tasarladığı yapı 2009’da tamamlandı.

Belki de robotlar daha parlak ışıklarla aydınlanan, temiz yüzeylere sahip ve dışarıda uçan araçlarla donatılmış bir evde daha iyi olurlar…

Son olarak bir güzellik yapalım ve sizi Random Access Memories ile baş başa bırakalım…

Etiketler

Bir yanıt yazın