Çığlık

Cengiz Bektaş yazdı...

Bir bilim adamının, bir uzmanın çığlığı bu… 29 kasım (2013) günlü Bilim- Teknik dergisindeki bu çığlık Doğan Kuban’ın… Onun adının önüne Prof. Dr. ya da benzeri sanlar eklemek gerekmiyor, Benim kuşağımın üzerinde, dalımızda en etkili olan kişilerden… Bizim için bir ölçüt, bir doğal öğretici… Son yıllarda yayınladığı büyük yapıtlarının her biri bir ömürlük işler… Böyle bir insan yaşarken onun bilgisinden, birikiminden, deneyiminden yararlanmamak gerçek bir bilisizlik. Elli yıllık çabalarının, bir baş yapıtı, bir kültür kalıtımızı, Divriği Ulucamisi’ni korumaya yetmeyişine çığlıklanıyor: Bilim-Teknik dergisindeki yazısını okuyanlar, Türkiye bu aşamada nasıl bir evrede bulunuyor diye şaşıp kalacaklardır. Bu yapıtın fotoğraflarından oluşan sergiyi öteki ülkelere övünçle taşıyan yöneticiler bu çığlığı da duymazlarsa “ört ki ölem”… Bu vurdum duymazlık, değer bilmezlik, yeryüzü ölçeğindeki bir uzmanlığı dinlemezlik nasıl etkilemesin kişiyi? Belli ki canına tak demiş Doğan Kuban’ın… Yalnız onun mu?. Hepimizin… Bir çok kültür değerimiz bilisizlerin elinde değer yitiriyor. Örneğin, toprak altındaki bir yapıtı ortaya çıkararak, çabucak üne kavuşmak için bilisiz bilim adamları (?!) hızlı kazı yaparlar. Geçmişle ilgili bilgilerimizi verecek katmanları yok ederler. Pek çok kaçak kazı da ayrı derdimiz… Kültürümüzün en önemli yapıtları, onarım için, bilisiz kişilerin eline bırakılıyor, Kamu kuruluşlarında, önemli, “karar” verici konumlar, örneğin Koruma Kurulu üyelikleri, konunun uzmanı olanlara değil yandaşlara veriliyor. Kısacası, kültürel kalıtımıza gözlerimizin önünde büyük, geri dönülmez kötülükler yapılıyor: Bütün bunları eksiksiz biçimde sıralamak bile zor. Çok uzak bir süre sonra değil, bir–iki kuşak sonra bu dönem, kültürel kalıtımız açısından kötü bir dönem olarak anılacak. Doğan Kuban gibi bu işlere, kültürümüzün korunmasına (bekçiliğine) bir ömür vermiş, ayrıca bu alanın uzmanlarını da yetiştirmiş olan bir bilim adamını düşünün… Çığlıklanmaz mı? “Çığlıklanmak” anlatmaya yeter mi onun gibilerin durumunu ?.. En yetkililerin bu çığlığı duymamaları da bir sorumluluktur…Belki de suça ortak olmaktır… Bir gün Divriği Ulucamisi yok olursa, çoğu kimsenin adı unutulacak belki ama onların adları “neden olanlar” olarak unutulma-yacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın