Çatısı Kamusal Alana Dönüşen Kültür Merkezi

Cordoba Kültür Merkezi, üzerinde insanların yürüyebildiği dalgalı çatısıyla dikkat çekiyor.

Cordoba Sarmiento Parkı içerisindeki bir alanın yenilenmesi amacıyla tasarlanan proje, STC Arquitectos’tan Ivan Castaneda, Juan Salassa ve Santiago Tissot’un, Alejandro Cohen, Cristian Nanzer ve Ines Saal ile ortak çalışmasının bir sonucu. Yerel hükümet tarafından talep edilen proje, arşiv ve oditoryumun yanı sıra Arjantin Cumhuriyeti’nin 200. yılını anma amaçlı oluşturulacak merkeze de ev sahibi olmayı amaçlıyor.


Fotoğraflar: Gonzalo Viramonte

Dönen kule, çatısında eğimli bir kamusal meydan barındıran kültür merkezinin varlığına ve Cordoba’nın tarihi geçmişine işaret ediyor.

Proje tanımı, kültür merkezinin kamusal etkinliklere ev sahipliği yapıp çevresiyle bütünleşmesine olanak sağlarken, mimarları alanı bir yapı kütlesinden çok peyzaj işlevi gören yüzeyler oluşturacak hacimler olarak tasarlamaya yönlendirmiş. Kuşbakışı 6.5 metrelik mesafede bulunan mevcut iki müze arasındaki konumu ise komşularıyla oluşabilecek olası olumsuz etkileşimden uzaklaşmayı sağlayacak ince bir çözümü beraberinde getirmiş.

Proje ekibi: “Operasyon, doğal zeminden bir parçayı tasarlanan yapıyla değiştirmeyi içeriyor. Bu yolla kent parçaları ve peyzaj olarak gördüğümüz kule ve meydan yegane tektonik araçlar olacak.” diyor.

Yapı üç ana bileşenden oluşuyor; narin bir kule, kültür merkezini içeren bir hacim, çeşitli geçişler ve buluşma noktalarını içeren bir meydan.

Kamusal meydanın akışkan yüzeyi, park ve şehri birbirine bağlayan bir geçit oluşturmuş. Bu meydanın yüzeyinde oluşturulan sırtlarla şekillendirilen basamaklar ile de eğim sorununa çözüm getirilmiş. Ayrıca kültür merkezininin çatısını da oluşturan yüzey yukarıya doğru uzandığından, gömülü bir heykel bahçesinin etrafını çevreleyecek şekilde tasarlanması imkanı doğmuş.

Kolonlarla çevrili cam yüzeylere sahip bu alan, ana kütlede bulunan, açık planlı fuaye ve zemin kattaki kütüphaneye, arşiv ve üst katlardaki ofisler kadar güneş ışığı ulaşmasını sağlıyor.

Bir grup basamak, meydanın bir ucundaki geçişten şehrin panaromik silüetinin görülebileceği bir diğer uçtaki en üst noktaya tırmanacak şekilde yerleştirilmiş. Ayrıca çatı yarı açık alanlar oluşturacak şekilde meydanın kenarlarında yükseltmiş. Ana giriş ise cam duvarlarının arkasından iç mekana dair ipuçları veren, yapının kentle karşı karşıya kaldığı bir köşesinde konumlandırılmış.

Yapının çevresine yerleştirilen V formdaki kolonların ve iç bahçenin etrafındaki silindirik kolonların birleştirilmesiyle sismik aktiviteye dayanabilecek şekilde tasarlanan strüktür sisteminin, çatıyı taşıması sağlanmış.

Meydanın altında yer alan yeraltı oditoryumu ve sergi salonunda, iç mekan/dış mekan ilişkisini güçlendirmek amacıyla, meydanda kullanılan brüt beton malzemenin aynısı tercih edilmiş.

Pharos adıyla bilinen uzun ve narin kule, diğer yatay strüktürlerin aksine görünürlüğü yüksek düşey bir eleman. Meydanın uzak bir köşesindeki komşu parkta konumlandırılan yapının, birkaç kilemetre uzaktan görülebilen bir işaret kulesi gibi algılanması amaçlanmış.

Bükülen beton formu geceleri aydınlatılarak kuleye, adını aldığı İskenderiye Feneri’ni (Pharos Adası’nda inşa edilmişti) hatırlatan bir varlık kazandırılmış.

Akşamları ışıklandırılan; bükülen forma sahip beton döküm kule; ismini Pharos Adası’nda inşa edilmiş olan İskenderiye Feneri’nden alıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın