“Bu Canlılar Komşularımız”

Burcu Meltem Arık'ın Twitter üzerinden #oyunarkadaşımdoğa ve #komşubitkiler etiketleriyle beraber yaptığı paylaşımları yoğun bir ilgiyle karşılaştı. Kendisine sorular yönelterek fikrin nasıl ortaya çıktığını sorduk, komşularımız olan bitkileri nasıl tanıyabileceğimize dair bilgi ve kaynak önerisi aldık.

Mesleki geçmişinizden söz edebilir misiniz?

Ben 1998’den bu yana çevre eğitimi ve eğitim politikaları alanında ağırlıkla sivil toplum kuruluşlarında çalışmış biriyim. ODTÜ’de Kimya Bölümü’nde okudum. Ancak kuş gözlemciliği ile tanışınca mesleğimi yapmadım.

Twitter’da #oyunarkadaşımdoğa ve #komşubitkiler etiketleriyle başlattığınız hareket, hepimizde farkındalık yarattı ve aslında bitkileri hiç tanımadığımızı fark etmemizi sağladı. Fikir nasıl ortaya çıktı?

Çok sevindim. Asıl niyetimiz 8 yaşındaki kızım Sumru ile bulunduğumuz yerdeki ağaçları ve bazı bitkileri etiketlemekti. “Merhaba, ben bir sarıçamım. Aslında yükseklerde yaşamayı severim,  ” gibi küçük notlar hazırlayıp asacaktık. Gelip geçenler komşumuz olan ağaçları, bitkileri tanısın çok istiyorduk. Buna başlayacakken İngiltere ve Fransa’da tebeşirle yapılan bu eylemi gördüm. Çok hoşuma gitti. Kızım da heyecanlandı. Hemen tebeşir aldık. Rehber kitabımızı aldık. Yakın çeperimizde hem tanımaya hem tebeşirle yazmaya başladık. Bu canlılar komşularımız, sokağımızdan geçenleri komşularımızı birlikte tanımaya da davet etmek istedik.

Bitkileri, ağaçları tanımamız konusunda basılı ya da dijital kaynak önerileri verebilir misiniz?

Bulunulan ile göre farklı kitaplar bulmak mümkün. Bunların hepsini belirtmek zor olur ama hemen her ilin valilik, belediye ya da Orman Bakanlığı bünyesinde yayınlanmış kitaplar olabilir. Okurlara illerinde bu kurumlara sormalarını önermek isterim.

Türkiye’nin Ağaçları için Prof.Dr. Ünal Akkemik editörlüğünde iki cilt olarak yayınlanmış nefis bir kitap var. Dijital olarak şurada bulunabilir: Türkiye’nin Doğal-Egzotik Ağaç ve Çalıları

Yine Ünal hocamızın İstanbul’un Doğal Bitkileri aslı şahane kitabını da ÇEKÜL Vakfı bastı. Onlardan talep edilebilir.

Benim en çok yararlandığım kaynakların başında bir de Prof. Dr. Yunus Serin’in Türkiye’nin Çayır ve Mera Bitkileri kitabı gelir. Ancak umarım hala bulmam mümkündür. Keşke bir yolu olsa ve yeniden basılsa.

İkinci cildi de çıkan Resimli Türkiye Florası serisi nefistir. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi liderliğinde hazırlandı. https://www.turkiyebitkileri.com/tr/ sayfası önemlidir.

“Amacım da doğanın uzakta bir yerde olmadığını ve doğanın ögelerinin oyun arkadaşımız olduğunu hatırlamamız”

“Doğa Arkadaşımın Kutusu” çalışmanızdan söz edebilir misiniz?

Bu benim 2015 yılında kurguladığım ve başlattığım bir oyun. Amacım da doğanın uzakta bir yerde olmadığını ve doğanın ögelerinin oyun arkadaşımız olduğunu hatırlamamız. Her mevsim döngüsünde oyuna davet ediyorum. 21 Mart, 21 Haziran, 21 Eylül ve 21 Aralık. Çocuklar, sınıflar ve yetişkinler başvurabiliyor. Başvuranların mümkünse Türkiye’nin farklı biri ilinden gizli bir arkadaşı oluyor. Bu kişi için “Doğa Arkadaşımın Kutusu”nu hazırlıyor. Bunun için de tüm oyuncular yaklaşık 5 hafta boyunca doğada olabildiğince çok vakit geçiriyor. Bu sırada, belirli etik ilkeler çerçevesinde kutuya koymak üzere “hazine” olarak adlandırdığımız doğa parçaları topluyoruz. Yapraklar, deniz kabukluları, dallar, taşlar, vb. Etik ilkelerin başında doğanın bir parçası olduğumuzun kabulü var. Bu nedenle herhangi canlı bir öge koparmıyoruz. 15 hazineyi tamamlayınca bir de mektup ekleniyor ve gizli arkadaşı olunan kişiye kargo ile gönderiliyor. Herkes aynı hafta gönderim yapıyor. Kutular gelince açıyor ve birlikte oyun oynuyoruz. Kutu nereden, kimden gelmiş, neler gelmiş, gönderen kişi bunları nerelerden nasıl toplamış, toplarken ve gezerken neler hissetmiş. Bir Facebook sayfamız var. Burada kutular açılınca fotoğraf paylaşıyoruz. Bu sayede Türkiye’nin farklı yerlerinde ilkbahar nasıl tezahür ediyor hep birlikte görmüş de oluyoruz. Oyun sayesinde komşumuz canlıları daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Şimdi koronavirüs arası verdik. Umuyorum bu süreç sağlıkla bitince yeniden başlayacağız.

Oyuna katılmış dostlarımızda birisi şu şekilde tarif etmişti: “Evet bu bir kutu oyunu değil. Yaşadığımız kutulardan çıkıp doğaya karışma oyunu; ağaçlara, bitkilere, çiçeklere, hayvanlara, onların ayak izlerine…”

Çocuklara kentsel çevrede doğa eğitimi nasıl verilebilir?

Çocukların doğada ve doğanın ögeleriyle serbest oyun arkadaşlığı yapmalarına olabildiğince olanak sağlayarak. Doğanın uzakta bir yerde olmadığını, bizzat burnumuzun dibinde olduğunu ve bizim de onun bir parçası olduğumuzu hissettirerek. Öğreterek demiyorum özellikle. Ben kızımı takip ediyorum. Onun izin verdiği ölçüde oyunlarına katılıyorum. Bazen de ben onu kendi oyunlarıma davet ediyorum. #komşubitkiler için yaptığım gibi.

Etiketler

Bir yanıt yazın