Haydarpaşa Öldü mü, Issız Galatasaray Kaldı mı, Gezi Öcün Aldı mı?

Ne demişler, "Acele değil ama çabuk çabuk"

28 Kasım 2010, Haydarpaşa Garı’nda çıkan yangının üzerinden neredeyse beş sene geçmek üzere.

22 Ocak 2013, Galatasaray Üniversitesi’nde çıkan yangının ikinci senesindeyiz.

Bu yazının ana konusu ise, Şubat 2013, Büyük Taksim Projesi kapsamında yıkılan, Henri Prost’un Gezi Köprüsü. Köprünün yıkılışının ikinci senesindeyiz.

Manevi olarak yoğun geçen Gezi sürecinin hemen ardından 2013 Temmuz ayında, Yarışmayla Yap projesi kapsamında bir grup mimar ile o dönemin ve bu dönemin Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile bir görüşme ayarlandı. Acele değil ama çabuk çabuk Harbiye ile Taksim’i birbirine bağlayan Gezi Köprüsü’nü yeniden yapmak istiyorlardı. Ortam çok gergin, Gezi’nin 2 metre yakınına kepçe girse kıyamet kopacak. Prost’un köprüsünün önemi büyük, ama aynısı yapılamaz artık, yıkmışlar, aynısı olur mu? Bizim de önerimiz bir fikir projesi yarışması açılsın, nihayetinde kamusal bir alan, yarışmayla yapılsın, herkes fikrini ortaya koysun, hem ortam gergin, belki de İBB’nin aklında biraz daha meşru kılınır düşüncesi ile yarışma fikrine sıcak bakıldı.

Hem tedirgin edici, hem de heyecan verici toplantılar… İBB feat. Gezi Zihniyeti, ama amaç aynı, iyi bir proje elde etmek. Böyle olunca da gönüller bir olmak için çaba harcıyor. Yarışma heyeti olarak katılımı ve şeffaflığı maksimum düzeyde tutmak için fikirler üretiliyor. Eşdeğer 5 proje seçilsin, sonra projeler Gezi Parkı’nda sergilensin, halk oylaması olsun gibi naif ve “ütopik” teklifler.

“Gezi” kelimesi çok hassas o dönem. Biraz ileri gidilse yarışmanın adından “Gezi Parkı Yaya Köprüsü” ibaresi çıkarılacak. Sıra geldi yarışma tasarım sınırlarını belirlemeye! Normal şartlar altında yarışmanın konusu olan alanın merkezinden 3 kilometre yarıçaplı bir çember çizip, tüm alanı dahil edip, hazır yarışma açıyorken tasarlatmak isteyen Belediye refleksi tamamen yok oluyor ve yarışma alanı köprünün ayaklarının bastığı iki uç ile sınırlandırılmak isteniyor.

Aman Gezi Parkı’na dokunmayalım, aman adı geçmesin!

Mimarlardan, “Ama olur mu hiç, Henri Prost’un planındaki 2 numaralı parkın bağlarından biri olan köprüden söz ediyoruz, şu anda kopuk olan Harbiye-Taksim bağlantısını güçlendirmek, yaya sürekliliğini sağlamak için çok iyi bir fırsat bu yarışma” düşüncesi ekseninde ikna çabaları yükselirken, gel zaman git zaman, Başkan’dan gelen karar doğrultusunda köprünün çok acil yapılması gerektiği, yarışmanın süreci çok uzatacağı (3 ay kadar), bu nedenle yarışma yapmaktan vazgeçtikleri haberi tarafımıza ulaşıyor.

Yarışma açılamaması hayırlı mı oldu bilinmez ama, eğer açılsaydı, şu an köprünün projesi seçilmiş, köprü inşa edilmiş, açılışında kurdelesi kesilmiş, üzerinde yeşil otlar bitmiş, altından çok sular akmış olacaktı…

8-9 metrelik bir yaya köprüsünün çok acele yapılması gerektiği halde 2 senedir yapılamama öyküsünden bahsederken, sözlerimi 59 metrelik genişliği ile dünyanın en geniş köprüsü olan 3. köprünün internet sitesinden bir alıntı yaparak noktalıyorum: “2013 yılında yapımına başlanan ve 2015 yılında tamamlanması hedeflenen 3. Boğaz Köprüsü” Çağdaş Türkiye’nin simgesi!

Ne demişler, “Acele değil ama çabuk çabuk”

Etiketler

Bir yanıt yazın