Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi, Tarihin Katmanları Üzerinden Güncel Durumu Anlamak I

Bölüm 1: Güncel duruma dair bir derleme

fotoğraf, Unutma Bahçesi Projesi’nden

Haliç Köprüsü’nden geçerken, Süleymaniye’nin kenarında kalan tek yeşil alan merak uyandırıyor. Tarihi Yarımada’da bir toprak parçası… Bugün üzerinde İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Botanik Enstitüsü ve Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi yer alıyor. Osmanlı Devleti’nden günümüze belirli periyotlarda Yeniçeri Ocağı, Şeyhülislamlık, İstanbul Kız Lisesi gibi kurumlar da burayı sahiplenmiş.

Yıllar içerisinde arazinin değişimleri çerçevesinde burada yaşanan yangınları, yıkımları, idamları örten katmanlarda bugün farklı diyarlardan gelen bitkiler yaşıyor. Bahçe seksen yıldır üç bin tür bitkinin habitatı durumunda. Üzerinde çalışmayı sürdürdüğümüz Unutma Bahçesi, merkezine Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi ve kurucularını konu alan; mekanlara, bitkilere odaklanarak başlayan ve arşivlere, hikayelere eğilerek devam eden yarı biyografik bir sergi ve araştırma projesidir. Arkitera için hazırlanan bu yazı; araştırma sürecinde elde ettiğimiz belgeler ile güncel kararı yorumlamaya dair bir öneridir. Süreç içerisinde bahçenin güncel durumunun geçmişe uzanan köklerine dair ipuçları bulduk. Üniversiteden yolu geçmiş akademisyenler ile yıkıma uzanan dava süreçlerini, farklı iktidarlarda yaşananları öğrendik. Kurt Heilbronn’dan anne ve babasının burada başlayan beraberlikleri süresince bahçe ile kurdukları ilişkiyi, Alfred Heilbronn’un yabancı bir profesör olarak Türkiye’deki anılarını dinledik. Biyoloji Bölümü’nün ikinci kuşak profesörlerinin hikayelerini araştırdık. Öte yandan müftülüğün yayınlarında, geçiş döneminde yaşanan sosyal psikolojik problemleri, kendi bakış açılarından kaleme aldıkları yazılar ile karşılaştık. Bugün araziyi paylaşılmaz kılanın, yüzlerce öğrencinin biyoloji eğitimi aldığı binanın yıkılacak olmasına ve bahçedeki bitkilerin tahribatına sebep olabilecek kararın, basit bir mekan sıkıntısından öte aslında bu coğrafyadaki geçmişi geçmişte bırakamayış hali midir diye sormaktayız.

Bu yazı süresince araştırma süresince bulduğumuz ipuçlarını takip ederek bahçenin bulunduğu toprak parçasının tarihinin katmanlarını açmayı; farklı dönemlerdeki, politik çerçevelerdeki olayların, kişilerin, kararların ilişkilerini incelemeyi hedefliyoruz. Öncelikle ters bir kronoloji üzerinden yazının ilk kısmında güncel kararı ve yakın geçmişteki bu karar ile ilgili gelişmeleri detaylandıracağız. Yazının yine Arkitera’da yayınlanacak olan ikinci kısmında ise sırası ile tarihin katmanlarında yapının Ağakapısı, Bab-ı Meşihat, Kız Lisesi ve Biyoloji Bölümü Binası olarak kullanımını ve bu kullanımlar süresince gelişen sosyal ve politik durumları detaylandıracağız.

Taşınma Kararının Tarihçesi 2013 – 2018

Güncel tahliye karar ile ilgili araştırmalarımız ilk olarak yakın geçmişe, bahçe ile ilgili taşınma kararının 2013’te dile getirildiği döneme odaklanıyor. Dönemin yazılı basınında o günkü taşınma kararı ile ilgili çıkan haberler Yunus Söylet’in 30 Nisan 2013’te Kanaltürk’te katıldığı “Bunu Konuşalım” isimli programda, İstanbul Üniversitesi’ne dair, öğrenciler ve sunucunun sorularını yanıtladığı programdaki söylemleri kaynak gösterir. Yunus Söylet, bu televizyon programında Botanik Bahçesi ile ilgili şunları dile getirmiştir:

Süleymaniye bölgesi çok uzun yıllar ihmal edilmiş ama İstanbul şehrinin en önemli eski bölgelerinden bir tanesi. Ne kadar bakımsız olduğunu biliyoruz. Ama son yıllarda bir Süleymaniye’nin yenilenme hamlesi başladı. Bizim okulumuza ait bir çok tarihi binayı da çok şükür destekle yeniledik. Aynı şekilde Kiptaş, İBB ve Fatih Belediyesi o bölgeyi yenilemeye çalışıyor. Bir çok ülkede tarihi eserlerin yenilenmesi sürüyor.

Özellikle Sayın Başbakan şunu istiyor: Burasını da biz eski tarihi kimliğine kavuşturalım. Ben şöyle söyleyeyim, bir altı ay öncesine kadar benim bazı tereddütlerim vardı bu konuyla ilgili. Ama altı ay kadar evvel Diyanet İşleri Başkanımız geldi ve ilk defa gördüğüm bir tarihi fotoğraf çıkardı. Hakikaten orası eski Meşihat Dairesi, eski Şeyhülislamlık, duvarlarıyla bahçesiyle… Ama bir taraftan da 60 yıldır da İstanbul Üniversitesinin orada Botanik Bölümü ve bahçesi var. Bir taraftan tarihi yeniden canlandıracağız ama bir yandan da öğrencilerimizin ve bahçemizin de zarar görmemesini istiyoruz.

Bunun nasıl olacağına dair soru işaretlerine Söylet’in yorumları; “işte benim işimin zorlukları da bunlar” ve “bir formül üzerinde çalışıyoruz” olur. Ardından sunucu, üniversite hocalarının bir takım bitkilerin taşınamaz olduğuna dair yaptığı yorumu aktarır. Söylet “taşınamayanlar bırakılır mesela” diyerek, taşınma ihtimalinin olduğunu doğrulayarak ve taşınamaz bitkiler için bir çözüm önerisi sunmayarak tartışmayı sonlandırır. [1]

Bu açıklamanın ardından 2013 Mayıs ayında çok sayıda gazete ve kanalda Biyoloji Binası ve Botanik Bahçesi’nin taşınmasına dair endişelere yer verilmiştir. Biyoloji profesörleri ve çeşitli bahçelerin yetkilileri bahçenin korunması, fonksiyonlarının arttırılması gerekirken taşınmasının yaratacağı tahribat ile ilgili fikirlerini basılı ve interaktif medyada belirtmiştir. Çeşitli sivil toplum örgütlerine ek olarak Biyoloji Derneği ve İstanbul Üniversitesi’nin öğrencileri de karara karşı çıkan açıklamalarda bulunarak durumu yerinde protesto etmişlerdir.

Milliyet gazetesinde yer alan Ayşe Sorucu’nun “Tarihi Bahçenin Taşınma Endişesi” başlıklı 6 Mayıs 2013 tarihli haberinde botanikçilerin şu cümlelerini aktarır “Bitkilerin taşınacakları ortama uyum sağlamaları çok zor. Botanik bahçeleri savaşta bile bombalanmazken bahçenin bu şekilde zarar görmesi düşünülemez.” [2] İlerleyen günlerde Neslihan Koçaslan’ın 29 Mayıs 2013 tarihli Sol Gazetesinde yer alan “Bugün Dersler Botanik’te Yapıldı” başlıklı haberinde akademisyen, öğrenci ve Biyologlar Deneği’nin Biyoloji Bölümü’nde buluştuğu ve önlükleriyle Botanik Bahçesi’ne sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdiğini aktarılır. [3]

fotoğraf, 2013, Sol Gazetesi

2013 yılının Mayıs ayında farklı çevrelerden gelen, kararın bahçede tahribata sebep olacağı ve bahçe ve enstitü yapısının korunması gereken bir kültür varlığı olduğuna dair çeşitli tepkiler sürmüştür. Bu tepkilerin etkisine ek olarak özellikle Haziran ayında meydana gelen Gezi Parkı Olayları sonrasında İstanbul’un değişen sosyal ve politik ortamının bahçeye dair bu fikirlerin sessizce ertelenmesini sağladığını söyleyebiliriz. Yazılı basından takip edilebileceği şekliyle, bahçeye dair fikirler Gezi Parkı ile kurduğu arazide bulunan önceki yapının canlandırılması ve güncel yeşil alanın tahrip edilmesi üzerinden kurdukları ortaklık sebebi ile bahçenin taşınması fikri bir süre dile getirilememiş olma ihtimali vardır.

2013’teki endişeli söylemlerin ardından bahçe ile ilgili belirsizlik ve tartışmalar sürerken 1 Ağustos 2015’de sınırlı sayıda yazılı ve interaktif medyada Botanik Bahçesi arazisinin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildiğine dair haberler çıkmıştır. Birgün Gazetesi’nden çıkan habere göre Fatih Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Fazıl Uğur Soylu, konuya dair Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) bir dilekçe yazmış ve 2015’te bahçe ile ilgili verilen kararı kamuoyu ile paylaşmıştır. CHP’li Soylu’ya Topkapı Emlak Müdürlüğü’nden gelen yanıtta, şu ifadelere yer verilmiştir:

Bakanlığımızdan (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) alınan 03.06.2015 tarih ve 83889 sayılı muvafakat yazılarına istinaden söz konusu taşınmazın İstanbul Üniversitesi’ne tahsisli 14.878.00 m2’lik kısmının tahsisinin kaldırılması ve Botanik Anabilim Dalı Binası’nın yeni inşa edilecek Biyoloji binasına taşınıncaya kadar süre verilmek kaydıyla, Müftülük hizmetlerinde kullanılmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsisin uygun görüldüğü bildirilmiştir.[4]

Şubat 2015’te bahçe arazisi ile ilgili olarak Din ve Hayat Dergisi’nde Prof. Dr. Ferhat Koca’nın yapının tarihçesini derlediği yazısında şu demece yer verilmiştir: “İstanbul Müftülüğü’nün bugünkü talebi ise Meşihat Makamı yerleşkesinin, geçmişteki planına sadık kalarak restore edilerek bütün bina ve ek yapıların İstanbul Müftülüğü’ne devredilmesi yönündedir.” Soylu’ya gelen yanıtta yer alan 3 Haziran 2015 tarihindeki tahsis kararının sinyalleri Şubat’taki bu demeçte verilmiştir .

2013’ten 2017’ye Türkiye’nin sosyal ve politik ortamındaki değişim, Botanik Bahçesi ile ilgili kesinleşen kararın gerek medyadaki görünürlüğünden gerekse üniversite ve sosyal toplum kuruluşlarının tepkisizliğinden okunabilir. 2016’da meydana gelen başarısız darbe girişimi ile oluşan olağanüstü hal kararının 2017’de gergin bir sosyal ve politik ortam yarattığı söylenebilir. Özellikle de ardı ardına yayınlanan çok sayıda Karar Hükmünde Kararname ile işinden olan akademisyen ve memurlar sebebi ile üniversitede hem akademisyen hem de öğrenci topluluklarının bu karara tepki gösteremediği gözlemlenmiştir. Aynı döneme denk gelen başka bir durum ise 2017 yılının Ağustos ayında gerçekleşen İstanbul fırtınası gerekçe gösterilerek botanik bahçenin bir ay süre ile tüm ziyaretçilere kapatılmış olmasıdır. Bahçe kapısındaki güvenlik görevlileri içeri girmek isteyen öğrenci ve ziyaretçileri sert bir üslup ile geri çevirmişlerdir.

2017–2018 öğretim yılı süresince bahçede çalışmalarını sürdüren akademisyenler ve öğrenciler henüz yeni biyoloji binası dahi tamamlanmamışken, 2018’de İstanbul Müftülüğü’nden gelen taşınma talebini müftülükten öğrenmişlerdir. Sözcü Gazetesi’nde yer alan 1 Temmuz 2018 tarihli Seda Önceler’in haberi ile durumdan haberdar olan akademik çevreler, sivil toplum örgütleri ve siyasiler bu karara tepki göstermiştir. [5] Bu ilk tepkilerin ardından Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre ilerleyen günlerde bahçe, Biyoloji Bölümü ve müftülüğün bulunduğu ortak avluya giriş barikatlar ile kapatılmıştır.[6] Yine Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre bahçede inceleme yapmak isteyen CHP’li milletvekilleri rektörlüğün talimatı gerekçe gösterilerek içeriye alınmadığı belirtilmiştir. Birbirini takip eden bu durumların basılı veya interaktif medyada yeterince yer bulamadığı gözlemlenmiştir.

Ancak yine de 2017’nin aksine 2018 yılında oluşturulan kamuoyu, internet üzerinden yürütülen imza kampanyası ve kendi sosyal hesaplarından durumu duyuran ve yayan kullanıcıların etkisi ile taşınma kararı hızla yayılır. Change.org sitesinde yürütülen “İÜ Botanik Bahçe Müftülüğe Devredilmesin” isimli imza kampanyası 40.503 imzaya ulaşır. [7] CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli milletvekili Gülizar Biçer Karaca konuyu TBMM gündemine taşıyarak konuyla ilgili bir soru önergesi vermiştir. Bahçe ve Biyoloji Bölümü ile ilgili karar Alman basınında Süddeutsche Zeitung isimli gazetede Christiane Schlötzer haberi ile detaylı olarak yer almıştır. Aynı günlerde Almanya’da organize olan Sürgün Araştırma Derneği üyesi profesörler Prof. Inge Hansen Schaberg’in öncülüğünde Almanya Başbakanı, Dışişleri Bakanı ve Kültür Bakanı’na Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’nin korunmasını rica eden bir dilekçe göndermiştir. Dilekçe Başbakan Angela Merkel tarafından dikkate alınmış ve bahçeyi incelemek üzerine konsolosluk tarafından bir heyet bahçeye gönderilmiştir. [8]

Ekran görüntüsü, 2018, Change.org sitesinde bahçe ile ilgili başlatılan imza kampanyasında toplanan 40.503 imza

Farklı çevrelerden gelen tepkiler ve meselenin bu çevrelerde ciddiyetle ele alınması İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün bahçe ile ilgili açıklamasını beraberinde getirmiştir. Açıklama metninde bahçe ile ilgili son durum şu şekilde yer alır : ” İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri ve Öğrencileri tarafından eğitim ve bilimsel amaçlı olarak kullanılmaya devam edecek.” Açıklamanın devamında binada çalışmaya devam eden öğretim üyeleri ve laboratuvarların geçici olarak Beyazıt Yerleşkesi’ndeki başka bir binaya taşınacağı, inşaatı sürmekte olan yeni Biyoloji Bölümü Binası tamamlandığında da yeni binaya taşınacağı belirtilmiştir. Bu açıklamada da taşınma durumu ile ilgili olarak, tüm teçhizatın ve çalışanların neden iki sefer taşındığı ve en azından inşaatı sürmekte olan yapının açılışının beklenmediğine dair herhangi bir açıklama yapılmamıştır. [9]

Yapılan açıklamalarda bahçenin bakımının İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü çalışanları tarafından yapılacağı da söylenmiştir. Bu söyleme cevaben üniversiteden, bahçede endemik bitkilerin bulunduğu ve Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün uzmanlık alanı içerisine girmeyen bitkilerin bu şekilde bakılamayacağı belirtilmiştir. Bahçenin müftülük tarafından korunması ile ilgili olarak akademisyenler, bahçenin hem üniversitenin hem de ziyaretçilerin kullanımına açık olmasının ve bu süreçte bahçe bakımının üniversite ile ortak olarak yürütülmesinin bahçe için kritik olduğunu belirtmiştir.

İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi yakın geçmişini, 2013’te basında ilk kez yer alan taşınma ihtimalinden 2018’deki güncel son tahliye kararına kadarki süreci incelediğimizde, kararın sosyal ve politik dinamikler ile nasıl değiştiği takip edilebilir. Bahçenin durumu ve güncel kararın gelişimi yakın dönemdeki çeşitli gündemler ile ilişkilenmiştir. Bahçe kararı; Gezi Parkı Olayları’nın, 2015 seçimlerinin, 2016 yılındaki başarısız darbe girişiminin ve 2016, 2017 yıllarına yayılan Olağanüstü Hal ortamının, son olarak da 2018 seçimlerinin farklı sonuçları ile takip edilebilir ve son karara uzanan süreç okunabilir.

Yazının tarihsel sürece dair bir derleme sunmayı hedefleyen ikinci bölümünde özellikle araştırma süresince bulduğumuz ipuçlarını takip ederek bahçenin bulunduğu toprak parçasının tarihinin katmanlarını açmayı; farklı dönemlerdeki ve politik çerçevelerdeki olayların, kişilerin, kararların ilişkilerini incelemeyi hedefliyoruz. Güncel gündemlerin etkilerini yansıtan bu mekan, geçmişteki sosyal, politik değişimler ve olaylar ile birebir ilişkilenmiş ve etkilenmiştir. Sırası ile geçmiş katmanlarında yapının Ağakapısı, Bab-ı Meşihat, Kız Lisesi ve Biyoloji Bölümü Binası olarak kullanımını ve bu kullanımlar süresince gelişen sosyal ve politik durumları detaylandıracağız.

Editörün notu: Botanik bahçesi ve kurucularını konu alan “Unutma Bahçesi” projesi, Dilşad Aladağ ve Eda Aslan tarafından yürütülmektedir. Araştırma Projesi SALT Araştırma Fonları tarafından desteklenmektedir. Yukarıdaki metin, araştırma sürecinde elde edilen belgeler ile, bahçeye dair güncel kararı yorumlama önerisi olarak, Aladağ ve Aslan tarafından kaleme alınmıştır.

1: https://www.youtube.com/watch?v=vISPH71mFbs
2: http://www.milliyet.com.tr/tarihi-bahcede-tasinma-endisesi/gundem/detay/1704016/default.htm
3: http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/bugun-dersler-botanikte-yapildi-haberi-73780
4: https://www.birgun.net/haber-detay/botanik-bahcesi-muftuluge-devredildi-172508.html
5: https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/ata-yadigari-botanik-bahceye-tahliye-soku-2495828/
6:http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1031769/iU_de_skandal__Muftuluge_serbest_cevrecilere_yasak.html
7: https://www.change.org/p/istanbul-üniversitesi-rektörlüğü-iü-botanik-bahçe-müftülüğe-devredilmesin
8:http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cevre/1038264/istanbul_daki_Botanik_Bahcesi_icin_Almanya_dan__kurtarin__cagrisi.html
9:http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cevre/1029836/Tepkilerin_ardindan_botanik_bahce_icin_istanbul_Universitesi_nden_geri_adim.html

Etiketler

Bir yanıt yazın