3. Ödül, İztuzu Kumsalı Deniz Kaplumbağaları Bakım İstasyonu ve Günübirlik Alan Ekolojik Tasarımı Fikir Yarışması

3. Ödül, İztuzu Kumsalı Deniz Kaplumbağaları Bakım İstasyonu ve Günübirlik Alan Ekolojik Tasarımı Fikir Yarışması

EKO-SİMBİYOZ
Yarışma alanı; sınırları dahilinde bulunan Köyceğiz – Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi özelinde değerlendirilerek bütüncül bir şekilde ele alınmıştır. Yaklaşık 460 km2’lik alana sahip ÖÇKB’si ile ilgili üst ölçek analizleri hazırlanmıştır. Alanda bulunan habitatlar tanımlanmış, alanın hidrolik, jeolojik ve arkitektonik yapısı etüd edilmiştir.

Gerçekleştirilen analizler sonucunda bölgede bulunan kentsel yerleşimlerin, tarımsal arazilerin ve turistik faaliyetlerin bölge üzerinde yarattığı ekolojik problemler ortaya konulmakla birlikte alandaki 3 temel aktörün birbirleri ile kurduğu ilişki özelinde sürdürülebilir bir model önerilmiştir. Eko-Simbiyoz olarak tanımlanan model özelinde İnsanoğlu, Flora & Fauna ve Tabiat zaman içerisinde birbirleri ile ayrılamaz ilişki kurmuş 3 aktör olarak tanımlanmıştır. Model özelinde bu üç aktörün de aynı anda var olma durumu üzerine 4 temel yaklaşım geliştirilmiştir. Eko-Simbiyoz özelinde aynı yerde, birden fazla aktörün yaşama / bulunma olasılıkları geliştirilmeye çalışılmıştır.

STB SINIRLANDIRILMIŞ TARIM BÖLGESİ
Köyceğiz – Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde göl ve çeperindeki sulak alanların kurutularak tarım alanı haline dönüştürülmesi mevcut ekosistemi olumsuz etkilemektedir. Tarım alanlarında kullanılan yoğun ilaçlama ve tarlalarda bırakılan ilaç kapları biyolojik kirliliğe yol açmaktadır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra bölgedeki tarım alanlarının hızlı bir şekilde genişlemeye başladığı gözlemlenmektedir. Eko-Simbiyoz modeli özelinde 2019 yılı baz alınarak tüm tarım alanlarının mevcut sınırları dahilinde sabit korunarak yeni alanlar açılmaması önerilmektedir.

SKB SINIRLANDIRILMIŞ KENTSEL BÖLGE
Köyceğiz – Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde özellikle Dalyan ve Köyceğiz çeperlerinde kentsel sınırlar sürekli yayılım göstermektedir. Bölgedeki arkitektonik dokunun özellikle 1980 sonrası hızla genişlediği gözlemlenmiştir. Kentsel bölgeler ile bâkir tabiat dokusu yer yer çakışmaktadır. Eko-simbiyoz modeli özelinde İnsanoğlu kaynaklı kentsel dokunun sınırlandırılması ve olası zorunluluklarda hidrolojik kaynaklardan uzak noktalarda öneriler getirilmesi öngörülmüştür.

DKZ DERE YATAĞI KORUMA ZONU / SU YÖNETİMİ
Bölgenin hidrolojik analizleri özelinde deniz suyu haricinde Köyceğiz Gölü’ne 5 ana tatlı akışı bulunduğu gözlemlenmiştir. Gölün ekosisteminin sürdürülebilirliği özelinde tatlı kaynaklarının gözlerinden itibaren korunarak göl habitatına erişimlerinin sağlanması esas alınmalıdır. Bölgede yayılım gösteren kentsel doku sebebiyle açılan artezyen kuyularının fazlalığı mevcut çay ve derelerin debilerini düşürmektedir. Eko-Simbiyoz modeli özelinde tanımlanan 5 dere yatağında korunum sağlanması öngörülmüştür.

SKZ SULAK ALAN (KIYI) KORUMA ZONU
Gerek tarımsal, gerek kentsel faaliyetler sonucu Köyceğiz Gölü sınırları gün geçtikçe bakirliğini yitirmekte sahip olduğu biyolojik ve jeolojik nitelik tahrip olmaktadır. Kıyı sınırları kara ve su flora ve faunalarının kesişim noktası olması özelinde korunması önem arz etmektedir. Eko-Simbiyoz modeli özelinde Köyceğiz gölü, Dalyan ve İztuzu hidrolojik sınırlarının halihazır halleri ile korunması; turizm ve balıkçılık amaçlı iskele kullanımlarının kontrol altında bulundurulması önerilmektedir.

ALANDA BULUNAN HABİTATLAR
Gerçekleştirilen analizler özelinde alanda birbirleri ile ilişkili 5 habitat bulunduğu gözlemlenmiştir. Köyceğiz – Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi özelinde tüm habitatların ortak ilişkisini alanın içlerine doğru yol alan “su yolu” oluşturmaktadır. (Deniz – Delta – Göl – Dere)

ALANIN HİDROLOJİK KARAKTERİ
Köyceğiz – Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin hidrolojik karakteri tuzlu su – tatlı su dengesi üzerine kuruludur. Suyun tuz oranı bulunduğu çevrenin fauna ve florasını belirler niteliktedir. Köyceğiz Gölü’nü besleyen tatlı su kaynaklarının tam korunumu halihazır ekosistem için dengeleyici faktördür.

ALANIN ARKİTEKTONİK KARAKTERİ
Köyceğiz – Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi özelinde insan yapısı arkitektoniklerin sürekli yayılım gösterdiği gözlemlenmiştir. Özellikle 2000’li yıllardan sonra özellikle Ortaca Beldesi’nde kentsel doku ivmelenerek artmıştır. Dalyan ve çeperindeki kentsel doku mevcut habitatlar ile kesişmektedir.

ALANIN JEOLOJİK KARAKTERİ
Köyceğiz – Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi jeolojik olarak çanağı andırmaktadır. Bölgenin çeperleri tepelerle çevrilidir. Akdeniz ile Köyceğiz Gölü arasındaki jeolojik yapı bölgeye karakteristiğini vermektedir. Bölgenin yaklaşık olarak yarı alanı 0-5 mt yüksekliğindedir.

ORTAK YAŞAM ROTASI “Doğada hiçbir şey tek başına var olamaz.” Rachel Carson, Silent Spring Bölgeye düzenli olarak yuva yapan Deniz Kaplumbağları, artan insan popülasyonu ve insan aktivitesi nedeniyle IUCN tarafından “Tehdit Altında” listesindedir. Kaplumbağların yaşamlarını sürdürebilmeleri için alanda yaşam süren ve farklı eylemlerde bulunarak alana farklı etkileri olan insanların bütüncül bir anlayışla sürdürülebilir ortak yaşam anlayışını edinmeleri için çaba sarfedilmelidir. Doğal süreçler ve insan aktivitesi arasındaki bütünleyici ilişkiyi yeniden kurmak üzere Dekamer, aktif olduğu deniz ve kumul alanlar dışında insan etkilerine açık olan yerin doğal değerleri kuşlar, bitki örtüsü, doğal kaynaklar, habitatlar konularında da bilgilendirici ve birleştirici bir yer olmalıdır. Uzman akademisyenler, yerel karar vericiler ile yerel halk biraraya gelmelidir. Birbirinden ayrı işleyen kültür turu, kuş gözlem turu, doğa turu, kaplıcalar, çiftlik dinlenceleri gibi alanda faal olan tüm aktörlerin yerin doğal ve kültürel değerlerini sürdürebilmeleri için onları koruyup gözetecek bilinçte ortak hareket etmeleri amaç edinilmelidir. Bu bağlamda Dekamer’in bölgede yaşayan balıkçıların, tarımcıların, turizmcilerin ve tüm yerel halkın çevre konularında düzenli seminer ve eğitimlerin verildiği bir merkez olacak olması düşünülebilir. Yaşam Rota’sının farklı duraklarındaki mola alanlarında Bilgi Ev’leri yapılabilir. Bilgi evlerinde düzenli bir akış içinde bölge hakkında kısa durum filmleri, belgeseller ziyaretçilere gösterilebilir.

ORTAK YAŞAM ROTASI (YAYA / BİSİKLET)

01 KÖYCEĞİZ

02 KÖYCEĞİZ PLAJI

02’ KÖYCEĞİZ BİLGİ EVİ

03 MESİRE ALANI

04 ŞINORKEL İLE DALIŞ

05 DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

06 OLTA BALIKÇILIĞI

07 HAPİSHANE ADASI

08 ÇİFTLİK TURİZMİ

09 SEYİR ALANI

10 TIRMANIŞ

11 MESİRE YERİ

12 SU SPORLARI

13 YABAN HAYATI GÖZLEM NOKTASI

14 ÇİFTLİK TURİZMİ

15 KÖY PAZARI

15‘ SULTANİYE BİLGİ EVİ

16 SULTANİYE KUBBELİ HAMAM

17 SULTANİYE MESİRE ALANI

18 ZİYARETÇİ MERKEZİ

19 KAPLICA

20 SEYİR ALANI

21 GELGİRME KAPLICASI

22 OLTA BALIKÇILIĞI

23 RIZA ÇAVUŞ KAPLICASI

24 RIZA ÇAVUŞ ÇAMUR BANYOSU

25 BALIKLI TEPE MESİRE ALANI

26 DAĞ BİSİKLETİ PARKURU

27 DALYAN

27’ DALYAN BİLGİ EVİ

28 KAUNOS KRAL MEZARLARI

29 KAUNOS ANTİK KENTİ

30 KUŞ GÖZLEM KULESİ

31 MOTOR İSKELESİ (DENİZ YOLU / TEKNE)

32 KUŞ GÖZLEM NOKTASI

33 FOTO SAFARİ

34 KUŞ GÖZLEM KULESİ

35 IZTUZU PLAJ İŞLETMESİ

35‘ İZTUZU BİLGİ EVİ (YAYA / BİSİKLET)

36 YAYA PARKURU

37 DOĞAL YAŞAMI GÖZLEM NOKTASI

38 KAPLANCIK GÖLÜ

39 ANTİK TUZLA

40 İZTUZU GÖLÜ

41 İZTUZU PLAJI

42 DEKAMER (DENİZ YOLU / TEKNE)

36’ DELİK ADA

37’ ŞINORKEL İLE DALIŞ

38’ SU SPORLARI

39’ EKİNCİK KÖRFEZİ YAKIN ÇEVRE ÖLÇEĞİNDE TASARIM KARARLARI

1. EKO-SİMBİYOZ; TABİAT – İNSANOĞLU – FLORA & FAUNA

Üst ölçek kararı olarak önerilen eko-simbiyoz modeli tasarım ölçeğine de yansıtılmaya gayret edilmiştir. Bu bağlamda mevcut ekosistemin üç aktörü; tabiat, insanoğlu ve flora&fauna birlikteliğinde mekânsal senaryolar öngörülmüştür. Hazırlanan bu senaryoların akabinde yakın çevre tasarım kararları alınmıştır. Tabiat / İnsanoğlu birlikteliği, Caretta caretta / İnsanoğlu birlikteliği mekânsal düzleme yansıtılmaya çalışılmıştır.

2. TOPOĞRAFYAYA EN AZ MÜDAHALE / EN AZ YAPI İZİ

Yarışma alanı olarak tanımlanan arazi bulunduğu konum itibari ile kendi koşullarına özgü bir tasarım yaklaşımı gerektirmektedir. Bu doğrultuda prensip olarak mevcut topoğrafyaya en az müdahale edilecek şekilde program ihtiyaçlarının mekansallaştırılmasına çalışılmıştır. Bina ihtiyaç programı dahilinde talep edilen mekanlar doğal zeminin üzerinde yeni oluşturan paralel topoğrafda bloklar halinde teşkil edilmiştir. Her bir blokta birbiri ile ilintili fonksiyona sahip birimler bir araya getirilmiştir. 16 adet bloğun her birinin doğal topoğrafyaya dokunan alanı (ayak izi) 16 X 3,00 = 48 m2’dir. Yaya yolu olarak önerilen yükseltilmiş platform toplamda 37 adet ayak üzerine oturtulmuştur; 37 X 0,16 = 6,00 m2’dir. Yapı gruplarının doğal topoğrafyadaki ayak izleri toplamda 54 m2’dir. 22500 m2’lik toplam arazinin %0,003’lük kısmına temas edilmektedir.

3. PARALEL TOPOĞRAFYA: İKİNCİ “ZEMİN” ÖNERİSİ:

Önerilen yapının doğal zemin ile kuracağı ilişki tasarımın çıkış noktalarından biri olmuştur. Bakir bir arazi üzerinde bulunacak yapı topluluğunun mümkün olan en az oranda yapı ayak izine sahip olması amacıyla doğal topoğrafyaya paralel şekilde yeni bir zemin / platform önerilmiştir. Önerilen platform aynı zamanda yatay sirkülasyonu da sağlamaktadır.

4. “YUVA” ANALOJİSİ

Yapı gruplarının mekan organizasyonu bina programının gerektirdiği fonksiyonel gereklilikler üzerinden geliştirilmekle beraber yapı bütünü özelinde ulaşılan imgesel nitelik, caretta caretta yuvası ile özdeşleştirilmiştir. Yuva; birden fazla benzer organizmanın bir araya gelmesi ile kuruludur. Yuvadaki yumurtalar kendi içlerinde bağımsız birer varlık olmakla birlikte üst ölçekte “yuva”nın birer parçasıdır ve birbirleri ile ilişkilidir.

5. KUMSAL RESTORASYONU

Kumsalda mümkün olduğunca pasif kıyı kullanımı amaçlanmıştır. İnsanoğlunun muhtelif etkileri sonucu kumsal zamanla sertleşmiştir. Halihazır otopark alanı kumsal sınırlarını geçmiş durumdadır. Önerilen yeni otopark alanı mümkün olduğunca küçük tutulmaya çalışılmış ve kumul alandan uzaklaştırılmıştır. Eski otopark alanında bulunan sert zeminin kaldırılarak kumsal restorasyonu gerçekleştirilmesi önerilmektedir.

6. MEKÂNSAL ESNEKLİK

Demaker’in talep edebileceği mekânsal ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak gerek çevre ölçeğinde gerekse yapı ölçeğinde esnek bir yapı oluşturulmaya gayret edilmiştir. Çevre ölçeğinde ele alındığında mekânsal gruplar özelinde alt birimlere ayrılmış yapı kümelerinden oluşan tasarım talep edildiği takdirde farklı coğrafyalarda da “kurgulanabilir” niteliktedir. Yapı ölçeğinde ele alındığında Dekamer’in olası ek ihtiyaçları yapı kümelerine ek bloklar yapılarak giderilebilir durumdadır.

7. YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANIMI

Negatif karbon ayak izi özelinde yapıda yenilenebilir enerji kullanım olanakları etüd edilmiştir. Enerji ihtiyacının azaltılması amacıyla yapı bloklarında doğal havalandırma imkanı sağlanmıştır. Her bir yapı bloğu çatısında güney yönüne bakan fotovoltaik panel konumlandırılmıştır. Elde edilecek enerjinin yapının ortak alanlarında kullanılacağı; olası fazla enerjinin ise şebekeye verileceği öngörülmektedir. Havuzlarda kullanılacak deniz suyu geliş ve gidiş hattı olmak üzere yaya platformunun altında geçirilecektir. Böylelikle mevcut topoğrafyada boru hafriyatı yapılmasına gerek kalmayacak ve topoğrafyanın bakirliği korunacaktır. Yapının temiz su ihtiyacı artezyen kuyusundan sağlanacaktır. Çatıda biriken yağmur suyu branşmanlar aracılığı ile yağmur suyu deposunda biriktirilecek ve muhtelif ihtiyaçlarda yeniden değerlendirilecektir.

8. SÖKÜLEBİLİRLİK ve SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Gerekli görüldüğü takdirde yapının kolay bir şekilde, çevreye zarar vermeden sökülebilir olması tasarım kriterleri arasında bulundurulmuştur. Yapı bloklarının mevcut topoğrafyaya “değdikleri” noktalar hazır prefabrike temel soketleri şeklinde ele alınmıştır. Yapı blokların zemin kotu ve altı (yarı koni form) prefabrike eleman olarak tasarlanmıştır. Prefabrike temel soketi üzerine yerleştirilecek bu eleman da arazi dışında fabrikalarda imal edilerek alana getirilecektir. Tüm yapı bloklarının zemin ve üst kısımları lamine ahşap kirişler ve thermowood ahşap kaplama olarak ele alınmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın