Katılımcı (Enrico Şansal, Burak Eyigün), Odakule Pasajı Ulusal Tasarım Yarışması

Katılımcı (Enrico Şansal, Burak Eyigün), Odakule Pasajı Ulusal Tasarım Yarışması

Tasarım Özeti

1. Odakule (ve İstanbul)

İstanbullu için Odakule önemli bir buluşma noktasıdır. Bazen arabasını almaya gider. bazen de acelesi olduğu için geçer.

“Odakule’nin or(a)da” yolu tarif eder, yağmurda barınır.

Odakule’nin bulunduğu konum incelendiğinde, öncelikle coğrafi ardından demografik bir analiz yapmak gerekmektedir.

Odakule’nin Gece ve Gündüz senaryoları göz önünde bulundurulduğunda oldukça çeşitli bir insan kitlesini konuk ettiği görülüyor.

Asmalımescit mahallesi (ve genellikte Beyoğlu) restoran ve eğlence sektörünün ön planda olduğu bir bölgedir, Gece saatleri bölgenin en heyecanlı ve hareketli olduğu zamanlardır ve nüfus diğer saatelere kıyasla ortalamanın oldukça üzerinde seyreder.

Gündüz saatlerinde ise çalışanlar , turistler, sokak hayvanları ve seyyar satıcılar pasajın ağırlıklı ziyaretçileridir.

Odakule’nin çevresinde bulunan otoparklar da önemli bir insan sayısını pasaja taşır. Benzer şekilde Odakule’nin Şişhane Metro, Şişhane Tünel, Taksim metro ve otobüs duraklarının tam orta noktasında bulunması karma kitlelerin geçişine sebep olur.
Bu verilerin ışığında önemli bir detayın gözden kaçmaması gerekir ki bu da geçidin 24 saat işlevselliğini durdurmadan sürdürüyor olduğudur.

Kitlelerin o kadar çeşitli oluşu sebebi ile tasarımı kullanıcıya yönelik değil, kullanıcının tasarıma göre şekillenmesi için bir fırsat olarak değerlendirmek önceliğimiz oldu.

2. Pasaj

Fransızca passage “geçit, geçiş, yazıda veya müzikte kısa bir bölüm” sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Fransızca passer “geçmek” fiilinden +age sonekiyle türetilmiştir. (…) Fransızca fiil Geç Latince passare “adım atmak” fiilinden evrilmiştir.

Pasaj etimolojisinden gelen ADIM ATMAK fikirini İstanbul Sanayi Odasının üzerinde düşündüğü ÜRETİM ana başlığı ile birleştirdiğimizde tasarımın temel fikirlerinden biri oluştu: İnsanların kinetik gücünü kullanarak enerji üretmek.

Bunu gerçekleştirmenin fonksiyonu sadece İstiklal caddesinden Meşrutiyet Caddesine (ya da tersi) geçmek değil,bu aksiyonun içerisine bir ikincil fonksiyon eklemek ve her geçişte enerji üretimi sağlamaktı.

Kinetik enerjisini depolayan döşeme sistemleri artık bir çok girişimci şirket tarafından geliştirilip kullanılan bir teknolojidir. Bu teknoloji zaman ile olgunlaştıkça enerji verimliliğide de artıyor: Spesifikayonlarına göre ortalama olarak adım başı 7 Watt enerji üretildiğini belirtileniliyor.

ÖRNEK – Washington D.C. (ABD) de uygulanmış olan bu tür zeminde, günlük 10.000 geçiş karşılığında gecenin 8 saatine çevre aydınlatmaları yakmak için yeterli olduğunu ispat edildi.

İstiklal caddesi’nin önemli bir bağlantı noktası olarak da tanımladığımız Odakule pasajı oldukça yüksek sirkülasyon rakamlara sahip:

Haftaiçi rölöve

Saat 09:30 | 43 kişi / dk.

Saat 12:00 | 33 kişi / dk.

Saat 12:30 | 71 kişi / dk.

Saat 16:30 | 35 kişi / dk.

Saat 19:00 | 92 kişi / dk.

Saat 22:00 | 23 kişi / dk.

Bu verilere göre günde ortalama olarak 45.000 geçişten fazla yapıldığı anlaşılıyor.

Projede Piezoelektrik zemini sadece kısmen kullanılmışıtır (koridorun yarı eni), diğer kısım ise ‘normal’ sirkülasyon için korunmuştur.

Açık hava bölgesindeki alanın iz düşümünün eninin yarısına bu zemini uygulamak istersek, 45.000 kişilik sirkülasyon kabaca 22.500 günlük geçişe denk geliyor olacaktır. Toplam enerji üretim verimliliği için oldukça önemli rakamlar.

3. İstanbul Sanayi Odası

Beyin fırtınası: üretim, hız, ağır, çelik, ışık, mekanik, fabrika, teknoloji, kıvılcım, gelişme.

Sıralanan iki ana başlık üzerinden tasarımın oluşumu başladı.

İstanbul gibi uluslararası bir şehirde ve ISO gibi köklü, önemli bir kurum adına doğru öneriyi sunma amacı, farklı detayların üzerine yoğunlaşmayı gerektirecekti.

Çağdaş ve teknolojik karakterini ön planda tutarak, çok yoğun sirkülasyonu olan bir mekanın, fonksiyonları unutmadan, parametrelerin dengelerini hassasça düzenlemek gerekti.

Tüm bu endişe ve hassasiyet içerisinde İstanbullular ile (fonksiyonel amacı dışında) bir bağ yaratılması da önemli bir nokta olarak göz önünde bulunduruldu.

Görsellerde anlatıldığı şekilde Helezonik kütleyi ve akıllı zemini bağlaştırdık ve arasında gerçek-zamanlı bir komünikasyon oluşturduk: Akıllı zeminden gelen kinetik enerji yüküne göre Helezonik ünitesinde tetiklemeden dolayı yanan ışık bantlar yarattık.

Bu şekilde kullanıcının ve tasarımın arasında bir bağ kurmuş olduk: Hem yürüdükçe enerji ürettiğinden bilinçli bir kullanıcı oldu, hem de yarattığı enerjinin sonucu olarak interaktif ışıklar ile duygusal olarak tetiklendi.

Etiketler

Bir yanıt yazın