Amir Shakib Arslan Camii

Ağırlık ve durağanlık yerine hafif ve geçici bir tipoloji önerisi.

Mimari ekip projeyi anlatıyor:

Bu 100 metrekarelik ufak cami projesi, var olan çapraz tonozlu yığma mekânın renovasyonunu ve 18. yüzyıldan kalma sarayın yanı başındaki strüktüre eklemlenecek minarenin yapımını içeriyordu. Projenin bitişiğinde yer alan ve eskiden otopark olarak kullanılan alanda yeni bir kamusal alan üretildi. Caminin önü; oturma elemanları, çeşme, abdest alanı ve yeni dikilen incir ağacının gölgesi ile birlikte bir meydana dönüştü.

Var olan strüktürün kıble doğrultusunda olmamasından ötürü, öncelikle bir dizi fiziksel dönüşüm ve eklentiyle binanın yönelimini düzeltildi. Mekke’ye yönelim, iç mekânından dışındaki meydana kadar yeni camiyi ve çevresini her ölçekte şekillendirmek için harekete geçirilen araç/dil oldu.

Caminin yeni ince minaresi, yatayda hafif iç bükey bir gölgelik ile meydandaki eğri duvara bağlandı. Böylece zemin kotundaki cami için bir revak çizildi ve caminin iç mekanıyla sokak arasında bir geçiş mekânı oluşturulduğu gibi caminin dışarıdan gizliliği de arttırıldı

Caminin kabuğu, beyaza boyalı ince çelik şeritlerden, kıble doğrultusunda oluşturuldu. Şeritler belli bir açıdan bakıldığında, bütün ve kuşatan bir cami hacmi oluşturmak için bir araya geldi. Önden bakıldığında ise cami, ince düzlemselliği yoluyla kayboldu ve asıl varoluşunu bir anlığına askıya alıp, görsel olarak zengin tarihsel zeminiyle iç içe geçti.

Tasarım; normatif cami mimarisinin hacimsel ifadesinin, geleneksel ve durağan küp/kubbe/minarenin yerine tipolojinin hafif bir okumasını; geçici bir tektonik varoluşu öneriyor. Yeni caminin iç ve dış bükey düzlemleri, dışarıdaki meydanı ve sokağı dışa dönük bir geometride sararak, çoğunlukla hava sızdırmaz şekilde kapatılan dini mekanın içi ile ilişkilendiriyor. Bilindiği üzere bu iki mekan, şehrin kamusal mekanı ile caminin kamusal mekanının kesiştiği “Arap Baharı”nda melezlenmişlerdi.

Etiketler

1 Yorum

  • murat-kaan-salcigil says:

    Müthiş, müthiş…Uzun zamandır bu kadar ince ve zekice düşünülmüş tasarım yaklaşımı görmemiştim. Umarım Türkiye’deki kamusal alan dönüşümlerine örnek olur.

Bir yanıt yazın