Almanya’nın Yarışma Kültürü Masaya Yatırıldı

Ömer Selçuk Baz ve Ömer Yılmaz, Almanya'nın yarışma kültürünü incelemek amacıyla yaptıkları geziden, Türkiye'de yarışma kültürünün ufkunu açacak sorular ve cevaplarla geri döndü.

Mimar Ömer Selçuk Baz ve Yarışmayla Yap projesinin yürütücüsü Ömer Yılmaz, 18-19 Şubat 2016’da Münih’te yarışmalarla ilgili bir dizi görüşme yaptı. Görüşmelerden önce, Türkiye’de jüri üyesi ve yarışmacı olarak mesleğini yürüten birçok kişiye gönderilen bir e-posta ile araştırılması beklenen konular sorulmuştu. Genç mimarlık ofisi ARCHiTEKTUR:ZWiNGEl/DilG’den Florian Dilg, Bavyera Mimarlar Odası yarışmalar sorumlusu Oliver Voitl, yarışmacı mimarlık ofisi Bogevisch’s Büro’dan Rainer Hofmann ve yarışma organizatörü mimarlık ofisi BSGM Architektur und Stadtplanung’tan Josef Mittertrainer ile yapılan görüşmeyle hem o sorulara cevap arandı hem de sohbet sırasında gelişen, yarışmayla ilgili bir dizi konu masaya yatırıldı.

Yarışmalar Almanya’da hangi hukuki zeminde yapılıyor?

Almanya çapında bir mevzuat var. Oldukça sıkı ve boşluğu yok. Ama aynı zamanda bu mevzuat eyaletten eyalete değişen farklılıklar içeriyor.

Bununla birlikte Almanya bir AB ülkesi olduğu için AB ihale ve yarışma kuralları geçerli. Bu nedenle eskiye göre yarışmalar konusunda farklı bazı kısıtlamaları var: Örneğin artık bölgesel yarışma yapamıyorlar. 209.000 Euro ve üzerindeki tüm yarışmalar EU kapsamında katılıma açık olmak zorunda vb.

Yarışma olmaksızın bir mimardan tasarım elde etmek mümkün mü? Mümkün değilse bu yasa ile mi korunuyor, mimar zaten bunu kendiliğinden vermez bir aktör mü?

Almanya’da mimarın bir iş için alabileceği en düşük ve en yüksek ücret yasalarla belirlenmiş durumda. Eğer bir mimardan herhangi bir tasarım isteniyorsa mutlaka bu aralıkta bir ödeme yapılmak zorunda. Bunun dışında kalan durum ancak yarışma. Yarışma olmadan bir mimardan herhangi bir şekilde ücretsiz tasarım elde edilmesi mümkün değil. Yarışma da zaten kendi kanunu ile korunuyor.

Özel sektör de yarışma kanunu var ise buna uymak zorunda mı?

Özel sektör yarışma kanununa uymak zorunda değil. Ancak herhangi bir şekilde kamudan destek almak istiyorsa ya da kendisine ait olmayan bir arazide proje geliştiriyorsa kamu, özel sektörü yarışmayla yapmaya teşvik ediyor. Bu şekilde yapılan yarışmalar kamusal yarışma gibi işlem görüyor.

Kamusal yanı ve/veya paydaşı olmayan tasarım işi yarışma da olabilir teklif alma da olabilir. Eğer yarışma ise yarışma mevzuatı geçerli. Eğer teklif alma ise zaten yine mevzuatla belirlenen en düşük bedelin altına düşülemiyor. Dolayısıyla Türkiye’de pratikte özel sektör tarafından yürütülen yarışma modeli herhangi bir şekilde Almanya’da mümkün değil. Bu tip denemeler elbette az sayıda da olsa da Almanya’da da oluyor ve bunlara “korsan yarışma” deniyor.

Birinci uygulanmak zorunda mı?

Almanya’da yarışmalarda 1. Ödül sahibi uygulanmak zorunda değil. Ama bir yarışma açılıyorsa ödül grubundaki proje sahiplerinden birisi ile anlaşılmak zorunda. Herhangi biri ile anlaşamazsa o arsa ya da tasarım sorunu için yeni bir tasarım yaptıramaz, yeni bir yarışma açamaz, yeni bir ihale açamaz.

Bavyera eyaletinde %97 oranında 1. Ödül sahibi uygulamayı yapıyor.

Yarışma sonrasında müellifle işveren baş başa kaldıktan sonra, bu ilişkilere müdahil olan bir mekanizma var mı? Jüri üyeleri veya üst danışma kurulu gibi…

Hayır böyle bir mekanizma yok. Ama mimarı ve işvereni mimarlığın yasal mevzuatı ve iklimi zaten koruyor.

Yarışma olmaksızın kamusal bir mekan tasarlanabilir mi?

Evet tasarlanabilir. Yarışma proje elde etme yöntemlerinden birisi. Ancak yarışmayla yapmanın hem özel sektör hem de kamu için avantajları var. Özel sektör kolayca aşamayacağı bazı prosedürleri yarışmayla yapması durumunda daha kolay aşabiliyor. Çeşitli kurullardan alınacak onaylar, kurullar zaten yarışma süreçlerine baştan dahil olduğu için kolayca aşılabiliyor; yarışmanın kamuoyu ile paylaşılması bir başka deyişle yarışma sürecine sivil katılımın sağlanması yine yarışma sürecinde olduğu için toplam süreç daha hızlı ve sağlıklı sonuçlanıyor.

Yarışma sonrası süreçte jürinin, yarışma sonuçlarını koruyacak şekilde herhangi bir yaptırımı oluyor mu?

Yarışma sonrası süreç jüriden çok ülkenin genel yasaları ile zaten korunuyor, jürinin herhangi bir rolü yok.

Kaç tür yarışma var? Uygulamaya dönük veya deneysel / provakatif olacak şekilde aynı yarışma içinde öneriler bizdeki gibi eriyor mu, eriyorsa bunu nasıl yorumluyorlar?

Yarışmaları mimarlık, peyzaj mimarlığı ve şehir planlama yarışmaları olarak sınıflamak mümkün. Alternatif öneriler de yarışmaya konu tasarım sorununu sorunsuz çözmesi durumunda elbette gerekirse 1. Ödülle de ödüllendirilebiliyor. Ancak sadece mimarlık kültürüne katkı sağlaması amacıyla, söz konusu tasarım sorununu çözmeyen yarışma projelerinin özellikle değerlendirilmesi mümkün değil.

Yarışma hazırlık süreleri ne kadar? Raportörlük için profesyonel bir ekip nasıl çalışıyor? Bir kurum altında mı? Yarışmaya özel mi toplanılıyor?

Yarışma hazırlığı Türkiye’dekinden oldukça farklı ve ayrıntılı yapılıyor. Yarışma programı ve arsa verileri son derece titiz ve esnemesi mümkün olmayacak şekilde hazırlanıyor. Tasarım aşamasında tasarımcılara şartnamede muğlak yerler (program, mülkiyet, yarışma sınırı gibi) bırakılmıyor. Her konu oldukça net ve ayrıntılı olarak tanımlanıyor.

Tüm bu işleri yapmak için kamu kurumları dış kaynak kullanıyor. Bir başka deyişle işi yarışma şartnamesi hazırlamak ve yarışma süreçlerini yönetmek olan ofisler ortaya çıkmış durumda.

Kaç yarışma açılıyor bu toplam yapı stokunun ne kadarı, kaçı uygulanıyor, yarışma talepleri nasıl oluşuyor?

Bavyera eyaletinde 2015’te 105 yarışma açılmış, bunlardan 5 tanesi açık yarışma, 50 tanesi ön seçimli, kalanlar ise özel sektörün yaptığı yarışmalar. Bu, o yıl üretilen toplam kamusal yapı stokunun yaklaşık %40’ı. Önemli kamusal yapı ve alanların tümü zaten yarışma yoluyla yapılıyor.

Kaç mimar var? Ne kadarı yarışma kurumu içinde aktif?

Bavyera’da mimarlar odasına kayıtlı 26.000 mimar var. Kayıtlı olmayanlar da yaklaşık eşit sayıda. Yarışmalara ilgi duyan mimarlık ofisleri ise toplam mimarlık ofislerinin sadece %10’u.

Kamu doğrudan yapı yaptırabiliyor mu?

Kamu, toplam mimari proje bedeli 207.000 Euro’nun altındaki işler için nasıl verdiğini ve hangi kriterlerle verdiğini açıklamak üzere doğrudan verebilir. Bunun üzerindeki rakamlarda ise ya yarışma ya da ihale yöntemini kullanmak zorunda.

Ancak ihale büyük oranda bedel üzerinden şekillenmiyor. İhale yönteminde bir puanlama sistemi devreye giriyor. Bu puantaj sisteminde çalışan sayısı, iş bitirme, ciro, ofis ekipman yazılımları ve portfolyo belirleyici oluyor. Bu puanlama sisteminde en az etkili olan proje bedeli. Çünkü mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin bedelleri federal yasalarla korunduğu için zaten en fazla %2-3 aşağı veya yukarı olabiliyor.

Yarışma sonrası süreçler nasıl işliyor? Neden Almanya da 2. ödüle geçme seçeneği yaygın olarak kullanılıyor?

Yarışma sonunda işin 1.ödül sahibine verilme zorunluluğu yok. Proje süreci ve aşamaları ya da tasarımla ilgili nedenlerden ötürü, idareler ödül grubundaki herhangi bir proje ile yollarına devam etmekte serbestler. Sadece bazı durumlarda oy birliği ile seçilmiş 1. Ödüller uygulanmak zorunda.

Ödül sayısı istendiği kadar olabilir ancak herhangi bir şekilde mansiyonlardan birine işin verilmesi söz konusu değil.

Yarışma sonrası süreçler kaç kategoriden oluşuyor, aşamaları detaylarıyla nasıl tanımlanır?

Almanya’da mimarın verdiği hizmetler 9 aşamada sınıflandırılıyor.

1. Ön hazırlık
2. Ön konsept tasarım
3. Konsept tasarım
4. Kesin proje
5. Detay ve uygulama projesi
6. Teknik şartnameler
7. İhale dosyası
8. Mesleki kontrol
9. Garanti süresi

Alman federal sisteminde (Oda değil) mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin fiyatlarının belirlenmesine yarayan bir el kitabı var. Bu el kitabına göre, mimar 9 aşamadaki hizmeti de verirse alacağı toplam bir bedel var. Bu 9 kademeden bazılarının verilmesi durumunda ise bedel ona göre değişiyor. Mühendislik hizmetlerinin mimarlık hizmetleri ile bir ilgisi yok, aynı kitap mühendislik hizmetlerinin verilmesini de ayrıca tanımlıyor.

Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi m2 üzerinde belirlen bir proje fiyatlandırma sistemi var. Mimarın 9 aşamadaki hizmetlerin tümünü de vermesi durumunda alacağı ücret toplam yapı maliyetinin yaklaşık %10’u. (yapı tipi, büyüklüğü elbette değiştiriyor, burada bahsi geçen kaba bir ortalama) Mühendislik hizmetlerinin de eklenmesi durumunda bu oran yaklaşık %20’ler mertebesinde. (9 aşamanın tümünün ve hatta mesleki kontrollüklerin de dahil olduğunu vurgulamakta yarar var.)

25.000 Euro’nun altındaki yapı maliyeti rakamlarında proje hizmeti bedeli belirlenmesinde bir sınırlamak yok. 25.000.000 Euro’nun üzerinde yapı maliyeti olan durumlarda ise 25 Milyon Euro’nun proje bedellerinin altına düşmemek koşuluyla hizmet bedeli pazarlıkla belirlenebiliyor.

Yarışmada kazanan tasarımı idare kendisi uygulama projesine dönüştürebilir mi?

Mimarlar tarafından hiç tercih edilmese de bazı durumlarda idareler, yarışma kazanıldıktan sonra, uygulamayı yapacak adayla (ödül grubundan herhangi birisi olabiliyor) belirli bir hizmet aşamasına kadar (9 aşamadan) anlaşmak isteyebilir. Yarışma kazananlarından herhangi birisi ile anlaşan idare, bu durumda üçüncü aşamaya kadar olan hizmetleri alıp, geri kalan hizmet kalemlerini başka bir mimara verebilir. Bu Alman yasalarına göre telif haklarının ihlali anlamına gelmiyor.

Bu durum aslında idarelerin 1. Ödül sahibi ile anlaşamamasının önemli nedenlerinden birisi. Mimarlar, doğal olarak kazandıkları yarışmada sürecin 9 aşamasında da bulunmak istiyorlar. Ancak Almanya’da bunun tersi de mümkün.

İnşaat tamamlandıktan sonra devam eden mimar sorumluluklarının sınırı ne?

Tamamlanan yapı 5 yıl boyunca yüklenicinin garantisi kapsamında. Bu süreç zarfında yapıda oluşan aksaklıklar mimar tarafından kontrol ediliyor ve idareye raporlanıyor. 5 yılın sonunda yapının uygun şekilde çalıştığına dair raporla birlikte bu hizmet sona eriyor.

Ülkemizde idareler genç ve deneyimsiz bir müellifin 1.Ödülü kazanmasından genelde çekiniyorlar. Benzer çekincelerin olabileceği düşüncesiyle varsa şartnamede ne tür şartlar öne sürülüyor? (belli bir yıl mesleki deneyim şartı yada iş bitirme belgesinin aranması gibi)

Bu Almanya’da da çok çekinilen bir konu, bu nedenle yarışmaların çok önemli bir bölümü ön seçimli olarak organize ediliyor (2015 yılında 5 açık 50 ön seçimli). Ön seçimli yarışmalarda bazen bir çok genç ve orta yaşlı ofisler dahi seçim kriterlerini yerine getiremiyor. (Bu kriterlerden söyleşinin çeşitli yerlerinde bahsedildi.) Bu durumun oluşturduğu sonuç Almanya’da genç mimarlık ofisleri için fırsat eşitliği sağlanması adına üzerinde durulan bir konu. Bazı yarışmalarda ön seçim kriterlerini geçmiş belirli bir sayıda genç mimarlık ofisi bir kategoride, daha tecrübeli olanlar başka bir kategoride toplanıyorlar. Daha sonra toplanan bu gruplardan kura yöntemiyle değişken oranlarda yapılan çekilişle ön seçime katılacaklar belirleniyor.

Bu yönteme itiraz eden hatırı sayılır ofisler de var. Bunlar ağırlık olarak köklü ama küçük ofisler. Genç mimarlara yapılan pozitif ayrımcılığın üst jenerasyon ofislere de yapılması gerektiğini savunuyorlar.

Ön seçimli yarışmalarda seçim kriterleri ve seçim listesi nasıl oluşturuluyor?

Problemin zorluğuna, büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak çok farklı seçim kriterleri oluşturulabiliyor. Örneğin, proje alanına yakın bir ofis olması; yakın bir yerde ortak ofisle beraber hareket edilmesi; daha önce benzer konuda ve büyüklükte yapı yapmış olması (çoğu zaman bu referansın yakın geçmişte -3 ya da 5 yıl gibi-tamamlanmış olması bekleniyor.) ofis büyüklüğü ve cirosu bu konuda kriter olabiliyor. Bu kriterleri bir puanlama yöntemiyle geçen ekipler toplam ön seçim listesine girecek ekip sayısından fazlaysa, tüm isimlerin katılımıyla bir çekiliş yapılarak nihai liste oluşturuluyor.

Almanya’da yarışma şartnameleri Gülsuyu Cemevi Yarışması’nda olduğu gibi bir yapının ya da alanın korunması ya da hiç yokmuş gibi yıkılarak yeni baştan tasarlanması problemine karşı nasıl hazırlanıyor?

Türkiye’deki bu örneğe Almanya’dan bir örnekle yanıt verilebilir: Küçük bir belediye binası yarışmasında kent meclisi mevcut yapının yıkılarak yenilenmesi ya da korunarak yenilenmesi kararını vermiyor. Ön seçimli olarak tasarlanan yarışma süreci yıkarak yeniden yapma ve koruyarak eklenme stratejilerini yarışmacılara bırakıyor. Ancak her iki strateji için de iki ayrı kategoride ayrı ayrı ödül veriyor. İdare, yarışmadan sonra ödül kazanan iki gruptan birisi ile uygulamaya gidebiliyor. Bu yöntemde yarışmacılar iki gruba ayrılmıyor, yapının korunması ya da yıkılması kararı yarışmacı tarafından veriliyor. Seçilmiş olan 20 yarışmacının kararı da, idarenin yıkmak ya da korumak üzerinden vereceği karar sürecine bir katkı olarak görülüyor.

Soru cevaplar nasıl organize ediliyor?

Bizdekinin aksine soru cevap süreci yarışmacılarla yüz yüze düzenleniyor ve bu oturuma da kolokyum deniyor. Bu oturumdan önce yarışmacılar sorularını yazılı olarak da jüriye aktarabiliyor. Kolokyum (soru cevap oturumu) sırasında yarışmacılar serbest şekilde yarışma organizatörünün (jüriden bağımsız ve oy hakkı olmayan) yönettiği oturumda soru sorabiliyor.

Soru cevap oturumunda jüri üyeleri görüş ayrılığına düşerse ne oluyor?

Genelde daha önceki süreçler iyi hazırlandığı için bu tip görüş ayrılıkları oluşmuyor. Oluştuğunda ise bu farklı görüşlerin yarışmacıların önünde, birinci elden gözlemlenmesi daha kesin ve daha muğlak durumların açıklığa kavuşması için değerli bulunuyor.

Yarışma şartnamelerinde inşaat bütçeleri veriliyor ve yarışmacılardan isteniyor mu?

Yarışmalarda çoğu zaman bir inşaat bütçesi verilmiyor. Ancak işverenin tedirgin olduğu durumlarda inşaat bütçesi –yasal bir bağlayıcılığı olmaksızın- şartnameye girebiliyor. Yarışmacı yapının m2 maliyeti ile ilgili bir çalışma yaparak yarışma aşamasında bildiriyor.

Jürilerin yarışma sonrası süreçte herhangi bir mesleki sorumluluğu var mı?

Yok.

Yarışmayı açan idare ya da kurumların ortaya çıkan işlerden genel memnuniyeti nasıldır?

Yüksek oranda memnun.

Yarışma organizatörü ofisin yetki ve sorumlulukları nelerdir?

İdare tarafından görevlendirilen raportörlük ofisi şartnamenin yasalara uygun şekilde hazırlanmasından sorumlu. Bu ofisin görevleri arasında şunlar var:

Hazırlık aşamasında:

  • İhtiyaç programının idareyle birlikte tüm ayrıntıları ve tanımlarıyla oluşturulması.
  • Arazinin ve yakın çevresinin detaylı bir şekilde tanımlanması. Fotoğraflar, açıklamalar, analizler vesaire.
  • Gerekirse söz konusu ihtiyaç programının farklı kompozisyonlarla, yarışmacılardan önce sanki bir yarışma projesi hazırlıyor gibi test edilmesi ve idarenin bilgisine sunulması.
  • Jürinin belirlenmesinden sonra yapılacak oturumda jüri üyelerinden gelecek uyarılara göre yarışma şartnamesini yeniden düzenlemek.

Ön seçim süreci:

  • Gelen dosyaların ön seçim jürisi ile değerlendirilmesi.
  • Puantaj listesinin oluşturulması ve yeterlilik alan ekiplerin belirlenmesi.

Yarışma sürecinin sonunda:

  • Gelen projelerin kabul edilmesi.
  • Jüri toplanmadan önce projelerle ilgili ayrıntılı bir rapor hazırlanması ve bunun tüm projelerde ortak olan bir grafik anlatım haline getirilmesi.
  • Yarışma şartnamesinde verilen istenenler listesi ile ilgili detaylı bir kontrol listesi hazırlanması.
  • Yarışma şartnamesinin ihtiyaç programı ile verilen büyüklüklerin ayrıntılı bir şekilde kontrol edilerek fazla ve eksik alanların belirlenmesi ve raporlanması.
  • Yarışma sonunda bütün raporların resmi evraklarla birlikte derlenmesi.

Yarışma organizatörüne neden ihtiyaç duyuluyor?

Seksenli yıllardan önce mimar ve yarışma sayısı azken, tıpkı Türkiye’de şimdi olduğu gibi raportörler idarelerden, geçici teknik personelden ya da oda yetkililerinden seçiliyordu. Ancak sayının artması ve şartnamelerde yapılan yasal hataların geri dönülmez sorunlar sebep olması nedeniyle idareler zaman içinde yarışmaları organize eden profesyonel gruplarla çalışmaya başladı. Bugün Bavyera Eyaleti’nde sadece bu işle ilgilenen 10, Münih’te ise 5 profesyonel ofis bulunuyor.

Ön seçime gelen dosyaları kim seçiyor?

Yarışma jürisinden bağımsız, sadece bu dosyaları seçmek için toplanmış 2 ya 3 kişilik gruplar seçiyor. Bu seçim şahitler huzurunda yapılıyor. Bu kişileri idare ve oda belirliyor.

Jüriyi kim belirliyor?

Jüriyi idare ve mimarlar odası ortak akılla belirliyor, katı bir kuralı yok.

Jüri olmak için kriterler neler? Jüri yapısı nasıl?

Jüri olmak içi belirli bir kriter yok. Sadece meslek insanları değil meslek dışından kişiler de jüri üyesi olabiliyor. Jüriyi idare ve Mimarlar Odası beraberce belirliyorlar. Ancak jüri yapısında ne olursa olsun meslek insanlarının (mimar, peyzaj mimarı, şehir plancı) en az bir kişi fazla olması gerekiyor.

Jüri çalışma süreci kaç aşamadan oluşuyor?

Yarışma hazırlık ofisi tarafından hazırlanan şartnamenin jüri tarafından gözden geçirilmesi ve geri beslemenin yapılması ilk aşama. Soru cevap “kolokyumu” ikinci aşama. Projelerin değerlendirilmesi üçüncü aşama.

Jürilerin ortalama çalışma süresi nedir?

Özellikle ön seçimli yarışmalarda ve başvurusu sayısının 10-20 civarında olduğu açık yarışmalarda 1, en fazla 2 gün. Açık yarışmalarda ve başvuru sayısının yüksek olduğu yarışmalarda en fazla 3 gün çalışılıyor. 3 günü aşan çalışma süresi yok. Ancak bu cevabı yarışma teslimleri sonrasında, yarışma hazırlık ofisinin oldukça titiz bir raportörlük çalışması yaptığını hatırda tutarak okumak gerek.

Jürilerde inşaat mühendisi ile makine ve elektrik mühendisi var mı? Bahsi geçen disiplinlerden rapor isteniyor mu?

Bahsi geçen disiplinler herhangi birisi gibi jüride bulunabilir, ancak bu bir zorunluluk değil. Statik, mekanik ve elektrik rapor ve/veya müelliflik belgesi istenmiyor.

Yarışmayı açan idare ya da kurum temsilcilerinin proje seçim sürecindeki rolleri nedir?

Jüri dışında –idareden de olsa- herhangi birisinin seçimde bir etkisi yok. Ancak idarenin çalışanları ya da görevlendirdiği kişiler jürilerde (asli) yer alabilir. (elbette bu söyleşide tanımlanan jüri kompozisyonuna uygun olarak)

Yarışma bittikten sonra Almanya’daki idareler müellifle fiyat konusunda pazarlık yapıyor mu? Yoksa bu pazarlık bizim genlerimizden gelen bir durum mu?

Almanya’da bir mimarlık hizmetinin hangi fiyatlarla verileceği federal yasalarla tanımlanmış durumda. Yarışma ya da ihalede Türkiye’de bildiğimiz anlamda pazarlık söz konusu değil.

Jüriler bir yarışma sürecinde projeleri değerlendirirken en temel ölçüt (baskın birçok ölçüt olabilir, burada temel ile ifade etmek istediğim belirleyici olan ölçüt) olarak ne ön plana çıkıyor?

Örneğin bizde çok karşılaşılan “yeni ne söylüyor?” ifadesi orada bu kadar ön planda mı? Yeni olmasa da sınırları iyi çizilmiş bir mimari soruna iyi bir mimari çözüm elde edilmesi yarışmayı önemsizleştiriyor mu?

Daha açık ifade edeyim; jüriler yarışmalarda onları hayrete düşürecek ve şaşırtacak ve hatta akıllarını baştan alacak işler bekler vaziyette mi bu sürecin içerisinde işlevlerini yerine getiriyor?

Yarışmanlar bu işi şapkadan tavşan çıkarmak edasıyla mı ele alıyor?

Şartnamede tanımlananlara uygunluk en belirleyici seçim kriteri. Yarışmalarda jüriler öncelikle “jüriyi hayretlere düşüren” “son derece yenilikçi sözü olan” projeleri seçmek için özel bir çaba sarf etmiyor. Ya da mimarlık kültürünün gelişmesi veya genç mimarların önünü açmak için, yarışma özelinde bir çaba harcamıyorlar. Ancak bir yarışma projesinin, şartnameye uygun olmak koşuluyla özel bir mimari sözü olması veya o yarışma kurallarına uygun olarak genç bir mimarlık ekibi tarafından hazırlanmış olması veya hazırladığı proje ile mimarlık kültürünün gelişmesine de katkıda bulunuyor olması elbette göz ardı edilmiyor.

Türkiye’de yarışmaya girme yetkinliği ile sonrasında uygulama projesi yapma ve kontrollük üstlenme yetkinliği arasındaki farkın çoğunlukla yarışma sürecinde dikkate alınmamasıdır. Çoğu yarışmanın uygulanamamasının, veya uygulansa da yarışmadaki başarılı tasarımın inşa edilen yapı niteliğine yansımamasının arkasında bence bu neden var. Soruyu açarsak; Yarışmaya katılan ekiplerin, yarışmayı kazanmaları halinde uygulama projesi geliştirme ve uygulama kontrollüğü konusunda da yetkinliklerini belgelemeleri gerekiyor mu? Gerekiyorsa bunun kriterleri nedir?

Eğer ön seçimli bir yarışma ise yarışma katılımcısı ofis ister genç bir ofis olsun isterse daha tecrübeli bir ofis olsun zaten bir önceki aşamada işi şartnamede tanımlanan niteliklere göre yapabileceğini yarışma organizatörlerine anlatmış durumda. Bavyera’da 2015’te açılan 105 yarışmanın 5’inin açık, 50’sinin ön seçimli olduğunu düşünürsek aslında cevap belirginleşiyor.

Kentsel tasarım yarışmaları mülkiyet problemi tamamen çözülmüş ve genellikle de kamunun eline geçmiş alanlarda mı açılıyor, yoksa bu da bir tasarım problemi olarak tarif ediliyor mu?

Almanya’da kuralları belli olmayan iş yapılmıyor. Mülkiyet sorununu bizdeki gibi algılamak mümkün değil.

Öğrencilerin yarışmalara katılması mümkün mü?

Hayır. Yapı yapmak söz konusu ise lisanslı olmak gerekiyor, bir mimarlık öğrencisinin mezun olmadan Oda’ya kayıt olup lisans alması mümkün olmadığı için lisanslı olması da mümkün değil.

Etiketler

2 yorum

  • omer-yilmaz says:

    Sorunumuz şu: Tabloyu genel okumak yerine, kendi canımızı yakan tarafını alıp öne çıkarıyoruz. Yarışmacı olunca, mekanik & elektrik ve statik raporları; idare olunca 1. Ödül’ü uygulamamak veya yarışma projesi sonrası uygulama işini başkasına vermek; jüri olunca çalışmaların 2 günde tamamlanması bu müthiş sistemden alınıp kopartılıp öne çıkarılabiliyor. Oysa sistem kendi içinde, Almanya koşullarına göre kapalı olarak tasarlanmış ve çatır çatır da çalışıyor.

    Daha genel ve de öte yandan da daha yerel bakmak lazım.

  • serdar-colak says:

    Aklın yolu bir derler. Bir kez daha doğru olduğunu gördüm. Her zaman statik, mekanik ve elektrik raporlarının verilmesini saçma bulurdum. Yukarıdaki yazıda Almanya’da istenmediğini gördüm . Çok gereksiz ve zaten zamanla yarıştığınız bir süreçte yarışmacıları anlamsız bir şekilde hamallık yaptıran bir uygulama. Diğeri ise yarışma sonrasında pazarlık yapılmaması, fiyat ne ise o uygulanıyor. İdareler binayı inşa ederken mülki amirin odasına harcanan parayı görmüyorlar ama o binayı tasarlayan mimar ile 5-10 bin TL için kıran kırana pazarlığa giriyorlar. Sonuç olarak onlar bu yüzden Almanya, bizim halimiz ise ortada.

Bir yanıt yazın