MIDORI.so Aoyama

Ilgın Ezgi Tunç tarafından tasarlanan MIDORI.so Aoyama Binası, Tokyo’nun kalbinde, ortak çalışma alanı olarak tasarlanmış üç katlı kompakt bir yapı.

MIDORI.so Aoyama, Tokyo’nun kalbinde konumlanan ve kent yaşamını doğayla bütünleştiren özgün bir paylaşımlı ofis mekânı olarak Mirai Institute için tasarlanmıştır. Üç katlı bu küçük ölçekli yapı hem çalışma hem de yaratıcı üretim ve kişisel yenilenme için sakin bir ortam sunar.

Yapının Aoba Park’a yönlendirilmesiyle birlikte, Japon mimarisinde geleneksel bir kavram olan 借景 (shakkei)— “ödünç manzara” — felsefesine dayanır. Yapı, yalnızca kendi fiziksel sınırlarıyla tanımlanmak yerine, çevresindeki doğal unsurları bilinçli bir şekilde iç mekânına aktarır. Farklı boyutlarda tasarlanan pencereler, parkın her mevsimde farklılaşan güzelliğini bir tablo gibi iç mekâna yansıtır. Bu süreklilik ve değişim, wabi-sabi estetiğinin özünde yer alan “geçiciliği” ve “dönüşümü” kutlayan bakış açısını yansıtır.

Cephe kaplamasında kullanılan 焼杉 (yaki-sugi) tekniği, Japonya’da ahşabı yakarak dayanıklılığını artıran geleneksel bir yöntemdir. Bu uygulama, yalnızca malzemeyi korumakla kalmaz; aynı zamanda yüzeyin zaman içindeki dönüşümüne de dikkat çeker. Ağaç, bir dönem canlı bir varlık olarak var olduğu parkla bu kez malzeme düzeyinde bağ kurar ve binanın sembolik bir hikâye anlatıcısına dönüşür. Yanık ahşabın tonları ve dokusu, hem koruyucu bir kalkan hem de mekânın belleğinde süreklilik sağlayan bir anı olarak öne çıkar.

Binayı kullananların yolculukları da bu dönüşüm düşüncesiyle örtüşür. Tıpkı ahşabın yanarak yeni bir hâl alması gibi, insanlar da deneyim, geçmiş ve öğrenme süreçleriyle şekillenir. Bu bağlamda, Aoyama Binası bir “mekan” olmanın ötesinde; direnç, süreklilik ve yenilenmenin önemini vurgulayan bir yapı kimliği sergiler. Hem kentin yapılaşmasına hem de doğal çevreye farklı bir bakış sunan bu bina, fiziksel ve zihinsel dönüşümler için organik bir sahne yaratır.

Mimari anlayış, geleneksel Japon ahşap karkas sistemi ve SE (Steel Engineering) bağlantılarla desteklenen modern bir strüktürden oluşur. Her katın kendine has işlevsel özellikleriyle birlikte, kullanıcılarına çok yönlü bir alan deneyimi sağlar:

1. Kat – GreenLit Café: Tamamen vegan bazlı menüsüyle, kent yaşantısında doğanın ve sağlıklı beslenmenin önemine vurgu yapan huzurlu bir durak işlevi görür.
2. Kat – Midori.so Lounge/Salon: Ortak çalışma topluluğu üyelerinin kullanımı için esnek ve dinamik bir ortam sunar. Etkinlikler, sunumlar, sohbetler ve topluluğu bir araya getiren çeşitli organizasyonlar bu katta düzenlenir.
3. Kat – Açık Teras: Şehrin yoğun silüeti içinde ender rastlanan, açık havayla buluşma olanağı sağlayan bir mola alanıdır. Burada dış mekân etkinlikleri düzenlenebilir ve kullanıcılar kent manzarası eşliğinde rahatlayabilir.

Şehrin koşturmacası ile doğanın sakinliği arasında bir eşik görevi gören Aoyama Binası, kısıtlı bir arazi üzerinde bile doğaya saygılı, duyarlı ve insana dokunan mekânlar yaratılabileceğinin somut bir örneğidir. Bu tasarım, birlikte çalışma kültürüne destek olurken, bireysel ve kolektif dönüşümün değerini öne çıkarır.

Etiketler

Bir yanıt yazın