Şevval Güner, Ferdanur Cihan Topaloğlu, Emin Topaloğlu'nun Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması için hazırladığı proje.
Proje Raporu
Bodrum; farklı medeniyetlere ev sahibi yapmış çok kültürlü, coğrafi özellikleri bakımından zengin turistik bir bölge olmakla birlikte; kent dokusu ve geleneksel yapı tipolojileriyle önemli bir merkezdir. Kent dokusu; artan nüfus ve farklılaşan sosyoekonomik yaklaşımlarla değişiklik gösterse de gelenekselleşmiş tipolojiler daima korunmaya çalışılmıştır. Bodrum’da ilk yerleşimler kıyı şeridinde yer alsa da bu durum zamanla sokak-yapı ilişkisi şeklinde genişlemiştir. Kent dokusu zamanla bu sokak-yapı ilişkilerini benimsemiş ve yeni bir doku oluşturma eğilimine girmiştir. Yapı tipolojileri; coğrafi şartları, iklim koşullarını, ekonomik koşulları ve insanların mekân ilişkilerini kriter alarak kent dokusuna dahil olmuştur. Koza; Bodrum’un bu kendine özgü kent dokusuna saygı duyarak ve bunu korumaya çalışarak oluşturulmuştur. Koza; oluşturulurken yapma biçimi olarak çeperlere yerleştirilen iki ana kütle ve bunların merkezini oluşturan bir avlu olarak tasarlanmıştır. Yol cephesine bakan kütle geride kalan kütleye referans oluşturmuş ve avlu aksını tanımlamıştır. Geride kalan kütle ise avlu aksını tamamlayıcı nitelikte yerleştirilmiştir. Projede planlanan sokak, açık-yarı açık-kapalı mekanlar arasındaki geçişler, avlulu kullanımlarla; sürdürülebilir ve kullanıcı konforu ön planda mekanlar oluşturulmuştur. Oluşturma yöntemi olarak ise; Bodrum’un mevcut kent dokusu işleyişi göz önünde bulundurulmuştur.
Proje alanının yakın çevresinde; sakin ve Bodrum mimarisine uygun konut yapıları yer almaktadır. Program ihtiyaçları değerlendirildiğinde yakın çevrenin gerekliliklerini karşılamak üzere oluşturulduğu görülmüştür. Yarışma konusu gereği; ‘Koza’ kullanıcısına dezavantajlarını hissettirmeden bu gereksinimleri göz önünde bulundurarak ‘hastane’ yapısı olmanın ötesinde huzurlu bir ortam sunma kaygısı gütmektedir. Koza bunu oluştururken kullanıcının tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamayı, mekân olarak tedavi edici olmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda; proje kurgusunda geçişli mekanlar oluşturularak kullanıcının ulaşımını kolaylaştırmak planlanmıştır. Bu geçişler arasında kullanıcıya farklı deneyimler sunarak; mekanlar işlevlendirilip, mekanlar arasındaki geçişler de bir tedavi yöntemi olarak kurgulanmıştır.
Projenin zemininde iki ana kütle ve bunları ortak alanda birbirine bağlayan yarı açık bir avlu mevcuttur. Zeminde yapılan bu kurgu program ihtiyaçlarına göre belirlenmiştir. Tüm kentliye hizmet etmesi beklenen ‘poliklinik ve kafe’ bölümleri bir ana kütlede; ilgili kullanıcısına hizmet etmesi beklenen ‘fizyoterapi ve hidroterapi’ bölümleri diğer ana kütlede planlanmıştır. Yol cephesine planlanan kütle ‘fizyoterapi ve hidroterapi’ bölümlerinin olduğu ana kütle olarak belirlenirken geride kalan kütle ‘poliklinik ve kafe’ bölümlerini kapsamaktadır. Bunun sebebi ise; kullanıcıyı daha kolay bir şekilde ilgili bölüme ulaştırırken; tüm kentliye hizmet edecek olan sosyal bölümü daha davetkar bir noktada bırakmaktır. Bu iki ana kütle kendi içerisindeki mekân kurguları dışında ortak bir avluda yarı açık mekân ilişkisiyle bağlanmıştır. Bu avlu tüm kullanıcılara hizmet etmekteyken; farklı mekanların kendi gereksinimleriyle oluşturulan kullanıcıya özel ayrıca açık-yarı açık mekanları da mevcuttur. Avluda tedavi edici etkisi bilinen bitki ve su ögesi kullanılmıştır. Bu etki tüm peyzaj tasarımında yönlendirici olmuş peyzaj tasarım kurgusu buna göre oluşturulmuştur.
Bu iki ana kütleden üst katta farklı bloklara çıkan iki ayrı çekirdek oluşturulmuştur. ‘Poliklinik’ bloğunun üst katına servis veren çekirdek ‘ofis’ birimlerini oluşturan bloğa bağlanırken; ‘fizyoterapi ve hidroterapi’ bloğunun üst katına servis veren çekirdek bu bölümlerin diğer mekanlarına ulaşmaktadır. Üst kattaki kurgu zemin oturumuyla birlikte planlanmış ve zemin kattaki açık-yarı açık mekanların oluşmasına destek sağlamıştır. Zemindeki avlunun sürekliliğini sağlamak ve oluşturulan yarı açık mekan kurgusunu üst kata da taşımak için avlu düşey aksta yapı boyunca devam etmektedir. Üst kattaki kullanıcıları açık-yarı açık mekanlara dahil edebilmek adına üst katta teraslar ve balkonlar oluşturulmuştur. Bu mekanlar kullanıcı odaklı tasarlanmakla birlikte iklim şartları göz önünde bulundurularak tasarım fikirleri geliştirilmiştir. Mekanların kendi iç kurgularındaki planlama engeli tamamen kaldırmak ve kullanıcısına mekanın tedavi edici özelliğini vurgulamak üzere tasarlanmıştır. Koza yaklaşım olarak Bodrum mimarisinin kent ölçeğini benimsemekle birlikte doğal malzemelerin kullanımını ve mekân oluşturma biçimlerini de buna göre planlamıştır.
Malzeme seçimleri sürdürülebilirlik ve kullanış olgusu göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Doğal ışıktan maksimum derecede faydalanma amaçlanmıştır. Bunun için cephe planlamasında şeffaflıklar oluşturulmuş aktif olarak kullanılan bütün mekanların doğal ışık ve doğal hava almasına imkan sağlayacak şekilde kurgulanmıştır. Yapının cephesinde ısı yalıtımlı doğramalar ve ısıcam kullanılarak yapıdaki ısı kaybının minimuma indirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda mekanların şeffaf açıklıkları ahşap paneller ve söveler kullanılarak oluşturulmuştur. Proje kapsamında iş birliği gerçekleştirilecek diğer disiplinlerin görüşleri alınmış gereklilikler öngörülmüştür. Konsept proje aşamasında bu öngörüler sunum gereklilikleri kadar projeye yansıtılmıştır.
Koza; tüm tasarım yaklaşımlarıyla kullanıcısına sürdürülebilir ve konforlu bir mekan kurgusu sunmaya çalışırken mekanların kendi sundukları deneyimlerden yararlanmayı amaçlamıştır. Kullanıcı odaklı mekan yaklaşımı; program ihtiyaçlarıyla birlikte kullanıcısının psikolojik ihtiyaçlarını ve fiziksel gereksinimlerini göz önünde bulundurarak belirlenmiştir. Tasarım yaklaşımının temel çıkış noktası Bodrum’un kent dokusu ve geleneksel yapı tipolojisi olarak belirlenmiştir. Bu yaklaşım sonucunda minyatür Bodrum’u kendi kozasında gerçekleştiren bir proje kurgulanmıştır. Bu geleneksel yapı tipolojisi; sürdürülebilirlik, iklim ve coğrafi koşullarla birlikte değerlendirilmiş ve program ihtiyaçlarıyla birleştirilip yeni teknolojik çözümlerle kullanıcıya aktarılmıştır.