Mehmet Atalay, Zeynep Sude Özkan ve Mehmet Emre Akçay'ın "Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması" için tasarladığı proje önerisi.
Fizyoterapi ve hidroterapi merkezleri, hastaların fiziksel ve zihinsel iyileşme süreçlerini destekleyen kritik mekânlardır. Ancak, mevcut birçok tesis, işlevsellik ve kullanıcı odaklı tasarım açısından önemli eksikliklere sahiptir. Dar ve sıkışık mekânlar, yetersiz doğal ışık ve havalandırma, karmaşık dolaşım akışları ve estetikten uzak steril ortamlar, hastaların konforunu ve tedavi deneyimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle rehabilitasyon sürecinde olan bireyler için mekânların sadece işlevsel değil, aynı zamanda rahatlatıcı ve motive edici bir ortam sunması gerekmektedir.
Yarışma alanı, Muğla ilinin Bodrum ilçesine bağlı Konacık Mahallesinde, Paşa Dede Caddesi üzerinde konumlanmıştır. Etrafı genellikle villa tipi toplu konut alanlarıyla çevrili olan bu bölge, belediye hizmet alanı kapsamında üçe bölünmüştür. Alanın kuzeyinde bir ibadethane, doğusunda ise park alanı bulunmaktadır. Alana yaklaşım, Bodrum’un Turgutreis Mahallesi’nden başlayıp İç Anadolu’ya kadar uzanan D330 karayolu üzerinden sağlanmaktadır. Bu yol, Bodrum Yarımadası’nın farklı noktalarına erişim sağlayan önemli bir arterdir.
Tasarım sürecinde alanın mevcut durumu, çevresel bağlamı ve Bodrum’un karakteristik kent silüeti dikkatle incelenmiştir. Yapı, işlevlerine göre farklı bloklara ayrılmıştır. Her bir blok, Bodrum’un simgeleşen kent silüetindeki farklı kot yüksekliklerine sahip yapıların sistemine uyumlu olarak farklı yüksekliklere çıkarılmıştır. Bu yaklaşım, yapıların kent silüetiyle uyum içinde olmasını sağlarken, kullanıcıların iç mekânlar arasında daha rahat dolaşımını mümkün kılmıştır. Bloklar arasında oluşturulan iç bahçe ise, tasarımın en önemli unsurlarından biridir.
Yönetmeliklere uygun olarak, yapının iç ulaşımı her birey için erişilebilir kılınmıştır. Özellikle arazinin güneydoğusunda ve yapının ön cephesinde bir simge olarak konumlandırılan rampa, yalnızca bir erişim aracı değil, aynı zamanda yapının kullanıcı dostu ve kapsayıcı kimliğini vurgulayan bir tasarım unsuru olarak düşünülmüştür.
Rampanın yanına konumlandırılan ve yapı içerisinden neredeyse her noktadan görülebilen iç bahçe, doğal ışığın ve yeşilin mekâna entegrasyonunu sağlamaktadır. İç bahçe, sadece bir peyzaj elemanı değil, aynı zamanda kullanıcıların rehabilitasyon sürecinde zihinsel rahatlama bulabileceği bir odak noktası olarak tasarlanmıştır. İç bahçenin konumlandırılması, mekânsal sürekliliği güçlendirirken, kullanıcılara her an doğayla bağlantı kurma imkânı sunmaktadır.
Yapıya, kullanıcı deneyimini merkeze alan geniş bir giriş holü ile girilmektedir. Girişin konumu, hem araçla hem de yaya olarak ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla, arazinin en erişilebilir noktasına özenle yerleştirilmiştir. Bu düzenleme, kullanıcıların hastaneye sorunsuz ve yönlendirme ihtiyacı minimumda olacak şekilde ulaşmasını sağlamayı hedeflemektedir. Giriş holü merkezinde yer alan danışma bölümü, zemin kata konumlandırılan poliklinikler, fizyoterapi birimi ve acil müdahale odaları gibi kritik işlevlere sahip alanların tümüne hâkim bir noktada bulunmaktadır. Bu yerleşim, kullanıcıların mekân içinde hızlı ve etkili bir şekilde yönlendirilmesine olanak tanırken, hastaların ve ziyaretçilerin ihtiyaç duyduğu bilgilere kolayca erişmesini sağlamaktadır.
Yoğun yaya sirkülasyonu göz önünde bulundurularak, poliklinik bölümü zemin katta, giriş bankosunun hemen arkasına konumlandırılmıştır. Bu yerleşim, mekânsal akışın düzenli bir şekilde işlemesini desteklemek amacıyla tasarlanmıştır. Fizyoterapi biriminin planlamasında, hastaların ihtiyaçlarına göre ayrıntılı bir sınıflandırma yapılmıştır. Nörolojik ve ortopedik tedavi gereksinimlerine göre ikiye ayrılan fizyoterapi bölümü, hem erişilebilirlik hem de işlevsellik açısından dikkatle ele alınmıştır. Nörolojik rehabilitasyona ihtiyaç duyan, yürüme yetisini kısmen veya tamamen kaybetmiş hastaların kullanımına yönelik olarak 4 fizyoterapi ünitesi, galvanik tedavi odası ve robotik rehabilitasyon alanı zemin katta konumlandırılmıştır. Bu düzenleme, hareket kabiliyeti sınırlı hastaların tedavi alanlarına hızlı ve kolay bir şekilde erişimini sağlamaktadır.
Birinci kat, hem asansör hem de rampa ile erişilebilir şekilde tasarlanmış olup, kullanıcıların rahat ve engelsiz bir ulaşım deneyimi yaşamaları sağlanmıştır. Bu katta, fizyoterapi biriminin ikinci bölümü konumlandırılmıştır. Bu bölüm, yine 4 fizyoterapi ünitesi, hasta dinlenme odaları, gerekli spor ekipmanlarıyla donatılmış bir fizyoterapi salonu ve yürüme denge salonunu içermektedir. Bu yerleşim, hastaların tedavi süreçlerini destekleyen işlevsel bir mekânsal düzen oluşturmayı hedeflemektedir.
Bodrum katta, ferah ve geniş alan ihtiyacına uygun olarak hidroterapi birimi yerleştirilmiştir. Bu birim, hem terapi süreçlerini destekleyecek işlevsel bir düzenleme hem de kullanıcı konforunu artıracak aydınlık ve davetkâr bir mekân yaratma amacıyla tasarlanmıştır. Mekânın doğal ışık almasını sağlamak için iç bahçe ve üst katlardaki galeri boşluklarıyla mekânsal süreklilik sağlanmıştır. Ayrıca, rampalarla erişim kolaylaştırılarak tüm kullanıcılar için kapsayıcı bir ortam oluşturulmuştur.
Hidroterapi birimi içerisinde, farklı tedavi ve terapi ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde çeşitli alanlar tasarlanmıştır. Geniş bir tedavi havuzu, daha küçük ölçekli çalkantı ve ozon havuzları birimin ana unsurlarını oluştururken, kullanıcıların farklı terapi deneyimlerini yaşayabilmesine olanak tanır. Buna ek olarak, bir spa alanı da hidroterapi biriminin önemli bir parçasıdır. Spa alanında saunalar, masaj odaları, termal havuz ve şok duşları bulunmaktadır. Yerleşim düzeninde, temiz ve kirli ayak sirkülasyonunun ayrışmasına özel önem verilmiştir. Bu düzenleme, hem hijyen standartlarını korumak hem de kullanıcı deneyimini iyileştirmek için tasarlanmıştır. Hidroterapi biriminden keskin bir şekilde ayrılan kapalı otopark ve sığınak da bodrum katta konumlandırılmıştır. Bu ayrışma, farklı kullanıcı gruplarının ihtiyaçlarına uygun alanların bağımsız bir şekilde kullanılmasına olanak tanır ve mekânsal işlevselliği artırır. Otopark alanı, araç sahiplerine kolay erişim sağlarken, sığınak, yönetmeliklere uygun güvenlik önlemlerini karşılamak için planlanmıştır. Bu tasarım, bodrum katın yalnızca teknik birimler için bir çözüm alanı olmanın ötesine geçerek, kullanıcı odaklı, işlevsel ve estetik bir mekânsal deneyim sunmayı hedeflemektedir.