Kavuşma Durağıyla Kavuşulanlar

Doğduğum ve hala hayranı olduğum İstanbul’dan neredeyse bir yıldır ayrı kalmıştım. İlk fırsat bulduğum anda Dünyanın Merkezine (bunu tartışmasak artık, Napolyon filan) ve aileme kavuştum. Sonra bir baktım ki “tasarım basiretsizliğinden” beton denizine dönen Taksim Meydanı’nda bir hareketlilik var. İnanın böyle bir şey olacağını ne tahmin etmiştim ne de biri bana ön bilgi vermişti. Neler oluyordu?

Sonra öğrendim ve işi biraz da özümsedim. Şimdi lafı uzatmamak için madde madde geçeceğim.

Editörülerim de bana güvendiler ve bu yazıyı yazmama onay verdiler. Ben de onları ve sizi temin ederim ki oldukça şeffafım. Bu maddeleri, tasarımcıyı tanıyorsun, İBB’de tanıdıkların var, eski yönetimin basiretsizliğini gösteren ve onları sinirlendiren bu konuyu bilerek övüyorsun ve tabii sen de Gezi Parkı’nın yeşil kalmasını isteyen gruptansın ve hatta mimari dilini muhalefet tarafında sübjektif yorumluyorsun diyen varsa hodri meydan, yorumlara yazınız…

Marmaray açıldığında sevinçten yerinde duramayan ve övgü dolu gazete makalesi yazdığı için iktidardan ihale aldığımı, bir devlet üniversitesinde mimarlık bölüm başkanlığı kaptığımı iddia eden de oldu. Artık bana gülünç bile gelmiyor bunlar. Olsa ola bencilce bir gerizekalılık örneği…

Art niyetli olanlara, objektif olduğumu kanıtlayamam ve artık kendimi mecbur da hissetmiyorum. İsteyen istediğini zaten diyecek ve yazdığım bu maddelerin yanlı olduğunu söyleyip küçümseyecektir. Siyasi at gözlüğünü çıkartamayanın düştüğü hal, kendi sorunudur. Zaten ülkedeki herkesi karpuz gibi ikiye böldü bu ortam. Ya iktidar yanlısı olacaksın ya da karşıtı.

Neyse, şimdi maddeleri sıralayayım. İtirazı olan aşağıda yorum bölümü var, yasalara aykırı, hakaret ve küfür içermediği sürece isteyen istediğini yazar.

1- Bu strüktür HAFİF. Zaten hafif olması istenmiş. Hızlı bir tasarım, mühendislik işi yapılmış. BETON kullanılmamış ve hatta ahşap kaplama olduğu gibi bırakılmış.

2- Yaklaşık 10 yıl önce Amsterdam’daki Rijksmuseum önünde kırmız beyaz harflerle yazılmış bir “I Amsterdam” isimli metalden bir yazı, giden turistlerin “selfi çekme” ögesi haline geldi. Öyle bir tuttu ki, Anadolu’da dahi artık bir şekilde fotoğraf çekmek için böyle bir harf fantezisi yapmayan şehir kalmadı.

Bunu ilk olarak başlatan Amsterdam’dan bu yazı 2018 Aralık’ta kaldırıldı.

Aynı şekilde Rotterdam’da Stationsplein meydanından Groot Hanelsgebouw’un tepesine kadar uzanan dev bir merdiven yapıldı. MVRDV tasarlamıştı. Rotterdam’ın İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden inşa çabalarına bir saygı duruşu olduğu söylenen bu merdiven 16 Mayıs’ta belediye başkanı Ahmed Aboutaleb tarafından açıldı ve bir ay kadar açık kalacağı söylendi. Şans eseri ben de ailemle oradaydım ama sıra yüzünden merdivene çıkamadık. Şaşırtıcı bir kentsel AKTİVİTE hali yaratmıştı.

Fotoğraf: Antonio Luca Coco

Yani bu yapılır ve iyi de olur. Kentin bir yerinde üzerine çıkmalı, inmeli, gösteri, sergi, konser, aktivitenin olduğu ve daha çok o anda kişinin o mekânda olduğunu kendi kendine belgeleyebileceği (selfi bir manyaklık ayrı mesele) bir durum yaratmalı…

İBB de bu soğuk havada, beton denizi olan Taksim Meydanı’na neredeyse yok pahasına böyle bir şey yaparak SES GETİRDİ.

3- Hemen akabinde Koruma Kurulu’nun Taksim’i koruyacağı tuttu ve kaldırılmasına karar verdi. Kurulun keyfinin kaçtığı da ortada. Aylardır orada duran Cumhurbaşkanlığı İletişim ÇADIRI’nı da kaldırma kararı almak zorunda kaldılar.

Bu çadırın ismi “Dijital Gösterim Merkezi” imiş.

Ben en çok çadırın yanındaki Selçuklu Osmanlı bezemesinin kaldırılmasına içerledim.

4- Belediye bu tür atraksiyonlarla, geçici şekilde böyle yapılar yapar. Bunlar kamusal eklentilerdir. Bu yapı için itiraz edenler olacaktır. Taksim’de Cumhurbaşkanlığı İletişim Çadırı’ndan daha fazla ilgiyi çekersen sinir olan köpüren olacaktır. Bu normal asıl normal olmayan “Bunu neden BEN YAPMADIM” diyenler.

Çok hızlı bir süreç ve hatta vur kaç taktiği bile denebilir. Hafif içinde anarşik bir durum bile arasan bulursunuz. Şimdi bu strüktürü söküp başka bir yere koyabilir Belediye. Orada daha kalıcı olur. Ben bir Kadıköylü olarak talibim efendim. Tabii hiçbir kamu görevim, yetkim filan yok. Hatta öğretim görevlisi bile değilim. Öyle hariçten gazel…

Bu tüvitır iletisi herkesin görebileceği şekilde yapılmıştır. Bu yazıda alıntı olarak kullanılmasında bir sorun yoktur. İsteyen kişiler yazdıkları iletileri silebilirler. Ancak bu yazıda bu ekran görüntüsü kullanılabilir. Kaynak: https://mobile.twitter.com/oyilmaz/status/1229688546702786560

Yarışmaları bir gecede kondurulan ve 15 gün sonra kaldırılacağı tahmin edilen ve sayesinde o garip çadırın kaldırılmasını da sağlayabilen hızlı bir sürecin olduğu yerde tartışmak bence akıllıca.

SANIRIM İSTENEN DURUM: MEKANSAL OLARAK PROTEST BİR STRÜKTÜR İLE KONUYU GÜNDEME ALABİLMEK.

Bir rahat olsak da bunu görebilsek. Bunu tasarlayıp hızlıca yaptılar, çıkıp yarışmaları üzerinde tartışsak hemen itiraz etmesek…

Daha bitmedi, basit ve ufak ayrıca GEÇİCİ bir iş olan “Kavuşma Durağı” etkileşimli bir ses getiren bina olmadı. Neden ben yapmadım diyenlerin, yarışmaları tartışma konusunda daha cevval olmalarını sağladı.

Görsel kaynak: https://mobile.twitter.com/oyilmaz/status/1229728616306614273 Söz konusu paylaşımlar: https://mobile.twitter.com/caglarbiber/status/1229702703258963968

5- Bu iş için 625 milyon TL harcandığını iddia edenler oldu Üç sıfır daha eklemişler. Tasarımın korkuluğu yere kadar dolu demir. 90 günlük vadeli demir için kilo fiyatı ocak ayında (Dolar kuru yüzünden) 2,25 TL idi. Basit bir hesap kitap yaptığımda, diğer taşıyıcılar, kontraplak kaplama, boya ve vinç dahil işçiliği de dikkate alırsak (azıcık imalat bilgim vardır) 625.000 TL bu iş için çok çok uygun fiyat. Ve üretimi çok hızlı oldu. İşçilik olması gerektiği kadar iyi. Statik hesabı tıklım tıklım üstü dolu olduğu zaman düşünülerek hareketli yükün birkaç katı alınmış, rüzgar ve hatta kar yüzü hesap edilmiş.

Sonra sehven hatalı yazıldığını iddia edip düzelten DHA, bu açıklamasının altına “Demirören Haber Ajansı, doğru, tarafsız ve ilkeli habercilik çizgisini sürdürmeye devam edecektir.” Yazmayı da ihmal etmemiş. Yine isteyen bana sübjektif diyebilir, DHA bile bu açıklamayı yaptığına göre.

SONUÇ:

Benim amacım kimseyi yerin dibine sokmak değil. Eğer bu ufak ama etkili binayı siz yapmadınız diye kıskanıyorsanız da, iletişim çadırının kaldırılmasını sağladığını görmediyseniz de, bu işin aslında başka bir BÜYÜK MESELESİ anlatan bir megafon olduğunu kavramadıysanız ya da Taksim Maksemi’ndeki 3D oyunlardaki illüstrasyonların kötü kopyası şeklindeki caminin sadece birkaç aylık ısıtma soğutma masrafı olan 600.000 Lira’ya yapıldığını ve bir başka yerde kullanıma sokulacağını hatırlayın.

Gelin kime oy verirse versin, kime yandaş olursa olsun eşi dostuyla Taksim’de İstanbul’da olmanın zevkini eşiyle dostuyla bu binada fotoğraf çekip ölümsüzleştirenlerin yanında siz de gelin YARIŞMALARI KONUŞALIM.

Bir rahat olun yahu.

Not: İşbu yazıdaki fotoğrafların müellifi belirtilmemişse Google Image Search’ten bulunmuş ve özel olarak müellifleri bilinmediği için atıf verilmemiştir. Anonim fotolar seçilmiştir. Görsellerin sahiplerinin talepleri doğrultusunda kendilerinden izin istenir aksi halde kaldırılır.

Etiketler

8 yorum

  • Omer Yilmaz says:

    650 milyona çıkmış diyollar. Huh.

  • Çağlar Biber says:

    Attigim tweetin sadece bir kismini kullanarak, anlamini carpitarak, beni ve benimle ayni soruyu soranlari “Neden ben yapmadım diyenler” olarak tanimlamissiniz. Öncelikle bütün konuşmayı paylaşmak isterim:
    https://twitter.com/caglarbiber/status/1229702703258963968
    Yukaridaki linkten tartismayi takip edebilirsiniz.
    Hepimizi ilgilendiren bir projenin sureci ile ilgili bilgi ariyor ve karsiliginda surekli sizler tarafindan hedef gosterilip firca yiyoruz. Bu sorulari sormak bizi “neden ben yapmadim diyenler” olarak nitelendirimemeli
    Sevgiler.

    • Emine Merdim Yılmaz says:

      Çağlar bey, eklenmesi gerekirdi haklısınız, revizyon yapıldı.

    • Ahmet Turan Köksal says:

      Link konulmasına tamam. Konuldu. (ki bence zorunluluk yok) Attığınız tüvidin neresi çarpıtıldı?
      Ayrıca tüm konuşmayı da okudum ki yazıda cevap verdim. Ne diyorum bakın?
      Yarışmaları konuşmak için hızlı ve biraz da vur kaç tekniğiyle yapılmış ve diğer çadırın kaldırılmasını da sağlamış. Bunu yapanlar iki hamle ilerisini görmüşler satrançta. Tabii ki kimseyi uyandırmayacaklar. Benim yazının özü bu.

      Yarışma açılması düzgün şartname duyuru yapılsa bu strüktür YAPILMAZDI. Bunu anlamak zor olmamalı. Bu taktik bir habercinin sivil elbise yerine üniforma ile haber taşıması demek olurdu.

      Ayrıca ne diyorum. Bir rahat olun. basit bir strüktür bu. Hızlı ve kendiden büyük bir ses getiren manevra. üzerinde yarışma konuşulacak ama ilgi de çekecek. Bu yarışmayla yapılır mı sizce. Yapılamaz.

      Başka şey yapılır mı? Yapılır. Taksim’in yeniden projelendirilmesi yarışmayla olur. Lütfen ona giriniz. Bu stürüktürü zaten kaldıracaklar. yazıda dediğim gibi rahat olunuz.

      Tüvidiniz çarpıtılmadı. Aynen ekran görüntüsü alındı. Tüm mesajlara cevap verildi. Eğer bu tür alıntılara karşıysanız 280 karakter sınırlı sosyal medyada bulunmayınız. Yapacak ne var?

      • Ahmet Turan Köksal says:

        Ha yazışmanızuın tamamını neden bu yazıya koymadım
        1- Konu dışı olurduk
        2- Bayrampaşa Yüzme Havuzu Projesini yarışmasız almak yerine ben bu işi almam neden yarışma açmıyorsunuz demeniz gerekirdi. Arman’a verildiğini sorguladınız ya.
        3- Burada bir hamle etmek gerekiyor. Mimar FEDAKARLIK YAPARAK bu hamlede taşın altına elini koyuyor. Merak etmeyin stürüktür kalkacak, çok hızlı ve akıllı davranılması gerekiyordu. Yazıda belirttiğim gibi madem yarışmaları destekliyorsunuz gelin bu platformun üstünde tartışın.
        Neden Arman’a verildi. Çünkü Kurul kaldıracaktı da ondan, hafif taşınabilir ve hamle edilmesi gerekirdi yarışma açılsa iş olmazdı.
        neden Bayrampaşa Yüzme havuzu işi size verildi. Bu sorunun muhatabı ben değilim işverenler yarışmayı desteklemiyor.

        Şİmdi bakın bakalım hangi cevap daha uygun. Bunu ben neden yazımda vereyim. Ne gereği var ki.

  • NİHAL SAKLAYICI says:

    hayat akıyor ıskalamayın fırsatları dürtüsüyle çadırada girdim durağada çıktım… iki ay önce meydanda kocaman bir çadır gördüm. bu meraklaike yaklaştım içine girmek için pa

    • NİHAL SAKLAYICI says:

      Yukarıda yaptığım yorum yarım kaldı. Düzenleme seçeneğim yok bulamadım😳 Neyse…
      çadıra da girdim durağa da çıktım…
      çadır: öznesi ben değilim. herşey büyük gösterişli. altında kalıyor insan orada anlatılan savaşları yapan olarak.
      durak: sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul şarkısını söyletiyor. orada o an olan herkes herşey ile etkileşim yaratıyor. bu paylaşım tebessüm olup yansıyor.
      deneyin derim… bu deneyimlerden tasarım çıkar bu çıkan mutlu eder ve onay alabilir kamudan…

  • büşrakaya says:

    körler sağırlar birbirini ağırlar

Bir yanıt yazın