The Roast Room

Studyo Modijefsky ve Studio Molen’in beraber tasarladıkları et restoranı The Roast Room, kendine has iç mekan tasarımıyla ete duyulan sevgiyi ve özeni yansıtıyor.

Amsterdam’daki The Roast Room, Studio Modijefsky ve Studio Molen tarafından tasarlanmış. Girişte kesilmiş bir kasap bacağı sallanıyor, servis masasındaki parlak sosisler bronzdan bir Babil Kulesi’ni süslüyor ve merdivenlerin üzerinde asılı kocaman bir Ginger Blimp/Zencefil Balonu restoranı aydınlatıyor. The Roast Room kendine has iç tasarımından tut yemeklerine kadar tamamen sanatsal. The Roast Room sanatıyla ete bir övgü niteliğinde. Hollandalı şef Michiel Deenik’in yeni restoranı iki katlı ve en iyi eti sunmak için gerekli tüm teçhizata sahip. Restoranın simgesi The Buther/Kasap en iyi etlerden yapılmış; aynı zamanda restoranın maskotu olan The Butcher konukseverliği, etin kalitesini ve yüksek kalite pişirme yöntemlerini sembolize ediyor. Bu özelliklerini konuklarla paylaşmak için The Butcher’ın bazı kısımları dükkânın içinde yer alıyor, girişte bir ganimet gibi sallanan bacağı da bunlardan biri.

The Roast Room’un tasarımından, el yapımı ve detaylı ürünler tasarlayan Studio Modijefsky ile disiplinler arası tasarımlar yapan Studio Molen sorumlu. Mekânın içi, tasarıma katkıda bulunan ekipler tarafından mobilyalardan parmaklıklara, özel ışıklandırma elemanlarından mozaiklere ve bakır kapı tokmaklarına kadar en ince ayrıntısına kadar tasarlanmış. Bu iki stüdyo, Deenik’in ilk restoranının tasarımında da beraber çalışmış. Restoranın zemin katı birahane tipinde tasarlanmış. Ziyaretçiler geniş kesilmiş ahşap yüzeyler etrafında otururken mutfağı ve üzerinde büyük bakır fıçılar asılı olan bar bölümünü görüyorlar. Mermer barda yer alan vitrinler restorandaki kasap dükkânının ürünlerini sergiliyor. Kasap büyük bakır bir tekerleği döndürerek restorandaki çalışma alanının vitrinini açarak restorana gelen müşterilerin eti kesilirken ve kemiklerinden ayrılırken görmelerini sağlıyor.

Kütüğe benzeyen merdivenler gelenleri birinci kattaki et lokantasına yönlendiriyor. Burada krem beyazı bir bar, simsiyah bir mutfak ve prinç ışıklandırma elemanlarıyla kaplı tavan iyi bir akşam yemeği için samimi bir ortam sağlıyor. Mekânın odak objesi ise iki katı birbirine bağlayan heykelimsi ışıklandırma elemanı Ginger Blimp/Zencefil Balonu. Studio Molen’in devasa avizesi, diğer bronz parçalar gibi, restoran için özel olarak tasarlanmış. Saydamlık ve dayanıklılık The Roast Room’un tasarımının temel unsurları. Stüdyo Modijefsky ve Stüdyo Molen restoran için serbest, zinde ve zamansız bir iç mekân tasarlamışlar. İç mekân tasarımında sergilenen adanmışlık sunulan yemek için duyulan sevgi ve gösterilen özeni yansıtıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın