2. Ödül, Adıyaman Aktif Yaşam Merkezi Mimari Proje Yarışması

2. Ödül, Adıyaman Aktif Yaşam Merkezi Mimari Proje Yarışması

Rıdvan Fil, Ünal Şahin ve Hüseyin Yavuz tarafından tasarlanan proje 2. ödüle layık görüldü.

Mimari Açıklama Raporu

1-Çevre Analizleri ve Tasarıma Girdi Oluşturan Veriler
Proje alanının konumu, içinde bulunduğu çevre ve kentsel doku incelenerek tasarımda girdi olarak kullanılmıştır Adıyaman kenti kuzey, doğu ve batı yönlerinde gelişmektedir. Bu yönlerdeki gelişme aynı zamanda bir zorunluluktur. Arazinin yaklaşık 10 km. güneyinde Atatürk Barajı göleti bulunmaktadır. Bu nedenle önemli bir çevresel değeri bulunmaktadır. Proje alanında tasarlanacak merkezin doğal çevreye duyarlı, sürdürülebilirlik ilkelerine uygun tasarlanması gerektiği  düşünülmektedir. Proje arazisi kentsel yerleşme alanının 8 km. güneyinde bulunmaktadır. Gelecekte kentin bu yönde yoğun biçimde gelişmesi beklenmemektedir. Ancak bazı kentsel kullanımların bu bölgede yer seçimi söz konusudur. Proje arazisinin çevresinde tarım alanları ve kırsal yerleşimler bulunmaktadır. Kuzeyinde bulunan okul ve güneyinde bulunan sosyal konutlar dışında kentsel bir çevre bulunmamaktadır. Tarım alanlarının bölümlenmesindeki ızgara sistemi tasarımda güney-kuzey ve doğu-batı eksenli bir geometrik dizilim fikrini uyandırmıştır.

Adıyaman kentsel gelişimi ve dokusu incelendiğinde ana hatlarıyla 3 ayrı doku görülmektedir. Birincisi tarihi kent merkezinde Adıyaman Kalesi çevresinde bulunan tarihi-geleneksel kent dokusudur. Bu dokuda iklimin ve üretim-yaşam ilişkisinin önemli bir etken olduğu anlaşılmaktadır. Yaz aylarında aşırı sıcaklara karşı korunma sağlayan gölgeli mekanlar elde edilmiştir. Dar sokaklar, küçük ön bahçeler ve avlular tipolojik özellikleri oluşturmaktadır. Yapılar 1-2 katlı ve yöresel malzeme olan taş ve ahşaptan yararlanılmıştır.

Kentin güney ve doğu bölgelerinde geleneksel tipolojide konut bölgeleri mevcuttur. Bu dokularda 1-2 katlı yapılar, ön veya arka bahçeler, ızgara biçimli dar sokaklar,  avlular mekanı oluşturan temel elemanlar olarak görülmektedir. Yaşam alanları ve duvarlar dış mekanın, sokağın çeperini tanımlamaktadır. Yağışın az olması nedeniyle bitkiler ve yeşil alan oranı düşük olmakla beraber avlulardaki ağaçlar dokunun önemli bir parçası olarak gölge sağlamakta ve yaşama canlılık katmaktadır. İklimsel ve kültürel verilerin bir ürünü olan bu doku tasarımda veri olarak alınmış ve yeniden yorumlanarak bir yaşam çevresi önerisi hazırlanmıştır.

Kentin çeperinde plansız olarak gelişmiş konut bölgelerinde dahi belirli bir doku oluşumu görülmektedir. Dar sokak, gölge mekanlar, küçük ölçekli ön ve arka bahçeler ve yaşam birimlerinden oluşan dizilimde bir konut dokusu oluşmuştur. Yapı niteliği yüksek olmasa da insan ölçeğinde yakınsayan bir mekan üretilmiştir. Yapıların az katlı olması, birbirlerine yakın dizlimi yaşam biçimi hakkında bilgi vermektedir. Son yıllarda yüksek katlı yoğun ve insana duyarlı olmayan yapılaşma geleneksel yaşam kültüründen uzak bir mekan üretmektedir.

2-Tasarım Anlayışı ve Kurgusu
Tasarım önerisi, kullanıcıların (çocuklar, yaşlılar, gaziler ve desteğe ihtiyacı olan bireylerin) yaşam sevincine katılmak, destek olmak düşüncesine dayanmaktadır. Kullanıcıların ve mekanlarının, yaşam alanlarının, doğayla birlikte yaşaması fikrine dayanmaktadır. Yapı ve açık mekanlar bütününde doğayla etkileşim, kentsel ve doğal olanın uzlaşması amaçlanmıştır.
Aktif Yaşam Merkezi’nin, insana duyarlı, iklime ve ekolojiye uygun olması ve kültürel yaşamı zenginleştirme amacını karşılayacak bir mimari kurgu oluşturulmaya ve mekansal denge yakalanmaya çalışılmıştır. Rüzgar, güneş ve doğa temel etkenler olurken yapıların diziliminde geleneksel mekan kurgusunun yorumu elde edilmeye çalışılmıştır.

Tasarım yaklaşımı temelde iki eksen üzerinde kurgulanmıştır. Bu eksenler işlevsel, niteliksel ve ayrışmaları ve ilişkileri temsil etmektedir. Yatay Eksen: Tasarım önerisinde kentsel ve doğal çevrenin birlikteliği ve bütünleşme olanaklarını göstermek, diğer yandan kentsel çevre ile doğal çevre arasındaki ayrım çizgisini hissettirmek amaçlanmıştır. Yaşam mekanları, ofisler, eğitim birimleri, atölyeler ve bakım birimleri yatay eksen üzerinde yerleştirilmiştir. İşlevlerin birbirleriyle olan ilişkileri, erişim, ses, sessizlik, yoğunluk faktörleri dikkate alınarak doğu batı ekseninde dizilen yapılar kapalı sokak üzerinde dizilmektedir. Dikey Eksenler: Yapılardan, kullanım alanlarından güneydeki gölete erişim sağlayan açık sokak ve bahçe şeritleri tasarımın dikey eksenlerini oluşturmaktadır.

Kentsel yaşam yoğunluğu içinde espas (ara, nefes arası, duraklama anı, aralık) vermek için tasarlanan gölet aynı zamanda doğanın işlevselliğini ve potansiyelini de temsil etmektedir.  Kentsel yaşamda en fazla ihtiyaç duyulan dinlenme, günümüzde yeterince karşılanamamaktadır. Kentsel mekandaki açık alanlar ve parklar karmaşa oluşturmakta, bireyleri yormaktadır.

Geliştirilen öneride dinginliğe önem verilmiştir. Göletin ve doğal çevrenin dinginliğini sağlamak için olabildiğince sade ve durağan bir dil tercih edilmiştir. Yapılar, kapalı sokak ile gölet arasında görsel ilişki kurulmuş, gölet kenarında gezinti ve dinlenme alanları önerilerek bireylerin gölet kenarındaki doğal çevreyi ve atmosferi daha yakından hissedebilmesi amaçlanmıştır. Yapı ve çevresinin imgesinin oluşumu doğayla barışık yaşam, bu bağlamda özellikle suyla birlikte yaşamak fikrine dayanmaktadır. Tasarım kurgusunda yağmur suyundan yararlanma ve bu suyun mekanın bir parçası olarak kullanılması önerilmiştir. Gölet, yağmur suyunun toplanma haznesi olarak da işlev görecektir.

3. Yakınsanan Mekanlar
Tasarımda küçük ölçekli, insan ihtiyaçlarına uygun, kavranabilir, yakınsama duyuran mekanlar önerilmiştir. Sokaklar, avlu, iç bahçe, galeriler ve dış ara bahçeler yapılar bütününde bir çeşitlilik, ritim sağlamakta insanlara etkileşim, kullanım ve dinlenme olanağı sunmaktadır.

Küçük mekanlar aidiyet duygusu vermektedir. Tasarımda açık-kapalı mekan oranında bir denge yakalanmaya çalışılmıştır. Kitlelerin mekanda hissedilebilirliği ve açık mekan tanımlaması için dikey birimler ve ara mekanlar önerilmiştir. Açık mekan oranı maksimize edilirken mekanların tanımlı ve işlevsel olması sağlanmaya çalışılmıştır.

Yakınsanan mekanların (sokak, iç sokak, iç bahçe, ara bahçe ve açık sokak) yaz güneşinden korunması, kış güneşinden yararlanması, yağmurdan korunması için en uygun derinlik, boy ve yükseklik oranları elde edilmeye çalışılmış detay çözümler önerilmiştir.

Gölet, suya dokunmaya, suyu hissetmeye, suyla yaşamaya, suyun doğal halini, bitkileri deneyimlemeye yönelik olarak tasarlanmıştır.  Tasarım önerisinde kentsel referanslar, iklim özellikleri, arazi verileri, ve doğaya ve insana duyarlı olma ilkeleri referans alınmıştır.

Bu bağlamda mekan kurgusunda güneş, rüzgar, algı, erişim ve işlevsel ilişkiler, üçüncü boyutta yapı ve açık mekan kurgusunu oluşturmaktadır. Teknolojiye en az düzeyde bağımlı, doğal iklimlenme sağlayan mekanlar elde edilmeye çalışılmıştır.

4. İşlevsel Çözümler
Yapı grubunun servis mekanları, ıslak hacimler ve dikey dolaşım alanları kuzeyde konumlandırılmıştır. Yapının yaz aylarında doğal yoldan serinlemesi, denetimli rüzgar alınması için koridorlardan dışa açılan pencereler önerilmiştir. Dolaşım mekanları rüzgar almaya uygun tasarlanmıştır. Mekanların tasarımında gün ışığından maksimum yararlanmaya uygun bir yerleşim sağlanmıştır. Ofis,  derslik, konaklama, atölye ve bakım mekanları güney yönünde, servis ve dikey dolaşım mekanları kuzey yönünde yerleştirilmiştir. İç mekan en boy oranlarının belirlenmesinde güneş ışığından azami yararlanmaya çalışılmıştır.

Bitkilendirme
Bölgede yer alan endemik bitki türlerinin, ve doğal malzemelerin kullanımı, çevre dostu malzemelerin seçimi ve fonksiyonların etkin kullanımına önemle dikkat edilmiştir.  Bu kapsamda az su tüketen ve yağmur suyundan yararlanan bitkilere öncelik verilmiştir. Yapıların çevresindeki bitkilerin tür seçiminde ve Adıyaman doğal çevresine özgü endemik türlerin kullanımı ile kentin çevresinde var olan doğal çevre; su izinin (göletin) yarattığı doğal kimlik; toprak-iklim- ve biyosfer alan değerlerinin birlikteliğinin gücü olan işlevsel ilişki; su izinin üzerinden gelişen görsel değer; suyun varlığı ve bütünleşmiş olduğu doğal ortam ile arkasında yarattığı kimlik ile projenin peyzajı içinde barındırdığı bunca değeri harmanlamaktadır.

Açık Mekan Malzemeleri
Proje alanında sert zemin malzemesi olarak washbeton (meydan) ve yer örtücüler yumuşak sınırlarla kullanılacaktır. Sert zemin uygulanmayan alanlarda (doğu kısımda) oturma birimleri konularak, vurgulanmak istenilen kırsal alanda ki doğal bütünlüğün korunması amaçlanmıştır, ancak her koşulda kullanıma uygun olması açısından özellikle gölet etrafında görselliğe hakim alanlar yer almaktadır. Wash Beton, yüzey dokusundan dolayı, kayganlığın sorun yaratabileceği zeminlerde (meyilli alanlarda, yürüyüş yollarında, meydanlarda, yaya kaldırımlarında) kullanmak için idealdir. Yıkanmış ürünler tamamen doğal çakıl taşından üretildiği ve çok yüksek basınç altında preslendiği için yıllara meydan okuyabilecek bir yapıya sahiptir. Kuvvetle preslendiği için mukavemeti üst düzeydedir. Yüzeyindeki çakıllar tamamen doğal olması nedeniyle aşınma ihtimali minimumdur. İç mekan zenginliği sağlamak ve projenin dinginlik temasına uygun olarak galeri boşluklarında güneş alan zeminlerde seyrek bitkilendirme önerilmiştir. İç mekân galeri boşluklarında zemin malzemesi olarak doğal formda üretilen 10 cm yüksekliğinde dolamit taşı, 10 cm ahşap kaplama ve ikisinin ortasında 40 cm dolgu toprak (kırmızı toprak) yer almaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın