Bir Garip Fikirtepe

İtiraf etmeliyim ki Fikirtepe'ye yaptığımız bu gezi gecikmiş bir geziydi. "Acaba nasıl bir dönüşüm modeli olması gerekli?" diyemeden İstanbul'un son dönemdeki en tartışmalı dönüşüm projelerinden biri olan Fikirtepe'de yıkımlar çoktan başladı.

Mülk sahipleri ile inşaat firmaları arasındaki uzayan pazarlık süreci bu kentsel dönüşüm projesini çıkmaza sürüklemişti. Uğur Ceylan’la birlikte yaptığımız Fikirtepe gezisinde artık anlaşmaların neredeyse tamamlandığını, çoğu binanın yıkılarak yeni inşaatların temellerinin atılmaya başladığını gördük.

Bir Dönüşüm Hikayesi

Kentsel dönüşüm genel olarak yıpranmış, olumsuz yaşam koşullarını barındıran kentsel dokuya yapılacak müdahaleler olarak tanımlanabilir. Türkiye bu tanımdan yola çıkarak neler yaptı dersek fatura biraz ağır olur. Yapılan hatalar büyük ölçüde sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileştirmelerin eş güdümlü tasarlanmaması sonucunda ortaya çıktı. 2000’lerin başında gecekondu alanlarını hedef alan kentsel dönüşüm anlayışı bugün, doğal afet gibi elzem bir dönüştürücünün de bulunduğu göz önüne alınarak deprem odaklı kentsel dönüşüm uygulamalarına doğru evrildi. Bu uzun süreçteki kentsel dönüşüm uygulamaları, mimarlık ve şehircilik ortamında da derin tartışmaların temelini attı.

İstanbul’a bakacak olursak, ilk dönem uygulamalarda ciddi hatalar yapıldığını görüyoruz. Sulukule Yenileme Projesi artık sembolik bir örnek olarak önümüzde duruyor. Hem tarihi hem de kültürel anlamda özel bir bölge olan Sulukule, Fatih Belediyesi’nce yenileme alanı ilan edilmişti. STK’ların uzun ve yoğun mücadelesi ise bu süreçte görmezden gelinerek tepeden inme anlayışla Sulukule yıkıldı, aynı bölgede büyük rant ortaya çıkaran “prestijli” bir konut projesi yapıldı. Sulukule’li Romanların yeni yaşam alanı olarak Taşoluk’ta inşa edilen TOKİ konutları seçilmişti. Bu uzun dönemde sıkça tartışılan konular kentsel dönüşümün yerinden etme projeleri olarak uygulamaya geçmesi ve mevcut bölgede ortaya çıkarıdığı yüksek rantlar oldu.


Sulukule Villaları

Kentsel dönüşüm konusunda yeni dönem, deprem felaketine karşı harekete geçme gerekliliğiyle başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kuruluşu, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un yürürlüğe girmesi sağlıksız yapılaşmış alanların dönüşümünü gündeme getirdi. Artık geçmiş deneyimlerden ders alarak Kadir Topbaş da yerinde dönüşümü savunuyordu. Buradaki tartışma alanı giderek bir balona dönüşen inşaat sektörü ve dönüşüm alanlarındaki değer artışları oldu. Fiziksel yapıyı güçlendirmeye yönelik deprem odaklı kentsel dönüşüm projelerine son dönemdeki en güncel örnek ise Fikirtepe.

Fikirtepe’de Neler Oluyor?

2010 yılında İBB Meclisi’nce kabul edilen 1/1000 ölçekli Kadıköy Fikirtepe Uygulama İmar Planı’nda Fikirtepe, Dumlupınar, Merdivenköy ve Eğitim mahallelerinin “Özel Proje Alanı” ilan edilerek deprem odaklı kentsel dönüşüm projesi için pilot bölge olarak seçildi. Fikirtepe projesi deprem riski altındaki bölgelerin dönüştürülmesi yönünde önemli bir adım olarak görülebilecekken inşaat firmaları ile mülk sahiplerinin uzayan pazarlığı projenin tartışılması gereken noktalarına set çekti. Bir yaşam alanının yeniden oluşturulması sürecinde katılımcı bir ortamın yaratılamaması, alternatif projelerin üretilememesi rant savaşlarına kapı araladı. Bölgeye hücum eden inşaat şirketlerinin fazlalığına bakılırsa proje, deprem odaklı bir kentsel dönüşüm uygulaması olmaktan çıkmış görünüyor. Fakat artan emsalllerle ciddi bir değer artışını beraberinde getiren Fikirtepe projesi şimdilik mahalle sakinlerini memnun etmiş gibi görünüyor.

Fikirtepeliler Ne Diyor?

Fikirtepe’ye yaptığımız gecikmeli gezimizde birkaç mahalle sakiniyle sohbet fırsatı da yakaladık. Fotoğraf çektiğimizi gören bir mahalleli “Çekin buraları, asıl tarih burası” diyor bize. Çevremizde meraklı gözler yavaş yavaş artmaya başlıyor, tüm bu şantiyenin içinde eğreti durduğumuz da kesin. Etrafı fotoğraflarken bir yandan da güzel bir sohbet tutturuyoruz. Okuyor musun? Nerede oturuyorsun gibi genel diyaloglardan sonra söz Fikirtepe’ye geliyor. Mülk sahiplerinin çoğunun anlaşmaya vardığını söyleyen mahalle sakinleri dört gözle yeni konutlarının inşasını bekliyor. Anlaşamayan birkaç konutu gösteriyorlar ve firmalarla yapılan anlaşmaya göre taahhüt edilen zamanda evini boşaltmayan mülk sahipleri geciktirdiği ay başına kira ödeyeceğini söylüyorlar. İnşaatın 3 yıl süreceğini ve bu süreçte mülk sahiplerinin yaşadıkları konutların kirasını inşaat firmalarının ödeyeceğini söylüyorlar. “Peki kiracılara ne oldu?” diye soruyorum, gittiler buradan diyorlar. Buradaki değer artışının farkında olan bir mahalle sakini ise sohbet sırasında “İnşaattan sonra çok lüks olacak burası” diyor ve gücünün burada yaşamaya yetmeyeceğini, taşınacağını söylüyor.

Fikirtepe’de yıkımlar sürüyor. Yeni inşaatların ise 3 yıl içinde tamamlanması öngörülüyor. Umudumuz, tüm eksiklere rağmen Fikirtepe’de yaşanılabilir, sağlıklı bir kentsel gelişmenin sağlanması yönünde.

Etiketler

Bir yanıt yazın