Ahmet Misbah Demircan’ın Gezi Parkı Yorumları

Gezi Parkı eylemlerinden sonra sessiz kalması sosyal medyada eleştirilen Ahmet Misbah Demircan, Gezi Parkı hakkındaki görüşlerini Twitter hesabı üzerinden bildirdi.

Twitter’ı aktif kullanan belediye başkanlarından biri olan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan da Twitter hesabı üzerinden attığı tweetlerle Gezi Parkı eylemleri hakkındaki görüşlerini açıkladı.

Demircan’ın, 8 Haziran tarihinde yaptığı açıklamaları “Beyoğlu’na kendini ifade etmek için gelen arkadaşım, ağaç ve çevre hassasiyetinizi kutluyorum” diyerek başlarken kamu mallarına verilen zararı belirterek devam etti. “Herkesten orantılı empati bekliyorum” diyen Demircan, Taksim’e çıkan yollar üzerindeki barikatların kaldırılarak hayatın normale dönmesi gerektiği çağrısında bulundu. Attığı tweetlerin takipçileri tarafından eyleme son verme çağrısı olarak anlaşıldığını söylerek 9 haziran tarihinde Twitter hesabından yeniden açıklamalarda bulunan Demircan, “Yaptığım, ‘eylemi bitirelim’ çağrısı değildi. Yaşamı rahatlatma, şehre nefes aldırma çağrısıydı.” dedi. Taksim civarındaki esnafın kurulan barikatlardan dolayı zorluklar yaşadığını söyleyen Demircan, yaşamın bir an önce normale dönmesi için iletişimin kurulması gerektiğini belirterek “Önerim şudur; Gezi Parkı’nda bulunan bütün renkleri temsil eden yeni bir platform oluşturmalısınız” dedi.

8 Haziran’da Yazdıkları

9 Haziran’da Yazdıkları

Etiketler

1 Yorum

  • ozgur31 says:

    Sayın Misbah Bey; 

    Beyoğlu Belediye Başkanı olarak konuya yakından ve zamanında  gösterdiğiniz hassasiyetinizden dolayı biz çiçek- böcek severler olarak çok teşekkür ediyoruz. 

    Sözlerinize kamu mallarına verilen zarardan söz ederek başlıyorsunuz, sizi  kamu ve kamu malının ne olduğuna, tarihte nasıl oluştuğuna dair düşünmeye davet ediyorum. 

    Orantılı empatiden bahsediyorsunuz orantılı güç var mı ki orantılı empati olsun.!İki haftadır bize uygulanan gaz ve ses şiddet akıl alır gibi değil. Yediğimiz kimyasal gazların miktarı Guinness Rekorlar kitabına girdi bile. Gecenin üçünde  nerden geldiği belli olmayan sokaklara verilen gazlardan bahsetmiyorum o ayrı bir konu.

    Dün sizin Topçu Taşkışla’sı üzerine konuştuğunuz canlı yayında izledim. Projenin teknik detaylarını bilmediğinizi fark ettim. Teknik detaylar bir şekilde çözülür, uygulama da halledilir. Ama konsept önemlidir, onun baştan düşünülmesi gerekir.

    Binlerce kişinin düşünceleri o kadar önemli değil ama esnafın zor durumda kalması daha önemli. Evet önemli ama Beyoğlu’nda yaşayan bir seçmeniniz olarak bizim bakkal İpek Gıda’da mücadelenin en başından beri direnişe ve mücadeleye destek vermiş, hatta işleri artmış, polisten korkan kız çocuğunu Gezi Park’ına götürüp polis fobisini yenmiştir. 
    (8 yaşındaki çocuğun polis fobisi kendi sokağında  üç- dört yıl önce 1 Mayıs olaylarında polislerin orantısız güç kullanmasıyla oluşan şiddetin arasında kalmasıyla oluşmuştur.) Ayrıca geçen hafta sokak köpeğimiz Garip de çatışma sonucu fiziksel zarar görmüştür.

    Sayın Başbakanı’mız hala çevrede yüzlerce otel olmasına rağmen, otel ihtiyacın dan bahsediyor. Sizde ecnebilerin otel rezarvasyonlarının iptallerinden söz ediyorsunuz, bunun zararlarını vurguluyorsunuz.Yine sermaye sahiplerininden yanasınız, kendi mahallesini kullanamayan vatandaştan ecnebiler daha mı önemli. (Otel, sermaye, ecnebi, vatandaş demişken Tarlabaşı, Sulukule’yi bir daha düşünün derim?)

    Not; Yıllarca size dilekçe, mail..vb. yollarla ve yüz yüze görüşüp barlardan gelen gürültü kirliliği konusunu dile getirmiştik. Gelen yanıtta ise ses olması gereken desibelde çıkmıştı. Beyoğlu Belediyesi olarak, barlarda içki satışını zorlaştırmak yerine, iç mekanlarda ses izolasyonu üzerine okumanızı ve çalışmanızı talep ediyorum. Ayrıca  ses ölçerlerinizi değiştirmenizi istiyorum ki; son iki haftadır aynı anda olan helikopter, ambulans, polis sireni, gaz bombası sesi, havai fişek ..vb. seslerinizi ölçmeniz için. Gerçi sizin ses ölçerlerden çıkan sonuçla bizim duyduğumuz sonuç aynı çıkmıyor. Normal desibelde çıkar yine…

    Bir de Mobesalara değinmek istiyorum. Dört beş yıl önce sokağımda gaspa uğrayıp, güvenliğimiz sağlanmazken, dün Taksim Meyda’nında ki kameraları e- devlet olarak neden izleyemiyoruz? (aniden bakıma giriyor)

    Ayrıca o barikatları biz ellerimizle yaptık, istediğimiz zaman kaldırırız!! Renklerden bahsediyorsunuz bütün renkler istediklerini alana kadar bu direniş devam edecek! Bizi böcek gibi ezeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ya da böcek ilacı kullanarak.

    Bu yangını biz çıkarmadık, siz çıkardınız….O taşları biz atmadık, aksine taş atanları sokakta ve internette uyardık. Ama yine bir hata yaptıysak af ola. Yinede sizlere teşekkür ediyoruz bizlere bir çok şeyi hatırlattığınız, fark etmemizi sağladığınız ve yaşattığınız için.

    Yine de empati kurmaya çalışıyorum, bu fotoğrafın neden bu kadar yüksek çözünürlükte olduğunu anlayamıyorum..:)

Bir yanıt yazın