“Yapıları Bir Mimarla Anlaşıp Yaptırabilirdik Ancak Tarifimiz Doğru Olur Muydu?”

1999’dan beri Lüleburgaz Belediye Başkanı olarak görevini sürdüren ve son yıllarda yarışmayla elde ettiği projeler ile öne çıkan Emin Halebak ile söyleşi yaptık.

Son yıllarda art arda açtığı yarışmalar ile gündeme gelen Lüleburgaz Belediyesi 2013 yılından bugüne dört adet yarışma açtı. Lüleburgaz Belediyesi Şehirlerarası Otobüs Terminali Mimari Proje Yarışması 2013 yılında açılmıştı ve sonrasında projesi uygulanarak 2016 yılında kullanıma açıldı. 2015 yılında Kadın ve Sanat Akademisi olmak üzere iki adet yarışma açan belediye 2016 yılında da yarışmayla proje elde etme girişimine devam ederek Yüzme Akademisi yarışması açtı. 10 Haziran 2016’da gerçekleşen Lüleburgaz Yıldızları Yüzme Akademisi Yarışması kolokyumu sonrası Belediye Başkanı Emin Halebak ile yarışmalar ve Lüleburgaz üzerine konuştuk.

Lüleburgaz Yıldızları projenizden bahsedebilir misiniz?
Bir yaşam akademileri serisi. Kentler ya rant üretir ya da değer üretir. İstanbul rant üreten bir kenttir. Rant üretmek kolay ancak değer üretmek zor bir iştir. Sözgelimi Dubai bugün dünyanın en modern kentlerinden birisi ama Dubai’de yaşamanız için 10.000 $ maaş ödüyorlar çünkü kimsenin kendiliğinden orada yaşama isteği yok. En yeni yapıların 100 yıl önce inşa edilmiş olduğu Paris kentinde ise insanlar yaşamak istiyor çünkü değer yaratmış bir kent. Eğer kentler değer yaratma yolunda yürüyeceklerse bu değeri yalnızca yapılarla değil insanlarla da yaratmalılar. Kentler nasıl çağdaşlaşabilir? Lüleburgaz gibi çok göç alan kentlerde aidiyet ile ilgili sorunlar var. Burası toplumun yerleşik olduğu bir yer olsaydı kendi kültürünü oluşturabilirdi ancak 1999’dan bugüne kentin nüfusu %40 büyüdü. Türkiye’nin her yerinden buraya gelmiş olan insanları ortak bir paydada nasıl buluşturabiliriz? Toplumun ihtiyacı olan alanlarda geliştireceğimiz akademiler ile bunu başarmayı hedefledik.

Akademiler bunu başarabildi mi?
İnsanlar akademilerde sosyalleşiyorlar. Örneğin şu an söyleşiyi gerçekleştirdiğimiz yapı bir futbol akademisi, çocuklar futbol oynasın diye inşa edildi. Burası yarışma ile elde edilmedi ancak bundan sonraki akademileri yarışma ile yapmamın daha uygun olacağı söylendi. Zor ve sıkıntılı bir süreç ancak kişi, kurum ve organizasyonların birbirlerine yardımcı olmaları gerektiği fikri ile yarışmalara başladık. Yarışmalardan olağanüstü güzel projeler elde ettik ve bu projeleri hayata geçiriyoruz. Lüleburgaz Otogarı kullanıma açıldı, Kadın Akademisi’nin inşaatı da Kasım ayında tamamlanacak.


Lüleburgaz Belediyesi Şehirlerarası Otobüs Terminali, Fotoğraf: Engin Gerçek

Lüleburgaz’da sivil ve kamusal niteliğiyle öne çıkan yapıların yarışma ile yapılıyor olması ihale ile proje elde etme yönteminden nasıl farklılaştı?
Toplumun içerisine rahatlıkla girip çıkabileceği kamusal alanların yarışma ile elde edilmesi pek çok fayda sağlıyor. Yapılar bizim davranış, tutum ve düşünce sistemimizi belirler. Bu durumda kamu yapıları öyle yapılar olmalı ki toplumun içindeki agresifliği giderebilsin, toplumdaki hoşgörüyü yükseltebilsin. Bu sebeple projelerimizi yarışmalarla yapıyoruz.
Yarışmalara katılan projeler ufkumuzu açıyor. Biz de bir mimarla anlaşıp, tarif edip yapıları yaptırabilirdik ancak tarifimiz doğru olur muydu? Bu hataya düşmemek için başkalarının da görüşlerini almaya karar verdik. Bu dönemden sonra tekrar aday olup olmayacağım belli değil ama tüm yerel yönetimlere bu yöntemi tavsiye ediyorum.

 

“Herkesin uzman olduğu alandaki işini yapmasını uygun görüyorum.”

 

Yüzme Akademisi ile birlikte Lüleburgaz dördüncü yarışmasını tamamladı. İlk yarışmaya geri dönüp baktığınızda projelere yaklaşımınız ve tutumunuzda bir değişim gözlemliyor musunuz?
Her yarışma öncesi jüri ekibi ile bir araya gelip tartışıyoruz tabii ki. Herkesin uzman olduğu alandaki işini yapmasını uygun görüyorum. Ben belediye başkanıyım, benim işim kaynak ayırmak. Bina seçiminde jürinin işi çok zor. Yalnızca tasarıma bakmak ile bitmiyor. Yapının aynı zamanda kenti ve kentliyi dönüştürme görevi de olmalı. Pek çok mimarımız ve bunların arasında genç olanlar da var. Yeni pek çok projemiz daha var.


Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi inşaatı, 2016

1999’dan beri belediye başkanısınız. İlk yarışma 2013 te açılıyor. Bu tarihten önce yarışma açmayı düşünmüş müydünüz? 14 yıldan sonra ilk yarışmanın açılmasını tetikleyen ne oldu?
14 yıllık bu süre içerisinde belediye öncelikli olarak altyapı yatırımları yaptı. Ciddi bir yatırım ve detaylı projelendirme süreci tamamlandığında yarışmalar başladı. Yarışmalardan önce de inşaatını yaptığımız projeler oldu tabii ama hepsi küçük ölçekliydi. Lüleburgaz’a hitap edecek kamusal yapılara sıra geldiğinde yarışmayla yapmaya karar verdik. Bu konuda bizi en çok teşvik eden Cengiz Bektaş ve Sinan Omacan oldu.


Lüleburgaz Belediyesi Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi 1. Ödül, İkikerebir

Yarışmaların konularını belirleyen ne oluyor?
Örneğin Lüleburgaz’da gösteri salonu yoktu. Çocuklar ilk gösterilerini traktör römorkunda yapmışlardı. Bugün Lüleburgazlı çocuklar Türkiye Dans Sporları Federasyonu Türkiye Serbest Stil Dans Yarışması’ndan 18 adet kupa ile döndü. İki gün önce Cengiz Bektaş’ın tasarladığı Lüleburgaz Kongre Meydanı’nda dans gösterisi yaptılar. Bu başarılarını Lüleburgaz Belediyesi Ekin Atölyesi’ne borçlular. Ekin Atölyesi eski itfaiye binası idi ve biz onu dönüştürmüştük. Ancak sonradan kapasitesi yetersiz kaldı. Biz de bunun üzerine Sanat Akademisi yarışmasını açtık. Aynen bu örnek gibi diğerleri de ihtiyaçların karşılanması üzerine ortaya çıkan yarışmalar.

Yeni yarışma projeleri var mı ufukta?
Lüleburgaz’ın daha pek çok yapı ihtiyacı var. Görevime devam edeceğim önümüzdeki üç yıl boyunca yeni yarışmalar açmayı düşünüyoruz. Benden sonra gelecek yerel yöneticilerin de yarışma geleneğini devam ettirmesini umuyorum.

Etiketler

6 yorum

  • ahmet-turan-koksal says:

    Bütünüyle katılıyorum. Çalıntı bir şey yapmıyor kullanmıyorum Allah’a şükür. Keza doğru dürüst iş de yapmıyorum. Bu tasarımcıların işlerini devamlı göz önünde bulunduruyorum ama kıskanmak ve biraz daha özgün olmak için. Yine de çaldığım bir şey varsa helallik alamadığım için ben suçluyumdur.

    Yine de belirtmek gerekir

    1- Bazı mütedeyyin kişiler, din ile ahlak kavramlarını yeri geldiğinde ayırabiliyorlar. Evet din ve ahlak ayrı şeylerdir ama ayırmamalarını gerekir. Bir ateist inanmadan da iyi ahlaklı olabilir.

    Defalarca umreye gitmiş, hatta hacı olmuş biri gelip torununu haketmediği şekilde kayırmamı ve özel yetenek sınavında öne almamı istedi. Kendisine torununu listeye soktuğumda, gerçekten hakkettiği halde liste dışı kalacak kişi ile görüşmesini söylediğimde şaşırmıştı. Onun haberi olmasa iyi olurmuş.

    2- Müslümanlığa inanılmaz, İslamiyete inanılır efendim. Tabii İslamiyete inanıldığı zaman müslüman olunur. Önemli bir detay.

    Kızmak yok. Madem dinibütünlerin ahlaki değerleri olmadığı zaman eleştiriyoruz, onlara konuyu dağıtacak durum yaratmayalım. Konuya odaklanalım.

    Teşekkürler.

  • cemal-cobanoglu says:

    Doğrusu İslam’a ya da İslam dinine inanmak, haklısınız. Düzeltme için teşekkür ederim.

  • cem-yildirim says:

    Sonradan görme sahte müşteri de hırsız üretici kadar ahlaksız olunca iş çığırından çıkıyor; bakınız: Türkiye.

  • oner-yildirim says:

    Konu yerli muhataplar yetersiz olmuş, özellikle bence “Cuma günleri koşar adım camiye gitmekteler” lafı fazla alaycı olmuş.

  • mehmet-aydin3 says:

    Önemli bir konuya, pek de değinilmemiş ilginç bir açıdan değinerek güzel bir metin başlangıcı olmuş ama giriş bölümünde kalmış gibi, devamı nerede dedirten türden. Keşke biraz daha süreymiş.
    Yazınız için teşekkürler.

  • cemal-cobanoglu says:

    Konunun tek muhatabı tabi ki sadece sahte mobilya üretimi yapan firmalar değil. Zaten bir çoğu Mies Van der Rohe’yi, Arne Jacobsen’i, Derin Sarıyer’i… elinde mobilya görseli, “bunu yapabilir misin usta” diye dolaşan mimarlardan, tasarımcılardan öğreniyor.

    Konunun diğer muhattaplarına Arkitera görüş bölümündeki bir yazımda da yer vermiştim. http://rktr.co/1FCnGxQ

    Her iki yazı da bu konuda söylenecekleri tam olarak karşılamayacaktır, söylenecek daha çok şey var.

    Yorumlarınız için teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın