“İşin Anahtarı Yarışmayla Yapmak”

Burgos&Garrido Arquitectos'un kurucularından ve aynı zamanda ArkiPARC 2012 kapsamındaki konuşmacılardan birisi olan Francisco Burgos ile sosyal konutlar ve Madrid Rio projesi üzerine konuştuk.

Betül Atasoy: Kısaca kendinizden, ofisinizden ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Francisco Burgos: Orta ölçekli bir ofisimiz var. Ticari amaçlı çalışan bir yer de değiliz. Ayrıca pramidal ve çok resmi bir yapısı yok ofisimizin, bir takım olarak çalışıyoruz. Bir grup arkadaşız diyebilirim. Ofis çalışmalarımız dışında farklı sınıflardaki öğrencilerin tasarım stüdyosu derslerine giriyoruz. Örneğin bu sene birinci sınıflara tasarım dersi veriyoruz, öncesinde daha üst sınıflarla çalışmıştık. Akademi ve pratiğin birarada yer alması bence çok önemli. Her gün öğrencilerle farklı paylaşımlar içerisindeyiz, bu bizi dinç kılıyor.

Ofisteki gündemimizde ise Toledo’da gerçekleştirdiğimiz bir proje var. Madrid Rio projesiyle çok benzeşmese de iki projenin benzer yönleri var. Proje, şehir ile nehir arasındaki bölgede yer alıyor. Şehrin eski sakinleri nehri oldukça yoğun bir şekilde kullanıyorlardı, çok fazla zaman geçiriyorlardı ancak günümüzde unutmuş gibiler. Toledo bunun yanı sıra kiliseleri, camileri ve sinagogları birarada bulundurmasıyla yoğun tarihsel dokuya sahip bir şehir. Sanat tarihi açısından spesifik öğeler barındıran bir kent.

Bu devam etmekte olan projelerimizden sadece biri. Bizim en çok yoğunlaştığımız konu ise sosyal konutlar. İspanya’da oldukça yoğun bir üretimi var zaten. Özel konut üzerine de tasarımlarımız oluyor ancak kamu tarafından yürütülen projelerde, özel konut projelerine nazaran çok daha özgürce tasarım yapabiliyoruz. Bu bizim için oldukça ilginç bir fırsat. İspanya’daki sosyal konut projelerini diğer ülkelerle karşılaştırmak güç, oldukça iyi kalitede üretiliyorlar. Hatta özel konut projelerinden çok daha iyi kaliteye sahipler. Yüksek standartlarda, farklı sınıflara hitap edecek şekilde üretimleri gerçekleştiriliyor.

BA: Peki belediyeler bu sosyal konutların finansmanını nasıl gerçekleştiriyor?

FB: Öncelikle belediyenin arazileri mevcut, bu durum önemli bir fark yaratıyor. Ayrıca belediye farklı sınıflara hitap eden sosyal konutların satışını gerçekleştiriyor.

BA: Bu doğrultuda özellikle Madrid’deki sosyal konut üretiminin “olması gereken” olduğunu söyleyebilir miyiz?

FB: Kuşkusuz. Bu konuya oldukça önem veren kişiler yönetimde yer alıyor, bunun büyük katkısı var. Üretimin kalitesi ve insanlar, bu kişiler için ön planda.

BA: Türkiye’de sosyal konut projeleri TOKİ elinden birçok kentte, çevreye bağlı olmaksızın aynı tasarım ile uygulanıyor. Ülkedeki sosyal konut projelerinin iyileştirilmesini nasıl gerçekleştirebiliriz?

FB: Politikacılarla karşılıklı görüş alışverişi önemli. Ancak işin anahtarı yarışmayla yapmak. Madrid, sosyal konutlarını 20 senedir çok fazla sayıda yarışmayla elde etti. Hala da sistem yarışmayla yürütülüyor. Politikacılar mimarlara güveniyorlar ve tüm işler yarışmayla veriliyor. İspanya’daki birçok mimarlık ofisi bu yöntemle deneyim kazandılar. Ayıca bu belediyeler için de oldukça ekonomik bir yöntem. İnsanları ücretsiz çalıştırıp, en iyi fikri seçiyorsunuz. Bundan daha ekonomik bir yöntem düşünülemez. Ancak yarışma orgnize ederken en önemli unsurlardan biri de jüri seçimi. Güvenilir kişiler olmaları gerekiyor. Kısacası şeffaflık, yarışma ve insanların aynı amaç doğrultusunda çalışabilmeleri sosyal konut üretimini kaliteli kılıyor. Belki dünya için kesin konuşamam fakat bu kriterler sayesinde Madrid’deki konut üretiminin Avrupa’da ilk sırada yer aldığını söyleyebilirim. Mimarlık okullarımızın eğitim kalitesini de bu listeye dahil etmek gerekiyor.

BA: Madrid Rio deneyiminizden biraz bahseder misiniz? Kıyı tasarımı bağlamında Haliç’in potansiyelleri nelerdir? Neler yapılabilir?

FB: Haliç ve Madrid Rio arasında büyük farklılıklar var aslında. İkisi arasında çok büyük bir ölçek farkı var. Madrid’deki proje Haliç’e göre çok küçük ölçekli, ama biz yüksek bir potansiyeli olduğunu düşündük ve coğrafi açıdan zengin bir akarsu olmamasına rağmen bunu değerlendirdik. 40 senedir bu potansiyeli değerlendirememiştik çünkü en önemli arterlerden birisi akıntının yanına inşa edilmişti. Böylece nehir bir süre sonra şehrin içerisinde yer alamadı. Tasarım için çok büyük bir yatırım yapıldı. Proje gerçekleştirildikten sonra iki şehir arasındaki fark ise gerçekten inanılmazdı. Doğanın olanakları günümüzde insanların mutluluğunu çok fazla etkiliyor. Haliç de mükemmel konumuyla insanlar için iyi bir yer olabilir. Bunun için de inançlı olmak ve çok fazla çalışmak gerekiyor. Haliç bu özel konumuyla şehrin kullanıcıları için çok önemli bir yer olacaktır.

BA: ArkiPARC gayrimenkul geliştiricileri ve mimarlar arasında bir diyalog kurabilmek için geliştirilen bir etkinlik. Bu tarz etkinlikler ve özelde ArkiPARC hakkında görüşleriniz nelerdir?

FB: Tekil kişiler ve kamuya çalışmanın dışında gayrimenkul geliştiricileriyle çalışmak da işimizin büyük bir parçası. Geliştiriciler içerisinde sadece maddiyatı değil, toplumu ve yapılı çevreyi de gözeten kişiler var ve bu doğrultuda deneyimleri paylaşmak son derece yararlı diye düşünüyorum.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın