“Mimarla çalışmanın önemi anlaşıldıkça, mimari fotoğrafçı ile çalışmanın farkı ve değeri de ortaya çıkıyor”

Mimarlık fakültesinden mezun olduktan sonra fotoğrafçılık eğitimi alan ve mimari fotoğrafçı olarak mesleki yaşamını sürdüren Gürkan Akay ile "Mimarın gözünden, fotoğrafçının objektifinden mimari fotoğraf" üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Pınar Koyuncu: Öncelikle kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Mimarlık eğitimi aldıktan sonra fotoğrafçılık okumaya nasıl ve neden karar verdiniz?

Gürkan Akay: 1998 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitirdikten sonra M.Ü.G.S.F’de fotoğraf eğitimi aldım. Yaklaşık 15 senedir profesyonel anlamda ülkemiz mimarlığını fotoğraflamaya çalışıyorum.

Kendimi bildim bileli hep güçlü bir hobi olan fotoğrafçılığın okulunu okumaya İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde eğitim görürken karar verdim. Mimarlığı fotoğraflamak, yaparken kendimi kaybettiğim bir uğraştı ve bu işi hakkını vererek yapabilmek için mimarlık eğitiminin üzerine fotoğrafçılık okuma gereği hissettim. Ülkemiz üniversitelerindeki fotoğraf bölümlerinde bir “mimari fotoğraf ” programı yer almadığı için, mimar kökenli olup, o yıllarda M.Ü.G.S.F.’de akademisyen olan hocam Prof. Sabit Kalfagil’in büyük desteği ile mimari ağırlıklı bir fotoğraf eğitimi programı belirledik.

Bununla birlikte, mimarlığın fotoğrafçılığının özellikle o günlerde mimar kökenli olmayan fotoğraf sanatçıları tarafından yapılıyor olması nedeni ile çoğu zaman ortaya çıkan “çakma” mimari fotoğraflardan duyduğum rahatsızlığın da bu yola girmemde büyük etkisi olduğunu belirtmeliyim. Zira takip ettiğim yabancı yayınlardaki mimari fotoğraflarla ulusal yayınlarda yer alan görsellerin arasındaki kalite farkı bir uçurum derecesinde idi. Günümüzde ise, bırakın böyle bir farkı, ülkemizdeki belli birkaç mimari fotoğrafçının işlerinin pek çoğunun dünyadaki emsallerinden hiç de geri kalmadıklarını görebiliyoruz.

PK: Mimari fotoğrafçılık ülkemizde özellikle son yıllarda önem kazanmaya ve değeri anlaşılmaya başladı. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

GA: Dünya mimarlık camiasında son derece önemli olan bu disiplinin değeri sizin de belirttiğiniz gibi ülkemizde son yıllarda anlaşılmaya başladı. Sanıyorum şöyle paralel bir durum var, bir mimarla çalışmanın önemi anlaşıldıkça, mimarlar arasında da bir mimari fotoğrafçı ile çalışmanın farkı ve değeri de gitgide ortaya çıkıyor.


Exen Satış Ofisi – Tago Mimarlık (Fotoğraf: Gürkan Akay)

PK: Lisans eğitiminizi mimarlık bölümünde tamamlamış olmanız işlerinizi veya bakış açınızı nasıl etkiliyor?

GA: Yaptığınız iş “mimarlığın fotoğrafını çekmek” olunca, bunu bir mimar olarak gerçekleştirmek, elbette büyük avantaj. Üzerinde çalıştığım konunun içerisine öncelikle bir mimar olarak dahil olup, fotoğrafik eğitim ve birikimimi, yakalamaya çalıştığım görselin özellikle teknik kısımlarını çözümlemekte kullanıyorum. Bununla birlikte fotoğraf eğitimim süresince yarı zamanlı olarak çalıştığım şantiyelerde edindiğim malzeme bilgisi ile terazi, gönye, şakül deneyiminin fotoğrafa bakışım konusunda benim için oldukça besleyici unsurlar olduğunu da belirtmek isterim.

PK: Beraber çalıştığınız mimarlar kimler? Sürekli çalıştığınız ve bir sistem oturttuğunuz belli ofisler var mı, yoksa gelen her işe açık olduğunuz söylenebilir mi?

GA: Mimarlık camiasının belli bir kalitenin üzerinde iş yaptığı için bu işleri anlatmanın ve arşivlemenin hakkını ancak bir mimari fotoğrafçı ile gerçekleştirebileceğinin ayırdına varmış pek çok ismi ile çalışıyorum. Bunların büyük bir çoğunluğu, birlikte yaptığımız ilk çalışmadan beri tamamladıkları tüm projelerin çekimlerinde iş birliğine devam ettiğimiz ofisler. Sıkışık programımızdan dolayı vaktimizin hep çok kısıtlı oluşu, gelen işler arasında da belli bir öncelik sıralaması yapmamızı gerektiriyor. Yani gelen her işe siz açık olmak isteseniz de sınırlı zamanınız bunu bir elekten geçirmenize neden oluyor.


U Evi – Ahmet Alataş (Fotoğraf: Gürkan Akay)

PK: Çalışma yönteminizden biraz bahseder misiniz?

GA: Ofisimizden çıkan işler, genelde mümkünse tasarımcı ile birlikte, onun söz konusu mekan konusundaki öncelik ve kaygılarını konu alan bir ön toplantı, çekimi gerçekleştirilecek konuya yapılacak bir durum değerlendirme gezisi, konunun ve meteorolojik verilerin uygun olduğu bir tarihin belirlenmesini takiben, piyasada sıkça duyduğumuz “Ben gelemiyorum ama asistan arkadaşım da benim gibi çekecektir,” durumunu şiddetle reddeden ve mutlaka benim tarafımdan gerçekleştirilen bir çekim çalışması ve yine sadece mimarların elinden geçen bir işleme süreci ve ortaya çıkan ürünün müşteriye sunumu sistematiğinde gerçekleşiyor. İşin çok önemli bir aşaması olan çekim sonrası işleme sürecinin büyük kısmı, gene mimar olan eşimin idaresinde yürütülüyor. Son düzeltme ve son rötuşlar ise mutlaka benim elimden çıkıyor.

PK: Mimari fotoğrafta nasıl ekipmanlar kullanılır, nelere dikkat edilmesi gerekir?

GA: Mimari fotoğrafta klasik fotoğraf ekipmanına ilave olarak perspektif düzeltmeye yarayan bir düzenek kullanılır. Ancak günümüz yazılımlarını doğru kullanarak, klasik anlamdaki bir fotoğraf ekipmanı ile de özellikle perspektif düzeltmesi konusunda gayet başarılı mimari sonuçlar alabilirsiniz.

Işık, hacim, kütlenin oranları, farklı dokuların yan yanalığı, tasarımcının kaygıları benim için önceliklerdir.

PK: Sevdiğiniz veya takip ettiğiniz yerli – yabancı fotoğrafçılar kimler?

GA: Murat Germen, Cemal Emden, Julius Shulman, Horst Hamann, Hisao Suzuki ve Edward Burtynsky mimari fotograf konusunda ilk aklıma gelen isimler.


L Binası – Özsoy Mimarlık (Fotoğraf: Gürkan Akay)

PK: Mimari fotoğrafçılığın sizce zor yanları var mı?

GA: Stüdyo fotoğrafında tüm ortamı fotoğrafçı yaratabilir, ancak mimari fotoğrafta güneşin durumu, şantiyenin vaziyeti, mekanın işlevi gibi tamamen sizin uyum sağlamanız gereken değişkenler bulunmaktadır. Ne kadar güçlü bir keşif yeteneğiniz olsa bile, çekim günü açacak güneşin ve bulutların durumu bir türlü istediğiniz hale gelmediği için, defalarca organize edip, defalarca eli boş döndüğünüz işlerle karşılaşabilirsiniz. Bununla birlikte, ilk bakışta zorluk olarak görünen bu tür girdiler doğru yönetildiğinde, size bir stüdyo fotoğrafında asla yaratamayacağınız bir atmosfer de sağlayabilir.

PK: Önümüzdeki dönem için ne gibi projeleriniz var?

GA: Bugünlerde rutin mimari çekimlerin dışında, Fransız Kültür Bakanlığı için İstanbul’daki Fransız Sarayı’nı anlatan kapsamlı bir kitabın çekimleri ile uğraşıyorum. Bu çalışma orta vadede Ankara ve diğer kentlerdeki Fransız Hükümet yapılarını da kapsayacak şekilde genişleyecek gibi görünüyor.

Şimdiye dek İTÜ ve Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakülteleri’nde seminerler şeklinde gerçekleşen birikim paylaşımının tüm sömestre yayılacak programlı bir derse dönüşmesi konusunda arşiv elemesi ve not toparlaması yapmaya çalışıyorum. Bir de, çekim programlarındaki aşırı yoğun takvimi biraz rahatlatabilirsem, uzun süredir ertelediğim kişisel sergi ve 15. yıl kitabı çalışmasına biraz zaman ayırmak istiyorum.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın