Oosterwold Ortak Yaşam Alanı

Kırsal bir alanda inşa edilen, 9 evden oluşan proje, kısıtlı bir bütçeyle makul bir tasarım yapmanın mümkün olduğunu gösteriyor ve en önemlisi 9 farklı müşterinin beklentilerini karşılayabiliyor.

Frode Bolhuis, kırsal bir bölge olan Oosterwold Almere’de, yaşamanın ve çalışmanın alternatif bir yolunu hayal etti. Bir hektarlık bir patates tarlasını evi haline getirmek isteyen Bolhuis, büro SLA’den Peter van Assche ve ZakenMaker’den Mathijs Cremers’e hayalindeki evi tasarlamalarını talep etti. Limitli bütçe projenin temel meselelerindne biriydi. Mimarlar projenin gerçekleşmesi için iki ön koşul belirlediler. Bu yeni yaşam modeline dahil olmak isteyen bir grup insan toplayıp maliyeti azaltılacaktı, ki tek seferde birden fazla ev inşa etmek daha ucuza geliyordu. İkinci önkoşul ise sadece kaba yapının tasarlanması, evlerin içini ailelerin istedikleri gibi yapmalarıydı.

Sonuç, tatmin edici bir mimarlık ürünü oldu. 100 metre uzunluğundaki bina peyzajda kendine bir yer ediniyor ve 9 tane birbirinden farklı evi içeriyor.

Her bir aileye yaşam alanlarına bölünmesi için 160 metrekarelik alan tahsis ediliyor. Bu kurgu, ailelerin, stüdyo alanı veya geniş bir oturma odası gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlıyor. Yapının yerden yükselmesine karar veren mimarlar evlerin zeminin üstünde yüzer gibi gözükmesini sağlıyor. Bu tasarım kararı bir avantaj daha sağlıyor: ev sahipleri kanalizasyonun ve su borularının nerede konumlanacağını seçebiliyorlar.

Mimarlar, bütçeyi aşmadan kaliteli bir sonuç alabilmek için, yaygın kullanılan inşaat malzemelerinden en iyi şekilde yararlanmayı seçiyor. Zemin, çatı ve yan duvarlar, tamamlandıktan sonra içine yalıtım selülozu pompalanan, boşluklu ahşap kasetten inşa ediliyor. Sonuç oldukça iyi yalıtılmış bir temel oluyor.

Yapının cephesi, oldukça verimli bir yapı sisteminin içinde, azami seçim olanağı verecek şekilde tasarlanıyor. Her bir aileye, cepheye yerleşen 7 adet pencere ve kapılı bir plan sunuluyor. Çerçeveler arasındaki boşluk, çerçevesiz bir cam parçası ile vitrifiye ediliyor. Bu, düzenli olmayan ama çeşitliliği bol bir cephe yaratıyor.

Oosterwold Ortak Yaşam Alanı, kısıtlı bir bütçeyle makul bir tasarım yapmanın mümkün olduğunu gösteriyor ve en önemlisi 9 farklı müşterinin beklentilerini karşılayabiliyor.

Binanın arazinin kenarındaki konumu, komünün bahçesi için azami alan bırakıyor ve yapılan uzun sundurma komşularla iletişimi kolaylaştırıyor.

Sonuçta, başlangıçta sorun gibi gözüken kısıtlı bütçe, projenin temel özelliklerinden biri haline geliyor. Evlerin içini tamamlama süreci topluluk arasındaki bağı güçlendiriyor. Bütün bu yoğun çalışmadan, projenin yaz aylarında tamamlanmasından sonra, evlerin sakinleri paylaştıkları araziyi ve sebze bahçelerini seyrediyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın