Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

DÜŞÜNSEL YAKLAŞIM

Anma alanları söz konusu olduğunda savaşların haklılığı ve haksızlığı geride kalır. Kişi kendi içinde ölümü ve yaşamı sorgular. Bir yandan doğanın ritmini duyularıyla algılar ve yaşamı deneyimlerken, diğer yandan geçmişi ve kayıpları düşünür. Anma alanları bu değişmez ikilemi tek mekânda deneyimle fırsatı sunan fiziki dışavurumlardır. Ziyaretçiye geçmişi ve bugünü yaşatır, iki zamanın aynı mekânda hissedilmesine imkan verir.

Mimari tasarımda minimum müdahale mekânın bulunduğu bölgeye aidiyeti güçlendirir. Anma alanlarının tasarım prensiplerinde bu ilke daha da ön plana çıkmalı; doğanın kendisine, devam eden hayata saygı duyulmalıdır.

Doğanın kendi içinde bir ritmi vardır; bitkilerin yönelimi, güneşin gün içindeki konumu, su ve hayatın birleşimi fark edebildiğimiz ve edemediğimiz doğal hareketler ekosistemin bir parçasıdır. Bu değişkenlikler, kimi zaman yıllar içinde sonuçlar doğururken, kimi zaman saatler içinde duyularımızı etkilemektedir. Mimari tasarım bu değişkenlerle uyumlu hareket ettiğinde ziyaretçi deneyimi zenginleşir.

Kent Ölçeğinde Projenin Anlamı

Lüleburgaz, İstanbul ve Trakya şehirlerini bağlayan yolların kesişim noktasındaki konumu ile yakın gelecekte, bölgede önemli bir merkez olmaya aday bir kenttir.

Kentin kuzey yönünde geliştiği ve çeperlere doğru yayılacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda kuzey aksında bulunan proje alanı ve yakın çevresi ile bölge, kent için yeni bir odak oluşturma potansiyeline sahiptir. Proje alanı İstanbul-Edirne yolu, Avrupa Otoyolu, Eski Edirne Kırklareli Yolu üçgeninde bulunmaktadır. Ziyaretçi ulaşımı için son derece rahat ve yeşil alan bağlantısı kuvvetli bir konuma sahiptir. Kentte kamusal alanların, kent merkezi ve İstanbul Edirne Yolunun güneyinde yoğunlaştığı görülmektedir. Yeşil bağlantısının bu kadar kuvvetli olduğu bir konumda kamu alanı kente artı değer katma potansiyeline sahiptir.

Mekansal Yaklaşım

Lüleburgaz Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi zamanın silici etkisine karşı çıkmalı, yaşam ve ölüm kavramını zamansızlaştırabilmelidir. Tasarımın kütle kurgusu ve yerleşim kararları, yaşam ve ölüm kavramlarının bir mekanda toplanma ana fikri üzerine kurulmuştur. Anma alanı bir odak noktası olarak belirlenerek süsten uzak gizli bir işaret ya da sadece bir boşluk olarak tanımlanmıştır. Devam eden hayatın karşılığı olarak doğal çevre değerleri öne çıkarılarak anıt ve sergi mekanları beraber bir bütün olarak algılanmıştır. İnsan çevresini biçimlendirmektedir. Anlamlılık ise insanının ölümsüz özüdür, insan bu anlamı gelecek nesillere bırakarak dünyayı terk eder. Bundan ötürüdür ki çevre dediğimiz tarih ve kutsallaşmış mekan demektir. (Erzen,2015) Doğal alanda bulunan ağaçların hiçbirine zarar vermeden, tüm ağaçlar yapı içinde ve çevresinde kalacak şekilde tasarlanmıştır. Anma alanı batı cephesine konumlandırılarak, batan güneşin kızılı ile mistik bir birliktelik yakalanmıştır. Sergi ve anma alanlarında geçirgenlik son derece önemli bir tasarım faktörü olarak görülmüştür. İdari yapı, kütüphane ve kafe bir yandan geçmişle bağlarını koparmadan anma alanı ile temas ederken, bir yandan da hayatın devamı niteliğini üstünde taşıyan yeşil dokuya yönelmiştir. Kapalı mekanlarda mevsimden bağımsız olarak aynı ısıl konforda yaşamaktayız. Bu durumun aksine sirkülasyon alanları açık olarak tasarlanmıştır. Kamusal alanların bir parçası olan sirkülasyon alanlarında üşümek, terlemek ya da sadece temiz hava almak insanın yaşadığı hissini kuvvetlendirir.

PEYZAJ RAPORU

 Kent Ölçeğinde Projenin Anlamı

İstanbul-Edirne otoyolu kenti kuzey ve güney olarak ikiye bölen bir akstır. Proje alanı ve çevresinde bulunan askeri bölge kentin kuzey bölümünde bulunmaktadır. Kentin kamusal yeşil alan yoğunluğu ise güney bölümde yer almaktadır. Yeşil alanın kente homojenik olarak dağılması adına, proje alanının kamusallaştırılması, Lüleburgaz için büyük bir fırsat olarak kurgulanmıştır.

Mekansal Kararlar

1.Mevcut Yeşil Alan Kararları

Tasarımın ana hedefi doğal hayata ve akışına müdahaleyi minimuma indirgemek olmuştur. Bu doğrultuda, anma alanı ve ziyaretçi merkezi tasarımında parselde bulunan tüm ağaçlar ve çok yıllık bitkiler olduğu gibi muhafaza edilmiştir.

2. Yağmur Suyu Toplama Kanalı

Mimari raporda belirtildiği gibi proje, yaşamı ve ölümü aynı mekanda kullanıcıyla buluşturmayı hedeflemektedir. Suyun hayatla bağını vurgulamak ve bunu ziyaretçi deneyimine sunmak adına, yağmur suları sirkülasyon alanlarını bölerek mevcut yeşil alana ulaştırılmıştır. Mevcut yeşil alana sert zemin olarak müdahale edilmemiş, ziyaretçilerin kullanım pratikleri ile organik yürüyüş yolları haline geleceği ön görülmüştür.

3. Sirkülasyon Alanları

Yapının ana giriş alanı, karşılama ve kısmi açık sergi mekanı olarak tasarlanmıştır. Bu alanda iki adet korunması gereken ağaç bulunmaktadır. Sert zemin dokusu genel sirkülasyon alanını oluşturmaktadır. Bölgesel doğal zeminle kurulan bağlantılar ve bitkisel tasarımlarla desteklenmiş olup ziyaretçi dolaşımını daha konforlu hale getirmek için düşünülmüştür. Sert zemin uygulamaları bu yöneliş kurgusunun bir ürünüdür.

4.Bitki Karakteristiği

Parseldeki mevcut bitkiler; Kavak (Populus) ağacı türleri, Dişbudak (Fraxinus) ağacı türleri ve diğer türler olduğu gibi korunmuştur. Sirkülasyon alanlarındaki peyzaj uygulamalarında TR21 Trakya bölgesinde yetişen bitkiler seçilmiştir. Bitki seçimlerinde, yaz ve kış bitkileri aynı alanda kullanılarak yaşam ve ölüm vurgusu yapılmıştır. Yaz için seçilen bitkiler Vapur Dumanı (Ageratum Houstonianum), Ateş çiçeği (Salvia splendens) ve Kadife çiçeği (Tagetes erecta) olarak belirlenmiştir. Kış için seçilen bitkiler Süs lahanası (Brassica oleracea), Sarı Şebboy (Cherianthus cheiri), Hercai Menekşe (Viola wittrockiana) olarak belirlenmiştir. Anma alanı bölümünde Boğaz Kardeleni (Galanthus Plicatus) tercih edilmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın