Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU

“Anıt donmuş bir formdur; tek bir şey söyleyen ve sürekli onun altını çizen bir form…” (Can Aytekin)

Anma (Mekanı), Yer Tartışması

Anma eylemi için kabaca doğası gereği olay ve yerden bağımsız bir ritüeller silsilesi denilebilir. Olay cereyan ettiği anda tıkılı kalmıştır. Anıt ya da anma mekanı-müze olayın kendisine dair bilgimizi tartışmadığımız yerde başlar. Bilgisi zaten inşa edilmiş olandır. Toplumsal belleğin mekana yansıması ve toplumların yaşadıkları olayların ve acıların fiziki temsiliyet ile günümüze aktarılma biçimidir. Anış için neyi anacağını bilerek oraya gitme hali denilebilir.

Tasarım konusu olan Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezinin zaman ve yer olarak olayın yaşandığı coğrafyadan oldukça kopuk olduğu aşikardır. Bir tasarım problemi olarak savaşa doğrudan tanıklık etmemiş bir olaya dair anma biçim ve ilişkisi nasıl olmalıdır? Tasarımcı tartışması bitmiş bir olaya katılabilmeye ne kadar muktedirdir?

Tasarım için müze ve kullanıcı arasındaki ilişkiyi tartışmak oldukça anlamlıdır. Müze gibi zamana ve olaya dair meseleleri içe kapatarak tartışılmaz bir Dünya kuran bir programda mimarlık müzeden çıktıktan sonra başlar. Müzeye anmanın bilgisi ile giden zamandan ve olaydan kopmuş “üçüncü çoğul şahıs” ile müze için toplanan envanterin karşılaşma ortamı bu tartışmaların mekana sızabileceği verimli bir alandır.

Tasarım anıtsallık ve uçuculuk hissi arasında ki gerilimle kendini var eder. Masif bir kütle içerisinde bir deneyimsel bir karşılaşma sunan sergi ve anma/anlama eylemi ve tüm açık alanı organize eden sosyal alanlar ve bu ikiliği bir arada tutan bağ olarak sokak.

Tasarım, Anıt, Temsiliyet Tartışması

Yapı lineer bir sokak etrafında kendini geriye doğru yaslayan bir doluluk ve kendini öne atan tüm park programının sosyal nüvelerini barındıran bir boşluk-şeffaflık olarak var olur. Sokak gündelik hayatın geçtiği bir yerden ziyade programın kendisi ile dış dünyanın esnekliği arasında uzunca giden, bir taraftan ana bir duvar ve su ögesi ile kişiyi sergilenen nesneyle kuracağı ilişkiye dış dünyadan hazır hale getirirken bir yandan bu süreç-yol içerisine gündelik hayatı besleyecek program nüvelerini eşlik ettirir.

Zemin, Su, Duvar

Tasarım alımlayıcı ile anılacak materyaller arasındaki ilişkiye sızarak kendini var eder. Bu ikilinin karşılaştığı alanı, karşılaşma mekanını, anını incelterek müzenin dünyasını kurar. Su öğesi burada müze zemininin temel kurucusudur. Alanla ilk karşılaşma anından başlayarak tüm müze/anma mekanını saran su ögesi olayların, yaşantının geçtiği anın silik bir anlık kayıtlarını alarak alımlayıcı ve sergilenen arasında beliren an’a eşlik eder. Bu öğe saf sergilenen nesnenin bir altlığı olarak belirerek sergilenenin temsiliyetini yüceltmez. Yapıyı dışarıdan sararak ilk karşılaşma anımıza dair peyzajlar ve duvarlar arasında bizi bir yansıma olarak alanda tutar. Tüm yapının duvar izi ile sokak boyunca izleyiciye eşlik eden su duvarlar ve oyuklar aracılığı ile sergileme ve anma melesini dış dünyadan başlatır.

Park, Sosyal Alan, Anma Tartışması

Müze kütlesi genleşmiş bir duvardır. Alımlayıcı ve envanter arasındaki yüzleşme anının başat öğesidir. Diğer yanıyla ise tüm alanın kullanımına dair parka doğru yönelmiş sosyal programlar için bir fon görevi gören bir duvardır. Benzer bir biçimde öndeki arkat sistemi birincil olarak ortak alanlar için yarı korunaklı bir alan sunarken diğer yandan tören alanı için bir yönelim işaret etmektedir. İçinden geçilen, altında durulan beklenen ve karşısında yer alan için bir yönelim tarifleyen kendini asal olarak park ile birlikte var eden bir kütle.

Alışılagelmiş bir biçimde burada yapılması planlanan anma alanı ve ziyaretçi merkezi, ithafen yapıldığı savaşa mekansal olarak tanıklık eden bir yere ait değil, gıyabi bir anma töreni ve buna eşlik edecek, o günleri hatırlatan, anma ve anlamaya eşlik edecek envanterin sergileneceği bir müzeden ibarettir. Kurulabilecek tüm bağlantılar bu mevcut envanter üzerinden olacaktır. Bu bağlamda burada yapılan anmalar ancak uzak bir atıf olarak var olabileceklerdir. Lüleburgaz 65. Mekanize Piyade Taburu öncülüğünce derlenmiş olan envanterin sergileneceği mekanın bu anlamda modern bir sergi mekanı olmasının ötesinde bir rol üstlenmesinin başka olaylar nezdinde de vuku bulduğu gibi toplumsal ve ulusal hafıza anlamında ilerleyen dönemlerde bir manipülasyona dönüşmesi ve beraberinde Kore savaşının yegane anma eyleminin Lüleburgaz’a indirgenecek olması gibi bir durum söz konusu olacaktır.

Bu anlamda burada yapılması planlanan yapının ana figür veya anıt olması durumuyla birlikte anma eyleminin bir anıt önünde gerçekleşmesi zorunluluğunun ortadan kalkmasının daha doğru bir yaklaşım olacağı kanısındayız. Bunlar doğrultusunda burada asıl eylem sürekli sergileyebilecek bir envanter ve gerçekleştirilecek gıyabi törenlerle olacaktır. Tasarlanan alan ve yapının bu mütevaziliği yansıtacak bir deneyim ve sosyal merkez olabilecek nitelikte ve sadelikte olma gerekliliği tasarımın temel dertlerinden birisi olmuştur.

Etiketler

Bir yanıt yazın