Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

Mimari Rapor

Davet

Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine,
Bu davet bizim…

Nazım Hikmet

Dostluk Müzesi

Bir arkadaşlık hikâyesi…

Bir yerleşim, kent merkezinin etrafında gelişen fonksiyonel örüntü ile kimlik kazanır. Kasabalar, köylerde üretilen değerin toplanıp dağıtıldığı küçük ticari alanlardır. Bir kasabayı kentleştiren öğe ticaret ağının kültür ağıyla birleşmesi ile yerleşim içinde farklı kültürlerin karşılaşma ve kesişmesidir. Lüleburgaz kentinin yapısı, kent merkezi, konut alanı ve büyüme alanına sahip üç katmanlı bir yapıdadır.

  1. Şehir Merkezi, ticari ve idari katman
  2. Konut Bölgesi, barınma katmanı
  3. Büyüme bölgesi, kültürel katman

Kent merkezi idari ve ticari kimliğe sahiptir ve kent merkezinin etrafında konut bölgesi yer alır. Geleneksel bir Anadolu kasabası iken, kentin kültür öğeleriyle büyüme bölgesinin tanımlanması sağlamış böylece Lüleburgaz kasabadan bir kent olma yönünde evirilmiştir. Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi askeri alanlar ile kentten ayrılmış olsa da kent merkezine olan uzaklığı ile Lüleburgaz’ın büyüme bölgesindeki kültürel alanlar ile aynı katmanda yer almaktadır.

Proje alanının kent içindeki konumu üçüncü katman olan büyüme bölgesindeki kültür katmanının içinde yer almaktadır. Proje alanının kent ile uzaklığı ve doğa içinde konumlanması ile üçüncü katman içinde diğer kültür yapılarından ayrılan özgün bir konumda yer almaktadır. Proje alanına toplu taşıma ile ulaşılabilirken aynı zamanda bisiklet ulaşımı ve yürüyüş yoluyla da ulaşılabilmektedir. Büyük bir yeşil alandan geçerek ulaşılan alan kentlilerin hafta sonu kullanmasına yönelik çeşitli aktiviteleri içerecek şekilde tasarlanmıştır. Bisiklet ile ulaşımın kolaylığı bu alanın kullanma sıklığını artıracak ve burayı bir durak noktasına çevirecektir.

Her yıl 15 Ekim’de düzenlenen Kore Şehitlerini Anma Merasimi kentteki şehitlikte başlayacak daha sonra anıtsal yapının etrafında barışı vurgulamak üzere kentlileri bir araya getirecek ritüelde bir ziyaret ile noktalanacaktır. Bu alan, kentin konut bölgesi içerisinde yer alan okullardaki öğrencilerin tarihsel süreci okumaları adına gidecekleri bir yer olarak eğitim yapılarının sürekliliğine de gönderme yapmaktadır.

Bu proje, düzeni kuran doğayla uyumlu bir çağdaş tasarım üzerinden dostluk fikrini inşa etmektedir. Koreli ve Türk askerinin, arkadaşlık ve dostluk imgesi üzerinden tasarlanan projede evrensel tasarım anlayışının şekillendiği son yüz yılda olduğu gibi insanın doğada düzen oluşturması yerine binlerce yıldır doğada devam eden düzenle uyumlu bir proje yapılmıştır.

Birbirini tanımayan ve aynı dili konuşmayan iki insanın ortak dili barıştır. Bu iki insan kimi zaman yan yana, kimi zaman sırt sırta, kimi zamanda birbirini destekleyen şekilde ayakta kalır. Bu tasarımda da insanı simgeleyen duvarlar kimi zaman birbirine paralel kimi zaman birbirine dik kimi zamanda birbirini destekleyen konumlarda vaziyet planında yer almaktadır. Bu iki insanın ortak arkadaşı ağaçlardır. Anıt ağaçlar bu iki insanın buluşma noktasıdır. Ağaç arkadaşları girişte karşılar, onlara hoş geldin der ve ortak yaşama alışkanlıklarına arkadaşlık eder.Omuz omuza durarak, yardımlaşarak güçlü olan arkadaşlık imgesinin oluşturduğu mekânlar, ağaç-insan, duvar-insan, duvar-ağaç-insan üzerinden tasarım alanında tekrar kurgulanır. Tasarımın tüm referans noktalarını doğada var olan referanslar belirler. Kütle yola paralel, ağaçların en az olduğu aralıkta yer alır. Yapının girişinde bulunan, iki anıtsal ağaç birbirine destek veren özverili ve kahraman askerleri simgeler. İki ağacı saran anıtsal duvarlar ise askerleri korur, duvarların arasından büyümeye devam eden ağaçlar, kalıcı barışın umudunu simgeler. Doğanın yarattığı ağaç ile insanın yaptığı duvarların birlikteliği Kore Anma Alanı “Dostluk Müzesi” nin anıtını oluştur. Girişte var olan ağaçlar iki askeri, tören alanı içinde yer alan iki anıtsal ağaç arkadaşlığı simgeler biçimde doğadaki yerlerinde korunur. Ağaçların referans çizgileri alanda yapılacak işlere eşlik edecek şekilde tasarlanmıştır. Proje alanı “Dostluk Müzesi” nin ve peyzajının şekilleneceği üç ana tema etrafında örgütlenecektir. Bu temalar; oyun, karşılaşma ve yalnızlaşma olacaktır. Oyun temasının örgütleneceği alan, karşılaşma ve yalnızlaşma olarak doğanın dilini tekrar eder. Ağaçların arasında çocukların oyun oynamasına, keşfetmesine, aileleri ile iyi vakit geçirmesine olanak tanıyacak mekânlar organize edilmiş, karşılaşma alanında kentlilerin sergi, yeme içme ve beraber yapacakları ortak eylemlere yer verilmiş, yalnızlık alanında ise, kentlinin bireysel olarak sürdürmek isteyecekleri araştırma, okuma gibi eylemleri yapacakları kütüphane mekânına yer verilmiştir.

Yola yakın yapılaşma ile alüvyonlu bölgeden uzaklaşılmıştır. Ekolojik sürdürülebilirlik stratejisi doğanın içinde yapılaşmak yerine yapma eyleminin gerçekleştiği tek yer olan yol referans alınarak yapılaşma gerçekleşmiştir. Kullanılacak yapı elemanları prefabrike elemanlar olacak, böylece yola yakın yapı inşasıyla doğadan uzaklaştırılacak olan inşa izleri prefabrike elemanlar sayesinde minimuma inecek ve şantiye alanındaki inşaat süresi mümkün olduğu kadar azalacaktır.

Ekonomik sürdürülebilirlik zemin emniyet gerilmesinin daha yüksek olduğu yola yaklaşarak yapım kolaylığının sağlanması ile temel kesitini azaltılmış ve doğaya minimum ölçüde dokunulmuştur. Projenin yapım tekniğinin betonarme olması yapım dili olarak evrensel bir karakter edindirmektir (Korkmaz, 2001), bu evrensel dil yapım tekniğinin Lüleburgaz ekonomisi içinde yapı üretimini gerçekleştiren yapı ustalarının “Dostluk Müzesi” nin inşaat faaliyetine katılma imkânı verecektir.

Günkut Akın’a göre (2005:69) Le Corbusier’nin şiddetli bir duygu hissetmesini sağlayan şey; yapı güçlü bir etkiye sahipken ne alçak gönüllülük, ne yoksulluk, ne de yüce sınırların yapının dilini oluşturmasıdır. “Dostluk Müzesi’nde bu durum, yol boyunca devam eden 110 metre uzunluğa sahip yapıyla sağlanırken, yapının alçak gönüllü değil anıtsal, yoksul değil yalın ve yüce sınırlar yerine akışkan bir hacme sahip olmasıyla şiddetli duygu hissettirilmiştir. Tasarlanan yapının evrensel olma durumu hem kavramsal hem doğa verileriyle kurgulanırken malzeme seçimini de etkilemiştir. Seçilen brüt beton malzeme hem yalın olması hem de üzerinde doğanın izlerini taşımasıyla tasarım temasını güçlendirmiştir. Banham’a göre (1966:85) Le Corbusier ‘in brütalist uygulamalarıyla beton yeni bir dil kazanmış, betonu bu dünyaya ait bir nesne haline getirmiş ve tekrar doğaya onu geri vermiştir. Ahşabın budağı, taşın damarı varsa betonun da bulunduğu coğrafyanın ağaç karakteri ve beton kalıbıyla yapının yüzeyine yansıması vardır. Burada da dünyanın her yerinde yetişen kavak ağacının izlerinin yapı yüzeyine yansımasıyla yerel ve evrensel diyalektik ilişki gerçekleşecektir.

Frampton ‘un dediği gibi (1993:11) Salt duyuyla, aklıyla taşın pürtüklerilerine dokunarak, kendi ruhunun pürtüklerini anlayabilir misin? Pürtük olmadan parlak nedir ki? Pürtüğün duyuyla ve algıyla hissedilmesi tasarlanan Dostluk Müzesi’nde duvarın yanında durma, duvara sırtını dayama ve duvara dokunma gibi durumlarda savaş ve barış senaryolarının daha iyi hissedilmesini sağlayacaktır. Anıtsal bir yapıda çıplak beton yüzeylerin pürtükleriyle kullanıcıya yapım sürecini ve yapının gerçekliğini duyumsatacak, yalın iç mekân kurgusu içinde pürtükler horror vacui ‘den kullanıcının kurtulmasını sağlayacaktır.

Semper’egöre (2004:248) duvar yapının dört asal bileşeninden bir tanesini tanımlar. Almancadaki “wand”, duvar, sözcüğünün “gewand”, elbise ile akrabalığından hareketle “textur, textil”, örgü olarak yorumlar. Semper’in tanımlamasıyla arkaik olarak anlam vermeye çalıştığı duvar tıpkı bir tekstil parçası gibi işlenir. Semper görüşü gibi tasarımda var olan duvarlar hem bir çeşit bezeme aracıdır hem de program ve kaplama tektoniklerine yönelik asal bir mekânsal araçtır. “Dostluk Müze” sinin meshinde kullanılan siyah ile beyazın karşıtlığı, iç mekânda kullanılan anıtsal etki pürtüklü siyah beton yüzeyle sağlanırken dış mekândaki dokunulmamış doğa arasındaki karşıtlık beyaz mesh ile sağlanmıştır.

Anıtsal binaların yaşandıkça oluşan hatıraları dostluk hatıraları gibidir, dileriz ki unutulmaz…

Etiketler

Bir yanıt yazın