Eşdeğer Ödül (caps.), Antalya Kepez Dokuma Alanı Fikir Projesi Yarışması

Proje Raporu

“1937 yılında açılan Nazilli Sümerbank basma fabrikası makine ve teçhizatlarının çoğu Sovyetler Birliği’nden narenciye karşılığında alınmıştır.”

Dünya’da teknoloji baş döndürücü bir hızla değişip, gelişiyor. Sanayi devrimi sonrasında makineleşen dünya düzeni, bugün her alanda değer yaratan, inovasyon ile harmanlanmış bir geleceği inşa etmektedir. Değişen dünya düzeninde var olabilmek için rekabet edebilmek; bu amaçla inovasyon ve verimlilik değerlerinden kopmamak gereklidir. Bu noktada “bilgi” kilit anahtardır. Bilgi toplumu olmak güç kazanmanın en etkin yoludur. Bilgi üreten, ürettiği bilgiyi araç sallaştıran toplum refahla kalkınır. Bu noktada, 1950’li yıllarda Kepez kentini var eden ve geliştiren bu büyük dönüştürücü gücün, Dokuma Fabrikası’nın nasıl zamana yenik düştüğüne tanık oluruz.

Dokuma Fabrikasını okumak… “Dünü Anlamak, Bugüne Bakmak”

Pamuk Tarımı Üzerinden Gelişen Pamuklu Dokuma Sanayisi ve Kepez Kent Dönüşümü

Dokuma fabrikası, bir çalışma alanı üretim mekânı olmasının ötesinde, kentin gelişimine katkı sağlayan rekreatif alan kullanımı ve sosyal donatı kurgusu ile de kentlinin nefes aldığı bir yaşam alanıdır. Bu noktada Kepez kentini var eden, kentin gelişimine her yönden katkı koyan Dokuma Fabrikası’nı bir kampüs alanı olarak okumak mümkündür. 1950’li yıllarda kurulan ve kenti her yönden kalkındıran bir fabrikanın kapanması, göz ardı edilen inovasyonu; kaçırılan yenilikleri ve bilgi ile yoğrulmayan bugünün, yarınının olamayacağına ayna tutar. Dokuma alanını bir kampüs gibi gören “Turuncu Gelecek” fikri tam bu noktadan filizlenir.

Dokuma Fabrikasında yaşandığı gibi, bugünün teknolojisini kaçırmamak ve günün gerisinde kalmamak için Antalya’nın tarım kültürünü ön plana çıkaran, tarımda yeni teknoloji farkındalığını arttıran, karşılaştırma temelli, kent içerisinde gelişen bir bahçe fikri geliştirilmiştir.

Dalında meyveyi görmeden büyüyen bir geleceğe karşı, kentin merkezinde yeşeren bir bahçenin düşünü kurduk.

Antalya’nın verimli arazileri ve uygun iklim koşulları düşünüldüğünde; yüksek tarım potansiyeli göze çarpar. Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte birine yakın bölümü halen tarımsal ya da kırsal alanda yaşamakta, tarım bu noktada kilit önem kazanmaktadır. Tarımsal kalkınma önceliğinde, yapılan üretime teknolojinin entegrasyonu ve üreticinin bilinç kazanması gerekliliktir.

Bölgesel ekoloji ve iklimsel avantajların farkındalığı ile etkili üretim tekniklerinin kullanılması tarımda ileri noktalara atılmanın ışığı olacaktır.

Yeni nesil teknolojilerin yerinde kullanımı, “geleneksel ile yeni”nin karşılaştırıldığı bir gerçeklik düzlemi yaratılması, görerek öğrenme üzerinden kazanılacak deneyimin aktarılması hedeflenmekte; bu amaçla bir rol-model bahçe sistemi önerilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda ekolojik uygunluk ve ekonomik değer açısından Portakal’ın, Antalya için bir değer olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Gelişen teknoloji tarımda da yenilikler getirmekte, Dünya üretim sistemleri bu yeniliklere adapte olan ülkeler tarafından yönlendirilmektedir. Türkiye’de durum ise geleneksel çiftçinin yerinde görmediği yeniliği, tarlasında denemekte tereddüt etmekte, günün ihtiyaçlarına cevap verecek nitelik ve kalitede üretim yapamamaktadır. Bu noktada; farklı dikim sıklıkları, farklı tür portakal ekimi, sulama sistem değişkenleri gibi faktörlerin etkin olarak gözlemleneceği deneme-portakal bahçeleri ile yerinde uygulama yapılması planlanmakta; üniversite destekli araştırma ve geliştirme ile portakalın Antalya-Kepez kenti üzerinden Dünya’da yer bulması amaçlanmaktadır.

Yerinde uygulama yöntemlerini gören çiftçinin teknolojiyi fark etmesi, gözlemlediği deneyim üzerinden bilgi edinmesi amaçlanmaktadır. Alıştığı gelenekseli yeniye dönüştürmesi böylece, günü kaçırmadan yarına bir adım önde başlamasının kılavuzu olacaktır.

Kent içerisinde azalan yeşil alan miktarları ve artan rekreatif ihtiyaçlar düşünüldüğünde bu nitelikte bir bahçe programı, kentlinin nefes alacağı bir konfor alanı yaratacaktır. Rekreatif faaliyetlerin yer aldığı alan kullanımları ile her yaş grubunun alan içerisinde vakit geçirmesi öngörülmüştür.

Dokuma alanı girişinde önerilen Tarım müzesi ile Dokuma fabrikası ve mevcut pil fabrikasının da içinde yer alacağı bir müzeler bölgesi önerilmiş; siluette tarım üzerine gelişen sanayi vurgusu, Dokuma Fabrikası alt kotunda zemine gömük olarak planlanan tarım müzesi ile yapılmıştır.

Farklı portakal türlerinin, farklı dikim sıklıkları ile yetiştirildiği, verimli ürünlerin elde edildiği, araştırmalarının yapıldığı, yeni tatların yeni keşiflerin yapıldığı, çiftçi eğitimleri ile halkın bilinçlendirildiği, fuarlar-konserler-hasat şenlikleri ile herkesin bir araya geldiği, paylaştığı, paylaşırken belleklerde kalan Dokuma Fabrikası ve bahçesini yeniden gün ışığına çıkardık, bahçeyi bir portakal bahçesine dönüştürdük.

Dalında büyürken meyveyi izleyen çocukların yaşadığı, bir kent düşü düşledik…

“Turuncu Fırsat”

Ekonomik Durum

Tarım ürünleri ihracatı içerisinde ise %12 pay alan yaş meyve sebze ürünlerinin yaklaşık %5’ini turunçgiller oluşturmaktadır. Yaş meyve sebze ihracatı içerisinde ise turunçgillerin payı yaklaşık %44 düzeyindedir (TİM, 2017). 2014 yılı itibarıyla dünyada toplam 72,3 milyon ton portakal üretimi gerçekleştirilmektedir. Portakal, 72,3 milyon ton üretim ile turunçgiller içinde %52 pay almaktadır (FAO, 2017).

Antalya ili ekonomisi tarım sektörü ile turizm başta olmak üzere hizmet sektörüne dayalı bir yapıya sahiptir. Antalya ili ülkemizde en önemli turunçgil yetiştiricisi iller arasında olup, portakal üretiminde % 30’luk payla ilk sırayı almaktadır.

Verimli toprak ve uygun iklim koşulları da değerlendirildiğinde geleneksel yöntem yerine geçilecek yeni dikim yöntemleri ile portakal üretiminde, birim alanda yüksek verim alınabilir, yüksek kalitede üretim ile ekonomik fırsat yaratılabilir.

Türkiye’nin turunçgil üretimi son on yılda %44’lük artışla yaklaşık 4,29 milyon ton seviyesine ulaşmıştır. 2007 yılında toplam turunçgil üretim alanı 111 bin hektar iken, %23 artışla 2016 yılında 135 bin hektar alana çıkmıştır (TÜİK, 2017). Yeni tür ve çeşitlerin pazar talepleri doğrultusunda geliştirilmesi Türkiye’nin rekabet şansını arttıracaktır.

Portakal Yetiştiriciliği Sorunları:

Narenciye tarımında çeşit politikasının olmaması, iç ve dış pazar isteklerine uygun çeşitlerle üretim yapılmaması, pazarın istediği çeşitlerin istenilen kalitede, zamanda ve miktarda temin edilememesi; Düzenli bir pazar organizasyonunun olmayışı, İç ve dış pazarlara yönelik milli tanıtım projemizin olmayışı, Ulusal bir Türk markasının oluşturulamamasıdır.

Portakal üretiminin geliştirilmesi ve yüksek karlılığa ulaşılabilmesi için önerilen kampüs modelin ayrıntılı gerekçeleri:

İhracattaki yüksek pay: %28 ihracat/üretim oranı ile yaş meyve ve sebzeler içerisinde narenciye birinci sırada yer almaktadır. Bu nedenle iyi yönetilmesi gereken bir faaliyettir.

Yaygın etki: İstatistiklere göre Türkiye’de 145 bin işletmede narenciye yetiştiriciliği yapılmaktadır. İyi bir yönetim modeli bölgesel ölçekte birçok kişiyi olumlu yönde etkileyecektir.

Önemli getiri: 2007 yılında 846 bin 826 tonluk ihracattan 514 milyon 557 bin dolar döviz girdisi sağlanmıştır. Türkiye yıllık üretimi 3 milyon tona yaklaşmıştır ve dünya sıralamasında ilk onun içerisinde, Akdeniz ülkelerinde ise ilk beşin içinde yer almaktadır.

Sanayide kullanımı: Narenciye dünyada en fazla yetiştirilen ve tüketilen meyve grubudur. Dünya narenciye üretiminin %40’ı gıda sanayinde kullanılmakta olup bu oran giderek artmaktadır. Bu nedenle, narenciyede yatırım sanayiye uygun çeşitlere göre yapılmalıdır. Bunu için doğru ve güncel bilgi teknolojisi gerekmektedir.

Karar Verme Mekanizması Olarak Bahçe Sistemi:

Belgeleme – Arşiv – Değerlendirme; Bahçelere ait tür, çeşit, ağaç sayısı, dikim sıklığı, dikim yılı, sulama türü gibi bilgilerin kayıt altına alınması; üzerinden birim alana düşen verim hesabının yapılması; Toprak yapısı-verim ilişkisinin araştırılması gibi konular üzerine çalışmalar yapılması.
Karşılaştırma; Aynı alanda farklı tür bahçelerin bir arada olması üzerinden karşılaştırma, yerinde gözlem ve değerlendirme.

PORTAKAL BAHÇESİ KOŞULLARI, İLİN ALAN DEĞERLENDİRMESİ

İklim

Portakal bahçesi için önem arz eden çevresel veriler; sıcaklık, rüzgâr, su ve toprak yapısıdır.

Sıcaklığın 0 derecenin altına düşmemesi, şiddetli rüzgârlı arazi koşullarının olmaması, düzenli ve planlı sulama sisteminin varlığı gerekmektedir.

Yağış

Antalya’nın yağış takvimi incelendiğinde yağış miktarının yüksek olduğu görülmüştür. Düşen yağış miktarı ve debi miktarları dikkate alınarak, alan yapısal peyzajın yaklaşık %20 olduğu Dokuma alanında yağmur suyunun toplanarak, bahçe sulamasında kullanılabileceği planlanmıştır.

2 yıllık yağış hesabına göre;

15 dk. Yağış 75 mm/saat

30 ha alan

432345 m3/gün dür.

Antalya’nın yağış eğrisi yüksek ve alan miktarı fazla olduğu için yağış debisi oldukça fazladır. Alanda oluşturulan tarla bölümlerine ve mevcut topografyadan kaynaklı kademelenme durumuna göre farklı kotlarda yağmur suyu toplama göletleri oluşturulmuş; debiler alan içinde bölünmüştür. Her gölet bir alt kademede yer alan tarlanın sulamasından sorumlu tutulmuş, kılcal su arıkları ile birbirine bağlanmıştır.

Rüzgâr

Arazi çeperinin yapılar ile çevrelenmiş olması, meyve bahçeleri için istenilen korunaklı yapısal koşulu sağlamaktadır. Kuzey batıdan esen rüzgâr perdelemesi için alan kuzey batı çeperine rüzgar kesen ağaç dikimi planlanmıştır.

Sıcaklık

Antalya iklim koşulları portakal yetiştiriciliği için çok uygundur. Portakalın düşük sıcaklığa dayanımının olmaması nedeniyle tüm yıl -2 derecenin altına inmeyen koşullarda yetiştirilmesi gerekmektedir. Alan sıcaklık açısından uygun koşullara sahiptir.

Kentsel Isı Adası Etkisi

Her geçen gün artan yapılaşmaya karşı yeşil alan miktarını arttırmak, havada tutulu kalan karbon miktarının düşürülmesi, sera etkisinin azaltılması ve oluşan kentsel ısı adalarına karşı mücadele için en etkin araçtır.

Karbon ayak izi incelendiğinde meyve bahçeleri çevresel katkı açısından en yüksek değere sahip olan yeşil alandır. Bu nedenle alanda mikro-klima etkisi yaratarak halk için açık alanda konfor zonu oluşturulması hedeflenmiştir.

Topografya

Yere bağlanan ve yerden referansla oluşturulan proje kurgusunda, AVM inşaatı için alanda oluşan tahribatın izleri ve kazı-dolgu nedeni ile oluşan kademelenme, kent belleğinin bir parçası olarak düşünülmüş, halkın talepleri doğrultusunda elde edilen kazanım, yarının belleğinde bir iz olarak alan içerisinde farklı kullanım senaryoları ile dönüştürülmüştür. Kademelenme sistemi ile farklı kotlarda bahçeler oluşturulmuş, farklı koşullarda ağaç yetiştirme alanları için zemin yaratılmıştır. Hiyerarşik düzende su toplama göletleri ile yağmur suları toplanmış, her bahçe sistemi kendi içerisinde sürdürülebilirlik ilkesinde planlanmıştır.

Öneri program doğrultusunda yapılması düşünülen tarım teknolojileri merkezi ve tarım müzesi binası alan içerisinde gömük olarak tasarlanmış, Dokuma Fabrikasının önüne geçmeyecek yapı kurgusu benimsenmiştir.

Farklı Portakal Türlerinin Eko-Turizm Katkısı

Alanda yetiştirilmesi önerilen portakal türlerinin farklı aylarda hasatının yapılması, yıl içerisinde farklı aktiviteler ile alan kullanımını sürekli hale getirirken; dünya çapında ses getirecek hasat şenlikleri, narenciye fuarı gibi etkinlikler ile yılın farklı sezonlarında yerli yabancı turist içim çekim noktası olacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın