Eşdeğer Ödül (BEOFFICE), Antalya Kepez Dokuma Alanı Fikir Projesi Yarışması

Proje Raporu

YAKLAŞIM

Kentsel boşluklar yoğun kent dokusu içerisinde yaşayan insanlar için somut ve soyut manası ile nefes ortamları oluşturmaktadır. Kamu yararı gözetilerek tasarlanan bu boşluklar kentin kaosundan kaçış noktaları olmanın yanı sıra sosyal, eğitsel, kültürel ve sportif bağlamlar ile toplumsal katılım imkanları yaratırlar. Kent ile çoğunlukla geçirgen sınır ilişkisi kuran bu alanların, kendi içerisinde etkileşimli açık-yarı açık alanlar bütünü olarak çevresel faktörleri bütüncül ve karşılaştırmalı okuyarak irdelemiş ve yerin ruhuna sahip organizasyon üretmiş olması yine kamu yararı için büyük önem taşımaktadır. Bu noktada boşluk, yapı veya yeşil doku stoğunun ötesinde bir anlayış ve kaygıyı bünyesinde barındırır. Tasarımda alınan kararlar bütüncül, dengeli, bulunduğu coğrafyanın değerlerini gözeten, ekolojik, sosyal ve kültürel altyapıyı bünyesinde barındıran bir senaryo oluşturmuş; mevcut belleğin korunarak geliştirilmesini, Akdeniz kültürünün tüm renkleri ile yeni nesillere aktarılmasını, Kepez için gerek sosyal, eğitim ve kültür gerekse yeşil doku bağlamında “nefes” olmasını amaçlamıştır.

KENT BELLEĞİ; DOKUMA ALANI

Endüstri devrimi ürünü olarak ortaya çıkan fabrika, kentlerde modernleşmeyi oluşturan en temel ögelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz ki fabrika, dönemin koşullarıyla birlikte incelendiğinde içerisinde salt üretim yapılan yapılar bütünü değil, bireysel ve kentsel dönüşümün temel unsuru olarak yaşam biçimini de temsil eder. Kadının aktif çalışma hayatının içinde daha fazla yer bulması, iş bölümü, sosyal ilişkiler, yeni teknolojilerin kullanımı, kolektif aktiviteler gibi bütüncül olgular fabrikalar ile kendilerini belirgin biçimde göstermeye başlamıştır. Bu bağlamda fabrika ülke ekonomisine katkısının yanı sıra toplumda reformların gerçekleşmesinde ve sosyal düzenlemelerde önemli bir rol oynar. Yani, fabrikalar Cumhuriyetle birlikte yapılmak istenen yeni kurumsal düzenlemelerin ve yeni sosyal, eğitsel pratiklerin hayata geçirilebileceği “düzenli bir yaşam alanı” sunmuşlar ve böylelikle yeni sosyal sistemin ilk fiziksel mekanlarından biri haline gelmişlerdir. (Çağatay Emre Doğan, Formation of Factory Settlements within Turkish Industrialization and Modernization in 1930s: Nazilli Basma Fabrikası, Master Tezi)

Bu geniş perspektiften bakıldığında ve Antalya Dokuma Fabrikası’nın geçmişi, sosyal yaşam örüntüleri ve çalışan hikayelerinde aynı arka planı görmek mümkündür. Fabrikanın var oluşu ile Kepez ilçesinin çehresi yapısal bir dönüşüm geçirmiş, nüfusu ciddi oranda yükselerek göç alan bir yer haline dönüşmüştür. Fabrika bir kampüs gibi çalışarak, çalışanları için salt bir “iş yapma yeri” olmanın çok ötesine geçmiş, kentin sosyo kültürel belleğini oluşturmuştur.

YEŞİL DOKU

Kent ölçeğinde aktif-pasif orman alanlar ve milli parkların konumları itibariyle ilçe nüfusları ile olan ilişkileri, kapladıkları alanlar incelenmiş, diyagrama aktarılmıştır. Kent içinden geçen Toros dağlarının varlığının yeşil alan sistematiğinin ve ekosistemin oluşumunda rolünün önemi ve bu önemin proje alanı ve çevresinde yaratılacak kentsel koridorların oluşmasında belirleyici faktörlerden biri olması oldukça önemlidir. Aynı zamanda dünyadaki merkezler ile Antalya ilindeki kişi başına düşen yeşil alan metrekareleri karşılaştırılmış, kanunlarca belirlenen minimum metrekarenin 10 olmasına rağmen Antalya’nın bu rakamın çok altında kaldığı görülmüştür. Günümüzde birçok turist bu kentlere yalnızca tasarlanmış yeşil alanları ziyaret etmek amacıyla dahi gitmektedir. Gerek turizm gerekse kentsel donatı yetersizliğinin nicel varlığını sergileyen diyagramlar beraberinde tasarım alanında kurgulanacak fonksiyonların mutlak kesintisiz ve yoğun bir yeşil doku içerisinde var olması gerektiği sonucunu tasarım yaklaşımının en önemli kararlarından biri haline getirmiştir. Aynı zamanda Dokuma Alanı’nın kent ile doğrudan ilişki kuracağı koridorlarda Toroslar’ın esintisi ile Akdeniz’in kokusu kentin sokaklarında dolaşacak, kentliyi bir nebze daha dış mekanlara davet edecektir. Bu davetkarlığı sağlamak ve aynı zamanda yakın çevre yeşil doku odaklarının kesintisiz iletişim kurgusunu oluşturmak amacı ile kentsel yeşil omurga önerisi getirilmiş, bu omurganın bisikletli kullanıcılar tarafından beslenerek sürdürülebilir ulaşım sistemlerinin ön plana çıkması, akıllı bisiklet sistematiği ile aks boyunca belirlenecek duraklarda bisiklet alıp-bırakma imkanı sağlanması ve bu sayede yerel halkın ve turistin proje alanı içerisine dahil olmaları amaçlanmıştır. Yeşil alan sistematiği içerisinde mevcutta yer alan fonksiyonlar ve bu fonksiyonel ilişkinin oluşturduğu zone’lamalara diyagramda yer verilmiş, aks üzerinden ilerleyen kullanıcının duraklarda bulacağı alternatif kullanımlar ve bu kullanımların proje alanı ile olan ilişkisi gösterilmiştir. Diyagramdan da anlaşılacağı gibi, dokuma alanı kapalı ve açık alan kurgusu kent ile eğitim, kültür, yeşil, turizm ve spor üst başlıklarında ilişki kuracak ve oluşacak yeşil doku organizmasının eksik kalan parçasını tamamlayarak kent ile bütünleşecektir.

TASARIM

Analiz aşamasında toplanan verilerin, belirlenen problemlerin ve yapılan okumalar sonucu elde edilen çıkarımların tamamının kente ve kentliye aktarımı son derece önemsenmiştir. Bu bağlamda, her bir açık ve kapalı alan, topografya ve çevre ile farklı ilişkiler kurarak yerin ruhunu taşıyacak, sürprizli mekanlar oluşturarak kullanıcılarına alternatifler sunacak aynı zamanda bütüncül bir tasarım dilini oluşturacaktır. Tasarım temel yaklaşımında alan verilerine göre, arazi koşullarının değerlendirilmiş; yaya odaklı bir yaşantı anlayışı benimsenmiştir. Bu odak kapsamında komşu parsellerdeki kent belleğinin sembolü yapılar ile proje alanı -DokumaFabrikası (Müze), Pil Fabrikası (olası Müze) ve Mimar Sinan Kongre Merkezi temas halindedir. Dokuma Fabrikası bölümünde bulunan yoğun ağaçlık alanın sürekliliği ve “müze” ler bölgesinin öngörülen çok yönlü işlevlerle devam ettirilmesi alanın temel dönüşüm hedefidir. Bu sayede üç parsel arası keskin sınırların eritilerek gerek fonksiyonel, gerekse peyzaj ve günlük kullanım bağlamında geçirgen bir kurgu yaratılmıştır.

Müzeler bölgelerinin oluşturduğu kompleksin proje alanında da fonksiyonel olarak bir durak oluşturması, bu sayede alanın bütüncül çalışarak “kampüs” oluşumunu güçlendirmesi aynı zamanda yerli-yabancı turist için deneyim alanı oluşturması, yerel kullanıcı için üretim mekanları sağlayarak doğaya dokunma mottosunu sürdürmesi amaçlanmıştır. Öngörülen Akdeniz Bahçeleri Açık Hava Müzesi Dokuma Fabrikası ve Pil Fabrikası müzeleri geçirgen, çok amaçlı, etkileşim halinde, daimi bir meydan/alan/çayır var edecektir.

Kurgulanan bu çayır alan değişken mekanların oluşmasına izin vererek açık hava film festivali, fuarlar, sergiler, bienaller, kermesler, konserler gibi etkinliklerin ilçe ölçeğinden kent ölçeğine taşınmasına olanak sağlayarak alanın tanınırlığına katkıda bulunacak ve işletmesine yardımcı olacaktır. Oluşturulan yeni yeşil alanlar ve müzeler bölgesi tüm yakın çevresiyle iletişime geçmek üzere; çok noktadan giriş çıkışa imkan verecek biçimde planlanmıştır. Dumlupınar Bulvarı ve Namık Kemal Bulvarı üzerinde önerilen yaya üst geçitleriyle de kente çok yönlü olarak açılmıştır. Yaya üst geçitleri tasarım kararı olarak parkın devamlılığı, habercisi niteliğinde yeşil dokunun sürekliliği ile oluşturulacaktır. Proje alanı içerisinde önerilen ana yaya aksına takılmış ticari ve kültürel donatıların (kiralanabilir alan) parkın çekim noktası olacağı ve hedeflenen maddi geliri karşılayacağı öngörülmektedir. Alan içerisindeki yapı organizasyonunda dolu-boş dengesi içerisinde yapı kütleleri ana yaya aksına takılmıştır. Açık alan oluşumları ile beslenen yaya promenadı güçlü bir bağlayıcıdır. Sosyal donatıları güçlü, açık alan organizasyonu iyi planlanmış, yeşil alan dengesinin sağlandığı bir sosyal yaşam alanı yaratmak hedef edinilmiştir. Nitelikli bir yaşantı elde etmek için arazinin tüm verileri değerlendirilerek, yaşantının temeli olan toplu yaşam alanlarının tasarımı öncelikli sorunsal olarak kabul edilmiştir.

Ağaçlandırılan yeni bölge mevcut durumda Dokuma Park Alanı tarihi ağaçlarının ve alan içi kentsel kullanım donatılarının devamlılığı niteliğinde tasarlanarak yoğun ağaç dokusu oluşturulmuş, yoğun dokunun içerisinde alternatif kullanım alanları sunulmuştur. Önerilen oyun alanları, koşu parkurları, spor alanları, etkinlik çayırları gibi sosyal donatılarla ile ilçe ölçeğinden başlanarak analiz edilen ve profilleri belirlenen kullanıcıların tamamı için doğa içinde çekim noktaları oluşturmuştur. Sulama gerektirmeyecek doğal bitki türlerinin tüm yerleşke bütününde yaygın olarak kullanılması amaçlanmıştır. Esnek ve bağlayıcı bu promenad, park alanı içerisinde üzerinde eğitim, ticaret ve kültür-sanat aktivitelerin yer aldığı pavilyonlar bütünüdür. Tasarımda “Alle” olarak tanımlanan promenad, yerleşke bütününde düşünüldüğünde geçiş mekânı olmanın çok daha ötesinde bir “bağlaç”, kentlinin kendilerini ifade edecekleri bir “platform”, toplanacakları bir “meydan”, bazen sadece bir “sergi ve sergileme alanı” gibi çok farklı kullanım ve tüketimlerle, kullanıcılara ve ihtiyaçlarına göre şekillenen esnek ve sürekli olarak yeniden üretilen bir mekândır. Bu bağlaç kullanıcılara, üst örtü düzeni ile yağmur ve güneşe karşı korunaklı bir ulaşım sağlayacaktır. Önerilen ana yaya promenadı peyzajı ile birlikte parkın alternatif girişlerini alternatif odaklara bağlayan bir omurga görevi görmektedir. Omurga, yalnızca doğu-batı eksenli bir erişim yolu olmanın ötesinde yerleşkeyi oluşturan doğal ve insan yapısı değerlerini birbirine bağlayan bir etkileşim koridorudur.

Etiketler

2 yorum

Bir yanıt yazın