AGÜ Sümer Kampüsü Büyük Ambar Binası Restorasyon ve Yeniden Kullanım Projesi

Türkiye Modern Mimarlık Mirasının önemli örneklerinden ve ülkemizin ilk büyük ölçekli sanayi yerleşkelerinden biri olan Kayseri Sümerbank Bez Fabrikası, 2012 yılında eğitim amacıyla kullanılmak üzere Abdullah Gül Üniversitesi’ne tahsis edilmiştir.

Kampüste başlayan planlama, ek yapı, esaslı ve basit onarım ve yeniden işlevlendirme çalışmaları 2013 yılından beri devam etmektedir.

Büyük Ambar Binası eğitim amaçlı yeniden işlevlendirme çalışmaları, AGÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyeleri Burak Asiliskender ve Nilüfer Baturayoğlu Yöney tarafından tasarlanan ve 2014 yılında onaylanan Sümer Kampüsü Master Plan ile birlikte sürdürülmüştür. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kayseri Kültür Varlıklarını Koruma Bölge tarafından 2014 Eylül’ünde onaylanan uygulama restorasyon projesi sonrası, 2014 Kasım başlarında uygulamalar başlatılmıştır. Proje kapsamında yapılan sökümler ile ortaya çıkan yeni bulgular sonrası, yerinde korunacak unsurların kapsamı genişletilmiş; pek çok öğe, kendini sergilemek, yeniden işlevlendirmek, mevcut ihtiyaçlara yönelik iyileştirmek üzere bir proje revizyonu hazırlanmıştır. Bu kapsamda yenilenen revize restorasyon projesi 2015 Ağustos’unda onaylanarak, uygulamalara devam edilmiştir. Restorasyon çalışmaları Eylül 2016’da tamamlanarak yapı kullanıma açılmıştır.

1932-1935 yılları arasında yerleşkenin geri kalanıyla birlikte, Ivan Nikolaev yönetiminde Turkstroj tarafından tasarlanarak Sovyet desteği ile inşa edilen 134×44 m boyutlarındaki tek katlı Ambar binası, yaklaşık 6 bin metrekare taban alanına sahiptir. Kuzey-güney yönünde dilatasyonla birbirinden ayrılmış yanyana dört ayrı depolama hacminden oluşan yapı, dönemi için geniş açıklıklı olarak tanımlanabilecek betonarme iskelet taşıyıcı sisteme sahiptir. Narin betonarme kolonlar, doğu ve batı cephelerinde 5m yükseklikten, yapının orta aksında 9m yüksekliğe ulaşan eğik betonarme plak biçimindeki üst örtüyü desteklemektedir. Depolama birimleri, yapı boyunca kuzey-güney doğrultusunda uzanan orta aks ile birbirine bağlanmaktadır. Bu koridor aksının üzerinde, doğu ve batı cepheleri boyunca uzanan yatay pencereler ile içeriye doğal ışık sağlamaktadır.  Orta akstaki bu koridorun bağladığı kuzey-güney cephelerinde anıtsal birer kapı yer almaktadır. 20 cm kalınlığındaki narin Kayseri tüfü dış duvarlar, yatay derzlere yerleştirilen ve kolonlara bağlanan ince çelik donatılarla desteklenmiştir. Doğu ve batı cephelerinin üst bölümünde yapı boyunca sürekli bir yatay pencere ile her aks aralığına bir adet olarak yerleştirilmiş demir kapılar ritmik cephe düzenleri tanımlamaktadır.  Yapının batı cephesinde,  malzeme taşımak için kullanılan demiryolu hattı boyunca saçağın bir aks uzatılmasıyla oluşturulan arkatlı bir koridor aksı bulunmaktadır.

Restorasyon projesi, yapıyı yeniden işlevlendirilen bir kabuk olarak ele almaktadır. Uygulanan tüm restorasyon müdahalelerinin temel ilkesi, yapının özgün mimari ve yapısal sistemine zarar vermeden, kolaylıkla ayrıştırılabilir ve gerektiğinde sökülebilir yeni bir mimari ve taşıyıcı sistem oluşturmaktır.

İçi boş olan yapının, doğu-batı yönündeki özgün bölücü duvarları korunurken, üst kottaki yatay pencereyle aydınlanan orta aksı sürekli hale getirilmektedir. Yapının görece yüksek tavanlı orta kısmında, çelik taşıyıcı sistemle tasarlanan iki katlı yeni bir mekan düzeni oluşturulmuştur. Kutu içinde kutu olarak tanımlanabilecek bu düzen, giriş katında sınıflar ve üst katta açık bir koridor boyunca sıralanan ofisler olarak planlanmıştır. 1970 yılında işçi yemekhanesine dönüştürülen kuzey uç bölüm ise yeniden yemekhane olarak düzenlenmiş; mutfak mekanları, çelik taşıyıcı sistemli dikdörtgenler prizması bağımsız bir kutu ile oluşturulmuştur.

Cephe sisteminin, özgün malzeme ve ilk yapıldığı döneme ait düzeni ile korunmasına özen gösterilmiştir. Açıklıklar ve bunlara ait pencere ve kapılar onarılarak özgün halinde korunmuşlardır. Sadece, fabrikanın işletmeye kapatılma sonrası sökülen taş kaplama cephe bölümleri, yapının kullanım deneyimini ön plana çıkarmak amacıyla, açıklık düzenine uygun demir taşıyıcılı şeffaf cephelerle yenilenmiştir. Her iki kottaki yatay pencerelerin iç kısmına, dış cepheden algılanmayan ikinci bir pencere sistemi eklenerek yapının iklim kontrolü sağlanmıştır. Yeterli ısı geçirgenlik değerlerine sahip Kayseri tüfü dış duvarlar ise, iç yüzeyinden yatay yüklere karşı cam elyafı taşıyıcılı tekstil ile sarılarak güçlendirilmiştir. Yapılan incelemeler sonucu özgün betonarme taşıyıcı sistemde yapısal güçlendirme gerekmediğine karar verilmiş, doğu ve batı cephelerinde yer alan kolonların yatay pencereler arasında kalan kısımları, kısa kolon riskine karşılık tekstil ile sarılarak güçlendirilmiş, arkatlı kısımda yer alan ve yalnızca çatlakları mafsallaşmış düşey elemanlar ise sac levhalarla sarılarak sağlamlaştırılmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın