3. Ödül, Tarsus SEV İlköğretim Okulu Yeni Kampüsü Davetli Mimari Proje Yarışması

3. Ödül, Tarsus SEV İlköğretim Okulu Yeni Kampüsü Davetli Mimari Proje Yarışması

Mimari Açıklama Raporu:

Girdileri çok olan bir konuda öneri proje geliştirmek ve dahası bir de açıklama raporu yazmaktan daha zor ne olabilir? Zor olan arsanın arkeolojik açıdan önemli toprakaltı değerleri barındırıyor olması. Bilindiği kadarıyla yaklaşık 9000 yıllık bir geçmişin izleri üzerinde yeni bir yapı yapmak çok zor bir karar. Diğer taraftan da kışkırtıcı bir yanı yok değil: Bunca zaman birbiri üzerine yerleşmiş olanlar gibi bir katman daha eklemek olarak da bakılabilir. Fazla iddialı görünse de başlamak için iyi bir nokta olduğu söylenebilir.

Tasarım sürecini vakfın seçim bildirisinin beklentiler bölümündeki maddeleri izleyerek açıklamaya çalışacağım.

– “İnşaat için kazıldığında binlerce yıllık bir tarihi dokunun ortaya çıkması olasıdır. Bu nedenle mimari tasarım, böyle ciddi bir olasılığı göz ardı etmemeli ve bu yönde çözüm önerilerini fikir projesi safhasında öngörmelidir. SEV Tarih, Bilinç ve Sorumluluğunu bu yeni inşaatları yaparken göstererek ülkeye örnek olmayı hedeflemektedir. “açıklaması porjenin en önemli girdilerinden biridir. Bir olasılık olmaktan çok bir kesinlik taşıyan bu durum yapıyı yerden kaldırıp, ayaklar üzerine alarak, zaman içinde geliştirilebilecek bir arkeolojik park yapmayı neredeyse kaçınılmaz kılmaktadır. Yerden kaldırılmış yapı müstakbel kazı alanı için örtülü, korunaklı bir arkeolojik çalışma alanı sunarken diğer taraftan Tarsus ikliminde gölgeli, yarı açık, revaklar oluşturmakta, yağmur ve güneşe karşı koruyucu açık alanlar sunmaktadır. (Sığınak konusunun bu konudaki görüşler netleştikten sonra 2. bir aşamada ele alınması gerektiği açıkça ortadadır.)

Zeminde boş bir kat üreterek kaldırdığımız yapının olabildiğince az ayakla yere basması için seçtiğimiz sistem çok iddialı gibi görünse de oldukça basit kullanışlı ve ekonomik bir yol. Birkaç noktadan yere değen yapı esas olarak düşey etkilere maruz kalacak olan ve bu nedenle olabildiğince inceltilebilen kolonlarla yere basar ve son katın yüksekliği içine yerleştirilen kirişlere asılır. Yapıyı zorluyor görünmemize rağmen oldukça basit bir yöntemle ‘arkeolojik sorun’u çözebildiğimizi söyleyebiliriz. Kuşkusuz anıtlar kurulu kararlarına bağlı olarak spor salonu ve yemek/konferans salonu bölümleri yere oturan yapılar olarak da çözülebilir ancak sınıflar bölümü giriş, kapalı teneffüs mekanları, gölge avlu ve oyun alanı gibi faktörler nedeniyle mutlaka yerden yükseltilerek çözülmelidir. Bu narinlikteki bir yapının çelik olarak çözülmesi gerekeceği açıktır; yangın sorunlarına ilişkin zayıflıklar, sağladığı olanakların yanında sorun olmaktan çok “girdi” olarak değerlendirilebilir.

Arkeolojik alanlarda ayaklar üzerinde yükseltilmiş yapı birçok yerde denenmiştir. Yakın coğrafyada Karatepe Saçaklarında Turgut Cansever’in izlediği yol veya yakın zamanda Atina akropolündeki yeni müze yapısında Bernard Tschumi’nin denediği yol bu yaklaşıma örnek alınabilir. Peter Zumthor’un Köln’de Brauder Klaus şapelindeki çözümü de ilham verici bir örnek sayılabilir.

4500 m2’lik üzeri örtülü bir alan olası kazılardan sonra arkeolojik park olarak kullanılabilir. Üç katta tam hedeflendiği gibi toplam 12.650 m2’lik bir yapı elde ediyoruz. Yapının zemin izini minumum tutmaya çalıştığımız çözüm sayesinde bütün yapı altı ve bahçenin bir kısmı arkeolojik park olsa bile yeterli açık alan kalacaktır. Her iki kampüsün de en büyük açık alanını oluşturabilecek bir arkeolojik park fikri vakıf raporunun beklentiler bölümündeki “…… tarih bilinci ve sorumluluğu…..” açıklaması doğrultusunda “örnek” bir ele alış sayılır.

– Araç, gereç ve oyuncaklı çoçuk bahçeleri için yine bu bölüm bakım sorunları en aza indirilmiş olanaklarla donatılmış olmaktadır. Yerden kaldırılmış döşemeler doğal havalandırma donatıları için çok kullanışlı detayların geliştirilmesine yarayıp nem ve sıcak sorunları için “sıfır enerji”li çözümlerin önerilebilmesini olası kılmaktadır. Bu bilgi doğrultusunda yemekhane, konser salonu, soyunma odaları, wc ler dışındaki tüm mekanların doğal olarak havalandırılması mümkün görünmektedir.

– Sadık Paşa Konağına ilişkin “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu bu binaya fazla yaklaşılmasına ve saçak kotunun geçilmesine karşı çıkmaktadır” açıklaması bize göre uyulması gereken önemli kurallardan biri. Bu nedenle plan düzleminde yakın gibi görünse bile 3. boyut çözümlemeleriyle yeni kütle, konak karşısında geri çekilir ve saçak kotunu geçmez. Konak kendisine hiç benzemeyen dahası geleneksel anlamda bir yapıya da benzemeyen doku yanında daha belirgin, okunaklı bir etkiye ulaşır.

– “Sosyal Bilinç” bölümünde “yakın çevresine de eğitim verebilmeli ve örnek olmalıdır. Bu nedenle yeni kampusün belirli mekanları (toplantı ve spor salonu v.b.) okul dışından kişilere de hizmet verecek şekilde ( asıl faaliyetlere olan etkileri en aza indirgenerek) tasarlanmalıdır” kararı spor salonu ve konferans salonuyla birlikte yemekhaneyi de konumlandırmanın önemli girdileridir. Her ikisi de arsa boyut ve konumlarıyla ilişkileri de gözetilerek giriş, çıkışları ve bağlantılı servisleriyle neredeyse tek seçenek olan yerlerine oturtulmuştur. Gerektiğinde 803 ve 805 sokaklar üzerinden doğrudan giriş ya da servis bağlantısı alabilirler.

Spor salonu, çok sayıda işhanı olan 803 sokak tarafına, konferans ve yemek salonları ise rahat servis alacakaları ve (ana girişten gelişleri en kolay denetliyebileceğimiz için) girişe yakın olarak 805 sokak tarafına, kapalı tenefüs mekanları ise en yoğun trafiğin olduğu Abdi İpekçi Caddesi tarafına yerleştirilmiştir. Böylelikle derslikler ve laboratuvarlar gibi konsantrasyon gerektiren bölümler en sessiz yön olarak mevcut kampüse yönelir. Bu durumun güneş açısından sorunlu olabileceği düşünülebilir ancak geniş balkonların oluşturduğu saçaklar güneşin sert etkilerini azaltır. Ayrıca Güney-Batı rüzgarının serinletici etkisinden doğrudan yararlanan derslikler tam olmaları gereken yere yerleşmiş olurlar.

Farklı kullanımların mekanları asıl kullanımları dışında, diğer kullanıcılar için görsel bir şölene dönüştürülebilir. Bir yemek salonu önünden geçen insanlar için seyirlik bir sahne, bir spor salonu bir üst kattan bakıldığında arenaya dönüşebilir ya da bir okul kütüphanesi harika bir kitapçıya… Bu durum hem zihinsel hem mekansal zenginliklerin zeminini hazırlar. Bu yüzden mekanlar kullanıcılarının rahatsız olmayacağı ve asıl işlevin zarar görmiyeceği ölçüde diğer mekanlara açılabilmeli ve izlenebilmelidir düşüncesi burada tasarım kararlarının önemli verilerinden birini oluşturur.

Kapalı tenefüs mekanları birbirinden farklı bütün bu mekanların hem ayırıcısı hem birleştiricisidir. Farklı kat kullanımlarıyla farklı devrelerin kendilerine ait mekanları oluşturabilmelerini sağlamakla birlikte, plan ve kesit zorlamalarıyla oluşturulan büyük mekan bütünlük ve bir aradalığın farkedilmesini sağlar. Doğu ışıklarıyla sabah şenliğine dönüşen giriş holüyle başlayan hareket dersliklere kadar sürer.

Derslikler çok farklı yerleşim ilişkilerine sahip olabilirler bu ancak 2. aşamada ele alınabilecek bir konu olur. Bir eğitim yapısında dersliklerin değişebilir bir tasarım anlayışıyla ele alınması sık rastlanan bir durum olmasa gerekir. Öneri bu bölge karakteristiklerinden sıra odalı dış sofalı plan tipi üzerine kuruludur.

Buradaki öneride, 1 kat 1. devrenin (1-4) sınıflarına, 2.kat 1.devrenin (5.) sınıflarına, splitlere ve tüm sınıfların ortak kullanımda olan laboratuvar, müzik odası, görsel tasarım atölyelerine, 3.kat 2.devrenin dersliklerine ayrılmıştır. Spor, etkinlik alanları ile yemek salonu 1. katta yer alır. Konferans salonu gerektiğinde bağımsız girişli olmakla birlikte 1.kat ve 3. kat fuayelerinden öğrenci ulaşımını kolaylaştırır. Anaokulu 1. Katın güneydoğu ucunda ve kendine ait bir teras, rampa ve açık oyun alanı bağlamında konumlanır.

– Soru-cevaplar da her ne kadar “tamamen ayrı iki okul gibi düşünülecektir” deniliyorsa bile vakıf bildirisinde geçen “Cengiz Topel Caddesinin yaya yolu olarak kullanılabilme önerisi iki kampusü birleştirme ve açılım konusunda yeni fırsatlar doğurabilir,” cümlesine bütünüyle katılıyor hatta bu yolun bir kampüs iç yoluna dönüştürülebileceğini düşünüyoruz. Tasarım, bu durum gözetilerek geliştirilmiş olmakla birlikte elde edilmediğinde de önemli aksaklıklar çıkarmayacaktır. Buna rağmen otopark konusunun bu karara bağlı olarak değerlendirilmesi kaçınılmazdır.

– “Çevre Bilinci” başlığı altında belirtilen “enerji tasarrufunun %50’si mimari tasarım sırasında verilen kararlarla (gün ışığından faydalanma, tabii havalandırma ısı kayıp ve kazançlarını etkileyen yönlenme vb.) sağlanabilmektedir.” uyarısı dikkate alındığında spor salonu, yemek ve konser salonları ile kapalı tenefüs mekanlarının yer ve konumları neredeyse kaçınılmazdır. Derslikler için en iyi olduğunu düşündüğümüz seçeneği sunmakla birlikte anıtlar kurulu kararlarından, okulun işletim sistemine kadar uzayan veriler doğrultusunda derslikler için farklı yerleşim şemaları da düşünülebilir.Çok önemli görünen bu kararın doğrultusunda seçilen herhangi bir örnek herhangi bir aksaklığa neden olmaksızın uygulanabilir.

Her durumda soyunma odaları, wcler, yemekhane ve mutfak ile konser salonu dışında tüm mekanların doğal havalandırma ile kullanılmasının mümkün olduğunu söyleyebiliriz.

Yine bu noktada yerden yükseltilmiş yapının olağanüstü bir etkisi olduğu açıktır.

Albedo faktörü için doğrudan günışığına maruz kalacak olan yüzeylerde taş bir kabuk kullanılacak, sınıfların yüzeyleri derin balkonların korunmsında olacağı için bütünüyle cam olarak düşünülebilecektir. Albedo faktörü hem stikler, hem ulu cami gibi yapılarda kullanılan kireç taşı ile en iyi çözümüne ulaşabilir. “Boşluklu Taş Kabuk” geleneksel izleri taşımasının yanı sıra en doğru iklimsel sonuçları oluşturmak için de çok kullanışlı görkemli bir yapı elamanına dönüşür.

– “Kentsel doku ve yöresel malzeme” için işaret edilen “Taş, Ahşap ve Çinko”, duvarlar, doğramalar ve çatılar için izlenebilir bir yol önerisi oluşturuyor. Bahçe duvarları, derslikler dışındaki duvarlar, derslikler ve çatı yüzeyleri bu malzelerin gelişmiş , güncel teknolojilerle kullanımıyla bildiğimiz tanıdığımız şeylerin “yeni” kullanımları için önemli ipuçları taşıyor.
Stikler, Sadık Paşa Konağı, Ulucami ve Eski Çarşı bu ipuçlarının izlenebileceği yerler.

– “Açık alan kullanımı…..spor, oyun, mavra, çalışma……” alanları olarak değerlendirilip, iklimin ve gelişmeci, aydınlanmacı bir eğitim modelinin esnek mekanlarına dönüştürülebilir.
Temel olarak yerel bitki ve ağaçların kullanılmasını doğru bulduğumuz açık alanlarda gruplaşmaların, büyük törenlerin, oyunların olabileceği bir bahçe düzenini öneriyor ve önemsiyoruz.

Bütün bu değerlendirmeler sonucunda önerimizin-olmazsa olmazlarıyla değişebilirliklerini birarada değerlendirerek – “eğitim için olasılıklar mekanı” olarak değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Temel kararlarda uzlaşmaz bir nokta olmadığı sürece sonraki aşamalara geçmek için çabuk değişen dönem anlayışlarına itibar etmeyen, kadim ve modern zamanların bilgi ve görgüsü içinden üretilmiş bir tür kullanışlı “altyapı” öneriyor olduğumuzu söyleyebiliriz.

Etiketler

Bir yanıt yazın